Kur'an-ı Kerim'de Hacet Namazı

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Kur'an-ı Kerim'de Hacet Namazı varmıdır,Hacet Namazı Ayetleri
namaz38.jpg


Hacet Namazı Ayetleri;

Bakara Süresi 45. Ayeti Kerime'de Şöyle buyuruyor Rabbimiz;

"Vesteînû bis sabri ves salât(sâlâti), ve innehâ le kebîretun illâ alel hâşiîn(hâşiîne)".

(Allah'tan) sabırla ve namazla istiane (özel yardım) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazı ile Allah'a ulaştıracak mürşidini sormak), huşû sahibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir.

1. ve isteînû : ve istiane (Allah'tan özel yardım,
2. bi es sabri : sabırla
3. ve es sâlâti : ve namaz
4. ve inne-hâ : hiç şüphesiz o, muhakkak ki o
5. le : mutlaka, elbette, muhakkak
6. kebîretun : büyük, zor, ağır
7. illâ : ancak, hariç, den başka
8. alâ el hâşiîne : huşû sahiplerine

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm


İstiane sabırla ve namazla yalnız Allah'tan istenebilir.

Peygamber Efendimiz (S.A.V) buyurmaktadır: "Cebrail kardeşimin bana öğrettiği iki namazdan biri İSTİHARE, diğeri HACET namazıdır."

Kişi bir kararın kendisi için uygun olup olmadığını İSTİHARE namazı kılarak Allah'tan sorabilir. Bu iki rekâtlık namazda Fatiha'dan sonra Kâfirun Suresi okunur. İkinci rekâtta da Fatiha'dan sonra İhlâs Suresi okunur ve Allah'tan yapmak istenen şeyin ya da kararın uygun olup olmadığı sorulur. Eğer Allahû Tealâ beyaz veya yeşil renklerin hakim olduğu bir rüya göstermişse kararın uygun, siyah veya kırmızı renklerin olduğu bir rüya göstermişse uygun olmadığı anlaşılır.

2. namazın adı HACET namazıdır ve şöyle kılınır:
1. Rekât: Subhaneke + Fatiha + 3 Âyetel Kursî
2. Rekât: Fatiha + İhlâs + Felâk + Nâs
Oturuş: Ettehiyyatu
3. Rekât: Fatiha + İhlâs + Felâk + Nâs
4. Rekât: Fatiha + İhlâs + Felâk + Nâs
Oturuş: Ettehiyyatu + Allahumme Salli + Allahumme Barik + Rabbena

Ve kişi Allah'tan hacette bulunur: "Yarabbi benim mürşidim kim, bana onu göstermeni dilerim. "Dünyaya ya da manevî âleme ait birşey isteniyorsa yine hacet namazı kılınır. Allahû Tealâ "namazla"sözüyle hacet namazını ifade etmektedir. İnsanlar vardır hem Allah'a ulaşmayı dilemezler hem de hacet namazını kılarak Allah'tan devamlı mürşidlerini sorarlar. Allahû Tealâ da onlara sabırlı da olsalar mürşidlerini hiç göstermez. Bu insanlar kendi kendilerini aldatırlar: "Ben Allah'a ulaşmayı diliyorum ama Allah bana mürşidimi göstermiyor" diyerek yalan söylerler. Çünkü Allahû Tealâ buyurmaktadır:

29 / ANKEBÛT - 5: Men kâne yercû likâallâhi fe inne ecelallâhi leât(leâtin), ve huves semîul alîm(alîmu).
Kim Allah'a mülâki olmayı (hayattayken Allah'a ulaşmayı) dilerse, o taktirde muhakkak ki Allah'ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir (ruhu mutlaka hayattayken Allah'a ulaşacaktır). Ve O; en iyi işiten, en iyi bilendir.

Eğer kişiler huşû sahibiyse kesin şekilde inanırlarki ruhlarını ölmeden evvel Allah'a ulaştıracaklardır ve ölümden sonra da ruhları tekrar Allah'a bir defa daha geri dönecektir.

Hacet namazı kılınıpta Allah'tan sorulduğu zaman o şeye ehil olunmalıdır.

Hacet namazını kılan kişi huşû sahibiyse yani Allah'a ulaşmayı gerçekten diliyorsa ve mürşidini Allah'tan sorduysa Allah'ın o kişiye mürşidini daha ilk seferde göstermemesi mümkün değildir. İşte bu dizayn içerisinde âyet-i kerime Allah'tan istianenin nasıl istenmesi gerektiğini ifade etmektedir. Ve kişi huşû sahibi olmuşsa Allahû Tealâ mutlaka mutlaka mürşidini gösterecektir ve istianeyi ona ulaştıracaktır.

Maide 35. Ayeti Kerimede Allahu Teala şöyle buyuruyor;

"Yâ eyyuhellezîne âmenûttekûllâhe vebtegû ileyhil vesîlete ve câhidû fî sebîlihi leallekum tuflihûn(tuflihûne)".

Ey âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler); Allah'a karşı takva sahibi olun ve O'na ulaştıracak vesileyi isteyin. Ve O'nun yolunda cihad edin. Umulur ki böylece siz felâha erersiniz.

1. yâ eyyuhâ : ey!
2. ellezîne âmenû : Allâh'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler
3. ittekû Allâhe : Allâh'a (c.c.) karşı takvâ sahibi olun
4. ve ibtegû : ve isteyin!
5. ileyhi el vesîlete : O'na ulaştıracak vesileyi
6. ve câhidû fî sebîli hi : ve O'nun yolunda cihad edin
7. lealle-kum : umulur ki böylece siz
8. tuflihûne : felâha, kurtuluşa erersiniz

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ burada âmenû olanların takva sahibi olmasını ve Allah'a ulaştıracak olan vesileyi, yani mürşidi Allah'tan istemelerini emrediyor. Tabiatıyla mürşide ulaştıktan sonra da nefs tezkiyesi söz konusu. Ve Allahû Tealâ, "Allah yolunda cihad edin.' diyor. Bu cihad, hem insanın nefsiyle yapacağı büyük cihad hem de Allah'ın düşmanlarıyla yapılan küçük cihadı kapsar. Allahû Tealâ, felâha ermenin, kurtuluşa ermenin cihadla mümkün olacağını söylüyor. Bu âyetteki cihad nefs tezkiyesi ve tasfiyesi olan büyük cihaddır. Nefse karşı cihad-ı ekberi kazanmak ancak mürşide tâbî olmakla gerçekleşir. Mürşidsiz hiç kimse tek başına büyük cihadı başaramaz. Allah'tan, Allah'a ulaştıracak olan vesileyi istemek, mürşidi istemek, nefs tezkiyesi yapmak farzdır. Felâh, cennet müjdesine, cennet kurtuluşuna ulaşmaktır.

Âyette bahsedilen felâh (kurtuluş) 3. kat cennet müjdesidir. Bir insanın 3. kat cennet kurtuluşuna ulaşması, felâha ermesi, vesileyi istemesine, mürşide ulaşmasına, tövbe edip kalbine îmân yazıldıktan sonra nefs tezkiyesi yapmasına ve böylece 3. safha takva sahibi olup felâha ermesine bağlıdır. 1. safhadaki takva Allah'a ulaşmayı dilemek, yani âmenû olmaktır. Kişiyi birinci kat cennete ulaştırır (Cennetün Aliyeh). 2. safhadaki takva âyet-i kerimede "Allah'a karşı takva sahibi olun ve O'na ulaştıracak vesileyi isteyin" olarak belirtiliyor. Yani Allah'a ulaştıracak vesileyi, mürşidi isteyip mürşidin önünde tövbe ederek, el öperek "lâ ilâhe illallâh muhammedun resûlullâh" diyerek, 2. safhadaki takvanın sahibi olursunuz. Burada ikinci kat cennet kazanılır (Cennetün firdevs). Sonra O'nun yolunda cihad etmeye, büyük cihadı (nefs tezkiyesi) yapmaya başlıyorsunuz. Nefs tezkiyesi sonunda Allahû Tealâ'nın evliyası oluyorsunuz. Tezkiye olayında ruh Allah'a ulaşır ve kişi felâha erer. Burada 3. kat cennetin müjdesi vardır (Cennetün Huld). Böylece âyet-i kerime bize 1. 2. ve 3. safhadaki takva ile takva sahibi olmayı gösteriyor.

Lügat anlamı itibarıyla sakınmak, korkmak anlamına gelen takva kavramı Kur'ân-ı Kerim'de Maide Suresinin 93. âyet-i kerimesinde farklı seviyelere ait 2. 3. ve 4 safhadaki takvaların üçünü birden muhtevasına almıştır. Dolayısıyla bütün âyetlerde geçen takvaları sakınmak ve korkmak şeklinde değerlendirirsek, kavramın ifade ettiği aslî mânâdan sapmış oluruz. Günümüzde birbirinden farklı incelediğimiz 23 tane Kur'ân-ı Kerim meallerinde bu sapmayı kolaylıkla tespit etik.

50 / KAF - 32: Hâzâ mâ tûadûne li kulli evvâbin hafîz(hafîzin).
İşte size vaadolunan şey budur (cennettir). Bütün evvab (ruhu Allah'a ulaşarak sığınmış), ve hafîz olanlar (başlarının üzerine devrin imamının ruhu ulaşmış olanlar) için.

5 / MÂİDE - 93: Leyse alellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti cunâhun fîmâ taimû izâ mettekav ve âmenû ve amilûs sâlihâti summettekav ve âmenû summettekav ve ahsenû vallâhu yuhibbul muhsinîn(muhsinîne).
Âmenû olanlar ve salih amel yapanlar (ıslâh edici amel, nefs tezkiyesi yapanlar) üzerine, takva (1. takva) sahibi olmadıkları zaman yediklerinden dolayı bir günah yoktur. Âmenû olun ve amilûssâlihat yapın! Sonra da takva sahibi olun (3. takvaya ulaşın)! Âmenû olun sonra da takva sahibi olun (4. takvaya ulaşın) ve ahsen olun! Allah muhsinleri (ahsen olanları, 4. takvaya ulaşanları) sever.

Âyetlerde birbirinden ayrı farklı seviyelere ait 7 safha takva vardır.

1. safha takva:


30 / RÛM - 31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O'na (Allah'a) yönelin (Allah'a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.

2. safha takva:

5 / MÂİDE - 35: Yâ eyyuhellezîne âmenûttekûllâhe vebtegû ileyhil vesîlete ve câhidû fî sebîlihi leallekum tuflihûn(tuflihûne).
Ey âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler); Allah'a karşı takva sahibi olun ve O'na ulaştıracak vesileyi isteyin. Ve O'nun yolunda cihad edin. Umulur ki böylece siz felâha erersiniz.

3. safha takva:

50 / KAF - 31: Ve uzlifetil cennetu lil muttekîne gayre baîdin.
Ve cennet, takva sahipleri için uzak olmayarak yaklaştırıldı.

4. safha takva:

22 / HACC - 37: Len yenâlellâhe luhûmuhâ ve lâ dimâuhâ ve lâkin yenâluhut takvâ minkum, kezâlike sahharahâ lekum li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum, ve beşşiril muhsinîn(muhsinîne).
Onun (kurbanların), etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. Fakat sizden O'na, takva (Allah'a teslim olma) ulaşır. İşte böylece size, onu musahhar kıldı. Sizi hidayete erdirdiği şey üzerine (hidayete erdirmesi sebebiyle) Allah'ı tekbir etmeniz için. Ve muhsinleri (Allah'a fizik vücutlarını teslim edenleri) müjdele!

5. safha takva:

7 / A'RÂF - 201: İnnellezînettekav izâ messehum tâifun mineş şeytâni tezekkerû fe izâhum mubsırûn(mubsırûne).
Muhakkak ki; takva sahibi kimseler şeytandan onlara gözü bürüyen bir vesvese dokunduğu zaman (Allah'ı) tezekkür ederler (Allah'la tezekkür ederler). İşte o zaman onlar, basar edenlerdir (kalp gözlerinin basar hassası ile görürler: Casiye-23).

6. safha takva:

2 / BAKARA - 179: Ve lekum fîl kısâsı hayâtun yâ ulîl elbâbi leallekum tettekûn(tettekûne).
Ey ulûl elbab! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur böylece ki siz, takva sahibi olursunuz.

7. safha takva:

3 / ÂLİ İMRÂN - 102: Yâ eyyuhellezîne âmenûttekullâhe hakka tukâtihî ve lâ temûtunne illâ ve entum muslimûn(muslimûne).
Ey âmenû olanlar, Allah'a karşı “O'nun hak takvası” ile (bi hakkın takva, en üst derece takva ile) takva sahibi olun! Ve sakın siz, (Allah'a) teslim olmadan ölmeyin!

Hacet namazı nasıl kılınır? Ayrıntılı bilgi için Tıklayın
 
Üst Alt