• Forumda Rüya yorumu YAPILMIYOR! Mesaj göndermeyiniz! Mesajınız silinir!

İslamda şarkı dinlemek caiz midir?

Kayıtlıüye

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2019
Mesajlar
174
Tepkime puanı
71
Konum
Hatay
Şarkı dinlemek genel anlamda mübahtır. Şehveti tahrik edecek sözler yada ayıp sözler içermemelidir. Bu anlamda şarkıda küfür içeren sözler olabilir. Şarkı ahlak açısından kötü söz içermemelidir. Kötü ahlaklı sözler içeriyorsa büyük günah olur. Şehvet tahrik edici sözler içeriyorsa da büyük günah olur.Fakat yani sıra çalan müzikten zevk almak büyük günah yada küfür olabilir. Hanefi mezhebine göre bu böyledir. Dinlerken üzüntü duymak daha iyi olur. Bu şarkının yanı sıra bir ayak sesi vurularak çıkan sesten zevk alınsa büyük günah yada küfür olabilir şeklinde açıklanmıştır. Daha çok müzik dinlerken üzülmek gerekir. Kadınların nağmeli şarkılar söylemesi çeşitli görüşlere göre haramdır. Yani erkek şarkıcı dinlemek daha çok mübah olduğu söylenebilir.
 

Kayıtlıüye

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2019
Mesajlar
174
Tepkime puanı
71
Konum
Hatay
Şarkı mübahtır serbesttir. Ama birine karşı his beslememek gerekli. Kötü söz ve şehveti tahrik edici söz bulunmamalıdır. Bir yabancı kadının bir erkeğe şarkı söylemesi haram olur. Ama şimdiki gibi kayıttan yürütülen ses kaydı ve şarkılar hakkında elimizde yeterli bir bilgi yok. Bu konuda bir şey diyemeyiz. Sünnete göre yani hadislere göre kadın şarkıcı haramdır.

Şarkının Hükmü hakkında bilgiler.(Dört mezhebe göre)

Şarkı okuyup dinlemenin de düğün yemeğine yapılan davete icabetle alâkası vardır. Verilen bir düğün yemeğinde gelenekler icâbı şarkı ve oyun varsa, o yemeğe yapılan davete icabet etme yükümlülüğü düşer mi? Bu soruya verecek cevabımız şudur: Bu ziyafette okunan şarkı ve oynanan oyunlar, şer'an mubah olmazlarsa davete icabet yükümlülüğü düşer. Ama hafif (Aşırılık olmayan) oyunların ve mubah şarkıların bulunması durumunda icabet yükümlülüğü düşmez. Şundan ki: Müsamahakâr İslamîyetin yasa koymadaki hedef ve maksatları ahlâkı güzelleştirmek, nefisleri kötü şehvetin pislik ve günahlarından arındırmak noktasında toparlanmaktadır. Çirkinlikleri işlemeye vesîle olan herhangi bir fiil, haddizatında güzel de olsa haramdır. Sözgelimi şarkı, sesi nağmelerle hareketlendirme açısından hiç günahı olmayan mubah bir davranıştır. Ama bazan şarkı, kendisini haram ya da mekruh kılan bir takım şeylere maruz bırakmaktadır. Oyun da böyledir.

Şarkı, kişiye helâl olmayan bir kadın, ya da tüysüz bir oğlana arzu duyup günaha girmesine sebebiyet verecekse haram olur. Yine şarkı söyleme nedeniyle insana içki içmek veya zamanı boşa harcama veyahut da dinî vecîbeleri edâ etmekten vazgeçmek için keyif ve heyecan gelirse haram olur. Ama bu gibi durumlara yol açmaması hâlinde yaşamakta olan belirli bir kadını vasfedip anlatan kelimeleri içeren bir şarkıyı okumak, o kadın hayatta olduğu sürece helâl olmaz. Çünkü bu şarkı, dinleyicileri veya okuyucuyu o kadına karşı şehvetlendirir ve onunla fitnelenmelerine neden olur. Ama ölümünden sonra okumak, onunla karşılaşma umudu kalmadığı için mahzurlu olmaz. Tüysüz genç oğlanlar da bu bakımdan kadın gibidirler. İnsanları imrendirecek tarzda içkiyi anlatan kelimeleri içeren şarkıyı okumak da helâl olmaz. Çünkü bu tür şarkılar, dinleyicileri içki içmeye ve içki meclislerine katılmaya iter ki, bu da dince büyük bir suçtur. Müslüman olsunlar, zımmî olsunlar insanları hicveden kelimeleri içeren şarkıları okumak helâl değildir. Zîrâ bu, din nazarında haram kılınmıştır. Bu gibi şarkıları okumak ve dinlemek helâl olmaz.

Hikmet ve nasihat içeren; çiçeklerle kokuları vasfedici, yeşillik ve (diğer) renkleri tanıtıcı, su ve benzeri şeyleri tasvir edici; haram kılınmış bir fitneye sebebiyet vermeyen gayr-ı muayyen (belirgin olmayan tanınmayan) bir insanın güzelliğini betimleyici şarkıları okumak mubah olup yasak değildir.

Oyun oynamaya gelince, fuhuş ve yalan sözlerden avret yerlerini açmaktan, insanları alaya almaktan, kadınların kendilerine helâl olmayan erkeklerin huzurunda oynamalarından uzak kalınması şartıyla caiz olur. Nitekim bazı kimseler düğün yemeklerinde oynamaları için kötü kadınları kiralamaktadırlar. Oyun, eğer bu tür kepazelikleri kapsayacak olursa haramdır. Bu oyunları seyredip gönül eğlendirmek ve bu gibi rezaletlerin mev-cûd olduğu düğün yemeklerine yapılan davete icabet etmek helâl olmaz. Bu anlattıklarımız, İsJâmî kuralların gereğidir.

Bu anlattıklarımız, mezheb imamlarının bu konuda söylemiş oldukları sözleri yukarıdaki şekilde yorumlayan düşünür-bilginlerin nakillerinden alınmıştır. Âlimlerin bu alanda söyledikleri sözlere aşağıda yer vermiş bulunmaktayız.

(85) Şâfiîler: İmam Gazzâlî, "Ihyâu UIGmi'd-Dîn" adlı eserinde der ki: Sevinç vakti olan bayram gününe kıyasla diğer sevinçli zamanlarda şarkı söylemenin, oyun ve dans etmenin, def çalmanın, süngü-kalkan oyunu oynamanın, habeş ve zencilerin oyunlarını seyretmenin mubah olduğuna nass-lar delâlet etmektedir. Evlenme düğünleri, bu düğünlerde verilen yemekler, akîka ziyafetleri, sünnet yemekleri, seferden dönüş ziyafetleri ve diğer sevinç ve ferah sebebi günlerindeki şölenler de bu mânâda ele alınmalıdır. Bütün bunlar, şer'ân ferahlanma sebebi sayılmaktadırlar. Dostları ve kardeşleri ziyaret edip onlarla buluşarak, yemek ve sohbet ziyafeti tertipleyerek onlarla biraraya gelerek -ki bu gibi yerlerde şarkı dinlenir- sevinip ferahlanmak caiz olur."

Şu da var ki Gazzâlî, şarkıları bir kaç kısma ayırmış olup, bunlardan fitneye veya dince sakıncalı durumlara yol açan veyahut da dince müstehcen sayılan kelimeleri içerenleri ele almış ve bu tür şarkıların haram olduğunu söylemiştir. Gazzâlî'nin yukarıda tırnak içinde nakledilen sözünde, bahsettiği mubah oyun ve danstan maksat, erkeklerin, şehvetlenmeleri düşünülmeyen, kendi gibi erkekler huzurunda yaptıkları oyun ve danslardır. Kadınların kendilerine helâl olmayan erkekler huzurunda oyun oynamaları veya dans etmelerine gelince, bu, şehvetlerin kabarmasına ve fitneye yol açacağından dolayı icmâ ile haram kılınmıştır. Bunda hayâsızlık ve iffetsizlik vardır. Tüysüz genç delikanlıların kendilerine tutkun ve şehvetlenen kimselerin huzurunda oynamaları da kadınların oynaması gibi haramdır.

Üstad Gazzâlî, oyun ve dansın mübahlığma, Habeşlİ ve zencilerin bir bayram günü Peygamberimizin mescidinde oyun oynadıklarını, Peygamber (s.a.v.) Efendimizin de buna ses çıkarmayıp, ikrar ettiğini, Hz.Âişe (r.a.) nin de örtülü vaziyette bu oyunları seyredip eğlenmesine izin verdiğini delîl olarak nakletmiştir. Bilindiği gibi böyle olunca oynamak hiç bir şehveti harekete geçirmez. Oyun ve dansın mubah olan çeşidi, kötü şehvetleri harekete geçirmeyenlerdir.

Yine İhya adlı eserde, İmâm Şafiî'nin şöyle dediği nakledilmektedir: "Hicaz âlimlerinden hiç birinin, (fitneye yol açacak şekilde başkalarının güzelliğini) vasfeden şarkılar dışındaki diğer şarkıları mekruh saydığını bilmiyorum. Develeri nağmeli yüksek sesler çıkararak yürütmek, güzelleri ve bahar evlerini nağmeli şarkı ve şiirlerle anmak mubahtır." İmam Gazzâlî der ki: "İmâm Şafiî'den, şarkının bâtıla benzer mekruh bir eğlence olduğuna ilişkin nakledilen sözler, şarkının mübahhğını ortadan kaldırmaz. Çünkü İmam Şafiî bu sözüyle şarkının haram olan kısmını kasdetmiştir. Şundan ki, onun eğlenceden kasdı abesliktir. Abes (yani anlamsız şeylerse) haram hususlara neden olmadıkça haram olmaz. Bâtıla benzer olanlar da böyledir." İmâm Gazzâlî» şarkının mübahhğı hususunda İhya adh eserinde uzunuzadıya istidlalde bulunmuştur. Dileyenler İhya kitabına başvurabilirler.

Hanefîler dediler ki: Haram olan şarkılar, helâl olmayan kelimeleri içeren şarkılardır. Örneğin yaşamakta olan kadım ve tüysüz genç delikan Iıyı tasvir eden, insanı içmeye itecek şekilde içkiyi vasfeden, zâlimleri anlatan, hicvetmek kastıyla müslüman veya zımmî birini vasfeden şarkılar haramdır. Ama başkasına edebî delil olsun diye veyahutta bu şarkılardaki fesahat ve belagatı öğrenmek maksadıyla okumak haram değildir. Çiçek ve kokuların tasvirini yapan çiçeklerle ilgili şarkılar; suların, dağların, bulutların ve benzeri varlıkların vasfını içeren şarkılar hiç bir bakımdan yasaklanamaz. (Bu anlatılanlar 'Feth'ül-Kadîr'in şehâdetlerindendir.)

Şarkı okumanın mekruh ve dinlemenin de günahkârlığa yol açan hususlardan olduğuna ilişkin olarak Ebu Hanîfe'den nakledilen sözler, haram türdeki şarkılara yorulmahdir. Müsabaka bahsinde de anlatılacağı üzere javla ve satranç oynamak; saz, rebap ve kanunun tellerine vurmak; zurna, boru ve benzeri âletleri öttürmek İmâm A'zâm'a göre tahrîmen mekruhtur.

Mâlîkîler dediler ki: Nikâh akdini duyurmak amacıyla halkasız def ve davulları, zurna ve borazanı kullanmak fazlaca Iehviyata yol açmaması şartıyla hem kadınlar, hem de erkekler için caizdir. Bazıları, bu yalnızca kadınlar için mubah olur demişlerdir. Bazıları ise, bu âletlerin evlenme akdi, evlenme düğünü ve sevinçli her vakitte kullanılmasının caiz olacağını söylemiş, yalnızca nikâh akdi ziyafetine özgü olamayacağını ileri sürmüşlerdir. Şarkı okumaya gelince bu, ensâr cariyelerinin okudukları şu, aşağıda recez bahsindeki şarkı türünden olursa caizdir:

"Size geldik size geldik Bize selâm verin ki sizi selâmlayalım. Siyah buğday tanesi olmasaydı, Vadînize hiç inmezdik."

Hanbelîler dediler ki: Tavla ve satranç oynamak helâl olmadığı gibi ud, zurna, rebap ve davul çalmak da helâl değildir. Bu gibi şeylerin bulunduğu velîmeye icabet etmek helâl olmaz. Şarkıya gelince, sesi güzelleştirerek terennümde bulunmak aslında mubahtır. Hatta Kur'ân-ı Kerim okuma esnasında böyle yapmanın müstehab olduğunu söyleyen bazı kimseler de mevcuttur. Tabiî bunu yaparken de harfleri değiştirme ve fazlalaştırma yönüne gidilmemelidir. Aksi takdirde haramdır. Vaaz, hikmet ve benzeri konulardaki kelimeleri terennüm ederek sesi güzelleştirmek de böyledir. Bazıları, Kur'-ân'ı nağme ile okumanın ve bu şekilde okuyanı dinlemenin mekruh olduğunu söylemişlerdir.
 
Üst Alt