Kadınlar adetliyken namaz kılabilir mi?

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Kadınlar adetliyken veya lohusa halinde namaz kılabilir mi? Adet dönemlerinde (regl halinde) namaz kılınmayacağı hakkında deliller var mıdır?
Kadınlar adetli iken namaz kılmazlar, oruç tutmazlar. Adetli kadının namaz kılmasının ve oruç tutmasının caiz ve sahih olmadığında, yani adetin bu iki ibadetin ifasına engel bir mazeret sayıldığında fakihler görüş birliğindedir.

Adet süresince terk edilen namazların kaza edilmesinin gerekmediği, oruçların ise temizlendikten sonra tutulacağı hususlarında da görüş birliği vardır. (Abdurrahman el-Ceziri, Kitabu’l-Fıkhi ale’l- Mezahibi’l-Erbea, I, 133) Hz. Aişe (r.a.), Rasulüllah döneminde kendileri adet gördüklerinde tutamadıkları oruçları kaza etmekle emrolunduklarını, kılamadıkları namazları ise kaza etmekle emrolunmadıklarını söylemiştir. (Buhari, Hayz, 20 Müslim, Hayz, 15) bu uygulamalar Hz. Peygamber (s.a.s.)’in bilgi ve onayı dahilinde cereyan etmiştir.
Adetliyken (regl) namaz kılınmayacağına dair deliller nelerdir?

Kadınlar adetliyken namaz kılabilir mi?

Namaz kılmak. Âdetli veya lohusa kadının namaz kılması câiz değildir. Hz. Peygamber (s.a.s), Fâtıma binti Ebî Hubeyş’e “Hayız gördüğün zaman namazı bırak ve hayız hâlin sona erince, kanı temizleyerek guslet ve namaz kıl.” buyurmuştur. Buhâri’deki rivâyet şöyledir: “Âdetin devam ettiği sürece namazı bırak, sonra boy abdesti al ve namaz kıl.” (Buhâri, Hayz, 19, 24, Vüdû, 63; Müslim, Hayz, 62; Ebû Davûd Tâhâret, 109).
Kadınlar adetliyken kılmadıkları namazları sonradan kaza ederler mi?

Adetli bir kadın namaz kılamaz ve kılamadıkları namazları sonra da kaza etmezler. Çünkü namaz, hergün tekrarlanan bir ibadettir. Bu nedenle kaza edilmesi de zor olur. Yüce Allah ise zorluk ve meşakkatleri insanların omuzlarından kaldırmıştır. (Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı, A. Ceziri)
Hayız ve nifas halinde, namazın edası da kazası da düşer. Kifâye’de de böyledir. (Fetevayi Hindiyye)

Kadınlara Mahsus Haller

Hayız ne demektir?

Bir kadının rahminden bir hastalık ve çocuk doğurma olmaksızın belirli günler içinde gelen kandır. Buna aybaşı veya âdet hâli de denir.

Âdet hâli neden önemlidir?

Kadınlar, âdet hallerine dikkat etmelidirler. Bu durum onların dînî görevleri ile alâkalıdır. Hayız konusu hakkında yeterli bilgi, özellikle kılacağı namaz ve tutacağı oruçların kazaya kalmaması için önemlidir. İlmihal bilgileri ışığında, hanımlar kendilerinden gelen akıntıların (bu akıntı, normal zamanlarda görülenin aksine kahverengi, kırmızı, yeşilimtırak vb. farklı renklerde olur.) âdet mi, özür mü olduğuna karar verirler.

Âdet hâlinin en az ve en çok süresi ne kadardır?

En az müddeti 3 gün (72 saat) ve en çok müddeti 10 gün (240 saat)dür.

Üç günden az veya 10 günden çok olan kanlar nedir? Bu gibi durumlarda kadınlar ibadet yapmalı mıdır?
Bu kanlar özür kanıdır. Özür hali devam ettiği müddetçe namaz kılıp, oruç tutabilir.

İki hayız (âdet) emi arasındaki temizlik (tuhr) müddeti en az ve en çok kaç gün olmalıdır?
En az müddeti 15 gündür. En çok ise aylarca sürebilir. 15 gün dolmadan gelen kanlar özür kanıdır. Bu gibi durumda ibâdetlere devam edilmelidir.

Bazı kadınlarda hayız günleri sâbittir. Mesela her ay 5 veya 6 gün âdet görürler. Bu günler dolduğunda gusül alır, namaz kılar. Ramazansa orucunu tutar.

Bazı kadınların ise âdet günleri değişik olur. Bir ay 7 gün, diğer ay 8 gün âdet görebilirler. Bu durumda ihtiyatlı hareket etmek gerekir. 7 gün geçtiğinde gusül alır, namazlarını kılar, Ramazansa oruç tutar. 8. gün gelen kan özür kanı sayılır.

Bir âdetin değiştiğini nereden anlarız?
Normal âdet günlerinden farklı olarak, üst üste iki ay âdet hâli görmek gereklidir. Mesela her ay 5 gün hayız gören bir kadın, sonra ki iki ay 6 gün hayız görse, hayızı artık 5’den 6’ya çıkmıştır. Bundan böyle âdet günü 6’dır.

Devamlı kan gelecek olsa, hayız günlerini nasıl tayin ederiz?

Âdet görmekte olan bir kadından bir hastalık sebebi ile devamlı kan gelecek olsa; daha önce uyduğu belirli hayız ve temizlik günlerine riâyet eder. Mesela, Her ay 8 gün hayız, 20 gün temizlik gören kadından, herhangi bir hastalık sebebiyle, devamlı kan gelecek olsa, 8 günü hayız, 20 günü temizlik kabul eder ve temizlik günleri içerisinde, kendisinden kan geldiği halde, namazlarını kılar, oruçlarını tutar.

Hayızın bittiğini nereden anlarız?
Hayız müddeti içinde gelen kan tamamen kesilmedikçe, geçen zaman hayızdan sayılır. Bu günlerde âdet kanının sürekli gelmesi şart değildir. Bazen kesilip bazen devam edebilir. Kısaca hayız müddeti, akıntının renginin değişmesiyle başlar; kanın tamamen kesilip temizlik günlerinde görülen akıntının geri dönmesiyle son bulur.

Bir kadının görmekte olduğu âdetini kocasına karşı inkâr etmesi veya gerçeğe aykırı olarak âdet gördüğünü söylemesi, helal değildir.

Nifas nedir?

Nifas, lohusalık halidir ki, en az müddeti yoktur. En çok müddeti 40 gündür. Çocuk doğuran kadın, hiç kan görmeyebilir. Bu durumda kan görmediği için lohusalık hâli bitmiş demektir. İbâdetlerine hemen başlar. 40 günden fazla gelen kan ise özür halidir. Dolayısıyla 40 günden sonra , eğer hâlâ kan devam ediyorsa, kadın yine ibâdetlerine başlar. Bununla beraber bazı kadınlar çocuk doğurduktan sonra on beş, yirmi veya yirmi beş gün kan görürler. Kan kesildikten sonra , temizlik hali başlamış demektir, 40 günün dolması beklenmez. Kan kesilince yıkanılır, namaz kılınıp, Ramazan ayı ise oruç tutulur.

Düşük hallerinde nifas nasıl tayin edilir?
El ve ayak gibi organları belirmiş bir çocuğun düşmesiyle nifas hali meydana gelir ve çoğunlukla kan on veya on beş gün devam eder. Fakat organları belirmeyen bir düşükten dolayı nifas hâli olmaz. Bunun düşmesiyle görülen kan 3 gün devam eder. Bundan önce de en az on beş gün temizlik hâli devam etmiş ise bu kan hayız kanı sayılır. Değilse özür kanı olur.

Nifas müddeti içinde görülen temizlik de nifastan sayılır. Mesela on gün kan gelip, beş gün kesildikten sonra , tekrar on gün kan gelecek olsa bu yirmi beş günün hepsi nifastan sayılır.

Hayız veya nifas halinde bulunan kadın hangi ibâdetleri yapamaz?
Hayız veya nifas halinde bulunan bir kadın: Namaz kılamaz, şükür secdesi yapamaz, oruç tutamaz, Kur’ân-ı Kerim’den bir âyet dahî olsa okuyamaz (ancak duâ âyetlerini, duâ etmek maksadıyla okuyabilir), Kur’ân âyetlerinin yazılı olduğu levhalara ve paralara, tam âyet olmasa bile dokunamaz, camilere giremez, Kâbe’yi tavâf edemez, evli ise kocasıyla cinsî münâsebette bulunamaz. Bütün bu sayılanların âdet veya nifas halinde yapılması haramdır.

Bununla birlikte, bu hallerin devam ettiği süre içindeki bütün farz namazları kendisinden düşmüştür, bunları kazâ etmesi gerekmez. Fakat farz oruçları gününe gün sonra kaza eder.

Âdet gören veya loğusa olan kadın, Allah Teâlâ’yı zikir ve tesbih edebilir. Bu hallerde bulunan kadının pişireceği yemekler ve içtiği suların artıkları da temizdir. Yenilip içilmesinde hiçbir sakınca yoktur.

İstihâze nedir? İstihâzeli kadının ibâdet sorumluluğu üzerinden kalkar mı?
Bir kadından hayızda 3 günden az, 10 günden fazla gelen kanlar; nifas (lohusalık) halinde 40 günden sonra gelen kanlar ile hamilelik süresince gelen kanlar istihâze kanıdır. İstihâze (özür) denen kan, vücudun diğer organlarından gelen kanlar gibidir. İstihâzeli olan kadından namaz sorumluluğu düşmez. Orucunu tutar, kazaya bırakmaz.

Henüz 9 yaşına gelmemiş kızlardan gelen kan da özür kanıdır. Âdetten kesilme vaktinde girdikten sonra gelen kanlar da özür (istihâze) kanıdır.

(Daha geniş bilgi için bakınız: Büyük İslam İlmihâli, Ömer Nasuhi Bilmen)

Kaynak: Altınoluk Dergisi’nin ücretsiz eki Şebnem
 
Üst Alt