İslamda yemek adabı nasıldır?

beydeba

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
285
Tepkime puanı
20
Hâk dostları nasıl yemek yerlerdi? İslamda yemek adabı nasıldır?

İslamda yeme içme adabını şöyle özetleyebiliriz:

  • Yemekten önce ve yemek yedikten sonra mutlaka eller yıkanmalıdır.
  • Sofraya hürmet edilmeli mümkünse arkaya yaslanmadan düzgün oturmalıdır.
  • Önüne ne konursa onu huzurla yemelidir.
  • Yemeğe besmeleyle başlayıp hamdeleyle, yani “el-hamdü lillâh” diyerek bitirmelidir.
  • Yemeğe tuzla başlanmalıdır.
  • lokmalar küçük alınır, çok çiğnenir, ağır ağır, tefekkür ve huzurla yenmelidir.
  • Yemek daima önünden yenmelidir.
  • Yemek çok sıcak ise soğuması için üzerine üflemez, serinlemesi için beklenmelidir.
  • Yemek mümkünse sessizlik, kalbî uyanıklık, edep ve huzûr içinde yenmelidir. (Tefekkür ve huzûr içinde yenilmeyen yemek gaflete vesîle olur)
  • Yemek seçilmemeli, az olmak şartıyla hepsinden birer ikişer lokma alınmalıdır.
  • Önüne ne konursa, kuru ekmek dahî olsa, büyük bir saygı ve şükürle yemelidir.
  • Yemek hakkında şikayet edilmemelidir. (soğuk-sıcak, yağlı-yağsız, tuzlu-tuzsuz gibi)
  • Seçenek varsa yerde yemek tercih edilmelidir. ( Yemek masada hazırlanmış ise itiraz edilmez)
  • Yemek ayrı ayrı tabaklara konuyorsa, sofrada bulunanların yemekleri tam olarak önlerine konulmadan yemeğe başlamamalıdır.
  • Mümkünse yemek saatinde hazır olmalıdır.
  • Yemeği tuzla bitirmeli ve sonunda yemek duâsı okunmalıdır.
"Yenilecek bir gıda, her ne olursa olsun, gafletle, öfkeyle veya istemeyerek alınmış ve hazırlanmış ise, onda hayır ve bereket yoktur. Çünkü ona nefs ve şeytan yol bulmuştur. Böyle bir yiyeceği yiyen kimsede, mutlaka (feyiz ve huzuru bozacak) çirkin bir netice meydana gelir. Gaflete dalmadan hazırlanan ve Allah Teâlâ'yı düşünerek yenen helâl ve hâlis yiyeceklerden, hayır (feyz ve rûhâniyet) meydana gelir.

İnsanların hâlis ve sâlih ameller yapamamasının sebebi; yeme-içmede (harama, şüpheli şeylere ve kul haklarına yeteri kadar dikkat etmeyişleri ve bu konuda) tedbirsiz davranmalarıdır. Her ne hâl olursa olsun, bilhassa namazda huşû, hudû ve huzûr hâlinde bulunmak, zevkle ve gözyaşı dökerek namaz kılabilmek; helâl lokmayla beslenmeye ve yemeği Allah Teâlâ'yı düşünerek pişirip O'nun huzûrundaymış gibi yemeyebağlıdır. Vücudu haram (ve şüpheli) lokma ile beslenmiş bir kimse, namazdan bir neşve duyamaz."
[Şâh-ı Nakşibendi]

Şâh-ı Nakşibend Hazretleri, çoğu zaman yemeği kendi elleriyle pişirir, sofra hizmetini de bizzat kendisi îfâ ederdi. Yemek yenirken sâliklerine;

"Sofra başında kendinizi Allâhʼın huzûrunda bilin, Oʼnun verdiği rızkı yediğinizi unutmayın..." diye nasihat ederdi.

Topluca yemek yenirken eğer biri gafletle ağzına lokma alsa, Hazret bunu firâsetiyle sezer ve:

"Önündeki yemeği, Allâhʼın huzûrunda olduğunu unutmadan ye, Allahʼtan gayrı şeyler düşünme, dâimâ sana senden yakın olan Mevlâʼyı düşün." buyururdu.

Bu îkazlarıyla aslında, her zaman Allâhʼı zikretmek, Oʼnu düşünmek ve kalben Oʼnunla olmak gerektiğini hatırlatmış olur; Özellikle Cenâb-ı Hakkʼın lûtfettiği rızkı yerken Oʼndan gâfil kalmanın, kulluk edebi bakımından çok daha büyük bir kusur olacağını vurgulamış etmiş olurdu. Nitekim İslâmʼın yemek âdâbında Allâhʼın adını anarak başlayıp yine Oʼna hamd ve şükürle bitirmenin tavsiye edilmiş olması da, bu hikmet nedeniyledir.

Yine Nakşibend Hazretleri; şayet bir yemek gaflet ile, öfke ile, yahut kerhen, yani isteksizce ve zorla pişirilmiş ise, o yemekten kendisi yemediği gibi sâliklerine de yedirmezdi.

Dostlarından biri Nakşibend Hazretleriʼne bir ekmek hediye getirdiğinde, Hazret buyurdu ki:

"Bu ekmeği yemek, bizim için uygun değildir. Çünkü ekmek, öfke ile yoğruldu ve öfke ile pişirildi."

İslamda helal lokmanın önemi:

Abdülkâdir-i Geylânî Hazretleri de yenilen lokmaların, insanın mâneviyâtı üzerinde ne kadar hayâtî bir tesiri bulunduğunu şöyle ifâde eder:

"Haram yemek, kalbi öldürür; helâl yemek ise ihyâ eder. Lokma var seni dünya ile, lokma var seni âhiret ile meşgul eder. Lokma var, seni Allah Teâlâ'ya rağbet ettirir."
 
Üst Alt