Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hanımları,çocukları,Torunları...
Hz. Fatıma'nın Yüksek Ahlâkı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 60182" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px"> <p style="text-align: center"><img src="https://img.tebyan.net/big/1386/08/1742510677123022441032301092020421724928.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"> Fatıma, "yüksek bir ahlâka, onurlu bir karaktere, üstün bir nefse, ulu bir duyarlılığa, çabuk kavrayan bir anlayışa, keskin bir zihne, yüce bir erdeme, parlak bir üstünlüğe, misk kokan bir nefese, cesur bir yüreğe, bitmek nedir bilmeyen bir heyecana, yüksek bir hamiyet duygusuna, kendini beğenmişlikten uzaklığıyla hayranlık uyandıran bir izzete sahipti. Kibirlilerin tasavvur ettikleri büyüklük onun düzeyine erişmekten çok uzaktı. Büyüklenenlerin ve zorbaların karşısında eğilmezdi."</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"> O, hoşgörü, sükûnet ve geniş göğsüyle, geniş ufuklu vakarıyla, öz güven ve yumuşaklığıyla, ağırlığı ve temkinliliğiyle, sağlam karakteri ve iffetiyle, onurunu korumasıyla bir ahlâk abidesiydi.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"> Babasının vefatından önce, parlak bir onur ve açık bir hâyâ timsaliydi. Güler yüzlü ve mütebessim bir güzellik abidesiydi. Ama babasının (s.a.v) vefatıyla birlikte yüzündeki tebessüm kaybolmuştu.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"> Dilinden haktan başka bir söz dökülmezdi, sadece doğruyu konuşurdu. Kimsenin kötülüğünden söz etmezdi. Gıybet etmez, kimseyi arkadan çekiştirmezdi. Kimseyi küçümseyici kaş göz işareti yapmazdı. Başkalarının sırrını saklar, verdiği sözü tutardı. İstişarede doğruyu söyler, onların gerçek hayrını isterdi, başkalarının mazeretlerini kabul ederdi. Yanlışlıkları hoş görürdü. Çok kere sürçmeleri ve kötülükleri hilim hoşgörüyle karşılardı.</p> <p style="margin-left: 20px"></p><p style="text-align: center"><img src="https://img.tebyan.net/big/1386/08/21972285582321572034823577994656200130.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"> "Kötülükten kaçar, daima iyiliğe eğilimliydi. Güvenilirdi. Sözünde doğruydu. İyi niyetliydi ve sözünde kesinlikle dururdu. İffetin en yüksek doruklarındaydı. Tertemiz bir ünü vardı ve adında en ufak bir leke yoktu. Eğilimleri üzerinde hevâsının etkisi yoktu. Hz. Zehra az ile yetinen zühd sahibi biriydi. O, ihtirasın kalbi parçaladığını, işlerde düzensizlik ve dağınıklığa neden olduğunu çok iyi biliyordu. O, hayatının sonuna kadar babasının kendisine söylediği şu sözü prensip edindi: "Ey Fatıma! Ebedi nimetlere kavuşa bilmen için, dünya hayatının acılarına karşı sabret." Basit bir hayata razıydı. Hayatın zorluklarına karşı sabırlıydı. Helâlin azıyla yetinirdi. Razıydı ve kendisinden razı olunmuştu. Başkasına ait olan, başkasının sahip olduğu şeylere göz koymazdı. Hakkı olmayan bir şeye de gözlerini dikmezdi. Allah"tan başkasından bir şey istemeye tenezzül etmezdi. O, yüzsüzlük etmez onurlu nefsin tam bir timsaliydi. Nitekim babası (s.a.v) şöyle demişti: "Asıl zenginlik gönül zenginliğidir."</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"> O, dünyasını bir yana bırakarak kendini Rabbine adayan Hz. Betül"dü. Dünyanın çekici süslerine arkasını dönmüştü. Dünya hayatının aldatıcı güzelliklerine eğilim göstermiyordu ve dünyaya meyletmenin ne büyük felâketlere yol açtığını çok iyi biliyordu. Dünya hayatının zorluklarına sabrederken, dilinden Rabbinin zikrini eksik etmeden sorumluluğunu yerine getirme hususunda muazzam bir sabır örneği sergiliyordu.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"> Hz. Zehra"nın asıl ilgisi ahirete yönelikti. Dünyanın göz alıcı güzelliklerine değer vermiyordu. Çünkü babasının (s.a.v) dünyadan, dünyanın nimetlerinden, lezzetlerinden ve şehevî arzularından yüz çevirdiğini görüyordu.</p> <p style="margin-left: 20px"></p><p style="text-align: right">(Alıntı)</p> <p style="text-align: right"></p> </p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 60182, member: 3"] [INDENT] [CENTER][IMG]https://img.tebyan.net/big/1386/08/1742510677123022441032301092020421724928.jpg[/IMG][/CENTER] Fatıma, "yüksek bir ahlâka, onurlu bir karaktere, üstün bir nefse, ulu bir duyarlılığa, çabuk kavrayan bir anlayışa, keskin bir zihne, yüce bir erdeme, parlak bir üstünlüğe, misk kokan bir nefese, cesur bir yüreğe, bitmek nedir bilmeyen bir heyecana, yüksek bir hamiyet duygusuna, kendini beğenmişlikten uzaklığıyla hayranlık uyandıran bir izzete sahipti. Kibirlilerin tasavvur ettikleri büyüklük onun düzeyine erişmekten çok uzaktı. Büyüklenenlerin ve zorbaların karşısında eğilmezdi." O, hoşgörü, sükûnet ve geniş göğsüyle, geniş ufuklu vakarıyla, öz güven ve yumuşaklığıyla, ağırlığı ve temkinliliğiyle, sağlam karakteri ve iffetiyle, onurunu korumasıyla bir ahlâk abidesiydi. Babasının vefatından önce, parlak bir onur ve açık bir hâyâ timsaliydi. Güler yüzlü ve mütebessim bir güzellik abidesiydi. Ama babasının (s.a.v) vefatıyla birlikte yüzündeki tebessüm kaybolmuştu. Dilinden haktan başka bir söz dökülmezdi, sadece doğruyu konuşurdu. Kimsenin kötülüğünden söz etmezdi. Gıybet etmez, kimseyi arkadan çekiştirmezdi. Kimseyi küçümseyici kaş göz işareti yapmazdı. Başkalarının sırrını saklar, verdiği sözü tutardı. İstişarede doğruyu söyler, onların gerçek hayrını isterdi, başkalarının mazeretlerini kabul ederdi. Yanlışlıkları hoş görürdü. Çok kere sürçmeleri ve kötülükleri hilim hoşgörüyle karşılardı. [CENTER][IMG]https://img.tebyan.net/big/1386/08/21972285582321572034823577994656200130.jpg[/IMG][/CENTER] "Kötülükten kaçar, daima iyiliğe eğilimliydi. Güvenilirdi. Sözünde doğruydu. İyi niyetliydi ve sözünde kesinlikle dururdu. İffetin en yüksek doruklarındaydı. Tertemiz bir ünü vardı ve adında en ufak bir leke yoktu. Eğilimleri üzerinde hevâsının etkisi yoktu. Hz. Zehra az ile yetinen zühd sahibi biriydi. O, ihtirasın kalbi parçaladığını, işlerde düzensizlik ve dağınıklığa neden olduğunu çok iyi biliyordu. O, hayatının sonuna kadar babasının kendisine söylediği şu sözü prensip edindi: "Ey Fatıma! Ebedi nimetlere kavuşa bilmen için, dünya hayatının acılarına karşı sabret." Basit bir hayata razıydı. Hayatın zorluklarına karşı sabırlıydı. Helâlin azıyla yetinirdi. Razıydı ve kendisinden razı olunmuştu. Başkasına ait olan, başkasının sahip olduğu şeylere göz koymazdı. Hakkı olmayan bir şeye de gözlerini dikmezdi. Allah"tan başkasından bir şey istemeye tenezzül etmezdi. O, yüzsüzlük etmez onurlu nefsin tam bir timsaliydi. Nitekim babası (s.a.v) şöyle demişti: "Asıl zenginlik gönül zenginliğidir." O, dünyasını bir yana bırakarak kendini Rabbine adayan Hz. Betül"dü. Dünyanın çekici süslerine arkasını dönmüştü. Dünya hayatının aldatıcı güzelliklerine eğilim göstermiyordu ve dünyaya meyletmenin ne büyük felâketlere yol açtığını çok iyi biliyordu. Dünya hayatının zorluklarına sabrederken, dilinden Rabbinin zikrini eksik etmeden sorumluluğunu yerine getirme hususunda muazzam bir sabır örneği sergiliyordu. Hz. Zehra"nın asıl ilgisi ahirete yönelikti. Dünyanın göz alıcı güzelliklerine değer vermiyordu. Çünkü babasının (s.a.v) dünyadan, dünyanın nimetlerinden, lezzetlerinden ve şehevî arzularından yüz çevirdiğini görüyordu. [RIGHT](Alıntı) [/RIGHT] [/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hanımları,çocukları,Torunları...
Hz. Fatıma'nın Yüksek Ahlâkı
Üst
Alt