İslamda sigaranın hükmü

4747

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Aralık 2012
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
İSLAMDA SİGARA'NIN HÜKMÜ
Allah’a Hamd eder, yalnız O’ndan yardım dileriz. Nefislerimizin şerlerinden ve kötü amellerimizden O’na sığınırız. Allah kime hidayet ederse o’nu saptıracak, kimi de saptırırsa o’na hidayet edecek yoktur. Ben şahadet ederim ki Allah’tan başka İlah yoktur. Ve yine şahadet ederim ki Hz. Muhammed (s.a) O’nun kulu ve Resulüdür. Salat ve selam o’na aline ashabına ve o’nun yoluna tabi olan tüm Müslüman kardeşlerimin üzerine olsun.
Günümüz meselelerinden bir tanesi de sigaranın hükmü meselesidir. Bizim burada yapmak istediğimiz ise yeni bir içtihat veya fetva değil, aksine günümüz alimlerinin yaptıkları içtihatlardan ve fetvalarından yararlanarak, nakilde bulunmak meseleyi kısa ve öz olarak Müslümanlara aktarmaktır. Başarı Allah’tan hatalar ise nefislerimizdendir.

Sigaranın yapıldığı tütün bitkisi yaprakları yakılarak içilen, kokulu, keyif verici ve içerisinde bulunan nikotin maddesinden dolayı bağımlılık yapan bir bitkidir. Sigara veya tütün Hz. Peygamber s.a döneminde bulunmadığı için, hakkında ne bir ayet, ne bir hadis söz konusu değildir. Adına tütün denilen bu bitki, hicri onuncu asırda meydana çıkarılmış ve insanlar arasında kullanılışı yayılmaya başlamıştır. Hadisenin yeni olması, geçmiş fukahanın, müçtehidlerin ve alimlerin konuyla ilgili hükümlerinin bulunmaması, sigara ile ilgili yeterli araştırmanın ve zararlarının ortaya net bir şekilde konulamamış olması sigaranın hükmü hakkında ihtilaf edilmesine sebeb olmuştur. Dolayısı ile ulemadan bir kısmı sigaraya haram derken, bunun yanında mekruh diyenler, hatta ki mubah olduğunu savunanlar dahi olmuştur.

Esasen meselenin geniş olarak ele alınması ve tüm detayları ile araştırılması meseleye bakış açımızı belirlememiz açısından önemlidir. Öncelikle şeriatın hakkında açık bir nass belirtmediği konularda bazılarının çıkıp da, efendim ayet ve hadis olmadan kafanıza göre bu gibi bitkilerin haram olduğunu nasıl söylersiniz? demesine şöyle cevap veririz. İslam’ın bir şeyin haram ya da mekruh olduğuna hükmetmesi illa ki o şey hakkında özel bir nass’ın bulunmasını gerektirmez. Çünkü şeriat’ın umumi(genel) prensip ve kurallarının bilinmesi sigaranın hükmünün ortaya konması için yeterlidir.
Allah Teala’nın, her haram için ayrı ayrı hüküm belirtmesi gerekmez, gerekli olan, bir çok fer’i meseleyi ve cüz’i hükümleri içerisine alacak şekilde genel kurallar belirtmesidir.
Kuralları saymak mümkündür, ama bu kurallar için her cüz’i meseleyi belirtmek mümkün değildir.
Şari'in, zarar veren ve pis olan her şey haramdır demesi, pis ve zararlı olan yiyecek ve içeceklerin her çeşidinin haram mefhumu altına girmesi için yeterli bir kuraldır. İşte bu kurala dayanarak haşhaş, eroin, afyon ve benzeri uyuşturucu maddelerinin haram olduğuna ayet ve hadis bulunmamasına rağmen, alimler icma etmişlerdir.
“Bir şeyin haram kılınması (tahrim’in ) esası, o şeyin açıkça zararlı olmasıdır. Şari, neyi haram kıldıysa mutlaka onun zararlı yönü fazladır. Haram, ya bizzat zararlı veya dolayısıyla zararlı olur. Korunması zaruri olan beş esas ise can, mal, akıl, din ve nesil’dir. Bizzat haram olan hususlar bu beş esastan birine mutlaka zarar getirmektedir.” (Muhammed Ebu Zehra-Fıkıh Usulü)

Asrımıza kadar ki ulamanın sigara konusunda verdiği fetvalar incelendiğinde aralarındaki ihtilafın temel kaynağının, sigaranın zararlı olup olmadığının bilinememesi olduğu görülmektedir. Yoksa alimlerin meseleye bakış açıları paralellik arz ediyor. Yani; akla yahut vücuda zararlı olan her şeyin alınmasının haram olması konusunda alimler aynı görüştedirler. Ama aynı hükmün sigara konusunda tatbik edilmesi konusunda ise ihtilafa düşmüşlerdir. Yani sigara zararlımıdır, değimlidir konusunda…
1) Sigaranın mubah olduğunu söyleyenler; zararı olmadığı ve Şari’ tarafından menedilmediği deliline dayanmışlardır. Halbuki:
a) Sigaranın zararı bugün ilmen, kesin olarak bilindiği için zararsız denemez.
b) Şari’in menetmediğini söylemek de isabetli değildir. Çünkü Şari her haramı ismen zikretmemiştir. Hüküm kaynakları yalnız sarih ve hususi nasslar değildir. Nasslar da geçenlerin haram kılınış sebeplerine (illetlerine) bakılarak yapılan kıyaslar ve diğer istidlal yolları vardır.
2) Sigara içmek mekruhtur diyenlerin dayanağı; kıyasla sabit bir hükme “haram” demekten çekinmeleri ve sigaranın zararları hakkında kesin bilgi sahibi olmamalarıdır.
3) Sigara içmek (özellikle tiryakilik) haramdır diyenlerin delilleri; asıl itibarı ile; zarar, israf ve nafaka mükellefiyetidir. Ama deliller içerik olarak artırılabilir.

Öncelikle konumuza geçmeden önce kısa bir hatırlatma inşaallah faydalı olacaktır. İhtilafın asıl kaynağının sigaranın zararının önceki ulama tarafından tespit edilememesi olduğunu söylemiştik. Zira bundan önceki asırlarda tıp günümüzdeki kadar yaygınlaşmamış, sigaranın zararları ve içen kişi üzerindeki etkileri tam manasıyla ispatlanamamıştır. Asrımızda ise, tıp ve tıbbi modern cihazlar geliştirilmiş önceki asırlarda ispatlanamayan birçok hastalık ispatlanır olmuştur. Bunu belirtmemizdeki amaç ise sigaranın hükmünü belirlerken, sigaranın zararının ispatlanmasının, haramlığına en büyük delili oluşturmasıdır. Bunun için de öncelikle sigaranın içerisindeki zararlı maddeleri, ve sigaranın insan vücuduna olan zararlarına bakmamız yerinde olacaktır.
Sigara’nın İçerisindeki Maddeler;
Sigara ve dumanında fazla oranda ve çok çeşitli özellikte zararlı maddeler bulunmaktadır.
Bilimsel araştırmalar sonunda sayısı yüzlerceyi bulan bu zehirleyici maddelerin büyük bir kısmı kanser yapıcı (Kansorejen) özellik içermektedir. Sigara dumanındaki en tehlikeli 3 madde, Karbonmonoksit, Nikotin ve Katran'dır.
Nikotinin, esrar, eroin ve morfin gibi bağımlılık yapıcı özelliği olup, sinir sistemini etkiler, kalp ve damarların sağlıklı çalışmasını engeller, kan basıncını ve nabız hızını artırır. Tiryakiye sürekli sigara içme isteği veren şey de bu maddedir. Nikotin sigara içen kişiyi uyarır, kalp çarpıntısına, yüksek tansiyona, kişinin nefes alıp verişinin hızlanmasına sebep olur. Ne yazık ki, bu etkiler yirmi dakika içinde kaybolur ve tiryaki bir sigara daha yakmak zorunda kalır.
Karbonmonoksit, egzoz gazı olup kanın oksijen taşıma kapasitesini düşürür. Hem sigara dumanında hem de alkolde bazı sakinleştirici maddeler bulunmaktadır. Sigarada bulunan karbonmonoksit, kişiyi sersemleştirir. Bu kimyasal maddeler, kısa bir süre için gerilimi, kızgınlığı ve diğer güçlü hisleri bastırır.
Katran koyu kahverengi/siyah renkte olup havayollarına ve akciğerlere yapışır ve kansere yol açar. Bu da sigara içenlerin akciğer kanserine yakalanmaları riskini içmeyenlere göre 20 kat artırır.
Sigaranın içerdiği zararlı maddelerden bazıları ise şunlardır;
· Polonyum-210 (kanserojen)
· Radon (radyasyon)
· Menatol (füze yakıtı)
· Toluen (tiner)
· Kadmiyum (akü metali)
· Bütan ( tüp gaz)
· DDT (böcek öldürücü)
· Hidrojen siyanür (gaz odalarında kullanılan zehir)
· Arsenik (fare zehiri)
· Amonyak (tuvalet temizleyicisi)
· Karbon (egzoz monoksit gazı)
· Aseton (oje sökücü)
· Naftalin (güve kovucu)
· Nikotin ve bir çok toksik madde.

Sigaranın Zararları;
* Tütün içinde bulunan Karbonmonoksit, Nikotin, Katran gibi zararlı maddeler akciğer kanseri başta olmak üzere, solunum sistemi hastalıklarından olan bronşit ve amfizeme gibi hastalıklara neden olur. İçilen her sigara sizi kansere bir adım daha yaklaştırır. Sigara içenlerde akciğerlerin doğal savunma sistemi bozulur ve bu da enfeksiyon kapma riskini artırır.
* Sigarada bulunan Karbonmonoksitin kandaki oksijeni yok etmesiyle damarlarda kolestrol depolanır ve bunun neticesinde kalp krizi riski artar.
* Yemek borusu ve midede ülser, kanama ve kanser oluşumu artar. Pankreas kanseri riski fazlalaşır. Sigara içen erkeklerin içmeyenlere oranla daha fazla mesane kanserine yakalandıkları görülmektedir.
* Sigara içenlerin ellerinde ve parmaklarında sararmalar ve tırnaklarında kırılmalar görülmektedir.
* Sigara kol ve bacak damarlarında çeşitli hastalıklara neden olur. Özellikle, damarlardaki tıkanıklık nedeniyle ancak organların kesilmesiyle tedavi edilebilen (Burger) hastalığı oluşur.
* Ağız kokusu, diş ve diş eti hastalıkları, diş kaybı ve tat alma duyusunda bozulmalar görülür.
* Beyin hücrelerinin ölümüne ve hafıza zayıflığına (Alzheimer) sebep olur.
* Koku alma duygusu azalır.
* Gözlerde katarakt, görme zayıflığı yada körlük meydana gelebilir.
* Vücutta yorgunluk, ruhsal gerilim, aşırı stres ve uykusuzluk görülür.
* Vücuttaki insülin salgılama yeteneğini azaltarak şeker hastalığına sebep olur.
* Sigara bağımlılarında kronik baş ağrılarına rastlanır.
Akciğer kanseri ölüme sebebiyet veren kanserler arasında, hem kadınlar hemde erkekler için birinci sıradadır. Akciğer kanserine yakalananların yüzde 87’sinin tütün kullandığı, ispatlanan gerçekler arasındadır. Yani olaya tam tersinden bakıldığında sigara kullanan her 100 kişiden 87’si akciğer kanserine yakalanıyor veya bu riskle karşı karşıyadır demektir.
Ayrıca sigara tiryakilerinin dudak, dil, yutak, gırtlak, karaciğer, yemek borusu, mide, kan kanserleri gibi diğer kanser türlerine de yakalandıkları tıbben kanıtlanmıştır.
Sigara Haramdır,
Yukarıda belirttiğimiz, sigaranın içerisindeki zehirli maddeler ve vücuda olan zararları tüm dünya hekimleri ve ülkeleri tarafından ispatlanmış ve kabul görmüş bilgilerdir. Bu bilgiler ışığında sigara konusundaki şeriat’ın umumi prensip ve delillerini açıklamaya çalışalım.

1.Delil; Kişinin kendisine zarar vermesi haramdır.
Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur: “Ne doğrudan ve ne de karşılık olarak zarar yoktur” (İbn Mâce, Ahkâm,17; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 327; Mâlik, Muvatta, Akdiye, 31).
“…Kendinizi kendi elinizle tehlikeye atmayın…(Bakara-195)
“…Ve kendi nefislerinizi öldürmeyin…(Nisa-29)

Nefse Zarar Vermek;
Yukarıda verdiğimiz nasslar çerçevesinde kişinin kendi nefsine zarar vermesi, tehlikeye atması ve öldürmesi haramdır. Nisa 29. Ayeti kerime hakkında Kurtubi; …“kendinizi öldürmeyin” lafzını kişinin kendisini telef olmaya götürecek aldatıcı işlere itmesi suretiyle olur…” Vehbe Zuhayli ise; “İntihar etmek ve başkalarının canına kıymak haramdır.” Elmalılı M. Hamdi Yazır ise; …insanın kendini öldürmesine sebeb olmasını yasaklamaktadır…” demiştir. Yaptığımız nakillerden de anlaşıldığı üzere alimler bu ayet ve hadislere dayanarak, kişinin hem kendi canına hem de başkalarının canına kıymayı haram kabul etmişlerdir.
Yine bu konuyla ilgili hadisler de mevcuttur.

Sabit İbn Dahhak Hz. Peygamber s.a’den şunu rivayet etmiştir: “…Keskin bir aletle kendisini öldüren kimse de cehennem ateşinde o aletle azap görür.” (Buhari-cenazeler,1363)
Yine Müslim de, “Kim kendisini bir demirle öldürürse kıyamet günü o demiri karnına vurarak cehennemde ebedi kalacaktır. Kim kendini zehirle öldürürse, cehennem ateşinde elindeki zehiri içerek ebedi kalacaktır. Kim bir dağdan kendini atarak öldürürse; o da ebedi kalmak üzere cehennem ateşine yuvarlanacaktır.”
Yine Buhari de, “Sizden öncekiler arasında yaralı bir adam vardı. Acıya tahammül edemediği için bir bıçak alıp onunla elini kesti. Ölene kadar da kanı durmadı. Yüce Allah: kulum canını almakta benden önce davranmak istedi. Bende ona cenneti haram ettim, buyurdu.”

Sigara tiryakisinin, içerisindeki zehirleri bile bile içmeye devam etmesi, kişinin kendi canına kıymasına (intihar) etmesine benzer. Sigara içmek bu nassları ihlal etmek ve hiçe saymaktır. Sigaranın içerisinde birçok zehirli madde vardır. Bu zehirli maddelerin en başında ise nikotin, karbonmonoksit ve katran gelmektedir. Sigaranın insan vücuduna verdiği zarar günümüzde alim ve cahil olan herkesin malumudur. Otuz, kırk yıl sigara içen bir insanın yüzde 87 akciğer kanserine yakalanacağı artık modern tıp tarafından delil ve ispatları ile ortaya konulan bir gerçektir. Hatta ki sigara paketlerine dahi “sigara öldürür” diye yazmaları, bu gerçeğin kısaca ifadesinden başka bir şey değildir. Ayrıca medyada dahi, sigaradan el ve ayakları kesilmek zorunda kalan birçok insanın haberini de okumakta ve seyretmekteyiz. Nasıl ki kendisini öldüreceğini bildiği bir zehiri içmek, (intihar etmek) haram ise, uzun sürse de, yavaş yavaş gerçekleşse de, kendisini öldüreceği veya zararının faydasından çok olduğunda hiç şüphesi olmayan sigarayı içmek, aynı zehiri içmek gibi haramdır.
Yine, ulamadan nakledilen bir kuralı burada zikretmek yerinde olacaktır. Hemen olan bir zararla, zamanla olan zarar arasında bir fark yoktur, her ikisi de haramı gerektirir. Bu yüzden kalbe hemen tesir edecek zehirle geç tesir edecek olan zehirin eşit seviyede haram oldukları şüphesizdir.

İmam Nevevi'nin zararı olan yiyeceklerin haram olması konusunda Ravzası'nda sunduğu şu cümleler bu konudaki ibarelerin en iyilerindendir: “Cam, taş ve zehir gibi, yendiği takdirde zarar verecek olan her şeyin yenmesi, haramdır.”
İmam Nevevi’ye göre bunları yemek haram ise, içerisin de birçok zehir bulunduran ve içildiği takdirde insan vücuduna zararı ispatlanmış sigaraya ne denir?!... Allah Tealanın bize emanet olarak verdiği bu canı, azaları hakkıyla kullanmamak, onlara bile bile zarar vermek, içerisinde bir çok zehirli maddenin bulunduğu sigarayı içmek, haram değil de nedir?...

2. Delil; Kişinin başkasına zarar vermesi haramdır.
Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur: “Ne doğrudan ve ne de karşılık olarak zarar yoktur” (İbn Mâce, Ahkâm,17; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 327; Mâlik, Muvatta, Akdiye, 31).

Başkasına Zarar Vermek;
Buraya kadar bahsettiğimiz konu kişinin yalnız kendi nefsine verdiği zarar idi… Bir de sigara içen bir insanın topluma ve yanında bulunanlara verdiği zarara bakacak olursak, konu daha da netleşecektir. Çünkü Müslüman hadiste geçtiği üzere kendine zarar veremeyeceği gibi başkasına da zarar veremez.
Pasif İçicilik, Aktif Zarar Görme;
Sigara içen kişiler kendilerine zarar verdikleri gibi çevrelerinde bulunan kişilerede zarar verirler. Bunlara pasif içici denir. Bilimsel araştırmalara göre pek çok zararlı maddeyi içinde barındıran sigaradan zarar gören sadece sigara içen kişi değildir. Sigara dumanına maruz kalan herkes pasif içici olarak olumsuz etkilenir. Sigara, içen bir kişinin yanında duran kişi hem yanan tütünü hem de sigara içen kişinin dışarı verdiği dumanı solur ve oldukça büyük bir zarar görür. Sigaradan yayılan duman hem nefes yoluyla hem de ciltten emilerek kana karışmaktadır. Her yıl binlerce pasif içici, sigara dumanın verdiği zararlardan dolayı aynı tehlike ile karşı karşıya kalmaktadır.
Sigara içen bir insanın yanında bulunan eşinden, çocuklarından, kardeşlerinden ve her insandan helallik istemesi gerekmektedir. Çünkü bu, kul hakkını ihlaldir!... Onların yanında, onlarında vücutlarına zarar verecek bir eylem işlemektir. Bugün yine tıbbın açıkladığı bir gerçekte şudur ki, sigara tiryakisi olan bir insanla, sigara içmediği halde, sürekli sigara dumanına maruz kalan ve o havayı soluyan bir insan arasında çok fazla bir fark yoktur. Bu açıdan bakıldığında karşıdaki insana (pasif içici) verilen zarar çok açıktır.

Peygamber s.a şöyle buyurmuştur: “Kim sarımsak veya soğan yerse, mescidimizden uzaklaşsın ve evinde otursun.” (Buhari, Müslim)
Şüphesiz ki sigara kokusu, sarımsak ve soğan kokusundan daha çirkin, ayrıca da zehirli ve pistir. Ayrıca sarımsak ve soğan gibi her hangi bir faydası da yoktur. Peygamber (s.a) ümmetini, başkasına zarar verme konusunda kötü kokudan dahi sakındırmışken, sigara içen insanın başkasına verdiği zararı bir de siz düşünün!...
3.Delil; İsraf etmek haramdır.
“Peygamber (s.a) malın boşa harcanmasını yasakladı.” (Buhari, K. ez-Zekat, 18; Husumat, 3; İ’tisam, 3; Müslim, K. el-Akdiye, 14.)
“Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp-savurma. Çünkü saçıp savuranlar, şeytanın kardeşleri olmuşlardır; şeytan ise Rabbine karşı nankördür.” (İsra-26,27)
“…Yiyin, için ve israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.” (A’raf-31)
“…İsraf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.” (En’am-141)
İsraf Ve Nafaka Mükellefiyeti; Evin yöneticisi durumunda olan erkeklerin, eşinin ve çocuklarının, ayrıca bakmakla yükümlü olduğu (anne-baba vb.) kişilerin nafaka (onların yiyecek, giyecek, mesken, tedavi...vb. ihtiyaçlarını temin) ile mükelleftirler. Bunlardan keserek sigaraya para vermek haramdır.
Allah’ın Tealanın insanoğluna emanet etiği şeylerden bir tanesi de mal emanetidir. Ve bu emanet, girişte de bahsettiğimiz gibi korunması zaruri olan esaslardandır. İnsan Rabbinin ona bir emanetçi olarak, geçici süreliğine vermiş olduğu malı, ancak Rabbinin razı olduğu ve izin verdiği şekilde kullanabilir. Allah’ın kendisine verdiği malı, kendisinin zannedenler, kendilerini bu malda her türlü tasarruf yetkisine sahip görenler, yanılmış ve sapmıştır. Allah’ın razı olmadığı yerlere, O’nun sevmediği şeylere paralarını harcayanlar şüphesiz ki israf edenlerin ta kendileridir. İbni Mes’ud (r.a) der ki: “Savurganlık gerekli olmayan yerde harcamaktır.” Şafii (rahmetullahi aleyh) şöyle demiştir; “Saçıp savurmak, malı hak olmayan yerde harcamak demektir.” İbni Mes’ud ve İmam Şafii gibi alimler tarafından, insanların mubah olan hususlarda dahi aşıya kaçması israf-savurganlık olarak tanımlanırken, kişinin bunu sigara gibi kendi ve başkalarının vücuduna zarar veren şeylerde yapması acaba nasıl karşılanabilir!? Yine alimlerimiz haram bir hususta tek bir dirhem dahi harcayan bir kimse savurgan kabul edilir ve o, hacr altına alınır demişlerdir.
Kişinin ne dünyada nede ahirette faydası olmayan bir şeye parasını harcaması, bunun yanı sıra bu parayı, eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını gidermekle yükümlü olmasına rağmen sigaraya vermesi zulüm değilmidir? Günümüz şartlarında bir insanın aylık kirasını, mutfak masrafını, değilse ekmek parasını karşılayabilecek bir miktarı sigara gibi vücuda birçok zararları olan, habis olan, bir şeyle yer değiştirmek zulüm değil de nedir? Biliyorsunuz ki zulüm, bir şeyi olması gerekenin dışında bir yere koymaktır. Bu manada kişi, ehline harcaması gereken parayı sigaraya vererek ehline zulmetmiş ve zalim olmuş olur.
Sigara içen insanların maddi durumları sıkıştığında, birçok defa hastaneden, ilaçtan, gıdadan, elbiseden kıstıklarını görürsünüz ama sigaradan kıstıklarını kesinlikle göremezsiniz!.. Hatta ki bu dönemlerde ruhsal sıkıntıdan dolayı sigara tiryakilerinin daha fazla içtiklerine sizde şahid olmuşsunuzdur. Bu alışkanlık pahalı bir alışkanlıktır. Bir senede sigaraya harcadığınız parayı hesaplayın ve bu rakamı sigara tiryakisi olduğunuz senelerle çarpın! Elde ettiğiniz rakamlarla neler yapabileceğinizi ve de israf boyutunu bir düşünün!
Burada bazıları şöyle bir reddiyede buluna bilirler; Derler ki, benim maddi durumum çok iyi, hatta ki zenginim sigaraya yapacağım harcama evimin-ehlimin nafakasını kesinlikle etkilemiyor ki…!
Biz deriz ki, etkilememesi senin bu harcamayı yapabileceğin anlamına gelmez. Çünkü başta da söylediğimiz gibi Allah Teala bu malı sana emanet olarak vermiştir ve sen Müslüman isen kendi malın da olsa, istediğin gibi tasarruf etme yetkisine sahip değilsin!... hele hele ki, harama paranı hiç harcayamazsın. Yukarıdaki ayetler bunun en büyük delilidir.

4.Delil; Pis olan her şey haramdır.
“…O (peygamber) onlara iyiliği emreder, kötülüğü yasaklar, temiz şeyleri helal, pis şeyleri ise haram kılar…” (A’raf-157)

Şafii mezhebine göre ayette geçen “pis şeyler”’denkasıt haram olan şeylerin ve pisliklerin yasaklanmasıdır. Buna göre pis olan şeylerinde yasaklanması gerekir. Burada kural “Zararlı olan şeylerde aslolan haram olmasıdır”.
İmam Nevevi şöyle der; “Yendiği taktir de zarar vermeyen ve temiz olan her şeyin yenmesi helaldir, ancak insanların pis kabul ettikleri şeylerin yenmeleri sahih olan görüşe göre haramdır.”
Burada sigara tayyib(temiz) mi dir, habis(pis) mi dir? sorusu gündeme gelir. Akıl sahibi her kes bilir ki, için de ateşin, dumanın, nikotin zehirinin ve pis konunun olduğu bir şeye temiz demek, karaya ak, siyaha beyaz demek kadar komik olur. İçen insanın diş sağlığını bozan, dişleri sarartıp çürüten, ağızda pis kokudan başka hiçbir şey bırakmayan, içen insanın elini ve yüzünü dahi sarartan bir şey nasıl temiz olabilir. Sigara bu manada tayyib değil, habistir. Ayette de geçtiği üzere “O (Peygamber) pis şeyleri ise haram kılar”. Tabiî ki bu ayetten yola çıkarak akılla helal ve haram belirleme söz konusu olamaz. Biz daha öncede sigaranın haramlığının en büyük delilinin, kişiye zarar vermesi ve içerisinde zararlı maddeleri bulunduyor olması olduğunu söylemiştik.
Sigaranın Haram Olduğu Anlaşıldıktan Sonra,
Şunu öncelikle belirtmek isterim ki, sigaranın mekruh olduğuna inanarak içen kardeşlerimi de burada uyarmak isterim. Çünkü hiçbir alim bırakın mekruh’u, küçük günahın dahi bir gün içinde defalarca rahatlıkla işlenebileceğini söyleyemez. Dolayısı ile ben, sigarayı mekruh görerek içen Müslümanların bu sözlerinde samimi olduklarına da inanmıyorum.
Şunu bilmemiz gerekir ki, artık sigaranın zararları açıkça ortaya çıkmıştır. Asrımızın bir çok alimi sigaranın haramlığında artık ittifak halindedirler. Bunda şüphe dahi kalmamıştır. Necd ulemasının çoğu sigara için haramdır demişlerdir. Nitekim Mearifi Suudiyye'nin Müdürü Katar ulemasının büyüğü, Allame Şeyh Muhammed İbni Mani Gayetulmuntehi adlı kitaba yazdığı haşiyesinin 2. cildi, 332. sayfasında; “Sigaranın mubah olduğuna hüküm vermek saçmalamaktır. Bir defa görülen zararı, hissedilen tehlikesi, çirkin kokusu sebebiyle ve olmadık yere harcanılacak paraya acınarak ondan kaçmak lazımdır. Sakın ha ona mubahtır diyenlerin sözlerine aldırma…” demiştir.

Sigaranın haramlığı böylece anlaşıldıktan sonra, bu öldürücü ve zarar verici zehiri içen Müslüman kardeşlerimin şunu iyi bilmesi gerekir. İşlediğin haramı iyi düşünmelisin. Bir Müslüman her gün defalarca haram işleyemez. Her gün haram olan içkiyi içer misiniz? Her gün defalarca zina eder misiniz? Bunları yapmış olsanız günahınızı bilir ve tevbe edersiniz değil mi? Peki her gün hiç günah dahi görmeden rahatlıkla ve keyifle içtiğiniz, dumanını ciğerlerinize çektiğiniz sigaraya ölünce mi tevbe edeceksiniz.?!
Sen ki, ey benim Müslüman kardeşim, yaptığın hatayı ve yanlışı kavra. Rabbinin sana emanet olarak verdiği canı ve malı Allah yolunda kullan. Haramlardan uzaklaş çünkü haramlara yaklaştıkça Rabbinden uzaklaşıyorsun… Çünkü haram işlemek Allah’a isyan etmektir. Sen ki sigara içerek Rabbine günde kaç defa isyan ettiğini hatırla!… Hayır! bu yetmez, sigarayı her nefes çektiğin anı hatırla!... Tek bir tane sigarada, her bir nefes çekişinde seni gözetlemeyi hiç ihmal etmeyen Rabbine karşı ne kadar da asisin!... Rabbinin sana verdiği göze, kulağa, ele, ayağa, sıhhate ve gençliğe ne kadar da nankörsün!... Bu öyle bir alışkanlıktır ki, haramı işliyorsun da aklına tevbe etmek dahi gelmiyor!... Günahın da o kadar ısrarcısın ki, günde bir defa değil, iki defa değil, bir çok defa işliyorsun!... Yoksa sen Rabbinin şu emrinden gafil misin?! “Evet, kim bir kötülük işler de günahı kendisini kuşatırsa, (artık) onlar, ateşin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.”(Bakara-81) Korkmuyormusun! günahının seni kuşatmasından… Seni yaratan Rabbinin sana kızmasından…

…Artık vazgeçtiniz, değil mi?
…Artık vazgeçtiniz, değil mi? (Maide-91) Biliyoruz ki içkinin tedrici yasaklama emri bu ayetle birlikte son buldu.İçkinin yasaklama emri geldiğinde, içkiyle dolup taşan kadehler ashabın elindeydi. Allah’ın emri, onların ıslak dudakları ile yanık yürekleri arasına girdi. Şarap fıçıları kırıldı ve Medine sokaklarına döküldü. Hatta ki sahabeden bazıları parmakları boğazlarına iterek midelerindekileri dahi dışarı çıkartmışlardır. İşte örnek almamız gereken öncü neslin tavrı… İşte Rablerine kul olmayı hedef haline getiren kulların tavrı… Onlar asla pazarlık yapmadılar.

Peygamber s.a şöyle buyurmuşlardır: “Ümmetimin hepsi affedilecektir. Ancak günahı açıktan işleyenler müstesna.” (Buhari-Müslim)
GÖNDERİLMİŞ OLAN PEYGAMBERLERE SELAM OLSUN. VE ALEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH’A HAMD OLSUN.
 
Üst Alt