Kasım Paşa Camisi (Bigadiç)

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37
Kasım Paşa Camisi (Bigadiç)

00000176.jpg

Kanuni Sultan Süleyman’ın vezirlerinden Cezerizade Kasım Paşa tarafından 1549’da yaptırılmıştır.
Tamamen kesme taşlarla yapılan cami birkaç defa tamir olmuşsa da minaresi orijinal hali ile günümüze gelmiştir.
Yapıldığı dönemin tüm mimari özelliklerini yansıtan Kasım Paşa Camisinin duvarlarında 1901 tarihli levhalarda hat sanatının değişik örnekleri bulunmaktadır.


Yeşilli Cami (Bigadiç)
00000177.jpg

Bigadiç’in merkez camisi olarak kullanılan Yeşilli Camii, 1715 tarihinde Bigadiçli Çavuşzade İsmail Ağa tarafından yaptırılmıştır.
Yangın, deprem gibi nedenlerden ötürü bir çok kez onarım görmüştür. Genel özelliklerine göre dönem mimarisi örneklerindendir. Kuzeyde altı sütunlu bir son cemaat yeri vardır. Düzgün haç planlı bir yapı olup, kuzeydoğusunda bir minaresi vardır.





Evliya Çelebi Cami (Lonca Cami) (Bigadiç)


Bigadiç Voyvodası Seyyid Hacı Hasar Ağa tarafından 1795’de yaptırılmıştır. Temeli ve minare kaidesi orijinaldir. Kayıtlarda caminin vakfı olarak; Balıkesir’de bir terzi dükkanı görülmektedir.
Zağnos Paşa Camisi (Paşa Camisi) ve Külliyesi (Merkez)

00000175.jpg

Kentin merkezinde, Mustafa Fakıh Mahallesi’nde, çarşı içerisinde yer alır. Cami, türbe ve hahamdan oluşan bir külliye durumundadır. Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden Zağnos Mehmed Paşa tarafından 1461’de yaptırılmıştır. Külliyeden sadece hamam orijinal durumunda günümüze gelebilmiştir. 1897 yılında yıkılan cami ve türbe 1908’de Balıkesir mutasarrıfı Ömer Ali Bey tarafından yeniden yaptırılmıştır.

Balıkesir’in en büyük camisi olup, kare plânlıdır. Düzgün yontma taş ve kesme taştan yapılmıştır. Ortada dört ayak üzerine oturtulmuş merkezi bir kubbe etrafında dört adet köşe kubbesi ve aralarında yarım daire tonozlar yerleştirilerek yapılmıştır. Caminin son cemaat yeri yoktur. İç bçlüme kuzey, doğu ve batıdaki çift kanatlı ahşap kapılarla girilir. Üç yanda da kapıların önünde dört köşeli mermer sütunların taşıdığı, ahşap tavanlı, kurşun kaplı, eğimli bir çatı ile örtülü sundurmalar yer almaktadır. Caminin ahşap kadınlar mahfili, kuzey koridoru boyunca uzanır. Ahşap yivli altı sütuna oturan mahfil, kafeslidir. Giriş kapısı dışarıdadır. Mihrap, son dönem Türk sanatı özelliklerini taşıyan en güzel örneklerdendir.

Minare caminin kuzeybatı köşesindedir. Balıkesir eşrafından Arabacıoğulları’ndan Hacı Hafız Efendi yaptırmıştır. Barok üslupta ve kesme taştandır. Merkezi kubbe 1897 depreminde yıkılmış,1902 tarihinde yeniden yapılmıştır. Kapı üzerinde Kelime-i Tevhid Ebced hesabı ile ilk inşaat tarihi olan h. 865 (1464) tarihi okunmaktadır. Cami avlusunda türbe, hazire ve şadırvan bulunmaktadır. 07.02.1923 tarihinde Atatürk bu camide ünlü hutbesini okutmuştur.

Batıda, minare kaidesinin hemen yanında muvakkithane yer almaktadır. Kesme taştan yapılmıştır. Caminin avlusunda, biri kuzeyde, diğeri batıda olmak üzere iki şadırvan bulunmaktadır. Kuzeydeki şadırvan on iki köşelidir. Mermer şadırvanın içi Paşa hamamından gelen su ile doludur. Ortasında mermerden, dilimli fıskiyesi vardır. Son yıllarda şadırvanın üstü beş sade sütuna oturan bir kubbe ile örtülmüştür. Diğer şadırvan ise, caminin ikinci kez yapımında yapılmıştır. Biçimi ve örtüsü açısından kuzeydekinin aynıdır. Yalnız musluklu panolarda kabartma süsler vardır ve fıskiyesi farklıdır. Ayrıca caminin dışında, kuzeydoğu köşesinde, mermerden beş yüzlü bir şadırvan daha vardır. Her yüzünde, kemerler ile bağlanmış çift gömme sütunlar bulunmaktadır.

Caminin avlusunun güneyinde, güneş saati vardır. Kısa ve kalın bir sütunun üzerine oturtulmuş bir tablada saat dilimleri işaretlenmiştir. Ortasında demir bir çubuk vardır. Saat demir çerçeveli olup dilimler silinmiştir.


Yıldırım Camisi (Eski Cami) ve Külliyesi (Merkez)

Yıldırım Mahallesi’nde yer alan Cami , Balıkesir’in en eski Osmanlı yapıtıdır. Yapım kitabesi bulunmamaktadır. Ancak çeşitli kaynaklardan ve vakfiyesinden 1388’de Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Oldukça büyük bir avlu içerisinde Medrese ve imaret ile birlikte külliye durumundadır. 1818’de ve 1897 depreminden sonra onarım görmüştür.

Caminin içi dikdörtgen planlı olup, beşer sütunlu iki diziyle üç nefe ayrılmıştır. Kaidesiz olarak konan bu devşirme sütunların başlıkları da devşirme malzemedendir. Altısı bizans, üçü Osmanlı üslubunda, biri de eski bir kaide biçimindedir. Camide çevredeki yıkıntılardan alınmış devşirme mimari parçalar kullanılmıştır. Duvarları geniş derzli kesme taştandır. Sadece batı duvarında tek sıra tuğla vardır. Dış yüzeylerde yer yer ilk yapının izlerine rastlansa da, genel görünümüyle Geç dönem özelliklerini taşımaktadır. Çatısı kiremitle örtülüdür. Yapının kıble yüzü diğer yüzler gibi sade olmakla birlikte, mihrabın iki yanında dikdörtgen pencerelerle bunların altında yuvarlak kemerli pencereleri bulunmaktadır. Batı cephesi daha hareketlidir. İki sıra halindeki pencerelerin alt sırada olanları orijinal olup, üst sıradaki yuvarlak kemerliler XIX.yüzyıl başlarındaki onarım sırasında yapılmıştır.

Caminin kuzey, doğu ve batı duvarlarında birer kapısı vardır. Kuzeyde bulunan, ahşap ve camekanlı son cemaat yeri sonradan eklenmiştir. Dikdörtgen söveli cümle kapısının iki yanındaki stalaktit başlıklı kalın dört köşe payelerin üstünde kesme taştan basık bir sivri kemer yer alır.Kemerin içinde kapı sövelerinin üstünde bulunan alınlıkta bir çerçeve biçiminde yazıt yeri bulunmakta ancak içi boştur.

Caminin batı duvarı ve buradaki giriş, kuzey girişine göre daha gösterişli yapılmıştır. Girişin üstü dört ahşap direğe oturan kiremit kaplı bir sundurma ile örtülmüştür. Bu bölümün ahşap tavanı oldukça süslü olup, ortada ampir bir göbek bulunmaktadır.

1897 depreminden sonra tavan yenilenmiştir. Mihrabın, dikdörtgen biçiminde duvarlardan dışarı taşan, kütlevi çerçeve bölümü de yenidir. Beş kenarlı mihrap nişinin kavsarası stalaktitlerle yukarı doğru daralmaktadır. Minber ahşaptır. Minaresi kuzeybatı köşesinde yer alır. Kesme taştan ve yenidir. Kare kaide üzerinde yükselen minare, silindirik gövdeli ve yivlidir. Gövde ile kaidenin birleştiği bölümde iki sıra bilezik vardır. Şerefenin altında da aynı biçimde bir bilezik bulunmaktadır.

Caminin avlusundaki şadırvan yenidir. Sekiz kenarlı memer havuzun her köşesinde yuvarlak gömme sütunlar yer alır. Üzeri beş direğe dayanan bir camekanla örtülüdür.

Caminin kuzeydoğu köşesindeki imaret (Misafirhane-Zaviye) cami ile birlikte XIV.yüzyılın sonunda yapılmıştır. Orijinal durumu ile günümüze kadar gelebilmiştir. İlk Osmanlı döneminde sık görülen zaviye camiler tipinin en basit örneğidir. Moloz taştan yapılmış duvarları kirpi saçaklarla tamamlanmıştır. Büyük bir niş içinde yer alan yay kemerli cümle kapısı üzerinde mermer bir yazıt bulunmaktadır. Kapıyı zengin bir silme çevrelemektedir. Kenarları düzgün tuğla kemerli, pencere açıklıkları örtülüdür. İçeride, orta mekanın iki yanında, daha alçakta zaviye odaları bulunmaktadır. Orta mekan ahşapla örtülü olup, yan mekânlar tonoz ile örtülmüştür. Bina dıştan kiremit çatı ile kaplıdır.

Cami avlusunda bulunan medrese 12 hücreli bir yapı olup, 1897 depreminden sonra yeniden yapılmıştır. Sadece dış duvarları orijinaldir.
Tahtalı Cami (Merkez)

Dinkçiler Mahallesi’ndeki cami, 1452 yılında yapılmıştır. Kim tarafından yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır. Günümüze bu ilk yapıdan yalnızca minaresi gelebilmiştir. 1513 depreminde yıkılmış ve sonra yenilenmiştir. Dikdörtgen plânlı bir yapıdır.


Kasaplar Camisi (Merkez)

Kasaplar Mahallesi’nde bulunmaktadır. Kitabesine göre 1649 yılında yapılmış, depremlerden zarar görmüş, 1811, 1894 ve 1901 yıllarında onarılmıştır. Kare plânlı küçük bir cami olup, zemindeki klâsik tuğla döşemeler ilk yapıldığı dönemden kalmıştır.


Şeyh Lütfullah Camisi (Merkez)

Lütfullah Mahallesi’nde yer almaktadır. Cami 1429’da yapılmıştır. XVI.yüzyılda Hacı Bayram-ı Veli’nin arkadaşlarından Şeyh Lütfullah tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Orijinal konumu ile günümüze gelemeyen cami, 1907’de yenilenmiştir. Dikdörtgen plânlı kesme taş bir yapıdır. Son cemaat yerine üç basamaklı bir merdivenle çıkılır. Cephesi son cemaat yerinin üstüne rastlayan kadınlar mahfilinden ötürü iki katlı bir görünümdedir. İbadet yeri, düz ahşap bir çatı ile örtülü olup, mihrap duvarına dört, duvarlara da üçer pencere açılmıştır. Mihrap taştan, minberi ise ahşaptandır. Tek şerefeli kesme taş minaresi kare bir kaide üzerine silindirik biçimde oturtulmuştur.
Caminin avlusunda sekiz köşeli, üzeri saçaklı bir kubbe ile örtülü şadırvanı bulunmaktadır.


Hakkı Çavuş Camisi (Merkez)

1352 tarihinde yapılmıştır. Günümüze orijinal durumda ulaşamamıştır.

Hacı Ali (Alibey) Camisi (Merkez)

1319’da yapılmış, 1952’de onarım görmüştür.


Karaoğlan Camisi (Merkez)

Karaoğlan Mahallesi’ndedir. Gazi Süleyman Paşa ile Rumeli’ye geçen Karaoğlan isimli birinin 1356’da yaptırdığı söylenmektedir. Günümüze orijinal biçimiyle gelememiş olup, bugünkü yapı 1908 yıllarına aittir.


İbrahimbey Camisi (Haci Arifağa Camisi) (Merkez)

Hisar İçi Mahallesi’nde Alaca Sokak’tadır. Giriş kapısı üzerindeki yazıtından 1465’te Zağnos Paşa’nın oğlu Mehmet Çelebi tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Sonraki yıllarda yıkılan cami, 1739’da Yahşi Bey’in oğlu İbrahim Bey tarafından yenilenmiş, 1899’da da Hacı Arif Ağa tarafından onarılmıştır. Cami kesme taştan kare plânlı olup, ahşap kiremitli bir çatı ile örtülüdür. Avlu girişinde XIX.yüzyılın ampir üslubunda, son derece güzel bezemeli taş bir kapısı bulunmaktadır. Bezemelerde yaprak motifleri ve çiçekler dikkati çekmektedir. İki yanındaki yüksek kaideler üzerinde yivli sütunlar, Maşallah yazılı başlıklar bulunmaktadır. Caminin son cemaat yeri daha geç devirlerde eklenmiştir. İbadet mekânı oldukça sade olup, mihrabın iki yanında iki pencere bulunmaktadır. Mihrap mermerden, minber ise ahşaptır. İkinci katta kadınlar mahfili ve buradaki ahşap sütunlar üst örtüyü taşımaktadır. Dört köşeli bir kaide üzerinde, pembe köfeki taşından üç şerefeli minaresi yakın tarihlerde yapılmıştır.


Yeşilli Cami (Hisariçi Camisi) (Merkez)

Eski Kuyumcular Mahallesi’ndeki camiyi kimin yaptırdığı bilinmemektedir. Yalnızca cami üzerindeki yazıttan Külahçızade Hacı Mustafa Efendi tarafından 1786’da onarıldığı anlaşılmaktadır. Cami dikdörtgen plânlı, ahşap çatılı küçük bir yapıdır. Yeşil renge boyandığından ötürü de Yeşilli Cami ismiyle halk arasında tanınmaktadır.
Zeminden biraz yüksekte olan caminin çift kanatlı bir son cemaat yeri vardır. Buradaki bir merdivenden, üst kattaki kadınlar mahfiline çıkılmaktadır. İbadet yeri oldukça basit olup, mihrabın iki yanında kaideleri duvara gömülü üçer sütun bulunmaktadır. Sütunlar arasındaki yüzeylerin üstünde pencereler ve frizler bulunmaktadır. Dışarıya doğru çıkıntı yapan mihrap oldukça sadedir. Mihrabın içerisinde XIX.yüzyılın ikinci yarısında çok sık rastlanan ışın motifleriyle, tepedeki madalyonda da Allah yazısı görülmektedir. Oldukça basit olan ahşap minber boyanmış ve özelliğini yitirmiştir. Giriş kapısının üzerinde altı ahşap sütuna dayanan balkon görünümünde kadınlar mahfili bulunmaktadır. Caminin taş minaresine son cemaat yerinden çıkılır. Silindir gövdeli olan minarenin altında mukarnas dizileri dikkati çekmektedir.


Omurbey (Umurbey) Camisi (Merkez)

Omurbey Mahallesi’ndedir. Hacı Omur Bey tarafından 1413’te yaptırılmış, 1635 ve 1925’te iki büyük onarım geçirmiştir. Cami üzerindeki üç yazıttan biri yapıldığı tarihi, diğerleri de onarımlarını belirtmektedir. Son cemaat yeri olmayan cami oldukça basit olup, kesme taş ve tuğladan yapılmıştır.


Oruç Bey Mescidi (Merkez)

Kayabey Mahallesi’ndedir. Rumeli’ye geçen Osmanlı komutanlarından Oruç Bey adına 1471 yılında yapılmıştır. Ancak çeşitli yıllarda yapılan onarımlarla özgün biçimini kaybetmiştir.


Alaca Mescit Camisi (Merkez)

Kitabesi günümüze ulaşamadığından yapım tarihi ve banisi belli değildir. Son onarımını 1911’de geçirmiştir. Tarihi yönden önemli olan camide Balıkesir’deki Kuvay-i Milliye Hareketi’nin ilk kararları alınmıştır (1919).

Bu Camilerin dışında Balıkesir merkezinde, Vicdaniye Camisi (1895), Sultan II.Abdülhamid zamanında yapılan Eminağa Camisi (1897 Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılan Kırımlılar Camisi (1862) bulunmaktadır.


Saatli Kilise Camisi (Ayvalık)

İlçe merkezinde İsmet Paşa Mahallesi’ndedir. XIX.yüzyılın ikinci yarısında yerli Rumlar tarafından kilise olarak yapılmış, 1928’den sonra camiye dönüştürülmüştür. Dikdörtgen plânlı bir yapı olup, dört sütunlu, revaklı, akantus yapraklarıyla süslü bir kapıdan içeriye girilmektedir. Yapının planı haç düzeninde olup, orta bölüm küçük bir kubbe ile haçın kolları da tonozlarla örtülüdür. Kilisenin Çan kulesi sonraki yıllarda saat kulesine dönüştürülmüş ve bu yüzden de Saatli Cami ismini almıştır.


AliBey (Çınarlı) Camisi (Ayvalık)

Hamdi Bey Mahallesi’ndedir XIX.yüzyılda yerli Rumlar tarafından kilise olarak yapılmış, Cumhuriyetin ilk yıllarında camiye çevrilmiştir. Moloz ve kesme taştan yapılmıştır. Haç plânlı olup, haçın ortası kubbe, yanları da tonoz örtülüdür. Cami içerisinde kompozit başlıklı kalın sütunlar dikkati çekmektedir.


Yeni Cami (Ayvalık)

Hayrettin Paşa Mahallesi’ndedir. XVIII.yüzyılın ikinci yarısında yapılmış, kiliseden camiye çevrilmiştir. Çan kulesinin kaidesi günümüze gelebilmiştir. Mimari yönden bir özellik taşımamaktadır.


Biberli Cami (Ayvalık)

Kasım Paşa Mahallesi’nde, Altunova Caddesi’ndedir. XIX.yüzyılda yapılmış bir kiliseden camiye çevrilmiştir. Haç plânlı olan bu yapının girişindeki altı sütun ile dikkati çekmektedir.


Hamidiye Camisi (Ayvalık)

Sakarya Mahallesi’ndedir. Ayvalık’ta cami olarak yapılmış tek özgün yapıdır. XIX.yüzyılın ikinci yarısında Sultan II.Abdilhamit tarafından eglektik üslupta yaptırılmıştır. Kareye yakın plânlı cami, kırmızı kesme taştandır. Dört sütunlu bir son cemaat yeri, silindirik bir kasnağa oturan tuğla kubbesi bulunmaktadır. Bezeme yönünden önem taşımamaktadır.


Ulu Cami (Bandırma)

Abdullah Efendi tarafından 1382 yılında Edincik’te yaptırılmıştır. Dikdörtgen plânlı basit bir yapı olmasına rağmen cephesindeki taş ve tuğla süslemeleri ile dikkati çekmektedir.


Kurşunlu Cami (Hekimzade Yusuf Sinan Camisi) (Edremit)

Kurşunlu Caddesi’ndedir. Edremit’in tanınmış ulemalarından Yusuf bin Habib için yaptırılmıştır. Kitabesi olmadığından kesin yapım tarihi bilinmemekle beraber, mimari üslubu XV.yüzyıla işaret etmektedir.
Tek kubbeli camilerin klâsik örneklerinden olup, kesme taştandır. Önünde üç bölümlü, sivri kemerli bir son cemaat yeri vardır. İbadet mekanını sekizgen kasnak üzerine oturan bir kubbe örter. Kubbe duvarının ortasında çok kenarlı mihrap nişi bulunmaktadır. Kare kaide üzerindeki minaresi yuvarlak gövdelidir.
Caminin yanında olduğu bilinen medresesinden hiçbir iz günümüze gelememiştir.


Eşrefoğlu Rumi Camisi (Pırasa Cami) (Edremit)

XIX.yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır. Mimari üslubu eglektik özellikler göstermektedir. Kesme taş duvarları kademeli olarak yükselir ve bunlar dış cephede dikey ve yatay çizgilerle bölümlere ayrılmıştır. Orta bölüm kubbe ile, yan bölümler ise tonozlarla örtülüdür. Her yüzde yüzeyleri bölümlere ayıran payelerin üst bölümleri küçük kubbecikler halindedir.
İbadet mekânındaki kubbeyi korint başlıklı dört paye ve bunları birbirine bağlayan kemerler taşımaktadır. Buradaki tonozların içerisi kasetler şeklindedir. Taş minberin kapı ve süslemeleri XIX.yüzyıl üslubunu yansıtan bezemelerle süslüdür.
1910 tarihinde mahalle halkı yardımları ile onarılarak bugünkü halini almıştır.


Haydar Çavuş Camisi (Bandırma)

XIX.yüzyılın başında Haydar Çavuş tarafından yaptırılmış, 1873’te yanmıştır. Bundan sonra Mimar Kemalettin Bey’in çizmiş olduğu plâna göre Neo-klâsik üslupta yenilenmiştir. Kare plânlı cami, tek kubbeli olup, sade bir görünümdedir.


Hacı Ahmet Camisi (Burhaniye)

Burhaniye’nin ilk yapılan camisi olup, 1798’de Hacı Ahmet bey tarafından yaptırılmıştır. Kare planlı olan bu cami, küçük bir avlunun ortasındadır.
İbadet mekânının duvarlarında ve köşelerinde kenar silmelerinde granit kullanılmıştır. Duvarları iki kademe şeklinde olup, her kenarda büyük yuvarlak kemerler içerisine alınmış ikiz pencereler yerleştirilmiştir. Kubbe sekizgen kasnağa oturmaktadır. Bezeme olarak önemli sayılacak bir süslemesi bulunmamaktadır.
Burhaniye’de ayrıca, Mehmedemin Ağa (Memiş) Camisi (1743), Hanay Cami (1750), Hasanağa Camisi (1756), Koca Cami (1890) bulunmakta ve günümüzde ibadete açıktır.


Hacı Bayram Camisi (Ayvalık)

Hacı Bayram Camisi Ayvalık’ın Altınova bucak merkezindedir. Altınova’nın Cami-i Kebir Sokağı’nda bulunan bu yapı kitabesinin ebced hesabına göre tarihlendirilmesi sonucunda1490-1491 yılında yapıldığı öğrenilmiştir.

Kare planlı, içten düz tavanlı, dıştan da kırma çatılı olan cami de kaba yontma taş ve tuğla kullanılmıştır. İki sıra taşı üç sıra tuğla tamamlamıştır. Kuzey cephesine de sonraki yıllarda camekan şeklinde bir son cemaat yeri eklenmiştir. İbadet mekanı doğu-batı yönünde üç yuvarlak kemerle mihrap duvarına paralel iki sahna ayrılmıştır. Mihrabın bir özelliği bulunmamakta olup, sonraki yıllarda pek çok camide görüldüğü gibi buraya yağlı boya ile bir perde resmi yapılmıştır. Mihrap nişi iki yanda birer sütun ile sınırlanmış, nişin üzerine de alçı kabartma ile altın yaldızlı bitkisel süsler yerleştirilmiştir.

Onarım geçiren cami orijinalliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır. İbadet mekanı iki sıra pencere ile aydınlatılmış olup üst sıradakiler alttakilere göre daha küçük olup onarımlar sırasında bunlar oval şekle dönüştürülmüştür. Bu pencere dizisinin de alttakiler gibi tuğladan yuvarlak kemerli olukları anlaşılmaktadır.

Caminin güneydoğu köşesine 1957 yılında silindirik, tuğladan tek şerefeli bir minare eklenmiştir.


Kadı Camisi (Ayvalık)

Ayvalık Altınova Bucağında bulunan Kadı Camisi’nin kitabesi günümüze gelememiştir. Bu bakımdan ne zaman ve kimin tarafından yaptırılmış olduğu bilinmemektedir. Küçük Cami olarak da isimlendirilen bu yapı 9.80 X 9.80 m. ölçüsünde kare planlı olup, üzeri sekizgen kasnağın taşıdığı bir kubbe ile örtülmüştür. Kaba yontma taştan olan cami onarımlar sonunda özelliğini yitirmiştir.

Caminin kuzey cephesindeki son cemaat yeri yıkılmış, buraya betonarme olarak üç kubbeli bir son cemaat yeri eklenmiştir. Ayrıca batıdaki oldukça güdük minarenin olduğu yere yerleştirilen minare küçük boyutta olup altında 1953 yılında yenilendiği yazılıdır.


Kuzey cephesinin ortasındaki bir kapıdan girilen ibadet mekanın da bulunan mihrap ve minberin mimari bir özelliği bulunmamaktadır.

İbadet mekanı alt dikdörtgen, üstte de yuvarlak kemerli pencereler ile aydınlatılmıştır.
 
Üst Alt