Hz. Hatice'nin Vefatı - Hüzün Yılı - 4

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Hüzün Yılı
Bölüm-4
Hz. Hatice'nin Vefatı

Ebû Tâlib'in vefatından üç gün gibi kısa bir zaman sonra, Efendimizin pâk zevcesi Hz. Hatice de bi'setin 10. yılı Ramazan ayında, 65 yaşında iken fânî dünyadan ebedî âleme göç etti.

Namazını bizzat Resüli Kibriya Efendimiz kıldırdı ve Hacun Kabristanına defnedilirken gözlerinde yaş, onu örten kara toprağı uzun uzun seyretti.

Ard arda vuku bulan bu acı hâdiseler, Nebîyyi Muhterem Efendimize pek ziyade hüzün ve elem verdi. Çünkü Hz. Hatice, teslimiyeti, itaati, kalbinin rikkati, vefakârlığı, şefkati, îmanının kuvveti, sadâkat ve faziletiyle, onun yeryüzünde en büyük destek ve tesellîcisi idi. Herkes düşman iken, risâletini ilk defa o tasdik etmişti. Herkes ondan uzaklaşıp kaçarken, o, kendine kalbini açmış ve muhabbetini rikkatli kalbine gömmüştü. En sıkıntılı zamanlarında tek teselli kaynağı olmuştu!

Resûli Kibriya Efendimizin bu derin teessüründe Hz. Haticei Kübra'ya olan müstesna sevgisinin de şüphesiz büyük payı vardı. Öyle ki, vefatından sonra bile onu hiçbir zaman unutmadı ve yeri geldikçe ondan takdir, rahmet ve muhabbetle bahsederek hâtırasını yâdederdi. Ona olan sevgisinin bir tezahürü olarak, akrabalarına dahi yardımda bulunur, şefkat ve merhametini onlardan hiçbir zaman eksik etmezdi.

Günün birinde, Hz. Hatice'nin kız kardeşi Hâle'nin sesini duyunca, hemen sevgili hanımını anmıştı. Buna şâhid olan Hz. Âişe Validemiz, "Allah'ın kendisine, ondan daha genç ve güzel hanımlar verdiğini" söylemişti.

Resûli Ekrem Efendimiz, Hz. Âişe'nin bu sözlerinden rahatsız olduğunu belli etmiş ve Hz. Hatice'nin iyilik ve faziletlerinden bahsetmişti.

Habibi Kibriya'nın söylediklerinden rahatsız olduğunu anlayan ferasetli Âişe (r.a.), "Yâ Resûlallah!.. Seni Peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki bundan sonra Hatice'nin menkıbelerini her zaman an."336 diyerek gönlünü almaya çalışmıştı.

Yine, Resûli Ekrem'in, Hz. Hatice Validemizi dâima takdir ve muhabbetle yâdettiğlni, Hz. Âişe Validemizin bunu kıskandığını, bizzat Âişe'nin (r.a.) şu ifadelerinden öğreniyoruz:

"Nebî'nin (s.a.v.) kadınlarından hiçbirini, Hz. Hatice'yi kıskandığım kadar kıskanmadım! Hâlbuki, onu Resûlullah'ın yanında görmemiştim bile!.. Fakat, Resûlullah, onu benim yanımda çok yâdederdi. Çok kere koyun keser, Hz. Hatice'nin samimî arkadaşlarına et gönderirdi. Bâzan ben sabırsızlık göstererek, 'Sanki, yeryüzünde Hatice'den başka kadın yok mu?' derdim. Resûlullah da, 'Hatice (şöyle) idi, Hatice (böyle) idi, diye iyiliklerini sayar ve 'Ondan çocuklarım var.' buyururdu."337

Resûlullah Efendimiz, Hira'ya devam ettiği sıralarda Hz. Hatice Validemiz de ona yiyecek taşırdı.

Bu sırada bir gün Cebrail (a.s.) gelerek, "Yâ Resûlallah!.. İşte, şu uzaktan sana doğru gelen, Hatice'dir. Yanında, içinde yemek bulunan bir kab var. Yanına geldiği zaman, ona Rabbinden ve benden selâm şöyle! Cennet'te inciden yapılmış bir sarayın kendisine verileceğini müjdele ki, onun içinde ne gürültü patırtı vardır, ne de çalışmak çabalamak!.."338 dedi.

Hz. Ali de (r.a.), '"Kendi zamanındaki kadınların hayırlısı, İmran'ın kızı Meryem'di. Bu ümmetin kadınlarının hayırlısı da Hatice'dir.' dediğini, Resûlullah'tan işittim."339 demiştir.

HÜZÜN YILI

Ard arda vuku bulan bu acı hâdiselerin mübarek kalbleri üzerinde bıraktığı derin teessür ve elem sebebiyle, Resûli Kibriya Efendimiz, bi'setin bu 10. yılını "Senetû'lHüzün [Hüzün yılı]" olarak isimlendirdi.
326 Ibni Hişam, Sîre, c. 2, s. 57; Ibni Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 211212.
327 Saad, 56.
328 Buharî, Sahih, c. 2, s. 326; Taberî, Tarih, c. 2, s. 219220.
329 Buharı, A.g.e., c. 2, s. 326; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 219220.
330 Ibni Hişam, A.g.e., c. 1, s. 60.dJ Kasas, 56.
332 Ibni Hişam, A.g.e., c. 1, s. 59.
333 Süheylî, Ravdû'lÜnf, c. 1, s. 260. 334Tevbe, 113.
336 Buharı, Sahih, c. 2, s. 315; Müslim, Sahih, c. 7, s. 138; Ahmed İbni Hanbel, Müsned, c. 2, s. 58.
337 Buharî, Sahih, c. 2, s. 315; Müslim, Sahih, c. 7, s. 138; Tirmizî, Sünen, c. 5,s. 702.
338 Müslim, Sahih, c. 4, s. 1887. Müslim, Sahih, c. 4, s. 1886; Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 702703.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt