Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri - 4601 - 4800

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
MESCIDU'L-ASSAR

4601 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i isittim. Buyurmustu ki:
"Allah Teala Hazretleri, Mescidu'l-Assar'dan, Kiyamet gunu birkisim sehidleri ba's eder (yeniden diriltir) ki, Bedir sehidleriyle sadece onlar kalkar."
Ebu Davud, Melahim 10, (4308).
Ebu Davud der ki: "Mescidu'l-Assar, Ubulle'de (Firat) nehrinin hemen yanindaki mesciddir."

BAZI NEHIRLER

4602 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Seyhan, Ceyhan, Firat ve Nil cennet nehirlerindendir."
Muslim, Cennet 26, (2839).

HUSUSI SALAVATLARIN FAZILETI

4603 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bes vakit namaz, bir cuma namazi diger cuma namazina, bir ramazan diger ramazana hep kefarettirler. Buyuk gunah irtikab edilmedikce aralarindaki gunahlari affettirirler."
Muslim, Taharet 14, (223); Tirmizi, Salat 160, (214).

4604 - Yine Ebu Hureyre anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sabah namazini (cemaatle) kilan, Allah'in garantisi altindadir. Sakin Allah, (ona verdigi garantisi sebebiyle) size bir ceza vermesin!"
Rezin sunu ilave etti: "Kim bu garantiyi talep ederse onu elde eder ve bir daha da kacirmaz."
Tirmizi, Fiten 6, (2165).

4605 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Gece ve gunduzde birkisim melekler nobetlese aranizda bulunurlar. Bunlar sabah namazi ile ikindi namazinda toplanirlar. Sonra sizi geceleyin takip eden melekler (hesabinizi vermek uzere huzu-u ilahiye) yukselir. Sizi cok iyi bilen Allah, bu meleklere sorar: "Kullarimi nasil biraktiniz?"
"Biz onlari namaz kiliyorlarken biraktik, biz onlara namaz kilarlarken vardik!" derler."
Buhari, Mevakitu's-Salat 16, Bed'u'l-Halk 6, Tevhid 23, 33; Muslim, Mesacid 210, (632); Muvatta, Kasru's-Salat 82, (1, 170); Nesai, Salat 21, (1, 240, 241).

4606 - Ammare Ibnu Rueybe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Gunesin dogmasindan ve batmasindan once namaz kilan hic kimse atese girmeyecektir. -Burada sabah ve ikindi namazlari kastedilir-."
Muslim, Mesacid 213, (634); Ebu Davud, Salat 9, (427); Nesai, Salat 21, (1, 241).

4607 - Muaz Ibnu Enes el-Cuheni radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim sabah namazindan cikinca, iki rek'atlik kusluk namazini kilincaya kadar hayirdan baska bir sey soylemeden namaz kildigi yerde oturur beklerse, Allah onun gunahlarini, denizin kopugu kadar cok da olsa bagislar."
Ebu Davud, Salat 301, (1287).

4608 - Ummu Habibe radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim hergun farzlar disinda oniki rek'at (nafile) kilarsa Allah onun icin cennette mutlaka bir ev insa eder."
Ummu Habibe der ki: "Bunu Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan isittigim gunden beri bu namazlari terketmedim."
Muslim, Musafirin 103, (728); Ebu Davud, Salat 290, (1250); Tirmizi, Salat 306, (415); Nesai, Kiyamu'l-Leyl 66, (3, 261).

4609 - Zeyd Ibnu Halid radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim guzelce abdest alir, sonra da iki rek'at namaz kilar ve namazinda gaflete yer vermezse Allah, (segairden olan) gecmis gunahlarini magfiret buyurur."
Ebu Davud, Salat 162, (905).

4610 - Said Ibnu'l-Museyyeb rahimehullah anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bizimle munafiklar arasinda yatsi ve sabah namazlarinda hazir bulunma farki vardir. Onlar bu iki namaza muktedir olamazlar."
Muvatta, Salatu'l-Cema'a 5, (1, 130).

4611 - Zeyd Ibnu Sabit radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kisinin evindeki namazi, benim su mescidimde kilacagi namazdan efdaldir; tabii ki farzlar haric."
Ebu Davud, Salat 205, (1044), 340, (1447); Tirmizi, Salat 331, (450); Muvatta, Salatu'l-Cema'a 4, (1, 130).

4612 - Abdulvahid Ibni Ziyad merhum, merfu olarak sunu rivayet etmistir: "Kisinin colde kilacagi namazi, tamamladigi takdirde cemaatle kilacagi namazdan efdaldir."
Rezin tahric etmistir. Hadis, Ebu Davud'da gelmistir. Salat 49, (560).
Ebu Davud bu hadisi, Ebu Saidi'l-Hudri'den kaydettigi su hadisin arkasindan rivayet eder: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cemaatle kilinan namaz yirmibes namaza bedeldir. Kisi (cemaatle yolculuk sirasinda) colde kilar da ruku ve secdelerini tam yaparsa, o zaman (sevabi) elli misline ulasir."

4613 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cemaatle kilanan namaz munferid kilinan namazdan yirmiyedi derece ustundur." -"Yirmibes derece" diye de rivayet edildi.-"
Buhari, Ezan 30, 31; Muslim, Mesacid 249, (650); Muvatta, Cema'a 1; Tirmizi, Salat 161, (215); Nesai, Imamet 42. (2. 103).

4614 - Ebu'd-Derda radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Koyde olsun, kirda olsun uc kisi olur da orada cemaatle namaz kilinmazsa, seytan onlara galebe calmis demektir. Size cemaatle namaz kilmanizi tavsiye ederim."
Ebu Davud, Salat 47, (547); Nesai, Imamet 48, (2, 106).
Rezin su ziyadede bulunmustur: "Zira insanin kurdu seytandir. Onu yalniz yakaladi mi yer."

4615 - Ebu Sa'iid radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, namazi kilip bitirdikten sonra bir adam gelip namaza durdu. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Sununla namaza durup ticaret yapacak kimse yok mu?" buyurdular. Bunun uzerine bir adam kalkip onunla (ona uyarak) namaz kildi."
Tirmizi, Salat 164, (220); Ebu Davud, Salat 56, (574).

4616 - Hz. Osman radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim yatsi namazini cemaatle kilarsa sanki gecenin yarisini ihya etmis gibidir. Kim de sabahi da cemaatle kilmissa gecenin tamamini ihya etmis gibidir."
Muslim, Mesacid 260, (656); Muvatta, Cema'at 7, (1, 132); Ebu Davud, Salat 18, (555); Tirmizi, Salat 165, (221).

4617 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim kirk gun, iftitah tekbirini kacirmadan cemaatle namaz kilarsa, kendisine iki beraet yazilir; atesten beraet, nifaktan beraet."
Tirmizi, Salat 178, (241).

4618 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Imam zamin, muezzin de mu'temendir. Allahim, insanlarimizi irsad et, muezzinlere de magfiret buyur."
Ebu Davud, Salat 32, (517); Tirmizi, Salat 153, (207).

4619 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kisinin cemaatle kildigi namaz, evinde ve isyerinde kildigi namazindan yirmibes kat daha sevablidir. Cunku, guzelce abdest alir, mescide gider. Bu gidiste gayesi sadece ve sadece namazdir. Her adim atisinda bir derece yukseltilir, gunahindan da bini dokulur. Namazini kilinca, namazgahinda kildigi muddetce melekler ona magfiret duasinda bulunur ve: "Allahim ona magfiret et, Allahim ona rahmet et, Allahim onun tevbesini kabul et" derler. Bu kimseye, orada eza vermedikce, hadeste bulunmadikca boyle devam eder."
Ebu Hureyre radiyallahu anh'a: "Hadeste bulunmasi ne demek?" diye sorulmustu: "Sesli veya sessiz yel birakmadikca!" diye acikladi. "Sizden biri, namazi bekledigi muddetce namazdadir."
Buhari, Ezan 30, Salat 87, Buyu 49; Muslim, Mesacid 246, (649); Muvatta, Taharet 33, (1, 33); Ebu Davud, Salat 49, (559); Tirmizi, Salat 423, (603).

4620 - Said Ibnu'l-Museyyeb rahimehullah anlatiyor: "Ensardan biri olmek uzere idi. Dedi ki: "Size bir hadis rivayet edecegim. Bunu da sadece sevap umidiyle yapacagim. Resulullah aleyhissalatu vesselam'i isittim, soyle buyurmustu:
"Biriniz abdest alir ve abdestini guzel yapar sonra da namaza giderse, sag adimini her atista, bu adim sebebiyle Allah mutlaka ona bir sevap yazar; sol adimini attikca da her seferinde mutlaka bir gunahini doker. -Oyleyse (mescide) yaklassin veya uzaklassin- mescide gelir ve cemaatle namazini kilarsa magfirete mazhar olur. Mescide geldiginde namazin birkac rek'ati kilinmis; birkac rek'ati kalmis ise yetistigini cemaatle kilip, kacirdiklarini da tamamlamissa, keza magfirete mazhar olur. Eger mescide geldiginde namazi kilinmis bulur ve tek basina tamamlarsa yine magfirete mazhar olur."
Ebu Davud, Salat 51, (563).

4621 - Ebu Umame radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim evinden temizlenmis olarak farz namaz icin cikarsa, onun ecri, tipki ihrama girmis hacinin ecri gibidir. Kim de kusluk namazi icin cikar ve sirf bu maksadla yorulursa onun ucreti de umre yapanin ucreti gibidir. Namaz kildiktan sonra araya lagv (dunyevi kelam) sokmadan kilinan iknici namaz, Illiyyin (denen cennetin yuce makamin)da yazilidir."
Ebu Davud, Salat 49, (558).

4622 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Beni Selime yurtlarini birakarak Mescid-i Nebeviye yakin bir yere gelip yerlesmek istediler. (Durumdan haberdar olan) Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"(Yurudugunuz zamanki) adimlarin sevabini hesaba katmiyor musunuz?" dedi. Bunun uzerine yerlerinde kaldilar."
Buhari, Fezailu'l-Medine 11, Ezan 33.

4623 - Hz. Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Karanlikta mescide gidenlere Kiyamet gunu tam bir nura kavusacaklarini mujdele!"
Ebu Davud, Salat 50, (561); Tirmizi, Salat 165, (223).

HASTA ZIYARETININ FAZILETI

4624 - Hz. Ali radiyallahu anh diyor ki: "Bir hastayi aksamleyin ziyaret eden hicbir kimse yok ki beraberinde kendisine sabaha kadar istigfar edecek yetmisbin melekle cikmis olmasin. Ayrica onun cennette bir bacesi de vardir. Kim de hasta ziyaretine sabahleyin gelirse onunla birlikte yetmisbin melek cikar, aksam oluncaya kadar ona istigfar ederler. Onun da cennette bir bagi vardir."
Ebu Davud, Cenaiz 7, (3098, 3099, 3100).

4625 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim guzel bir sekilde abdest alir, musluman kardesine, sevap dusuncesiyle hasta ziyaretindebulunursa, cehennemden yetmis yilllik yurume mesafesi uzaklastirilir."
Sabit dedi ki: "Ey Ebu Hamza, harif nedir? diye Enes'ten sordum. Bana: "Yil!" diye cevap verdi."
Ebu Davud, Cenaiz 7, (3098).

4626 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor. "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim bir hastaya veya bir din kardesine Allah rizasi icin ziyarette bulunursa, bir munadi ona nida eder: "(Dunyada da ahirette de) iyi olasin (ahiret yolculugun da) iyi olsun. (Bu davranisinla) cennette bir ev hazirladin!" der."
Tirmizi, Birr 64, (2009); Ibnu Mace, (Cenaiz 2, (1443).

BAZI MUSTEREK VE MUTEFERRIK HADISLERLE FAZILETI BELIRTILEN AMEL VE SOZLER

4627 - Muaz Ibnu Cebel radiyallahu anh anlatiyor: "Bir seferde Resulullah'la beraberdik. Bir gun yakinina tesaduf ettim ve beraber yuruduk.
"Ey Allah'in Resulu, dedim. Beni cehennemden uzaklastirip cennete sokacak bir amel soyle!"
"Muhim bir sey sordun. Bu, Allah'in kolaylik nasib ettigi kimseye kolaydir; Allah'a ibadet eder, Ona hicbir seyi ortak kosmazsin, namaz kilarsin, zekat verirsin, ramazan orucunu tutarsin, Beytullah'a hacc yaparsin!" buyurdular ve devamla: "Sana hayir kapilarini gostereyim mi?" dediler.
"Evet ey Allah'in Resulu" dedim.
"Oruc (cehenneme) perdedir; sadaka hatalari yok eder, tipki suyun atesi yoketmesi gibi. Kisinin geceleyin kildigi namaz salihlerin siaridir" buyurdular ve su ayeti okudular. (Mealen): "Onlar ibadet etmek icin gece vakti yataklarindan kalkar, Rablerinin azabindan korkarak ve rahmetini umid ederek O'na dua ederler. Kendilerine rizik olarak verdigimiz seyden de bagista bulunurlar" (Secde 16)
Sonra sordu: "Bu (din) isinin basini, diregini ve zirvesini sana haber vereyim mi?"
"Evet, ey Allah'in Resulu!" dedim. "Dinle oyleyse" buyurdu ve acikladi:
"Bu dinin basi Islam'dir, diregi namazdir, zirvesi cihaddir!"
Sonra soyle devam buyurdu: "Sana butun bunlari (tamamlayan) bas amili haber vereyim mi?"
"Evet ey Allah'in Resulu!" dedim.
"Suna sahip ol!" dedi ve eliyle diline isaret etti. Ben tekrar sordum: "Ey Allah'in Resulu! Biz konustuklarimizdan sorumlu mu olacagiz?"
"Anasiz kalasica Muaz! Insanlari yuzlerinin ustune -veya burunlarinin ustune dedi- atese atan, dilleriyle kazandiklarindan baska bir sey midir?" buyurdular."
Tirmizi, Iman 8, (2619).

4628 - Ebu'd-Derda radiyallahu anh anlatiyor. "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim namazi kilar, zekati verir ve Allah'a hicbir seyi sirk kosmadan olurse, ona magfiret etmek Allah uzerine bir hak olur. Hicret etse veya dogdugu yerde olse de!"
Dedik ki: "Ey Allah'in Resulu! Biz bunu halka anlatsak da sevinseler olmaz mi?"
"Cennette yuz derece var. Her iki derece arasinda arzla sema arasindaki kadar mesafe var. Allah onu kendi yolunda cihad edenlere hazirladi. Ben mu'minleri bindirebilecegim bir sey bulamamam sebebiyle onlar da (bu yuzden cihada istirak edemedikleri icin) benden geri kalmalarina uzulmeleri suretiyle mu'minlere mesakkat vermemis olsaydim, hicbir seriyyeden geri kalmaz, (her birine) istirak ederdim. Ben (cihad esnasinda) oldurulup, sonra tekrar diriltilmeyi, tekrar oldurulmeyi isterim" buyurdular."
Nesai, Cihad 18, (6, 20).

4629 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala hazretleri soyle ferman buyurdu: "Kim benim veli kuluma dusmanlik ederse ben de ona harp ilan ederim. Kulumu bana yaklastiran seyler arasinda en cok hosuma gideni, ona farz kildigim (ayni veya kifaye) seyleri eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklasmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artik ben onun isittigi kulagi, gordugu guzu, tuttugu eli, yurudugu ayagi (aklettigi kalbi, konustugu dili) olurum. Benden birsey isteyince onu veririm, benden siginma talep etti mi onu himayeme alir, korurum. Ben yapacagim bir seyde, mu'min kulumun ruhunu kabzetmedeki tereddudum kadar hic tereddute dusmedim: O olumu sevmez, ben de onun sevmedigi seyi sevmem."
Buhari, Rikak 38.

4630 - Hz. Ebu Umame radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Uc sey vardir; her birine Allah garanti vermistir: "Allah yolunda cihad etmek uzere yola cikan kimse: Bu oldugu takdirde cennete koyma hususunda, olmeyip dondugu takdirde ganimet ve sevapla gelme hususunda garantilidir. Mescide giden kimseye, oldugu takdirde, Allah cennete koyma hususunda garanti vermistir. Kisi (fitne zamaninda bulasmayip) evine cekildigi takdirde Allah ona da garanti vermistir."
Ebu Davud, Cihad 10, (2494).

4631 - Muaz Ibnu Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Namaz, oruc ve zikir Allah yolunda infak uzerine yediyuz misli katlanir."
Ebu Davud, Cihad 14, (2498).

4632 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Nu'man Ibnu Nevfel (bir gun) dedi ki: "Ey Allah'in Resulu! Farz namazlarimi kilsam, ramazan orucumu tutsam, helali helal bilip harami da haram tanisam ve bunlara hicbir ilave (hayir ve ibadet)de bulunmasam cennete gider miyim?"
Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Evet!" buyurdular. Nu'man: "Vallahi (bu farzlara) hicbir ilavede bulunmayacagim!" dedi."
Muslim, Iman 16, (15).

4633 - El-Haris el-Es'ari radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala hazretleri, Yahya Ibnu Zekeriyyaaleyhimasselam'a, bes kelime soyleyip bunlarla amel etmesini ve onlarla amel etmelerini Beni Israil'e de soylemesini emir buyurdu. Ancak O, bu hususta agir aldi. Isa aleyhisselam kendisine: "Allah sana bes kelime oretip onlarla amel etmeni ve Beni Israil'e de onlarla amel etmelerini emretmeni soyledi. Ya sen bunlari onlara emredersin veya bunlari onlara ben emredecegim" dedi. Yahye aleyhisselam: "Onlari emretmede benden once davranacak olursan yere batirilmam veya azab gormemden korkarim!" dedi ve halki Beytu'l-Makdis'te topladi. Mescid agzina kadar doldu. Mahfillere de oturdular. (Soz alip):
"Allah bana bes kelime gonderdi ve onlarla amel etmemi ve size de amel etmenizi emretmemi bana emretti:
-Bunlardan birincisi Allah'a ibadet etmeniz, ona hicbir ortak kosmamanizdir.Allah'a ortak kosanin misali sudur: Bir adam, kendi oz malindan altin veya gumus mukabilinde bir kole satin alir ve: "Bu benim evim, bu da isim. (Calis kazandigini) bana ode!" der. Kole calisir, fakatkazancini efendisinden baskasina oder. Kolenin boyle yapmasina hanginiz razi olur? Aynen bunun gibi, Allah da size namazi emretti. Namaz kilarken (saga-sola) bakinmayin. Zira Allah yuzunu, namazda bulunan kulunnun yuzune karsi diker, o saga sola bakmadigi muddetce.
-Allah size orucu emretti. Bunun misali su insanin misaline benzer; O bir grup icerisindedir. Beraberinde bir cikin icinde misk var. Herkes onun kokusundan hoslanmaktadir. Oruclunun (agzinda hasil olan) koku, Allah indinde miskin kokusundan daha hostur.
-Allah size sadakayi emretti. Bunun misali de su adamin misaline benzer: Dusmanlar onu esir edip ellerini boynuna baglamislar ve boynunu vurmalari icin cellatlara teslim etmislerdir. Adam: "Ben az veya cok (butun malimi) vererek kendimi fidye mukabilinde kurtarmak istiyorum" der ve nefsini fidye odeyerek kurtarir.
-Allah size, Allah'i zikretmenizi de emretti. Bunun da misali, pesinden hizla dusmanin geldigi bir adamdir. Bu adam muhkem bir kaleye gelip, dusmandan kendini korur. Kul da boyledir. Seytana karsi kendisini sadece zikrullahla koruyabilir."
Resulullah aleyhissalatu vesselam (burada hikayeyi tamamlayarak) dedi ki: "Ben de size bes seyi emrediyorum: Allah onlari bana emretti. Dinlemek, itaat etmek, cihad, hicret ve cemaat. Zira, kim cemaatten bir kariscik ayrilirsa boynundaki Islam bagini cikarip atmistir, geri donen haric. Kim de cahiliye davasi guderse o cehennem molozlarindan biridir!"
Bir adam: "Ey Allah'in Resulu! O kimse namazini kilar, orucunu tutar idiyse (yine mi cehennemlik)?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Evet, namaz kilsa, oruc tutsa da! Ey Allah'in kullari! Sizi muslumanlar, mu'minler diye tesmiye eden Allah'in cagrisi ile cagirin!" buyurdular."
Tirmizi, Emsal 3, (2867).

4634 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bu gece Rabbimden bir (melek, elci olarak) geldi. -Bir rivayette ise soyle demistir: "Rabbim bana en guzel bir surette geldi" -ve: "Ey Muhammed!" dedi.
"Buyur Rabbim, emrindeyim!" dedim.
"Mele-i A'la(da bulunanlarin) nelerde yaristiklarini biliyor musun?" dedi.
"Hayir!" dedim. Bunun uzerine elini omuzlarimin arasina koydu. Hatta onun serinligini goguslerimde hissettim. Derken semavat ve arzda olanlari ogrendim. Sonra: "Ey Muhammed! Mele-i A'la (efradi) nelerde yarisir biliyor musun?" dedi.
"Evet! Dereceler(i artiran ameller)de, keffaretlerde. (Keffaretler ise)" yaya olarak cemaatlere gitmek, siddetli soguklarda abtesti tam almak, namazdan sonra namaz beklemektir. Kiim bunlara devam ederse hayir uzere yasar, hayir uzere olur, gunah mevzuunda da annesinden dogdugu gundeki gibi olur" dedim. Sonra tekrar: "Ey Muhammed!" dedi.
"Buyurun emrinizdeyim!" dedim.
"Namaz kildigin vakit, dedi, sunu oku: "Allahim, senden hayirlari yapmami, kotu seyleri de terketmemi ve fakirleri sevmemi talep ediyorum! Kullarina bir fitne arzu edersen, beni, fitneye dusmeden, yanina al!"
(Gece bana gelen elci -veya Rabbim- son olarak) dedi ki: "Dereceler ise, selami yaymak, yemek yedirmek, insanlar uyurken gece namaz kilmaktir!"
Tirmizi, Tefsir, Sad, (3231, 3232).

4635 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennette birtakim odalar vardir. Dislari iclerinden, icleri de dislarindan gorulur."
Bunu isiten bir bedevi ayaga kalkip: "Bu odalar kim(ler)e ait ey Allah'in Resulu?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Sozu guzel yapan, yemek yediren, oruca devam eden, gece herkes uyurken namaz kilan kimse(lere) ait!" buyurdu."
Tirmizi, Birr 53, (1985).

4636 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala hazretleri diyor ki: "Ben, kulumun hakkimdaki zanni gibiyim. O, beni andikca ben onunla beraberim. O, beni icinden anarsa ben de onu icimden anarim. O, beni bir cemaat icinde anarsa, ben de onu daha hayirli bir cemaat icinde anarim. O, sayet bana bir karis yaklasacak olursa, ben ona bir zira yaklasirim. Eger o, bana bir zira yaklasirsa ben ona bir kulac yaklasirim. Kim bana yuruyerek gelirse ben ona kosarak giderim. Kim bana sirk kosmaksizin bir arz dolusu gunahla gelse, ben de onu bir o kadar magfiretle karsilarim."
Buhari, Tevhid 15, 35; Muslim, Zikr 2, (2675), Tevbe 1, (2675).

4637 - Ebu Zerr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala hazretleri demistir ki: "Kim bir hayir islerse ona sevabinin on kati verilir veya arttiririm da. Kim bir gunah islerse bunun cezasi misli kadardir, veya affederim. Kim bana bir karis yaklasirsa ben ona bir zira yaklasirim. Kim bana bir zira yaklasirsa ben ona bir kulac yaklasirim. Kim bana yuruyerek gelirse ben ona kosarak giderim. Kim bana hicbir seyi sirk kosmaksizin, arz dolusu hata ile kavusursa ben de onu bir o kadar magfiretle karsilarim."
Muslim, Zikr 22, (2687).

4638 - Ebu Malik el-Es'ari radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Abdest imanin yarisidir. Elhamdulilllah mizani doldurur; subhanallah velhamdulillah arz ve sema arasini doldurur; namaz nurdur; sadaka burhandir; sabir ziyadir; Kur'an ise lehine veya aleyhine bir huccettir. Herkes sabahleyin kalkar, nefsini satar; kimisi kurtarir, kimisi de helak eder."
Muslim, Taharet 1, (223); Tirmizi, Da'avat 91, (3512); Nesai, Zekat 1, (5, 5-6).

4639 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir gun:
"Bugun sizden kim oruclu olarak sabahladi?" diye sordular. Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh: "Ben!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Bugun kim bir cenazeye kadildi?" dedi. Yine Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh: "Ben!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Bugun kim bir fakire yedirdi?" dedi. Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh: "Ben!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Bugun kim bir hastayi ziyaret etti?" dedi. Bu sefer de Hz. Ebu Bekr "Ben!" dedi. Bunun uzerine Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Bunlar bir kimsede biraraya geldi mi, o kimse mutlaka cennete girer!" buyurdu."
Muslim, Zekat 87, (1028).

4640 - Hz. Ebu Zerr radiyallahu anh anlatiyor: "(Ashabtan bazilari): "Ey Allah'in Resulu! Zenginler ucretleriyle gittiler. Onlar da bizim gibi namaz kildilar, bizim gibi oruc tuttular, mallarinin artanindan da sadaka verdiler!" dediler. Aleyhissalatu vesselam:
"Allah size de tasadduk edeceginiz seyler verdi: Her bir tesbih sadakadir, her bir tekbir sadakadir, her bir tahmid sadakadir, her bir tehlil sadakadir, emr-i bi'l-ma'ruf sadakadir, nehy-i ani'l-munker sadakadir, herbirinizin (hanimiyla) cimai sadakadir!" buyurdu. Derken cemaatten: "Ey Allah'in Resulu! Yani birimizin sehvetine mubaseret etmesine ucret mi var?" diye soranlar oldu. Aleyhissalatu vesselam:
"Ihtiyacini haramla gormus olsaydi bundan ona bir vebal var miydi, yok muydu ne dersiniz?" diye sual ettiler.
"Evet vardi!" demeleri uzerine:
"Oyleyse, ihtiyacini helal yolla gordu mu bunda onun icin ucret vardir!" buyurdular."
Muslim, Zekat 53, (1006).

4641 - Tirmizi'nin bir rivayetinde soyle buyrulmustur: "Kardesine karsi izhar edecegin tebessumun bir sadakadir. Emr-i bi'l-ma'rufun ve nehy-i ani'l-munkerin sadakadir. Yolunu kaybeden kimseye yolu gosterivermen sadakadir; gozu sakat kimse icin goruvermen sadakadir; yoldan tas, diken, kemik (gibi seyleri) kaldirip atman sadakadir; kovandan kardesinin kovasina su bosaltman sadakadir."
Tirmizi, Birr 36, (1957).

4642 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Uc sey vardir, bunlar kimde bulunursa, Allah onun uzerine himayesini acar ve onu cennete koyar: "Zayiflara rifk, anne-bebaya sefkat, kolelere ihsan."
Tirmizi, Kiyamet 49, (2496).

4643 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Uc kimse vardir ki, bunlara yardim Allah uzerine bir haktir: Allah yolunda cihad eden; borcunu odemek isteyen mukateb, iffetini korumak niyetiyle evlenen kimsi."
Tirmizi, Fezailu'l-Cihad 20, (1655); Nesai, Nikah 5, (6, 61).

4644 - Hz. Ebu Zerr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Uc kisi vardir, Allah onlari sever, uc kisi de vardir Allah onlara bugzeder.
Allah'in sevdigi uc kisiye gelince: "Bir adam bir cemaate gelir, onlardan Allah adina birseyler ister, kendisiyle onlar arasinda mevcut bir karabet sebebiyle istemez. Onun basvurdugu kimseler, istedigini vermezler. Iclerinden biri cemaatin arkasina kayip, isteyen kimseye gizlice ihsanda bulunur. (Oyle gizli verir ki) onun verdigini sadece Allah'la ihsanda bulundugu adam bilir.
(Ikinci adam ise) Bir cemaat yoldadir. Gece boyu da yururler. Derken (yorulurlar ve) uyku herseyden kiymetli bir hal alir. Konaklarlar, (baslarini koyup yatarlar.) Bir adam kalkip bana karsi tevazu ve tazarruda bulunur, ayetlerimi okur.
(Ucuncu adama gelince): Seriyyeye katilmistir. Seriyye dusmanla karsilasir, hezimete ugrarlar. Ancak o ilerler, oldurulunceye veya basarincaya kadar savasmaya devam eder.
Allah'in bugzettigi uc kisiye gelince: Bunlar zani ihtiyar, kibirli fakir, zalim zengindir."
Tirmizi, Cennet 25, (2571); Nesai, Zekat 75, (5, 84).

4645 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Yedi kisi var, Allah onlari hicbir golgenin olmadigi Kiyamet gununde kendi golgesinde golgeler:
-Adil imam,
-Allah'a ibadet icinde yetisen genc,
-Tekrar donunceye kadar kalbi mescide bagli olan kimse,
-Allah icin birbirlerini seven, Allah rizasi icin biraraya gelip, Allah rizasi icin ayrilan iki kisi,
-Guzel ve makam sahibi bir kadin tarafindan davet edildigi halde; "Ben Allah'tan korkarim" de(yip icabet etmey)en kimse,
-Allah'i tek basina zikrederken gozlerinden yas bosanan kimse."
Buhari, Ezan 36, Zekat 16, Rikak 24, Hudud 19; Muslim 91, (1031); Muvatta 14, (952, 953); Tirmizi, Zuhd 53, (2392); Nesai, Kudat 2, (8, 222, 223).

4646 - Yine Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim bir hidayete davette bulunursa, buna uyanlarin sevaplarinin bir misli ona gelir ve bu durum, onlarin ucretlerinden hicbir sey eksiltmez. Kim bir dalalete cagrida bulunursa, buna uyanlarin gunahlarindan bir misli de ona gelir ve bu onlarin gunahlarindan hicbir eksiltme yapmaz."
Muslim, Ilm 16, (2674); Tirmizi, Ilm 15, (2676); Ebu Davud, Sunnet 7, (4609); Muvatta, Kur'an 41, (1, 218).

4647 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor. "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hayra delalet eden onu yapan gibidir."
Tirmizi, Ilm 14, (2672).

4648 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor:
"Allah Teala hazretleri meleklerine soyle emreder: "Kulum kotu bir amel yapmak isteyince, onu yapmadikca yazmayin. Yapinca, onu aleyhine bir gunah olarak yazin. Eger benim rizami dusunerek terketti ise bunu onun lehine bir sevap yazin. Kulum iyi bir is yapmak arzu edince, yapmasa bile onu, lehine bir sevap yazin. Eger onu yaparsa, en az on misli olmak uzere yediyuz misline kadar ona sevap yazin."
Buhari, Tevhid 35; Muslim, Iman 203, 205, (128, 129); Tirmizi, Tefsir, En'am (3075).

4649 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kulun gunduz veya gece amelini yazan hafaza melekleri, yazdiklarini Allah'a yukseltirler. Allah sahifenin bas ve son kismini hayirli bulursa, meleklere soyle der: "Sizi sahid kiliyorum, ben kulumun sahifesinin iki tarafi arasinda kalan kismini magfiret ettim."
Tirmizi, Cenaiz 9, (981).

4650 - Amr Ibnu Abese radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim musluman oldugu halde, sacindan bir kil beyazlarsa, bu, Kiyamet gunu onun icin bir nur olur. Kim Allah yolunda bir ok atarsa, bu dusmana degse de degmese de, atan icin bir kole azadi yerine gecer. Kim mu'min bir koleyi azad ederse bu onun icin cehennemden bir azadlik vesilesi olur: Her bir uzuv icin bir uzvu atesten kurtulur.
Tirmizi, Fezailu'-Cihad, (1634); Nesai, Cihad 26, (6, 26); Ebu Davud, Itk 14, (3966).

4651 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu aziz ve celil olan Allah soyle buyuracak:
"Ey ademoglu! Ben hasta oldum beni ziyaret etmedin!" Kul diyecek:
"Ey Rabbim, Sen Rabbulalemin iken ben seni nasil ziyaret ederim?" Rab Teala diyecek:
"Bilmedin mi, falan kulum hastalandi, fakat sen onu ziyaret etmedin, bilmiyor musun? Eger onu etseydin, yaninda beni bulacaktin!"
Rab Teala diyecek: "Ey ademoglu ben senden yiyecek istedim ama sen beni doyurmadin?" Kul diyecek:
"Ey Rabbim, ben seni nasil doyururum. Sen ki alemlerin Rabbisin?" Rab Teala diyecek:
"Benim falan kulum senden yiyecek istedi. Sen onu doyurmadin. Bilmez misin ki, eger sen ona yiyecek verseydin ben onu yanimda bulacaktim." Rab Teala diyecek:
"Ey Ademoglu! Ben senden su istedim bana su vermedin!" Kul diyecek:
"Ey Rabbim, ben sana nasil su icirebilirim, sen ki Alemlerin Rabbisin!" Rab Teala diyecek:
"Kulum falan senden su istedi. Sen ona su vermedin. Bilmiyor musun, eger ona su vermis olsaydin, bunu benim yanimda bulacaktin!"
Muslim, Birr 43, (2569).

4652 - Ebu Sa'id radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim temiz rizik yer ve sunnete uygun amelde bulunur, halk da kendisinden bir kotuluk gelmeyecegi hususunda guven duyarsa cennete girdi demektir."
Bir adam: "Ey Allah'in Resulu ! Bugun insanlar arasinda boyleleri coktur!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da:
"Benden sonraki zamanlarda da olacaklar!" buyurdu."
Tirmizi, Kiyamet 61, (2522).

4653 - Hz. Bera radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim sagmal bir hayvani veya parayi (karz-i hasen olarak) iareten verirse veya yolunu kaybedene yolunu gosterirse veya amayi sokagina koyarsa kendisine bir kole azad edenin sevabi verilir."
Tirmizi, Birr 37, (1958).

4654 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselam'a soruldu:
"Ey Allah'in Resulu! Bir adam gizli olarak hayirli ameller yaparken bir de bakarsin halk buna muttali olmustur da bu onun hosuna gitmistir?" Aleyhissalatu vesselam:
"Bu kimsenin iki ucreti vardir: Gizli yapmanin ucreti ve aleni yapmanin ucreti."
Tirmizi, Zuhd 49, (2385).

4655 - Hz. Ebu Zerr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah'a soruldu: "Ey Allah'in Resulu! Kisi hayir yapsa halk da bu sebeple onu ovse (bunun hukmu nedir)?
"Bu mu'mine (Allah'in razi olduguna dair) pesin bir mujdedir" buyurdular."
Muslim, Birr 166, (2642).

4656 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah icin sefer yapanlar uctur: Gazi, haci, umreci."
Nesai, Hacc 4, (5, 113).

4657 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir musluman bir agac diker veya bir tohum eker de bunlarin mahsulatindan bir kus veya insan veya hayvan yiyecek olsa, bu onun icin bir sadaka olur."
Buhari, Hars 1, Edeb 27; Muslim, Musakat 12, (1553); Tirmizi, Ahkam 40,. (1382).

HASTALIK VE MUSIBETLER

4658 - Ebu Hureyre ve Ebu Said radiyallahu anhuma'nin anlattiklarina gore, Resulullah aleyhissalatu vesselam soyle buyurmustur:
"Mu'min kisiye bir agri, bir yorgunluk, bir hastalik bir uzuntu hatta bir ufak tasa isabet edecek olsa, Allah onun sebebiyle mu'minin gunahindan bir kismini magfiret buyurur."
Buhari, Marda 1; Muslim, Birr 52, (2573); Tirmizi, Cenaiz 1, (966).

4659 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Ummu's-Saib radiyallahu anha'nin yanina girdi ve:
"Niye zangirdiyorsun, neyin var?" dedi. Kadin: "Humma (sitma)! Allah belasini versin!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da:
"Sakin hummaya sovme! Cunku o, insanlarin hatalarini temizlemektedir, tipki korugun demirdeki pislikleri temizledigi gibi!" buyurdular."

4660 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir hummaliyi ziyaret etmisti. Hastaya:
"Mujde! Zira Allah Teala hazretleri diyor ki: "Humma benim atesimdir, ben onu mu'min kuluma musallat ederim, ta ki, atesten tadacagi nasibi(ni dunyada tadmis) olsun."
Rezin tahric etmistir. (Ahmed Ibnu Hanbel'in Musned'inde mevcuttur: 2, 440).
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81

4661 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah bir kuluna hayir murad ettimi onun cezasini tacil edip dunyada verir; bir kulu hakkinda da kotuluk murad ettimi onun gunahlarini tutar, Kiyamet gunu cezasini verir."
Tirmizi, Zuhd 57, (2398).

4662 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Mukafaatin buyuklugu belanin buyuklugu ile (orantilidir). Allah bir cemaati sevdi mi onlari musebete muptela eder. Kim bundan razi olursa Allah da ondan razi olur, kim de razi olmazsa Allah da ondan razi olmaz."
Tirmizi, Zuhd 57, (2398).

4663 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu, afiyet ehli kimseler, bela ehline sevaplari verilince, dunyada iken derilerinin makaslarla kazinmis olmasini temenni edecekler."
Tirmizi, Zuhd 59, (2404).

4664 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Mu'min erkek ve kadinin nefsinde, cocugunda, malinda bela eksik olmaz. Ta ki hatasiz olarak Allah'a kavussun."
Muvatta, Cenaiz 40, (1, 236); Tirmizi, Zuhd 57, (2401).

4665 - Mus'ab Ibnu Sa'd, babasi radiyallahu anh'tan naklediyor: "Der ki:
"Ey Allah'in Resulu! dedim, insanlardan kimler en cok belaya ugrar?"
"Peygamberler, sonra buyuklukte onlara ve bunlara yakin olanlar. Kisi diyaneti nisbetinde belaya maruz kalir. Kim dininde siddetli ve saglam olursa onun belasi da siddetli olur. Sayet dininde zayiflik varsa, allah onu da diyaneti nisbetinde imtihan eder. Bela kulun pesini birakmaz. Ta o kul, hatasiz olarak yeryuzunde yuruyunceye kadar."
Tirmizi, Zuhd 57, (2400).

4666 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala hazretleri ferman etti: "Izzetim ve celalim hakki icin, magfiret etmek istedigim hic kimseyi, bedenine bir hastalik, rizkina bir darlik vererek boynundaki gunahlarindan temizlemeden dunyadan cikarmayacagim."
Rezin tahric etmistir.

4667 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir kul, salih amel islerken araya bir hastalik veya sefer girerek ameline mani olsa, Allah ona sihhati yerinde ve mukim iken yapmakta oldugu salih amelin sevabini aynen yazar."
Buhari, Cihad 134; Ebu Davud, Cenaiz 2, (3091).

COCUK OLUMU

4668 - Ebu Sa'id radiyallahu anh anlatiyor: "Kadinlar Resulullah aleyhissalatu vesselam'a dediler ki:
"Ey Allah'in Resulu! Sizden (istifade hususunda) erkekler bize galip cikti (yeterince sizi dinleyemiyoruz). Bize mustakil bir gun ayirsaniz!"
Resulullah aleyhissalatu vesselam bunun uzerine onlara bir gun verdi. O gunde onlara vaaz u nasihat etti, bazi emirlerde bulundu. Onlara soyledikleri arasinda su da vardi:
"Sizden kim, kendinden once uc cocugunu gonderirse, onlar mutlaka kendisine atese karsi bir perde olur!"
Bir kadin sormustu: "Ey Allah'in Resulu! Ya iki cocugu olmusse?
"Iki de olsa!" buyurmuslardi."
Buhari, Ilm 36, Cenaiz 6, I'tisam 9; Muslim, Birr 152, (2633).

4669 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Mu'minlerden birinin uc cocugu olur ve ona da ates degerse, bu cok hafif bir alev yalamasidir."
Buhari, Cenaiz 6, Eyman 9; Muslim, Birr 150-154, (2632-2635); Muvatta, Cenaiz 38, (1, 235); Tirmizi, Cenaiz 64, (1060); Nesai, Cenaiz 25, (4, 25).

4670 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ummetimden kimin iki oncusu varsa, onlarla birlikte cennete girer!"
Hz. Aise radiyallahu anha sordu: "Bir oncusu olan?"
"Bir oncusu olan da, ey (hayirda) muvaffak olan!" buyurdular. Hz. Aise tekrar sordu: "Ummetinden hic oncu gondermeyen?"
"Ben, ummetimin oncusuyum, (sefaatimle onlari cennete ben sevkedecegim. Hatta ben butun onculerin en buyuguyum. Cunku, ucret, cekilen mesakkate gore buyur). Benimki gibisine de hedef olmayacaklar. (Onlarin beni onden gondermekten daha buyuk bir kayiplari,daha acili bir musibetleri yoktur ve olmayacak da. Zira vahiy kesilmis oldu.)"
Tirmizi, Cenaiz 64, (1062).

OLUM VE ALLAH'A KAVUSMA SEVGISI

4671 - Ubade Ibnu's-Samit radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim Allah'a kavusmayi severse, Allah da ona kavusmayi sever. Kim Allah'a kavusmaktan hoslanmazsa Allah da ona kavusmaktan hoslanmaz!"
Hz. Aise radiyallahu anha: "Biz olmekten hoslanmayiz" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Kasdimiz bu degil. Lakin, mu'mine olum gelince, Allah'in rizasi ve ikramiyla mujdelenir. Ona, onunde (olumden sonra kendisini bekleyen) seyden daha sevgili birsey yoktur. Boylece O, Allah'a kavusmayi sever, Allah da ona kavusmayi sever. Kafir ise, olum kendisine gelince Allah'in azabi ve cezasiyla mujdelenir. Bu sebeple ona onunde (kendini bekleyenlerden) daha menfur bir sey yoktur. Bu sebeple Allah'a kavusmaktan hoslanmaz, Allah da ona kavusmaktan hoslanmaz."
Buhari, Rikak 41; Muslim, Zikr 14, (2683); Tirmizi, Cenaiz 67, (1066); Nesai, Cenaiz 10, (4, 10).

MIRASIN SEBEPLERI, MANILERI

4672 - Usame Ibnu Zeyd radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdu ki:
"Musluman kimse kafir kimseye varis olamaz; kafir de muslumana varis olamaz."
Buhari, Feraiz 26; Muslim, Feraiz 1, (1614); Muvatta, Feraiz 10, (2, 519); Ebu Davud, Feraiz 10, (2909); Tirmizi, Feraiz 15, (2108).

4673 - Ibnu Amr Ibni'l-As ve Hz. Cabir radiyallahu anhum anlatiyorlar: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Iki farkli din mensuplari birbirlerine varis olamazlar."
Ebu Davud, Feraiz 10, (2911); Tirmizi, Feraiz 16, (2109). Ebu Davud'un rivayeti Ibnu Amr'dan, Tirmizi'nin rivayeti Hz. Cabir'dendir.

4674 - Hz. Usame radiyallahu anh'in anlattigina gore (hacci sirasinda (Aleyhissalatu vesselam'a) denmistir ki:
"Ey Allah'in Resulu! Yarin nereye ineceksin. Mekke'deki evine mi?"
"Akil bize ev-bark birakti mi ki?" buyurdular. Akil ile Talip, Ebu Talib'e varis olmuslardi. Ne Ali ne de Cafer radiyallahu anhuma ona varis olamamislardi. Cunku bu ikisi musluman idiler. Akil ve Talib ise kafirdiler."
Buhari, Hacc 44, Cihad 180, Megazi 48; Muslim, Hacc 439, (1351); Ebu Davud, Feraiz 10, (2910).

4675 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Katil varis olamaz."
Tirmizi, Feraiz 17, (2110).

4676 - Said Ibnu'l-Museyyeb rahimehullah anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh, Arap (memleketinde) dogmadikca, Acem'den birini varis kilmaktan imtina etmistir."
Muvatta, Feraiz 14, (2, 520).
Rezin su ilavede bulundu: "Hamile olarak gelip Arap (memleketinde) doguran kadini da haric kildi. Bu durumda erkek, eger olurse kadina varis olur. Eger erkek olurse, kadin da ona varis olur. Erkegin miras(taki pay nisbet)i Allah'in kitabinda vardir."

4677 - Ebu'l-Esved ed-Dueli anlatiyor: "Hz. Mu'az'a bir yahudinin miras meselesi getirildi. Onun musluman ogluna da mirastan pay verdi ve dedi ki:
"Islam (galebe calar, ona galebe calinmaz), artar eksilmez."
Ebu Davud, Feraiz 10, (2912, 2913).

4678 - Amr Ibnu Su'ayb, an ebihi an ceddihi tarikiyle anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hur veya cariye bir kadinla kim zina yaparsa, bundan hasil olacak cocuk veled-i zinadir, ne o babasina, ne de babasi ona varis olamaz."
Tirmizi, Feraiz 21, (2114).

DEDE VE NINE

4679 - Ibnu'z-Zubeyr radiyallahu anhuma'nin anlattigina gore: Ehl-i Kufe, kendisine yazarak dede hakkinda sormuslardi. O da su cevabi vermisti: "Hakkinda Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Ben bu ummet icerisinde birini kendime halil secseydim, onu secerdim" dedigi kimse, yani Ebu Bekr, dedeyi (miras meselesinde) baba yerine koymustu."
Buhari, Fezailu'l-Ashab 5.

4680 - Imran Ibnu Husayn radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam gelerek, "Oglumun oglu vefat etti. Ondan miras hakkim nedir?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Sana altida bir var!" buyurdu. Adam donup gidince geri cagirdi ve:
"Sana diger bir altida bir daha var!" buyurdu. Adam donup gidince tekrar cagirdi ve:
"Diger altida bir, (hak degil) fazladan bir ikramdir!" buyurdu."
Ebu Davud, Feraiz 6, (2896); Tirmizi, Feraiz 9, (2100).
Ebu Davud der ki: "Katade sunu soyledi: "(Sahabe, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bu kimseyi, baska) hangi varisler oldugu halde varis kildigini bilmiyor." Katade devamla der ki: "Dedenin tevarus ettigi en az miktar, altida birdir."

4681 - Hz. Muaviye radiyallahu anh'in anlattigina gore: "Kendisine dedenin miras payindan soran Zeyd Ibnu Sabit'e soyle yazmistir: "Bana yazarak dededen soruyorsun. Dogruyu Allah bilir. Bu mesele, ancak umeranin -yani halifelerin- hukmedecegi meselelerden biridir. Ben sizden once iki halifeyi gordum. Onlar olenin tek bir kardesi ile verasete istirak eden dedeye malin yarisini veriyorlardi. Iki ve daha fazla kardes olmasi halinde ucte bir veriyorlardi. Erkek kardesler cok da olsa dedenin payi ucte birden asagi dusmezdi."
Muvatta, Feraiz 1, (2, 510).

4682 - Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, buyukanneye, onunde, (olenin) anne(si) olmadigi takdirde, altida bir pay koydu."
Ebu Davud, Feraiz 5, (2895).

KIZLAR VE KIZKARDESLER

4683 - Esved Ibnu'l-Yezid anlatiyor: "Bize (Yemen'e), Muaz radiyallahu anh, muallim ve emir olarak geldi. Ona, bir kizla bir kizkardes birakarak olen kimse(nin veraset durumu) hakkinda sorduk. O, kiz icin yarim, kizkardesi icin de yarima hukmetti. O sirada Aleyhissalatu vesselam sagdi."
Buhari, Feraiz 6, 12; Ebu Davud, Feraiz 4, (2893).

4684 - Huzeyl Ibnu Surahbil anlatiyor: "Ebu Musa radiyallahu anh'a "Olenin bir kiziyla kizkardesinin oglu ve (ana-baba bir) kizkardesinin miras payindan soruldu. Dedi ki:
"Kiz icin yari, (anne-baba bir) kizkardes icin de yari. (Ibni Mes'ud'a gidin, ondan da sorun. O da benim soyledigime muvafakat edecektir!) (Ebu Musa, fetvasinda oglan kardesin kizina mirastan pay vermemisti.) Bunun uzerine dogru Ibnu Mes'ud'a sorulmaya gidildi ve Ebu Musa'nin soyledigi de kendisine haber verildi. Ibnu Mes'ud radiyallahu anh dedi ki: "(Eger ben onun fetvasina uyarsam) dalalete dusmus olurum ve hidayetten ayrilanlara katilirim!"
Sonra ilave etti: "Onlar hakkinda, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in verdigi hukumle hukmedecegim: "Kiz icin yari, ogulun kizi icin, -ucte ikiyi tamamlamak uzere- altida bir, geri kalan da kizkardes iciindir!"
Ebu Musa'ya Ibnu Mes'ud'un sozu haber verildi. Bunun uzerine:
"Bu derin alim aranizda oldugu muddetce (miskillerinizi) bana sormaya gelmeyin" dedi."
Buhari, Feraiz 7, 12; Ebu Davud, Feraiz 4, (2890); Tirmizi, Feraiz 4, (2094).

ERKEK KARDESLER

4685 - Hz. Ali radiyallahu anh buyurmustur ki: "Sizler su ayeti okuyorsunuz: "...Bu hisseler, onlarin borclari odendikten ve vasiyetleri yerine getirildikten sonradir..." (Nisa 12). Bilesiniz ki Resulullah aleyhissalatu vesselam vasiyyetin yerine getirilmesinden once borclarinin odenmesine hukmetti. Anne-baba bir kiz ve erkek kardesler, baba bir, anne ayri kiz ve erkek kardeslerden once birbirlerine varis olurlar. Erkek, anne-baba bir erkek kardesine, baba bir erkek kardesinden once varis olur."
Tirmizi, Feraiz 5, (2095).

CENIN

4686 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, olu olarak dusurulen bir cenin icin kole veya cariye bir gurreye hukmetti. Sonra lehine bir gurreye hukmedilen kadin olmustu. Aleyhissalatu vesselam, kadinin mirasinin ogullarina ve kocasina kalacagina, diyetinin de asabesine kalacagina hukmetti.
Buhari, Feraiz 11, Tibb 46, Diyat 25; Muslim, Kasame 35, (1681); Tirmizi, Diyat 15, (1410), Feraiz 19, (2112).

4687 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, dogan cocuk aglar sonra olurse, varis olurve ona varis olunur. Aglamazsa (olu dogarsa), ne varis olur ne de ona varis olunur."
Ebu Davud, Feraiz 15, (2920).

MULA'ANE COCUGU

4688 - Mekhul anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, mula'ane (ile ayrilan kari-kocanin) cocugunun mirasini annesine kildi, anneden sonra da annenin varislerine kildi."
Ebu Davud, Feraiz 9, (2907).

4689 - Vasile Ibnu'l-Eska' radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kadin uc mirasi toplar. Azadlisi(nin mirasi), buluntusu(nun mirasi), uzerine mula'anede bulundugu cocugu(nun mirasi)."
Ebu Davud, Feraiz 9, (2906); Tirmizi, Feraiz 23, (2116).

MU'TEDDE (IDDET BEKLEYEN KADIN)

4690 - Muhammed Ibnu Yahya Ibni Hibban anlatiyor: "Dedem Hibban'in iki hanimi vardi. Biri Hasimiye, digeri Ensariye idi. Dedem, Ensariye'yi, cocugu meme verir halde bosadi. Kadinin uzerinden bir yil gecti, sonra dedem oldu, kadin hala hayiz olmadi. Bunun uzerine:
"Ben kocama varis olurum, cunku hayiz olmadim!" dedi. Dava Hz. Osman radiyallahu anh'a intikal etti. Hz. Osman kadinin mirasa istirak etmesine hukmetti. Hasimiye kadin, bu karari sebebiyle Hz. Osman'i levmetti. Hz. Osman:
"Bu, senin amcaoglunun isidir. Boyle hukmetmemize o isaret etti!" dedi. "Amcaoglun" sozuyle Hz. Ali radiyallahu anh'i kasdetmisti.
Muvatta, Talak 43, (2, 572).

4691 - Abdurrahman Ibnu Hurmuz el-A'rac anlatiyor: "Osman Ibnu Affan radiyallahu anh Ibnu Mukemmil'in hanimlarini kendisine varis kildi. Ibnu Mukemmil hasta iken hanimlarini bosamisti."
Muvatta, Talak 41, (2, 572).

4692 - Rebi'a Ibnu Ebi Abdirrahman anlatiyor: "Abdurrahman Ibnu Avf'in hanimi, ondan kendisini bosamasini talep etti. Abdurrahman: "Adetten temizlenince bana haber ver!" dedi. Kadin haber verdi. O da talak-i bette ile (uc talakla) -veya baki kalan tek bir talakla- bosadi. Ne var ki Abdurrahman o gun hasta idi. Hz. Osman, kadinin iddeti tamamlaninca kocasinin malina onu da varis kildi."
Muvatta, Talak 40, (2, 571, 572).

KELALE (NE EVLAD NE DE BABA BIRAKMADAN OLEN)

4693 - Zeyd Ibnu Eslem radiyallahu anh anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a kelale(nin miras hissesin)den sormustu.
"Bu yaz nazil olan, Nisa suresinin sonundaki ayet, bu meselede sana yeterlidir" buyurdular.
Hadisin ravisi der ki: "Ebu Ishak'a sordum: "Kelale, ne cocuk ne de baba birakmadan olen kimse degil mi?" Bana: "Boyle zannettiler!" diye cevap verdi."
Muvatta, Feraiz 7, (2, 515); Muslim, Feraiz 9, (1617).
Yaz mevsiminde indigi icin "Yaz ayeti" denen ayet sudur. (Mealen):
"Senden fetva istiyorlar. De ki: "Varis olarak babasi ve cocugu bulunmayan kimsenin mirasi hakkinda Allah size hukmunu bildiriyor: Eger bir kimse olur ve kendisinin cocugu olmayip da bir kizkardesi bulunursa, mirasin yarisi onundur. Eger kadin olur de cocugu olmayip geride sadece erkek kardesi varis olarak bulunursa, mirasin tamamini alir. Varisler iki kizkardes ise, mirasin ucte ikisi onlara aittir. Eger varisler hem erkek, hem de kizkardesler ise, erkege iki kiz hissesi vardir." Allah sasirirsiniz diye hukumlerini size boylece bildiriyor. Allah herseyi hakkiyla bilir" (Nisa 176). kis mevsiminde indigi icin kis ayeti denen ayet de, Nisa suresinin bas tarafindadir:
"Allah, miras taksimini size soyle emrediyor: Size varis olan cocuklarinizdan erkege iki kiz hissesi vardir. Cocuklar, hepsi kiz olmak uzere ikiden fazla iseler, o zaman mirasin ucte ikisi onlarindir. Eger cocuk sadece bir kizdan ibaretse ona mirasin yarisi verilir. Eger olenin cocugu varsa, olenin anne ve babasindan herbirine altida bir hisse vardir. Olenin cocugu olmayip da sadece anne ve babasi onun mirascisi ise, o zaman annenin hakki ucte birdir. Bu hukumler olunun borclari odendikten ve usulu dairesinde vasiyeti yerine getirildikten sonra kalan mal icindir. Babalariniz ve ogullarinizdan hangisinin size menfaatce daha yakin oldugunu siz bilemezsiniz; bu yuzden de onlar arasindaki miras taksimini size biraktigimiz takdirde adaletsizlik edersiniz. Bu hisseler ise, Allah katindan birer hak olarak size emrolunmustur. Muhakkak ki Allah herseyi hakkiyla bilir ve her isini hikmetle yerine getirir" (Nisa11).

ZEVILERHAM

4694 - Muhammed Ibnu Ebi Bekr Ibni Hazm'in anlattigina gore, babasinin sikca soyle soyledigini isitmistir:
"Hz. Omer radiyallahu anh pek cok defalar soyle derdi: "Halanin haline hayret ediyorum! Kendisine varis olunur, fakat o varis olmaz."
Muvatta, Feraiz 9, (2, 517).

4695 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir kavmin kizkardeslerinin oglu, kendilerindendir."
Ebu Davud, Edeb 121, (5122); Nesai, Zekat 96, (5, 106); Buhari, Feraiz 24.
Nesai'de su ibare de gelmistir: "Bir kavmin kizkardeslerinin oglu, kendi nefislerindendir."

DIYETIN MIRASI

4696 - Said Ibnu'l-Museyyeb rahimehullah anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh diyor ki: "Diyet akile uzerinedir. Oyle ise akile(yi teskil edenler) diyete varis olurlar; kadin (akileden olmadigi icin) kocasinin diyetine varis olamaz." Dahhak Ibnu Sufyan radiyallahu anh kendisine (itiraz ederek) dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bana Esyem ed-Dibabi'nin hanimini kocasinin diyetine varis kilmami yazmisti. Kadin bir baska cemaatten idi." Bunun uzerine Hz. Omer, onceki tatbikatindan hemen vazgecti."
Ebu Davud, Feraiz 18, (2927); Tirmizi, Feraiz 18, (2111).

SADAKANIN MIRASI

4697 - Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Bir kadin Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelip: "Ben anneme bir cariye tasadduk etmis idim. Simdi annem, cariyeyi birakarak vefat etti" (deyip, hukmunu sordu). Aleyhissalatu vesselam:
"Sanna onun sevabi vacip olmustur. Miras yoluyla da cariye sana geri gelmistir!" buyurdular."
Muslim, Siyam 154, (1149); Tirmizi, Zekat 31, (667); Ebu Davud, Vesaya 12, (2877), Zekat 31, (1656).

4698 - Imam Malik'e ulastigina gore, "Ensardan bir zat, ebeveynine bir bagista bulundu. Bilahare ebeveyni vefat etti. Ogullari tekrar bu mala veraset yoluyla sahip oldu. Bu bir hurmalikti. Oglan, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bu hususta sual etti. Aleyhissalatu vesselam ona:
"Surasi muhakkak ki tasadduk sevabini aldin. Simdi o mali (Allah) sana miras olarak geri gonderdi" buyurdu.
Muvatta, Akdiye 54, (2, 760).

VARISLER CEMAATI

4699 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "(Cahiliye devrinde olen babanin) mali ogluna kalirdi. Vasiyet de valideyn icin yapilirdi. Allah Teala hazretleri bundan diledigi kismi neshedip erkegin hissesini kadinin hissesinin iki misli kildi, ebeveynden herbiri icin (eger cocuk varsa) altida bir, ucte bir kildi. Kadina (cocuk varsa) dortte bir kildi. Zevc'e, (cocuk yoksa) yari, (cocuk varsa) dortte bir miras payi kildi."
Buhari, Vesaya 6, Tefsir, Nisa 5, Feraiz 10.

4700 - Zeyd Ibnu Sabit radiyallahu anh anlatiyor: "Ogullarin cocuklari, kendileriyle olu arasinda baska bir erkek cocuk olmadigi takdirde, olenin cocugu menzilesindedir: Oglanlarin erkek cocuklari, olenin erkek cocuklari gibidir. Ogullarin kiz cocuklari da olenin kiz cocugu gibidirler. Ogullarin cocuklari, ogullar gibi miras alirlar. Ogullar kendilerinden asagidakilerin mirasina mani olduklari gibi, ogullarin ogullari da kendilerinden asagidakilerin miras almasina mani olurlar. Ogulun cocugu, ogulla birlikte miras alamaz.
Olen kimse, bir kizla, bir ogulun oglunu biraksa, kiz yari alir, geri kalani da ogulun oglu alir. Zira Aleyhissalatu vesselam soyle buyurmustur:
"Miras paylarini (Kur'an'da zikredilen) hak sahiplerine verin. Geri kalan, (baba tarafindan) en yakin erkege aittir."
Buhari, Feraiz 7.

4701 - Hz. Ali radiyallahu anh'tan biri anne bir erkek kardes, digeri koca olan iki amca cocugu hakkinda sorulmustu. Su cevabi verdi: "Koca icin yari anne bir erkek kardes icin altida bir, geri kalan da aralarinda ikiye bolunur."
(Rezin tahric etmistir.) Buhari'de muallak olarak gelmistir. Feraiz 15.

4702 - Zeynep radiyallahu anha anlatiyor: "Muhacir kadinlardan bir kismi Resulullah aleyhissalatu vesselam'a evlerinin darligindan ve kendilerinin evlerden cikarildiklarindan sikayet ettiler. Bunun uzerine Resulullah aleyhissalatu vesselam, kadinlarin muhacir evlerine varis kilinmalarini emretti."
Ebu Davud, Harac 37, (3080).

VELA'NIN MIRAS OLMASI

4703 - Amr Ibnu Suayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Mala kim varis olursa vela'ya da varis olur."
Tirmizi, Feraiz 22, (2115).

4704 - Amr Ibnu Suayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Vela, erkeklerden en buyuge aittir. Kadinlar, velaya (iki durum disinda) varis olamazlar. Bu iki durum sudur: Bizzat azad ettikleri veya azad ettiklerinin azad ettikleri."
Rezin tahric etmistir.

4705 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Hz. Aise radiyallahu anha, azad etmek niyetiyle bir cariye satin almak arzu etti. Ancak, kolenin sahibi velanin kendilerine ait olmasini sart koydu. Hz. Aise durumu Resulullah aleyhissalatu vesselam'a soyledi. Efendimiz:
"Bu sart sana mani olmasin, (zira batildir); vela, koleyi kim azad etmisse ona aittir!" buyurdu."
Muslim, Itk 15, (1505).

4706 - Ebu Bekr Ibnu Abdirrahman Ibni'l-Haris Ibni Hisam anlatiyor:
"As Ibnu Hisam olmus, geride uc oglan birakmisti. Bunlardan ikisi bir anadan, biri de bir baska anadandi. Ayni anadan olan iki oglandan biri daha oldu. Bu da mal ve azadlilar birakti. Ayni anadan olan kardesi mala ve azadlilarin velasina varis oldu. Sonra da mal ve velaya varis olan kardes de oldu, geriye bir oglanla, baba bir kardesini birakti. Oglu: "Ben babamin sahip oldugu seylere sahibim!" dedi. Kardesi de:
"Durum boyle degil. Sen sadece mala sahip olursun, azadlilarin velasina sahip olamazsin! Bilmez misin, kardesim bugun olseydi, ben ona varis olmayacak miydim?" dedi ve Hz. Osman radiyallahu anh nezdinde dava actilar. O, velanin olen kerdese; malin da olenin ogluna ait olduguna hukmetti."
Muvatta, Itk 22, (2, 784).

ASABE'NIN MIRASI

4707 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ben mu'minlere, kendi nefislerinden evlayim. Oyleyse kim uzerinde borcu oldugu halde olur, bunu odeyecek mal birakmazsa, onu odemek bana aittir. Kim de mal birakarak olurse bu mal varislerine aittir. -Bir rivayette- Kim bir mal birakmissa, buna, kim olursa olsun asabesi varis olur."
Buhari, Feraiz 4, 15, 25, Kefalet 5, Istikraz 11, Tefsir, Ahzab 1, Nafakat 15, Muslim, Feraiz 16, (1619); Tirmizi, Feraiz 1, (2091), Cenaiz 69, (1070); Ebu Davud, Harac 15, (2955).

4708 - Mikdam radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim kulfet birakirsa yuku banadir. Kim de mal birakirsa bu varislerinedir. Ben varisi olmayanin varisiyim. Onun yerine diyet oderim, ona varis de olurum. Dayi da varisi olmayanin varisidir, ona bedel diyet de oder. Esirini de ona (fidye odeyerek) kurtariverir, ona varis de olur."
Ebu Davud, Feraiz 8, (2900).

4709 - Tirmizi'de Hz. Aise radiyallahu anha'dan merfu olarak su rivayet gelmistir: "Dayi sadece varisi olmayan varis olur."
Tirmizi, Feraiz 12, (2105).

4710 - Tirmizi'de Hz. Aise radiyallahu anha'dan merfu olarak, su rivayet edilmistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bir azadlisi vefat etti ve mal birakti. Geride ne evladi ne de bir yakini yoktu. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Mirasini koyunden bir adama verin!" emretti."
Ebu Davud, Feraiz 8, (2902); Tirmizi, Feraiz 213, (2106).

4711 - Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a geldi ve: "Bende Ezd'den birisinin mirasi var. Ben onu verecek bir Ezdli bulamiyorum (ne yapayim?)" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Git bir yil bir Ezdli ara!" emretti. Adam bir yil sonra tekrar geldi ve "Mirasi verecek bir Ezdli bulamadim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Git bak; karsilasacagin ilk Huza'i'ye mali ver!" buyurdu. Adam geri donunce: "Adami bana cagirin" emretti. Adam cagirildi. Gelince:
"Huza'a'nin en yaslisina bak, mali ona ver!" buyurdu."
Ebu Davud, Feraiz 8, (2903, 2904).

4712 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir kisi olmus, geride azad ettigi bir koleden baska (varis) birakmamisti. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Bu adamin geride birraktigi bir adami var mi?" diye sordu.
"Hayir yok! Sadece azad etmis oldugu bir kolesi var!" dediler. Resulullah aleyhissalatu vesselam, mirasini azadlisina verdi."
Ebu Davud, Feraiz 8, (2905); Tirmizi, Feraiz 14, (2107).

4713 - Hz. Omer radiyallahu anh anlatiyor: "Lakit (buluntu) hurdur. (Olunce) mali da beytulmale aittir. Saibe de boyledir (hurdur)" buyurdu."
Rezin tahric etmistir. (Hadisi Buhari muallak olarak kaydetmistir: Feraiz 19.

RESULULLAH ALEYHISSALATU VESSELAM VE GERIDE BIRAKTIKLARININ MIRASI

4714 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Hz. Fatima radiyallahu anha, Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh'tan, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in biraktigi maldaki hissesini taksim edivermesini talap etti. Hz. Ebu Bekr, ona su cevabi verdi.
"Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Bize varis olunmaz, biraktigimiz sadakadir" buyurmustu."
Hz. Fatima bu cevaba ofkelendi ve Hz. Ebu Bekr'e kustu, olunceye kadar da konusmadi. Zaten Aleyhissalatu vesselam'dan sonra alti ay kadar hayatta kalmis (ve rahmet-i Rahman'a kavusmustu.)
Sonra Hz. Omer radiyallahu anh bunu yapti: Medine'deki sadakasini Hz. Ali ve Abbas radiyallahu anhuma'ya verdi. Hayber ve Fedek'teki (sadakasini) kendi elinde tuttu ve: "Bu iki arazi, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in karsisina cikan haklari ve hadiseleri icindi. (Simdi) bu iki arazinin isi, Resulullah'tan sonra devlet isini eline alan halifenin tasarrufuna kalmistir" dedi." Ravi devam eder: "Bu iki yer, bugune kadar ayni minval uzere devam etmistir."
Muslim, Cihad 52, (1759); Ebu Davud, Harac 18, (1968, 2969); Nesai, Kasmu'l-Fey' 1, (7, 132); Buhari, Feraiz 4, -Buhari muhtasar olarak almistir-.

4715 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Hz. Fatima radiyallahu anha, Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh'in yanina gelip:
"Sana kim varis olacak?" diye sordu.
"Ehlim ve cocugum!" cevabini alinca: "Oyleyse ben niye babamin biraktigina varis olamiyorum?" dedi. Bunun uzerine Hz. Ebu Bekr:
"Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Bize varis olunamaz!" dedigini isittim. Ancak ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in gecimini sagladiklarinin gecimlerini saglarim. Resulullah aleyhissalatu vesselam'in nafaka verdiklerine ben de nafakalarini veririm!" dedi."
Tirmizi, Siyer 44, (1608).

4716 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in hanimlari, Resulullah vefat ettigi zaman Hz. Osman'i, Hz. Ebu Bekr radiyallahu anhuma'ya gonderip miras hisselerini talep ettirmek istediler. O zaman ben onlara: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Bize varis olunmaz, biraktigimiz sadakadir!" demedi mi (nasil miras talep edebilirsiniz?)" dedim (ve onlari bu niyetten vazgecirdim.)"
Buhari, Feraiz 3; Muslim, Cihad 51, (1758); Muvatta, Kelam 27, (2, 993); Ebu Davud, Harac 19, (2976, 2977).

4717 - Amr Ibnu'l-Haris el-Huzai radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (oldugu vakit geride) ne diner, ne dirhem, ne kole, ne cariye ne de baska bir sey birakti. Onun biraktiklari beyaz katiri, silahi ve yakinlari icin tasadduk ettigi bir tarladan ibaretti."
Buhari, Vesasa 1, Cihad 61, 86, Humus 3, Megazi 83; Nesai, Ahbas 1 (6, 229).

4718 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (oldugu vakit) ne dinar, ne dirhem, ne koyun ve ne de deve birakti. Hicbir vasiyette de bulunmadi."
Muslim, Vasiyyet 18, (1635); Ebu Davud, Vesaya 1, (2863); Nesai, Vesaya 2, (6, 240).

4719 - Yunus Ibnu Ubeyd Mevla Muhammed Ibnu'l-Kasim anlatiyor: "Muhammed Ibnu'l-Kasim, beni, Bera Ibnu Azib radiyallahu anh'a gonderip, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in sancaginin neden yapilmis oldugunu sormami emretti. (Ben de gidip sordum.) Su cevabi verdi:
"Sancagi siyahti, Kaplan alacasi seklinde olacak bezden dort koseli idi."
Ebu Davud, Cihad 76, (2591); Tirmizi, Cihad 10, (1680).

4720 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Mekke'ye girdigi gun bayragi beyaz renkliydi."
Tirmizi, Cihad 9, (1679); Ebu Davud, Cihad 76, (2592).

4721 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bayragi siyah, sancagi beyazdi."
Tirmizi, Cihad 10, (1681).

4722 - Simak Ibnu Harb, -kavminden bir adamdan, bu da onlardan bir baskasindan naklen- anlattigina gore, adam: "Resulullah'in bayragini sari gordum!" demistir."
Ebu Davud, Cihad 76, (2593).

4723 - Asim el-Ahvel anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in su bardagini Enes Ibnu Malik radiyallahu anh'in yaninda gordum; bardak catlamisti. Enes onu gumus (halkalar) ile baglayip tutturmustu." Asim ilaveten dedi ki: "O nudar agacindan yapilmis genis, (guzel) bir bardakti."
Ma'mer der ki: "Nudar, Necid'de yetisen bir agac cesididir."
Enes der ki: "Ben bu bardakla, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a sayamayacagim kadar cok su verdim!"
Muhammed Ibnu Sirin rahimehullah der ki: "Ben bu bardagi gordum. Onun demirden bir halkasi vardi. Enes onun yerine gumusten veya altindan bir halka koymak istemisti. Ebu Talha kendisine:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yapmis oldugu bir seyi degistirme!" dedi. O da bundan vazgecti.
Enes radiyallahu anh der ki: "Ben bu kadehimle Resulullah aleyhissalatu vesselam'a her cesit mesrubat icirdim: Bal, nebiz, su ve sut!"
Buhari, Esribe 30, Humus 5, (Hadis bu vechiyle Buhari'de mevcut olmayip Ahmed Ibnu Hanbel'in Musned'inde gelmistir: ( 247).

FITNE PATLAK VERINCE YAPILACAK TAVSIYE

4724 - Ebu Umeyye es-Sa'bani anlatiyor: "Ey Ebu Sa'lebe dedim, su ayet hakkinda ne dersin?" (Mealen): "Ey iman edenler! Siz kendinize bakin. Siz dogru yolda oldukca, sapitmis olanlar size zarar vermez.." (Maide 105).
Bana su cevabi verdi: "Gercekten bunu, iyi bilen birine sordun. Zira ben ayni seyi Resulullah aleyhissalatu vesselam'a sormustum. Demisti ki:
"Ma'rufa sarilin, munkerden de kacinin! Ne zaman uyulan bir cimrilik, takip edilen bir heva, (dine, ahirete) tercih edilen dunyalik gorur, rey sahiplerinin(selefi dinlemeden) kendi reylerini begendiklerini musahade edersen, o zaman kendine bak. Insanlarla ugrasmayi birak. zira (bu safhaya gelince) arkanizda sabir gunleri var demektir. O gunler avucta ates tutmak gibi (sikintili)dir. O gunlerde, sizin kadar amel yapabilen bir kimseye elli kisinin ecri verilecektir."
Ebu Davud, Melahim 17, (4341); Tirmizi, Tefsir, Maide, (3060); Ibnu Mace, Fiten 21, (4014).

4725 - Vakid Ibnu Muhammed babasindan, o da Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma'dan anlattigina gore demistir ki:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam, (bir gun) parmaklarini kenetledi ve dedi ki:
"Ey Abdullah Ibnu Amr! Ahidleri bozulup soyle karmakarisik hale gelen birkisim ayak takimi (hezele) kimselerle basbasa kalirsan ne yaparsin?"
"Ne yapmami tavsiye edersiniz, Ey Allah'in Resulu!" dedim. Buyurdular ki:
"Guzel buldugun seyi yaparsin, kotu buldugun seyi de terkedersin. Kendi yakinlarinin (hallerini duzeltmeye) yonelirsin. O hezele takimi (ile de), onlarin cemaati ile de (ugrasmayi) terkedersin."
Buhari, Salat 88, Fiten 13; Ebu Davud, Melahim 17, (4342); Ibnu Mace, Fiten 10, (3957).

4726 - Hz. Ebu Zerr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam seslendiler:
"Ey Ebu Zerr!
"Buyurun, Ey Allah'in Resulu, emrinizdeyim!" dedim.
"Insanlara (kitle halinde) olum isabet edip, kabirlerin (ucretli) hizmetciler tarafindan kazilacagi zaman ne yapacaksin?" buyurdular.
"Benim icin Allah ve Resulu neyi ihtiyar buyurursa onu yaparim!" dedim.
"Sabri tavsiye ederim!" buyurdular -veya sabredersin! dediler- ve sonra bana tekrar seslendiler:
"Ey Ebu Zerr!"
"Buyurun ey Allah'in Resulu, sizi dinliyorum!" dedim.
"Zeyt mintikasinin taslari kanda boguldugunu gordugun zaman ne yapacaksin?"
"Allah ve Resulu benim icin neyi ihtiyar buyurursa onu!" dedim.
"Sana kendilerinden oldugun yakinlarini tavsiye ederim!" dedi. Ben sordum:
"Ey Allah'in Resulu! (O zaman) kilicimi alip omuzuma koymayayim mi?"
"Boyle yaparsan (fitneci) kavme ortak olursun!" buyurdular.
"Bana ne emredersiniz!" dedim.
"Evine cekil!" buyurdular.
"Evime girilirse?" dedim.
"Eger kilicin pariltisinin seni sasirtacagindan korkarsan, elbiseni yuzune ort. Gelen hem senin gunahinla, hem de kendi gunahiyla donsun!" buyurdular."
Ebu Davud, Fiten 2, (4261); Ibnu Mace, Fiten 10, (3958).

4727 - Hz. Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyametten hemen once karanlik gecenin parcalari gibi fitneler var. Kisi o fitnelerde mu'min olarak sabaha erer, aksama kafir olur; mu'min olarak aksama erer, sabaha kafir cikar. O fitnede oturan, ayakta durandan hayirlidir. Yuruyen kosandan hayirlidir. Oyleyse yaylarinizi kirin, kirislerinizi parcalayin, kiliclarinizi da tasa vurun. Sizden birinin evine girerlerse Hz. Adem'in iki oglundan hayirlisi olsun (olen olsun, olduren degil.)"
Ebu Davud, Fiten 2, (4259, 4262); Tirmizi, Fiten 33, (2205).
Ebu Davud, "kosandan" kelimesinden sonra su ziyadeyi kaydetmistir: "Yanindakiler: "Bize ne emredersiniz (ey Allah'in Resulu!)? dediler. "Evinizin demirbaslari olun!" buyurdu."

4728 - Ebu Sa'id radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kisinin en hayirli malinin, pesine takilip dag gecitlerini ve yagmur dusen yerleri takip edecegi koyunu olacagi zaman yakindir. Boylece dinini fitnelerden kacirmis olur."
Buhari, Iman 12, Bed'u'l-Halk 14, Menakib 25, Rikak 34, Fiten 14; Muvatta, Isti'zan 16, (2, 970); Ebu Davud, Fiten 4, (4267); Nesai, Iman 30, (8, 123, 124).

4729 - Ma'kil Ibnu Yesar anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Herc (fitne) zamaninda ibadet, tipki bana hicret gibidir."
Muslim, Fiten 130, (2948); Tirmizi, Fiten 31, (2202).

4730 - Mikdad Ibnu'l-Esved radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bahtiyar, fitneden kacinan kimse ile, belalarla karsilasinca sabreden kimsedir. Ne mutlu ona!"
Ebu Davud, Fiten 2, (4263).

4731 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Yaklasan bir serden yazik Araplara! Elini ceken ondan kurtulur."
Ebu Davud, Fiten 1, (4249).

ISMI ZIKREDILEN FITNELER

4732 - Huzeyfe radiyallahu anh anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh'in yaninda idik. Bize:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in fitne hakkindaki hadisini kim hafizasinda tutuyor?" dedi. Ben atilip: "Ben biliyorum!" dedim.
"Sen iyi cur'etlisin, nasilmis soyle bakalim!" dedim.
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'i isittim. Demisti ki: "Kisinin fitnesi ehlinde, malinda, cocugunda, nefsinde ve komsusundadir. Oruc, namaz, sadaka, emr-i bi'l-maruf ve nehy-i ani'l-munker bu fitneye kefaret olur!"
Omer radiyallahu anh atilip: "Ben bu fitneyi kastetmemistim. Ben oncelikle denizin dalgalari gibi dalgalanacak (butun cemiyeti sarsacak) fitneyi kastetmistim!" dedi. Bunun uzerine ben:
"Ey mu'minlerin emiri! O fitne ile sizin ne alakaniz var! Sizinle onun arasinda kapali bir kapi mevcut!" dedim.
"Bu kapi kirilacak mi, acilacak mi?" dedi.
"Hayir acilmayacak, bilakis kirilacak!" dedim. Hz. Omer (hayiflanarak):
"(Eyvah!) Oyleyse ebediyen kapanmayacak!" buyurdu." Ravi der ki: "Biz Huzeyfe radiyallahu anh'a sorduk:
"Omer bu kapinin kim oldugunu biliyor muydu?"
"Evet dedi. Yarindan once bu gecenin olacagini bildigi katiyette onu biliyordu. Ben size hadis rivayet ettim; bos soz (ve efsane) anlatmadim."
Huzeyfe radiyallahu anh'a soruldu:
"O kapi kimdir?"
"Omer radiyallahu anh'tir!" buyurdu."
Buhari, Mevakitu's-Salat 4, Zekat 23, Savm 3, Menakib 25, Fiten 17, Muslim, Fiten 17, (144), Tirmizi, Fiten 71, (2259).

4733 - Muslim rahimehullah'in bir rivayetinde (Huzeyfe radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i isittim. Demisti ki:
"Fitneler, tipki (kamislardan orulen) hasir gibi, (insanlarin kalbine) cubus cubuk atilir. Hangi kalbe bir fitne nufuz ederse onda siyah bir leke hasil olur. Hangi kalp de onu reddederse onda beyaz bir benek hasil olur. Boylece iki ayri kalp ortaya cikar: Biri cilali tas gibi bembeyazdir; dinyalar durdukca buna hicbir fitne zarar vermez. Digeri ise, alaca siyahtir. Tepetaklak duran testi gibidir; bu kalp, ne iyiyi iyi bilir, ne de kotuyu kotu. O, hevadan (beseri degerlerden) kendisine ne yutturulmussa, onu (hak veya batil) bilir."
Bu rivayette Huzeyfe radiyallahu anh der ki: "(Ey Omer!) Seninle o fitne arasinda kapali bir kapi vardir, kirilmasi yakindir!"
Hz. Omer atildi: "Ey babasiz kalasica! O kirilacak mi? Keske acilsaydi. Boylece tekrar (kapatilarak eski normal hale) donulurdu!"
Huzeyfe der ki: "Ben ona bu kapi ile oldurelcek veya olecek bir sahsin kinaye edildigini bildiren bir hadis soyledim. Mugalata (ve efsane anlatip bos laf) etmedim."
Ravi der ki: "Sa'd Ibnu Tarik'a (hadiste gecen) "esvedu murbad" tabiri ne demektir" diye sordum.
"Siyah uzerinde siddetli beyazliktir" dedi. Ben tekrar "el-Kuzu mechiyy" nedir? dedim. "Tepetaklak (ters cevrilmis) testi!" diye cevap verdi."
Muslim, Iman 231, (144).

4734 - Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ummetimden birkisim insanlar Dicle denen bir nehir yaninda. Basra denen genis bir duzluge inerler. Nehrin uzerinde bir kopru vardir. Oranin halki (kisa zamanda) cogalir ve muhacirlerin (muslumanlarin) beldelerinden biri olur. Ahir zamanda genis yuzlu, kucuk gozlu olan Beni Kantura gelip nehir kenarina inerler. Bundan boyle (Basra) halki uc firkaya ayrilir:
-Bir firka sigir ve kir develerinin peslerine takilip (kir ve ziraat hayatina donerler, bunlar) helak olurlar.
-Bir firka nefislerini(n kurtulusunu esas) alirlar (ve Beni Kantura ile sulh yolunu) tutarlar. Boylece bunlar kufre duserler.
-Bir firka da cocuklarini geride birakip onlarla savasirlar. Iste bunlar sehit olurlar."
Ebu Davud, Melahim 10, (4306).

4735 - Hassan Ibnu Atiyye, Cubeyr ibnu Nufeyr'den, o da Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Zi-Mihber denen bir sahabisinden naklen anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Rumlarla guvenilir bir sulh yapacaksiniz. Onlar arkanizda (baskalarina) dusman olacaklar, sizler (de diger dusmanlarinizla) savasacak ve (Allah'in keremiyle) yardima mazhar olacaksiniz; ganimet elde edecek, selamete ereceksiniz. Sonra donup tepelikli bir cayira ineceksiniz. Hiristiyanlardan biri salibi kaldiracak ve: "Salib galebe caldi!" diyecek. Muslumanlardan bir adam ofkelenip onu (salibi) kiracak. Bunun uzerine Rum, (antlasmasina) ihanet edip buyuk bir savas icin toplanacak. Muslumanlar da silaha sarilip savasacaklar. Allah bu orduya sehadet lutfedecek."
Ebu Davud, Melahim 2, (4292, 4293) .

4736 - Resulullah aleyhissalatu vesselam'in zevcelerinden Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir halifenin olumu aninda (ehl-i hal ve akd arasinda) ihtilaf olacak. (O zaman) Medine ahalisinden bir adam (Mehdi), kacarak Mekke'ye gidecek. Mekke halkindan bir kismi ona gelecek ve (fitne cikar korkusuyla) istemedigi halde onu (evinden) cikaracaklar. Rukn ile Makam arasinda ona biat edecekler. Onlari (ortadan kaldirmak icin) Sam'dan bir ordu gonderilecek. Ordu Mekke-Medine arasindaki el-Beyda'da yere batirilacak. Insanlar bu (kerameti) gorunce ona Sam'in Ebdal'i ve Irak ahalisinin velileri ona gelip biat ederler. Sonra Kureys'ten, dayilari Kelb kabilesinden olan bir adam zuhur eder ve (Mehdi ve adamlarina) karsi bir ordu gonderir. Ama onlar bu orduya galebe calarlar. Bu ordu, Kelbi'nin (ihtirasiyla cikarilmis) bir ordudur. Bu Kelbi'nin ganimetine istirak edemeyen zarara ugramistir. (Mehdi), mali taksim eder. Halk arasinda peygamberlerinin sunnetini (ihya eder ve onun) ile amel eder. Islam yeryuzune yerlesir. Yedi yil hayatta kalir. -Bazi raviler dokuz yil demistir.- Sonra olur ve muslumanlar cenaze namazini kilarlar.-
Ebu Davud, Melahim 1, (4286, 4288, 4289).

4737 - Hz. Sevban radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Size cullanmak uzere, yabanci kavimlerin, tipki sofraya cagrisan yiyiciler gibi, birbirlerini cagiracaklari zaman yakindir."
Orada bulunanlardan biri: "O gun sayica azligimizdan mi?" diye sordu.
"Hayir, buyurdular. Bilakis o gun siz coksunuz. Lakin sizler bir selin getirip yigdigi cer-copler gibi hicbir agirligi olmayan cer-copler durumunda olacaksiniz. Allah, dusmanlarinizin kalbinden size karsi korku duygusunu cikaracak ve sizin kalplerinize zaafi atacak!"
"Zaaf da nedir ey Allah'in Resulu?" denildi.
"Dunya sevgisi ve olum korkusu!" buyurdular."
Ebu Davud, Melahim 5, (4297).

4738 - Hz. Huzeyfe radiyallahu anh diyor ki: "Vallahi bilemiyorum! Arkadaslarim gercekten unuttular mi yoksa unutmus mu gozukuyorlar? Allah'a kasem olsun, Resulullah aleyhissalatu vesselam, Kiyamete kadar gelecek fitne basilardan ucyuz ve daha fazla etbai bulunan herkesi, hicbirini birakmadan, bize ismiyle, babasinin ismiyle, kabilesiyle soyleyip haber verdi."
Ebu Davud, Fiten 1, (4243).

ISMEN ZIKREDILMEYEN FITNELER

4739 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Karanlik gecenin parcalari gibi olan fitnelerden once, hayirli ameller islemede acele edin. O fitne geldi mi kisi mu'min olarak sabaha erer de kafir olarak aksama girer. Mu'min olarak aksama erer de kafir olarak sabaha ulasir; dinini basit bir dunya menfaatine satar."
Muslim, Iman 186, (118); Tirmizi, Fiten 30, (2196).

4740 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bu ummette dort (buyuk) fitne olacak. Sonuncusunda Kiyamet kopacak!"
Ebu Davud, Fiten 1, (4241).

4741 - Arfece radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Serler ve fesadlar olacak. Kim, birlik icinde olan bu ummetin isinde tefrika cikarmak isterse, kim olursa olsun kilicla boynunu ucurun." -Bir rivayette: "...onu oldurun!" denmistir-."
Muslim, Imaret 59, (1852); Ebu Davud, Sunnet 30, (4762); Nesai, Tahrim 6, (7, 93).

4742 - Hz. Muaviye radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun) aramizda dogrulup buyurdular ki:
"Haberiniz olsun! Sizden once Ehl-i kitap, yetmisiki millete (dine) bolunduler. Bu ummet ise yetmisuc firkaya bolunecek. Bunlardan yetmisikisi ateste, sadece biri cennettedir. Bu da (Ehl-i Sunnet ve'l) cemaattir."
Ebu Davud, Sunnet 1, (4597).
Bir rivayette su ziyade var: "Ummetimden birkisim gruplar cikacak, bunlari bid'alar istila edecek, tipki kuduzun, buna yakalanan kimsede hicbir damar, hicbir mafsal birakmayip her tarafini sardigi gibi, bu bid'a da onlarin her hallerine sirayet edecek."

4743 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Beni Israil uzerine gelen seyler, ayniyla ummetimin uzerine de gelecektir. Oyle ki onlardan aleni olarak annesine gelen olmussa, ummetimden de bu cirkin isi mutlaka yapan olacaktir. Nitekim, Beni Israil yetmisiki millete (dine, firkaya) bolunmustu. Benim ummetim de yetmisuc millete bolunecektir. Bunlardan bir tanesi haric hepsi atestedir."
"Bu firka hangisidir?" diye soruldu.
"Benim ve ashabimin uzerinde oldugu seyden ayrilmayanlardir!" buyurdular."
Tirmizi, Iman 18, (2643).

4744 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (birgun):
"Lat ve Uzza'ya (tekrar) tapilmadikca gece ile gunduz gitmeyecektir!" buyurdular. Ben atilip: "Ey Allah'in Resulu! Allah Teala Hazretleri "O Allah'ki Resulunu hidayet ve hak dinle gondermistir, ta ki onu butun dinlere galebe kilsin" (Saff 9) ayetini indirdigi zaman ben bunun tam oldugunu zannetmistim!" dedim. Aleyhissalatu vesselam cevaben:
"Bu hususta Allah'in dedigi olacak. Sonra Allah hos bir ruzgar gonderecek. Bunun tesiriyle kalbinde zerrre miktar imani olanin ruhu kabzedilecek. Kendisinde hicbir hayir olmayan kimseler dunyada baki kalacaklar ve bunlar atalarinin dinlerine donecekler!" buyurdular."
Muslim, Fiten 52, (2907).

4745 - Sevban radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ummetim icin saptirici imamlardan korkarim. Ummetim arasina kilic bir kere girdi mi, artik Kiyamet gunune kadar kaldirilmaz. Ummetimden birkisim kabileler musriklere iltihak etmedikce, ummetimden birkisim kabileler putlara tapmadikca Kiyamet kopmaz. Ummetimde otuz tane yalanci cikacak hepsi de kendisinin peygamber oldugunu iddia edecek. Halbuki ben peygamberlerin muhruyum (sonuncusuyum) ve benden sonra peygamber de yoktur. Ummetimden bir grup hak uzerinde olmaktan geri durmaz. Onlara muhalefet edenler onlara zarar veremezler. Allah'in (Kiyamet) emri, onlar bu halde iken gelir."
Ali Ibnu'l-Medini: "Bunlar ashabu'l-hadistir" demistir."
Muslim, Imaret 170, (1920); Ebu Davud, Fiten 1, (4252); Tirmizi, Fiten 32, (2203, 2220, 2230). Hadisi, Muslim, Ebu Davud ve Tirmizi parca parca rivayet etmislerdir. Rezin ise bu lafizla (kaydettigimiz sekilde tek bir rivayet halinde) tahric etmistir.

4746 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Insanlar oyle gunler gorecek ki, katil nicin oldurdugunu, maktul de nicin olduruldugunu bilemeyecek."
"Bu nasil olur?" diye soruldu. Su cevabi verdi:
"Herctir! Olduren de olen de atestedir."
Muslim, Fiten 56, (2908).

4747 - Usame Ibnu zeyd radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Medine'nin Utum denen (eski ve yuksek) binalarindan birine yaklasmisti:
"Benim gorduklerimi sizler de goruyor musunuz?" buyurdular. Yanindakiler: "Hayir" deyince, acikladi:
"Ben, su evlerinizin arasinda birkisim fitnelerin yerlerini goruyorum, tipki yagmur yerleri gibi."
Buhari, Fezailu'l-Medine 8, Mezalim 25, Menakib 25, Fiten 4; Muslim, Fiten 9, (2885).

4748 - Ebu Sa'id radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Muslumanlar arasina tefrika girip (iki firkaya ayrildiklari) zaman dinden cikan bir taife zuhur edecek. Onlari, iki taifeden halka en yakin olani oldurecektir."
Muslim, Zekat 150, (1065); Ebu Davud, Sunnet 13, (4667).

4749 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ummetim calimli calimli yurudu ve meliklerin evladlari, Rumlar ve Iranlilar hizmetini yapti mi, serirleri hayirlilarina musallat edilecektir."
Tirmizi, Fiten 64, 2262.

4750 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir gun:
"Size Iran ve Bizans'in hazineleri acilinca, nasil bir kavim olacaksiniz?" diye sormustu. Abdurrahman Ibnu Avf: "Allah'in emrettigi sekilde oluruz!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Bilakis, sizler birbirinizle munafese (menfaat yarisi) edecek, hasedlesecek sonra da birbirinizden yuz cevirecek ve kinleseceksiniz. Daha sonra da muhacirlerin miskin (ve zayif olan)larina gidip birkismini digeri uzerine valiler yapacaksiniz."
Muslim, Zuhd 7, (2962).
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
4751 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Umeraniz hayirli olanlarinizdan iseler, zenginleriniz sehavetkar kimselerse, islerinizi aranizda musavere ile hallediyorsaniz, bu durumda yerin ustu (hayat), altindan (olumden) hayirlidir. Eger umeraniz serirlerinizden, zenginleriniz cimri ve isleriniz kadinlarin elinde ise, yerin alti ustunden, (olmek yasamaktan) daha hayirlidir. (Cunku artik dini ikame imkani kalmaz)."
Tirmizi, Fiten 78, (2267).

4752 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun):
"Genclerinizin fiska dustugu, kadinlarinizin azdigi zaman haliniz ne olur?" diye sormustu. (Yanindakiler hayretle):
"Ey Allah'in Resulu, yani boyle bir hal mi gelecek?" dediler.
"Evet, hatta daha beteri!" buyurdu ve devam etti:
"Emr-i bi'l-ma'rufta bulunmadiginiz, nehy-i ani'l-munker yapmadiginiz vakit haliniz ne olur?" diye sordu. (Yanindakiler hayretle)
"Yani bu olacak mi?" dediler.
"Evet, hatta daha beteri!" buyurdular ve sormaya devam ettiler:
"Munkeri emredip, ma'rufu yasakladiginiz zaman haliniz ne olur?"(Yaninda bulunanlar iyice hayrete duserek):
"Ey Allah'in Resulu! Bu mutlaka olacak mi?" dediler.
"Evet, hatta daha beteri!" buyurdular ve devam ettiler:
"Ma'rufu munker, munkeri de ma'ruf addettiginiz zaman haliniz ne olur?" (yanindeki Ashab) "Ey Allah'in Resulu! Bu mutlaka olacak mi?" diye sordular.
"Evet, olacak!" buyurdular."
Rezin tahric etmistir. Bu rivayet daha muhtasar olarak Ebu Ya'la'nin Musned'inde ve Taberani'nin el-Mu'cemu'l-Evsat'inda tahric edilmistir. Heysemi, Mecma'u'z-Zevaid'de kaydetmistir (7, 281).

4753 - Ebu Malik veya Ebu Amir el-Es'ari radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ummetimden bir kavim, ferci (zinayi), ipegi, ickiyi, calgiyi helal addedecektir. Birkisim kavimler de bir dagin etegine inecekler. Onlarin surusunu, coban sabahlari yanlarina getirecek. (Fakir) bir adam da, bir ihtiyaci icin yanlarina gelecek. Onlar adama:
"Bize yarin gel! derler. Bunun uzerine Allah onlari geceleyin yakalayiverir ve dagi tepelerine koyarak birkismini helak eder. Geri kalanlari da mesh ederek Kiyamete kadar maymun ve hinzirlara cevirir."
Buhari, Esribe 6.

4754 - Hz. Huzeyfe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a halk hayirdan sorardi. Ben ise, bana da ulasabilir korkusuyla, hep serden sorardim. (Yine bir gun)
"Ey Allah'in Resulu! Biz Cahiliye devrinde ser icerisinde idik. Allah bize bu hayri verdi. Bu hayirdan sonra tekrar ser var mi?" diye sordum.
"Evet var!" buyurdular. Ben tekrar: "Pekiyi bu serden sonra hayir var mi?" dedim.
"Evet, var! Fakat onda duman da var" buyurdular. Ben: "duman da ne?" dedim.
"Bir kavim var. Sunnetimden baska bir sunnet edinir; hidayetimden baska bir hidayet arar. Bazi islerini iyi (ma'ruf) bulursun, bazi islerini kotu (munker) bulursun" buyurdular. Ben tekrar:
"Bu hayirdan sonra baska bir ser kaldi mi?" diye sordum.
"Evet! buyurdular. Cehennem kapisina cagiran davetciler var. Kim onlara icabet ederek o kapiya dogru giderse, onlar bunu atese atarlar" buyurdular. Ben: "Ey Allah'in Resulu! Ben (o gune) ulasirsam, bana ne emredersiniz?" dedim.
"Muslumanlarin cemaatine ve imamlarina uy, onlardan ayrilma. (Imam sirtina (zulmen) vursa, malini (haksizlikla) alsa da onu dinle ve itaat et!)" buyurdular.
"O zaman ne cemaat ne de imam yoksa?" dedim.
"O takdirde butun firkalari terket (kac)! Oyle ki, bir agacin kokune dislerinle tutunmus bile olsan, olum sana gelinceye kadar o vaziyette kal" buyurdular."
Buhari, Fiten 11, Menakib 25; Muslim, Imaret 51, (1847); Ebu Davud, Fiten 1, (4244, 4245, 4246, 4247).

4755 - Abdurrahman Ibnu Abdi'l-ka'be anlatiyor: "Mescide girmistim. Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma'yi gordum: Ka'be'nin golgesinde oturuyordu. Ka'be'nin golgesinde bircok kimse ona muteveccih olarak oturmustu. Ben de ona dogru oturdum. Sunu anlatti:
"Bir seferde Resulullah aleyhissalatu vesselam'la beraberdik. Bir yerde konakladik. Kimimiz cadirini tamir ediyor, kimimiz yerini duzluyor, kimimiz hayvanlarini guduyordu. Derken Resulullah aleyhissalatu vesselam'in munadisi seslendi: "es-Salatu cami'a: "Haydin namaza!" Resulullah'a gittik, yaninda toplandik.
"Benden once her peygamber, ummeti icin hayir bildigi seyi onlara ogretmekle mukellef idi. Onlar icin ser bildigi seyden de onlari inzar etmesi (korkutmasi) gerekli idi. Bilesiniz, su ummetinizin afiyeti once gelenler hakkinda kesin kilinmistir. Sonrakiler belaya ve kotu addedeceginiz birkisim hallere maruz kalacaklardir. Birbirini takip eden fitneler gelecek. Mu'min: "Bu fitne helakimdir" diyecek. Sonra bu kalkacak, baska bir fitne gelecek. "Helakim iste bundan, iste bundan" diyecek. Oyleyse, kim atesten uzak kalmayi ve cennete girmeyi dilerse, Allah'a ve ahiret gunune inanir oldugu halde olumu karsilasin. Insanlara, onlarin kendisine nasil muamele etmelerini dilerse oyle muamelede bulunsun. Kim bir imama biat edip, samimiyetle sadakat sozu vermis ise, elinden geldikce ona itaat etsin. Bir baskasi gelip, onceki ile munazaaya girisecek olursan sonradan cikanin boynunu ucurun."
Ravi (Abdurrahman) der ki: "Abdullah Ibnu Amr'a yanastim ve:
"Allah askina soyle. Bu anlattiklarini bizzat kendin Resulullah aleyhissalam'dan isittin mi?" dedim. Sorum uzerine eliyle kulak ve kalbini tutarak:
"Evet kulaklarim isitti, kalbim de belledi" dedi. Ben:
"Ama, amcaoglun Muaviye, bize mallarimizi aramizda batil bir sekilde yememizi, birbirimizi oldurmemizi emrediyor. Halbuki Allah Teala hazretleri (mealen): "Ey iman edenler! Birbirinizin malini haram sekilde yemeyin; ancak karsilikli riza ile yaptiginiz ticaret baskadir. Birbirinizi ve kendinizi oldurmeyin. Canlarinizi da bosu bosuna tehlikeye atmayin. Suphesiz ki Allah size merhametlidir" (Nisa 29) buyuruyor" dedim. Biraz sustu sonra:
"Allah'a itaatte ona itaat et, Allah'a isyanda ona isyan et!" dedi."
Muslim, Imaret 46, (1844); Nesai, Bey'at 25, (7, 153); Ebu Davud, Fiten 1, (4248); Ibnu Mace, Fiten 9, (3956).

4756 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Irak ehline bir olceklik yiyecek ve tek dirhemlik paranin gelmeyecegi zaman yakindir!" buyurmuslardi.
"Nereden?" diye soruldu.
"Acem diyarindan. Onlar bunu yasaklayacak" buyurdu ve devamla:
"Sam ehline de tek dinarlik paranin ve bir olceklik yiyecegin gelmeyecegi zaman yakindir!" buyurdular. Yine:
"Bu nereden gelmeyecek?" diye soruldu.
"Rum cihetinden!" buyurdular. Sonra (Hz. Cabir) bir muddet sustu (ve ilave etti: "Resulullah aleyhissalatu vesselam dedi ki:
"Ummetimin sonunda bir halife gelecek; mali sayi ile degil, avuc avuc dagitacak!)"
Muslim, Fiten 67, (2913).

4757 - Yine Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ummetimin sonunda bir halife gelecek, mali sayarak degil, avuclayarak dagitacak."
Hadisi (Hz. Cabir'den rivayet eden) Ebu Nadre ve Ebu'l-Ala'ya:
"Bunun Omer Ibnu Abdilazizolmasina ne dersiniz?" diye sorulmustu. Onlar:
"Hayir, (o degildir)!" dediler."
Muslim, Fiten 67, (2913).

4758 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Irak'a olcegi ve dirhemi verilmeyecek. Sam'a da olcegi ve dinari verilmeyecek. Misir'a olcegi ve dinari verilmeyecek. Basladiginiz yere doneceksiniz" buyurdu ve uc kere tekrar etti. Buna Ebu Hureyre'nin eti ve kani sahit oldu."
Muslim, Fiten 33, (2896); Ebu Davud, Harac 29, (3035).

4759 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Iblis'in arsi deniz uzerindedir. Oradan askerlerini gonderip insanlari fitneye atar. Bunlardan, yaninda mertebece en yuksek olani en buyuk fitneyi cikarandir. Askerlerinden biri gelip: "Sunu sunu yaptim!" der. Iblis: "Hicbir sey yapmamissin!" der. Sonra bir digeri gelip: "Ben falani(n pesini) hanimiyla arasini acincaya kadar birakmadim!" der. Iblis onu kendisine yaklastirip: "sen ne iyisin!" der."
Muslim, Munafikun 66-67, (2813).

4760 - Ebu'l-Bahteri anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i dinleyen bir zatin bana anlattigina gore Resulullah demistir ki:
"Insanlar, gunahlari cogalmadikca helak olmayacaklardir."
Ebu Davud, Melahim 17, (4347).

4761 - Seleme Ibnu'l-Ekva' radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim bize kilic kaldirirsa bizden degildir."
Muslim, Iman 162, (99).

4762 - Ebu Musa ve Ibnu Omer radiyallahu anhum anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim bize karsi silah tasirsa bizden degildir."
Buhari, Fiten 7; Muslim, Iman 163, (100); Tirmizi, Hudud 26, (1459).

4763 - Abdullah Ibnu'z-Zubeyr radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim kilicini ceker sonra koyarsa kani hederdir."
Nesai, Tahrim 26, (7, 117).

ASABIYET VE EHVA

4764 - Cundeb Ibnu Abdillah radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim ummiyye (gayesi Islam olmayan) bir bayrak altinda bir asabiyete yardim ederken oldurulurse onun olumu, cahiliye olumu uzeredir."
Muslim, Imaret 57, (1850); Nesai, Tahrim 28, (7, 123).

4765 - Suraka Ibnu Malik el-Cu'semi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"En hayirliniz, (zulme duserek) gunah islemedikce asiretini mudafaa edendir."
Ebu Davud, Edeb 121, (5120).

4766 - Vasile Ibnu'l-Eska' radiyallahu anh anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dedim, asabiyet nedir?"
"Asabiyet, buyurdular, zulumde kavmine yardim etmendir."
Ebu Davud, Edeb 121, (5519).

4767 - Amr Ibnu Ebi Kurre anlatiyor: "Huzeyfe radiyallahu anh Medain'de iken, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in ofke halinde, ashabindan bazilarina sarfettigi sozleri anlatiyordu. Huzeyfe'den bunlari isitenlerden birkismi Selman radiyallahu anh'a gelip, Huzeyfe'nin anlattiklarini kendisine soyluyorlardi. Selman da onlara:
"Huzeyfe soyledigini daha iyi bilir!" diyordu. Onlar da tekrar Huzeyfe'nin yanina donup kendisine:
"Biz senin soylediklerini Selman'a sorduk. Ne tasdik etti ne de reddetti" dediler. Bunun uzerine Huzeyfe (Sebze tarlasinda bulunan) Selman radiyallahu anhuma'nin yanina gidip:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan isittigim seyler hususunda beni niye tasdik etmedin?" diye sordu. Selman da:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam ofkelenir ve ofkeli iken konusurdu. Razi olur ve riza halinde de konusurdu!" cevabini verdi ve sonra devamla:
"Ey Huzeyfe! dedi. Sen, kalplerde, birkisim insanlara sevgi, birkisim insanlara bugz hasil edip aralarinda ihtilaf ve ayriliklara sebep olan bu konusmalardan vazgecsen olmaz mi! Nitekim biliyorsun ki, Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun) hutbesinde soyle buyurmustu: "Allahim! Ben senin katindan bir garanti talep ediyorum: Ummetimden kime ofkeli halimde (haksiz yere) sebbetmis veya lanet etmis (veya vurmus veya incitmis) isem -ki ben de ademogluyum, tipki onlarin ofkelenmeleri gibi ofkelenirim. Halbuki sen beni alemlere rahmet olarak gonderdin- bu (haksiz sozumu) o kimseler icin Kiyamet gunu rahmet, (zekat, ecir, yakinlik vesilesi, tuhur) kil. (Ta ki o vesile ile sana yaklassin!)"
Ey Huzeyfe! Allah'a yemin olsun, ya bu konusmalardan vazgececeksin, yahut da seni Omer Ibnu'l-Hattab radiyallahu anh'a yazip sikayet edecegim!"
Ebu Davud, Sunnet 11, (4659).

FITNELERIN GELDIGI CIHET VE FITNELERIN CIKTIGI KIMSELER

4768 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kufrun basi dogu cihetindedir. Ovunme ve calim satma isi at, deve, sigir besleyenler, cadirda oturanlar arasindadir. Sukunet de koyun besleyenlerdedir."

4769 - Buhari'nin bir diger rivayetinde denir ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Iman Yemenlidir. Fitne su tarafta, seytanin boynuzunun dogdugu yerdedir."

4770 - Muslim'in rivayetinde soyledir: "Iman Yemenlidir. Kufur de sark cihetindedir. Sukunet koyun besleyenlerin yanindadir. Ovunmek ve calim satmak feddadlarin, yani at besleyip cadirda kalanlarin yanindadir."
Buhari, Bed'u'l-Halk 15, Menakib 1, Megazi 74; Muslim, Iman 85, (52); Muvatta, Isti'zan 15, (2, 920).

MUSLUMANLARIN BIRBIRLERIYLE SAVASLARI

4771 - Ahnef Ibnu Kays radiyallahu anh anlatiyor: "Su adami kastederek (evden) cikmistim. Yolda Ebu Bekre radiyallahu anh'a rastladim.
"Ey Ahnef nereye gidiyorsun?" dedi.
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in amcaogluna yardim etmeyi arzu ediyorum!" dedim.
"Don! dedi. Zira ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim: "Iki musluman kiliclariyla birbirlerinin uzerine yururlerse olduren de olen de atestedir!" (Bu soz uzerine Resul-i Ekrem'e): "Ey Allah'in Resulu! Katili anladik ama maktul niye ateste?" diye sorulmustu.
"Cunku o da kardesini oldurme hirsi tasiyordu!" cevabini verdi. -Bir baska rivayette ise: "O da kardesini oldurmek istemisti" demistir.-"
Buhari, Diyat 2, Fiten 10; Muslim Fiten 14, (2888); Ebu Davud, Fiten 5, (4268); Nesai, Tahrim 29, (7, 125).

4772 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kimse kardesine silahla isarette bulunmasin. Zira, o bilemez, belki de seytan elinde bir fesatta bulunur da atesten bir cukura duser."
Buhari, Fiten 7; Muslim, Birr 126, (2617); Tirmizi, Fiten 4, (2163).

4773 - Abdullah Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Muslumana sovmek fisktir, onunla carpismak da kufurdur."
Buhari, Fiten 8, Iman 36, Edeb 44; Muslim, Iman 116, (64); Tirmizi, Iman 15, (2636); Nesai, Tahrim 27, (7, 132).

4774 - Ibnu Abbas radiyallahu anhumaanlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kafirler olarak (dinden) donmeyin."
Tirmizi, Fiten 28, (2194); Buhari, Fiten 8, Diyat 2; Ebu Davud, Sunnet 16, (4686); Muslim, Ian 66, (119); Nesai, Tahrim 28, (7, 127).
Nesai, Ibnu Mes'ud'dan yaptigi bir rivayette su ziyadeye yer verir: "Kisi ne babasinin ne de kardesinin cinayetinden sorumlu tutulmaz."

HZ. OSMAN'IN SEHID EDILMESI

4775 - Abdullah Ibnu Selam'in kerdesioglu, amcasi (Abdullah Ibnu Selam) radiyallahu anh'tan naklediyor:
"Hz. Osman radiyallahu anh oldurulmek istendigi zaman yanina geldim. Osman bana:
"Sen niye geldin?" diye sordu.
"Sana yardim edeyim diye geldim" dedim.
"Oyleyse halka cik. Onlari benden uzaklastir. Zira sen bana haricte olursan, yanimda olmaktan daha faydali olursun!" dedi. Ben de cikip: "Ey insanlar! Bilirsiniz, benim adim cahiliye devrinde falandi. Ama Resulullah aleyhissalatu vesselam beni Abdullah diye tesmiye buyurdu. Benim hakkimda Kitabullah'ta birkisim ayetler nazil olmustur. Su ayet benim hakkimda nazil olanlardan biridir:
"De ki: Soyleyin bana, eger bu Kur'an Allah tarafindan gonderildigi halde, onu inkar ettiyseniz ve Israilogullarindan bir sahit de Tevrat'a dayanarak onun hak kitap olduguna sahitlik edip iman ettigi halde siz iman etmeyi buyuklugunuze yediremezseniz, zalim olmaz misiniz? Muhakkak ki, Allah zalimler guruhuna yol gostermez" (Ahkaf 10). Keza su ayet de benim hakkimda nazil oldu: "Inkar edenler, "Sen Allah tarafindan gonderilmis bir peygamber degilsin" diyorlar. De ki: "Sizinle benim aramizda sahid olarak Allah ile O'nun kitaplari hakkinda bilgi sahibi olanlar yeter" (Ra'd 43). Allah'in size karsi kinina konmus bir kilici var. Resulullah aleyhissalatu vesselam'in inmis oldugu bu beldenizde melekler size mucavir oldular. Oyleyse bu adami oldurmekten Allah'tan korkun! Allah'tan korkun! Allah'a yemin olsun eger onu oldururseniz, komsulariniz olan melekleri buradan tardetmis olacaksiniz ve Allah'in size karsi kinda tuttugu kilici kinindan cikartacaksiniz ve artik o Kiyamete kadar kinina girmeyecek!"
Bu sozlerim uzerine:
"Su yahudiyi oldurun! Osman'i oldurun!" diye bagristilar.
Tirmizi, Tefsir, Ahkaf.

CEMEL VAKASI

4776 - Abdullah Ibnu Ziyad anlatiyor: "Hz. Talha, Zubeyr ve Hz. Aise radiyallahu anhum Basra'ya yuruyunce, Hz. Ali, Ammar Ibnu Yasir ve Hasan'i (radiyallahu anhum) gonderdi. Bu ikisi Kufe'ye yanimiza geldiler ve minbere ciktilar. Hz. Hasan radiyallahu anh minberin yukarisinda idi. Ammar radiyallahu anh da ondan asagida idi. Biz onlarin etrafinda toplandik. Ammar'in soyle konustugunu isittim:
"Aise, Basra'ya yurudu. Muhakkak ki o, dunyada da ahirette de Peygamber aleyhissalatu vesselam'in zevcesidir. Ancak Allah sizi imtihan ediyor: Kendisine mi itaat edeceksiniz, yoksa ona (Hz. Aise'ye) mi?"
Buhari, Fezailu'l-Ashab 30, Fiten 17.

4777 - Sakik Ibnu Abdillah anlatiyor: "Ben, Ebu Musa el-Es'ari, Ebu Mes'ud el-Ensari ve Ammar radiyallahu anhum ile oturuyordum. Ebu Mes'ud, Ammar'a:
"Senin arkadaslarindan herkese diledigim takdirde bir kulp takabilirim. Ama sen haricsin. Senin hakkinda bir sey soyleyemem. Senin, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a arkadas oldugum gunden beri, ikinizin su isteki agirliginizdan baska bir kusurunuzu gormus degilim!"
Ebu Mes'ud -zengin birisiydi- su karsilikta bulundu: "Ey oglum! Iki hulle (takim) getir. Birini Ebu Musa'ya ver, digerini de Ammar'a!" Ve ilave etti: "Bunlarin icinde ikiniz cumaya gidin."
Buhari, Fiten 18, Fezailu'l-Ashab 30.

4778 - Kays Ibnu Abbad radiyallahu anh anlatiyor: "Ali radiyallahu anh'a: "Soyle bize! (Savas icin) su yuruyusunu Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bir emrini yerine getirmek uzere mi yapiyorsun, sahsi bir ictihadin olarak mi?" diye sordum.
"Resulullah aleyhissalatu vesselam bana bu yuruyusu yapmam icin herhangi bir emirde bulunmadi. Ben bunu sahsi reyimle yapiyorum!" cevabini verdi."
Ebu Davud, Sunnet 13, (4666).

HARICILER

4779 - Zeyd Ibnu Vehb el-Cuheni -ki bu zat, Hz. Ali radiyallahu anh Haricilerle savasmak uzere yurudugu zaman beraberindeki orduda bulunuyordu- anlatiyor: "Hz. Ali dedi ki: "Ey insanlar ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim:
"Ummetimden bir grup cikar. Kur'an'i oyle okurlar ki, sizin okuyusunuz onlarinkinin yaninda bir hic kalir. Namaziniz da namazlarina gore bir hic kkalir. Orucunuz da oruclari yaninda bir hic kalir. Kur'an'i okurlar, onu lehlerine zannederler. Halbuki o aleyhlerinedir. Namazlari koprucuk kemiklerinden oteye gecmez. Okun avi delip gecmesi gibi dinden hemen cikarlar. Onlarla harb eden ordu(nun askerlerine) peygamberlerinin diliyle ne (kadar cok ucret)ler takdir edilmis oldugunu bilselerdi (baskaca) amel yapmaktan vazgecerlerdi. Onlarin alameti sudur: Aralarinda pazusu oldugu halde kolu olmayan bir adam olacak. Pazusu uzerinde meme ucu bir cikinti bulunacak. Bunun uzerinde de beyaz killar bulunacak. Sizler Muaviye ve Samlilarin uzerine gidecek, buradakileri terkedeceksiniz. Onlar da sizin (yoklugunuzdan istifade ile) coluk-cocugunuza ve mallariniza sizin naminiza halef olacaklar!."
(Hz. Ali ilave etti) "O vallahi! Ben, onlarin bu kavim olacagini kuvvetle umit ediyorum. Cunku onlar haram kan doktuler. Halkin meradaki hayvanlarini gasbettiler. Oyleyse, Allah adina bunlar uzerine yuruyun!"
Ravi der ki: "Haricilerin basinda o gun, Abdullah Ibnu Vehb er-Rasibi oldugu halde, onlarla karsilasinca Hz. Ali radiyallahu anh askerlerine:
"Mizraklarinizi birakin, kiliclarinizi kinlarindan cikarin. Cunku ben, onlarin Harura gunu size yaptiklari gibi yine size sulh teklif edeceklerinden korkuyorum!" dedi. Bu emir uzerine donduler, mizraklarini bertaraf ettiler ve kiliclarini siyirdilar. Askerler onlara mizraklarini sapladi. Oldurup ust uste yigdi. O gun cengaverlerden sadece iki kisi isabet alip sehit dustu. Ali radiyallahu anh:
"Aralarinda o sakat herifi arayin!" emretti. Aradilar, fakat bulamadilar. Bizzat Ali kalkip ust uste oldurulmus insanlarin yanina geldi.
"Bunlari geri cekin!" dedi. Sonra yere gelen cesetler arasinda onu buldular. Onun bulunmasi uzerine Hz. Ali radiyallahu anh tekbir getirdi ve:
"Allah dogru soyledi. Resulu de dogru teblig etti" dedi. Ubeyde es-Selmani, Hz. Ali'ye dogrulup:
"Ey mu'minlerin emiri! Kendisinden baska ilah olmayan Allah askina soyle. Sen bu hadisi Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan bizzat isittin mi?" diye sordu. Ali radiyallahu anh:
"Kendinden baska ilah olmayan Allah'a yemin ederim, evet!" dedi. Ubeyde Hz. Ali'ye uc sefer yemin verdi. O da ona uc sefer yemin etti."
Muslim, Zekat 156, (1066).

4780 - Muslim, (bu hadisi) Abdullah Ibnu Rafi'den de ayni sekilde tahric etmistir. O rivayetin bas kisminda su ziyade var: "Haruriyye, Ali Ibnu Ebi Talib radiyallahu anh'a karsi huruc ettikleri zaman: "Hukum Allah'indir" dediler. (Bu ibare Kur'an'dan bir iktibas olmasi hasebiyle) Hz. Ali de: "Kendisiyle batil murad edilen hak bir soz" dedi."
Muslim, Zekat 157, (1066).

4781 - Suveyd Ibnu Gafle radiyallahu anh anlatiyor: "Ali radiyallahu anh dedi ki: "Ben size Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan bir hadis soyleyince, Allah'a yemin olsun Aleyhissalatu vesselam'in soylemedigi bir seyi soylemektense gokten atilmayi tercih ederim. Ancak benimle sizin aranizda cereyan eden seyler hakkinda konusunca, bilesiniz harp hiledir. Zira ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim:
"Ahir zamanda yasca kucuk, akilca kit birtakim gencler cikacak. Yaratilmisin en hayirlisinin sozunu soylerler, Kur'an'i okurlar. Imanlari girtlaklarindan oteye gecmez. Okun avi delip gectigi gibi dinden cikarlar. Onlara nerede rastlarsaniz onlari gebertin. Zira, onlari oldurene, Kiyamet gunu, Allah'in verecegi ucret var."
Buhari, Fezailu'l-Kur'an 36, Menakib 25, Istitabe 6; Muslim, Zekat 154, (1066); Ebu Davud, Sunnet 31, (4767); Nesai, Tahrim 26, (7, 119).

4782 - Ebu Said ve Enes radiyallahu anhuma anlatiyorlar: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ummetimde ihtilaf ve ayriliklar meydana gelecek, (Onlardan) bir grup lafiyla guzel, ameliyle kotu olacak. Bunlar Kur'an'i okuyacaklar, ancak koprucuk kemiklerinden asagi gecmeyecek. Bunlar, dinden tipki okun avu delip gecmesi gibi cikarlar. Onlar, ok kirisine donmedikce bir daha dine geri gelmezler. Bunlar mahlukatin en seriridir. Onlari oldurene ve onlar tarafindan oldurulene ne mutlu! Onlar insanlari Kitabullah'a cagirirlar, fakat kitaptan zerre kadar nasipleri yoktur."
Yaninda bulunan Ashab: "Ey Allah'in Resulu dediler. Onlarin alameti nedir?" diye sordular da:
"Tiras olmak!" buyurdular."
Ebu Davud, Sunnet 31, (4765).Benzer bir rivayeti Ebu Saidi'l-Hudri'den Sahiheyn kaydetmistir. Buhari, Fezailu'l-Kur'an 36, Menakib 25, Edeb 95, Istitabe 6, 7; Muslim, Zekat 143-148, (1064); Muvatta, Kur'an 10, (1, 204, 205); Nesai, Zekat 79, (5, 87), Tahrim 26, (7, 119).

4783 - Hz. Enes'ten gelen bir rivayette (Resulullah soyle) buyurmustur: "Onlarin alameti tiras ve sacin yolunmasidir. Onlari gordugunuz zaman oldurun."

4784 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Huneyn donusunde bir adam yanina geldi. Bu sirada Hz. Bilal'in eteginde gumus (para) vardi. Resulullah aleyhissalatu vesselam bundan avuc avuc alip insanlara dagitiyordu. Gelen adam:
"Ey Muhammed! Adil ol!" dedi. Aleyhissalatu vesselam (ofkeli olarak):
"Yazik sana! Ben de adil olmazsam kim adil olabilir? Eger adil olmazsam zarara ve husrana duserim!" buyurdular. Hz. Omer atilip:
"Ey Allah'in Resulu! Bana musaade buyurun su munafigin kellesini ucurayim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Halkin "Muhammed arkadaslarini olduruyor" diye dedikodu yapmasindan Allah'a siginirim. Bu ve arkadaslari Kur'an okurlar (ama okuduklari) hancerelerini asagi gecmez. Dinden, okun avi delip gectigi gibi cikip giderler!" buyurdular."
Buhari, Humus 16; Muslim, Zekat 142, (1063). Metin Muslim'inkidir.

HAKEMEYN HADISESI VE YEZID IBNU MUAVIYE'YE BIAT VAKASI

4785 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Hz. Hafsa radiyallahu anha'nin yanina girdim ve:
"(Ali ile Muaviye radiyallahu anhuma'nin Siffin'deki hadiseleri sebebiyle halka gelenleri goruyorsun. (Simdi Harameyn ve baska yerde hayatta kalan sahabeleri toplayip fikirlerini almak istiyorlar.) Bu hilafet ve emirlik meselesinde bana hicbir hak tanimadilar (bu sebeple gitmek istemiyorum, ne dersin?)" dedim.
"Katil. Cunku onlar seni bekliyorlar. Onlardan geri durmani, onlarin bir muhalefet saymalarindan korkarim!" dedi ve Abdullah, oraya gidinceye kadar Hafsa onu birakmadi. (Hakemlerin hukum vermesinden sonra) Hz. Muaviye bir hutbe irad etti ve (Abdullah'la babasi Omer'i kastederek) dedi ki:
"Kim bu hilafet meselesi hakkinda bizimle konusmak isterse kendini bize gostersin (meydana ciksin). Surasi muhakkak ki biz, halifelige ondan da babasindan da ehakkiz."
Habib Ibnu Mesleme der ki: "Abdullah'a: "Ona cevap vermedin mi?" dedim. Abdullah cevaben:
"Bu ise senden daha ehak olan, Islam adina sana ve babana karsi (Uhud'da, Hendek'te) mucadele vermis olan Ali radiyallahu anh'tir!" demek istedim. Fakat, herkesin arasina tefrika sokup, kan akitacak ve istemedigim bir manaya cekilecek bir kelime sarfetmekten korktum. Allah'in sabredene) cennette hazirladigi mukafaatlari da hatirlayarak (Muaviye'ye karsilik vermedim) demistir. Habib Ibnu Mesleme: "Bu tavri takdir ederek: "Sen bir fitneden (inayet-i ilahi ile) korunmus ve (ciddi) bir felaketten muhafaza edilmissin!" dedm" der."
Buhari, Megazi 29.

4786 - Ibnu'l-Museyyeb radiyallahu anh anlatiyor: "Ilk fitne yani Hz. Osman radiyallahu anh'in sehid edilmesi vukua geldigi zaman Ashab-i Bedr'den kimseyi hayatta birakmadi. Sonra ikinci fitne yani Harra hadisesi vukua geldi. Bu da Hudeybiye ashabindan kimseyi hayatta birakmadi. Sonra ucuncusu vukua geldi. O da insanlar arasinda akil ve kuvvet(sahabe) birakmadi."
Buhari, Megazi 11.

IBNU'Z-ZUBEYR DEVRI

4787 - Ebu Nevfel anlatiyor: "Abdullah Ibnu'z-zubeyr radiyallahu anhuma'yi (Mekke'deki) Akabetu'l-Medine (denilen yerde) (asilmis) gordum. Kureys ve diger halk onun yanina gelmeye baslamisti. Derken Abdullah Ibnu Omer radiyallahu anhuma da geldi. Yaninda durdu. "es-Selamu aleyke ey Ebu Hubeyb!" dedi ve bu selami uc kere tekrar etti. Sonra sozlerine devamla (uc kere de) "Vallahi seni bu isten men etmistim (ama beni dinlemedin)" deyip sunlari soyledi: "Vallahi, benim biildigime gore sen, cok oruc tutan, cok namaz kilan, yakinlara cokca yardimci olan bir kimseydin. Vallahi, en kotusu sen olan bir ummet mutlaka en hayirli bir ummettir!"
Haccac'a, Abdullah Ibnu Omer radiyallahu anhuma'nin Ibnu'z-Zubeyr karsisindaki tavri ve soyledigi bu sozleri ulasti. Derhal adam gondererek Ibnu'z-Zubeyr'in cesedini asili oldugu kutukten indirip, yahudilerin kabirlerine attirdi. Sonra annesi Esma Bindu Ebi Bekr radiyallahu anha'ya da bir adam gonderip cagirtti. Fakat kadincagiz gitmekten imtina etti. Haccac ikinci bir elci gonderdi ve: "Ya bana kendi rizanla gelirsin ya da, sana sac orgulerinden suruyerek getirecek birisini gonderirim!" dedi. Esma yine imtina edip:
"Sen, orgulerimden tutup beni surukleyecek birini gonderinceye kadar vallahi gelmeyecegim!" dedi. Haccac:
"Bana ayakkabilarimi gosterin!" dedi. Papuclarini alip, calimla kosup Esma'nin yanina girdi.
"Allah dusmanina ne yaptigimi gordun mu?" dedi.
"Ona dunyasini berbat ettigini, onun da senin ahiretini berbat ettigini gordum. Bana ulastigina gore ona: "Ey iki kusaklinin oglu!" demissin. Vallahi iki kusakli benim. Onlardan biriyle ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in ve Ebu Bekr'in (hicret sirasindaki) yiyeceklerini bagladim. Digeri de, kadinin belinden ayirmadigi kusagidir. Sunu ilave edeyim ki, Resulullah aleyhissalatu vesselam bana: "Sakif'te bir yalanci, bir de zalim var!" demisti. Yalanciyi gorduk. Zalime gelince; bunun da ancak sen olacagini zannediyorum!" dedi. Haccac, hic cevap vermeden yanindan ayrildi."
Muslim, Fezailu's-Sahabe 229, (2545)
Rezin su ilavede bulundu: "Haccac (bilahare) demis ki: "Ben Esma'nin yanina onu uzmek icin girmistim, ama o beni uzdu."

HACCAC

4788 - Zubeyr Ibnu Adiy rahimehullah anlatiyor: "Hz. Enes Ibnu Malik radiyallahu anh'in yanina girdik. Haccac'in bize yaptiklarini sikayet ettik.
"Sabredin, buyurdu. Zira oyle gunlerle karsilasacaksiniz ki, her yeni gun, gidenden daha kotu olacak. Bu hal Rabbinize kavusuncaya kadar devam edecek. Ben bunu, Resulunuz aleyhissalatu vesselam'dan isittim."
Buhari, Fiten 6; Tirmizi, Fiten 35, (2207).

4789 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sakif'ten bir yalanci, bir de zalim cikacaktir."
Tirmizi, Fiten 44, (2221).

4790 - Hisam Ibnu Hisan rahimehullah anlatiyor: "Haccac'in hukmen oldurdugu insanlarin miktari sayilmis. 120 bin kisiye ulastigi gorulmustur."
Tirmizi, Fiten 43, (2221).

BENI MERVAN

4791 - Sa'id Ibnu Amr Ibni Said Ibni'l-As anlatiyor: "Ceddim bana dedi ki: "Ben Ebu Hureyre radiyallahu anh ile beraber Medine mescidinde oturuyordum. Yanimizda Mervan da vardi. Bir ara Ebu Hureyre radiyallahu anh:
"Ben, sadik ve masduk olan Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle buyurduklarini isittim:
"Ummetimin helak olmasi, Kureys'e mensup (akli kit) bir grup cocukcagizlarin elleriyledir!"
Mervan: "Allah onlara lanet etsin!" dedi. Ebu Hureyre der ki:
"Eger ben dileseydim falan falan diye onlari teker teker ismen sayardim." Said rahimehullah dedi ki:
"Ben, Beni Mervan iktidar oldugu zaman dedemle birlikte Sam'a gittim. Orada onlari genc oglanlar olarak gorunce:
"Ebu Hureyre radiyallahu anh'in kastetttigi bunlar olmasin!" ded. Ben de: "Sen daha iyi bilirsin!" dedim."
Buhari, Fiten 3, Menakib 25.

4792 - Hz. Huzeyfe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun):
"Bana Islam telaffuz eden kac kisi oldugunu sayiverin" buyurdular. Biz: "Ey Allah'in Resulu! Bizim sayimiz alti-yediyuze ulasmis oldugu halde, hakkimizda korku mu tasiyorsunuz?" dedik.
"Siz bilemezsiniz, (coklugunuza ragmen) imtihan olunabilirsiniz!" . Gercekten oyle (belaya maruz kalip) imtihan olunduk ki, icimizden namazini gizlice kilanlar oldu."
Buhari, Cihad 181; Muslim, Iman 235, (149).

4793 - Sahiheyn'de yine Huzeyfe radiyallahu anh'tan gelen bir rivayet soyledir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"(Kiyamet gunu, havz-i kevserime birkisim gruplar da gelecekler ki, onlar oradan uzaklastirilacaklar. Ben: "Onlar benim ashabimdir!" diyecegim. Fakat,
"Sen, onlarin arkandan neler islediklerini bilmiyorsun!" denilecek."
Buhari, Rikak 53; Muslim, Fezail 32, (2297).

4794 - Museyyeb Ibnu Rafi' anlatiyor: "Bera Ibnu Azib radiyallahu anhuma'ya rastladim. Kendisine:
"Sana ne mutlu! Resulullah aleyhissalatu vesselam'la sohbet serefine erdin. O'na (Hudeybiye'de) agac altinda biat ettin!" demistim. Bana su cevapta bulundu:
"Ey kardesimoglu! Biz ondan sonra ne bid'alar isledik sen bilmezsin."
Buhari, Megazi, 35.

KADERE IMAN

4795 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kul, hayriyla, serriyle kadere inanmadikca, kendine (hayir ve serden) isabet edecek seyi atlatamayacagini, (hayir ve serden) kacacak olan seyi de yakalayamayacagini bilmedikce iman etmis olmaz."
Tirmizi, Kader 10, 2145.

4796 - Ubade Ibnu's-Samit radiyallahu anh ogluna olumu sirasinda demistir ki: "Ogulcugum, basina gelecek olan seyin asla atlatilamayacagini, kacirdiklarini da yakalayamayacagini bilmedikce sen, imannin hakikatinin tadini asla bulamazsin. Zira ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim:
"Allah'in ilk yarattigi sey kalemdir. Kalemi yaratti ve: "Kiyamete kadar olacak seylerin miktarlarini yaz!" dedi."
"Ogulcugum, Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan sunu da isittim:
"Kim bu inanc disinda olarak olurse benden degildir."
Ebu Davud, Sunnet 17, (4700); Tirmizi, Kader 17, (2156).

KADERLE AMEL

4797 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, elinde iki kitap oldugu halde yanimiza geldi ve:
"Bu iki kitap nedir biliyor musunuz?" buyurdular. Cevaben:
"Hayir, ey Allah'in Resulu! bilmiyoruz. Ancak bildirmeniziistiyoruz!" dedik. Bunun uzerine sag elindekini gostererek:
"Bu Rabbulalemin'den (gelmis) bir kitaptir. Icerisinde cennet ehlinin isimleri mevcuttur. Hatta onlarin babalarinin ve kabilelerinin isimler de mevcuttur ve sonunda da icmal yapmistir. Bunlara asla ne ilave yapilir, ne de onlardan eksiltmeye yer verilir. Hic degismeden ebedi olarak sabit kalir" buyurdular. Sonra sol elindekini gostererek:
"Bu da Rabbulalemin'den bir kitaptir. Bunun icinde de ates ehlinin isimleri, onlarin atalarinin isimleri ve kabilelerinin isimleri vardir. En sonda da icmallerini yapmistir. Bunlara asla ne ziyade yapilir, ne de eksiltmeye yer verilir!" buyurdular. Ashabi sordu:
"Oyleyse ey Allah'in Resulu, niye amel ediliyor? Madem ki her sey onceden olmus bitmis, yazilmis ve artik yazma isinden farig olunmus (bir daha yapma gayreti de niye)?"
Resulullah su cevabi verdi: "Siz amelinizle dogruyu ve istikameti arayin! Itidali koruyun, Zira, cennetlik olan kimsenin ameli, cennet ehlinin ameliyle sonlanir; (daha once) ne cesit amel yapmis olursa olsun. Keza cehennemlik olanin ameli de cehennem ehlinin ameliyle sonlanir, hangi cesit amel ile amel etmis olursa olsun!"
Resulullah aleyhissalatu vesselam, sonra elindeki kitaplari atip, elleriyle isaret ederek dedi ki:
"Rabbiniz kullardan artik farig oldu, birkismi cennetlik, birkismi da cehennemliktir."
Tirmizi, Kader 8, (2142).

4798 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Biz bir cenaze vesilesiyle Baki'u'l-Garkad'da idik. Derken yanimiza Resulullah aleyhissalatu vesselam cikageldi ve oturdu. Biz de etrafinda (halka yapip) oturduk. Elinde bir cubuk vardi. Cubuguyla yere birseyler cizmeye basladi. Sonra:
"Sizden kimse yok ki, su anda cennet veya cehennemdeki yeri yazilmamis olsun!" buyurdular. Cemaat:
"Ey Allah'in Resulu, dedi. Oyleyse hakkimizda yazilana itimad edip ona dayanmayalim mi?"
"Calisin, buyurdular. Herkes kendisi icin yaratilmis olana erecektir. Cennetlik olanlar, saadet(e goturen) amelde (muvaffak) olacaktir. Sekavet ehli olanlar da sekavet(e goturen) amelde (muvaffak) olacaktir!"
Sonra su ayeti tilavet buyurdular. (Mealen): "Kim bagista bulunur, gunahtan kacinir ve dinin en guzelini tasdik ederse, biz de ona hayir ve kolaylik yolunu kolaylastiririz" (Leyl 5-7).
Buhari, Tefsir, Leyl, Cenaiz 83, Edeb 120, Kader 4, Tevhid 54; Muslim, Kader 6, (2647); Ebu Davud, Sunnet 17, (4694); Tirmizi, Kader 3, (2137), Tefsir, Leyl, (3341).

4799 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Suraka Ibnu Malik Ibnu Cu'sem radiyallahu anh gelerek sordu:
"Ey Allah'in Resulu! Bize dinimizi acikla. Sanki yeni yaratilmis gibiyiz. Simdi amel ne husustadir: Kalemlerin kurudugu, miktarlarin kesinlestigi seylerde mi, yoksa istikbale ait seylerde mi calisacagiz?"
"Hayir (istikbale ait seylerde degil). Bilakis kalemlerin kurudugu, miktarlarin cereyan ettigi (kesinlestigi) hususta!" buyurdular. Suraka tekrar:
"Oyleyse niye amel edelim (bosa zahmet cekelim)?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Calisin! Herkes yaratildigi seye erecektir! Herkes, (yazildigi) ameliyle amil olacaktir!" buyurdular."
Muslim, Kader 8, (2648).

4800 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Sadik ve Masduk olan Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden birinin yaratilisi, annesinin karninda kirk gunde cem olur. Sonra bu kadar muddetle "alaka" olur. Sonra bu kadar muddette "mudga" olur. Sonra Allah bir melegi dort kelimeyle gonderir: (Bu melek) rizkini, ecelini, amelini, saki veya said olacagini yazar, sonra ona ruh uflenir. Kendinden baska ilah olmayan zata yemin olsun, sizden biri, (hayati boyunca) cennet ehlinin ameliyle amel eder. Oyle ki, kendisiyle cennet arasinda bir ziralik mesafe kaldigi zaman ona yazisi galebe calar ve cehennem ehlinin ameliyle amel ederek cehenneme girer. Ayni sekilde sizden biri (hayati boyunca) cehennem ehlinin amelini isler. Kendisiyle cehennem arasinda bir ziralik mesafe kalinca yazisi ona galebe calar ve cennet ehlinin amelini isleyerek cennete girer."
Buhari, Kader 1, Bed'u'l-Halk 6, Enbiya 1, Tevhid 28; Muslim, Kader 1, (2643); Ebu Davud, Sunnet 17, (4708); Tirmizi, Kader 4, (2138).
Rezin su ziyadede bulundu: "(Resulullah) sunu da buyurdular: "Nutfe dustu mu, kirk gun rahimde ucar. Sonra kirk gunde alaka olur. Sonra kirkgunde mudga olur. Bir nefis olarak yaratilma safhasina gelince, Allah onu tasfir edecek (sekillendirecek) bir melek gonderir. Melek iki parmaginin arasinda toprak oldugu halde gelir. Onu mudgaya karistirir. Sonra onu yogurur, sonra da emredildigi uzere onu tasvir eder."
 
Üst Alt