Huzur ve mutluluk vesilesi ibadetlerimiz

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
İbadet, bizi yaratan ve pek çok lütuflarda bulunan Allah'a bir teşekkürdür. İnsan, iyiliklerini gördüğü kimselere karşı daima kendisini borçlu görür ve her vesile ile bu borcunu -gördüğü iyiliğe karşılık vermek sûretiyle- ödemek ister ve bundan da haz duyar.

Halbuki insanın bu konuda en çok minnet duyması lâzım gelen, hiç şüphe yok ki, Yüce Allah'dır. Çünkü insan, O yüce yaratıcının sayısız nimetlerine erişmiş olarak dünyaya gelmiştir. Allah Teâlâ onu en güzel sûrette yaratmış ve evrende olan her şeyi onun emrine vermiştir. Yeri ve gökleri ve bunlarda olan her şeyi insana hizmet için varetmiştir. Nitekim Kuran-ı Kerim de şöyle buyurulmuştur:

"Gökleri ve yeri yaratan, gökten suyu indirip onunla rızık olarak size her türlü meyveler çıkaran, izniyle denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize veren, nehirleri de size akıtan ancak Allah'dır. Adetleri üzere seyreden güneşi ve ayı size faydalı kılan, geceyi ve gündüzü istifadenize veren yine Allah'dır. O, size istediğiniz her şeyden verdi. Eğer Allah'ın nimetini sayacak olursanız sayamazsınız. Doğrusu insan çok zâlim, çok nankördür." (İbrahim, 32-34.)

Allah Teâlanın, kendisine bu kadar nimetleri verdiği insan, Ona hamdetmek ve şükretmek durumundadır. İşte buna ibadet diyoruz.

Evet, hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah'ın, insanların ibadetine de ihtiyacı yoktur. Aksine buna muhtaç olan insandır. Çünkü, ibadetler her şeyden önce insan hayatını disiplin altına alır. İnsanın belli zamanlarda yerine getirmekle yükümlü olduğu ibadetler, insanı başı boşluktan ve sorumsuzluktan kurtarır. Her işinde Allah'ın gözetim ve denetimini gönlünde duymasını sağlar. Sorumluluk duygusu böylece gelişen insanın toplum içindeki davranışları ve olaylar karşısındaki tavırları ölçülü olur.
Diğer taraftan ibadetler, insanın ruhî ve manevî terbiyesine de hizmet eder. Başkalarına karşı kötü duygu ve düşüncelerden arınmasını sağlar. Başkalarıyla olan ilişkilerinde haksızlıklardan sakınmasına yardımcı olur.

Yaptığımız her ibadet, bize ayrı bir huzur ve mutlutluk verir. İbadetlerimizi yerine getirerek, öncelikle Allah'a kulluk görevimizi yapmış oluruz. Görevini yapmış olmanın mutluluğu ne ile ölçülebilir?

Camiye gitmeden önce tertemiz bir abdest alırız. Caminin, o ruhlarımızı okşayan, içimizi ferahlatan ve ısıtan o manevi havasında namazımızı dosdoğru kılarız. Namaz bizi hertürlü kötülükten uzaklaştırır. (İnşallah)

Mallarımızın zekatını verirken, verdiğimiz kişilerin sevinçlerini seyrederiz. Onların memnuniyeti bizi mutlu eder.

Oruç tutarak yoksulların ve nimetlere kavuşmakta zorluk çekenlerin hallerinden haberdar oluruz. İftar vaktinin sevincini hangi sevinçle karşılaştırabiliriz ki? Bu sevinçle Teravih namazına koşar, Allahın müjdesini ve rızasını umarız.

Hacca giderek bütün müslümanlarla kardeş olduğumuzun farkına varır bir bakıma kıyamet gününün küçük bir provasını yaparız.

İşte ibadetler ve hayatımızdaki vazgeçilmez duruşunu en kısa böyle açıklayabildim. Tabi aslına bakacak olursak, her ibadetin sebep ve mahiyeti, önemi ve özellikleri başlıbaşına birer kitap konusu olacak derinliktedir. O nedenle bukadarı ile yetinmeyip daha fazlasını öğrenmek veya hatırlamak için, daha çok okumalı ve araştırmalıyız.
 
Üst Alt