Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Serbest kürsü
Güzele bakmak sevap
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Gönül sızım" data-source="post: 52012" data-attributes="member: 1049"><p><span style="color: Black">Boşvermiş gençlerin haramları basite, hatta alaya alan Bektaşî mantığıyla söylediği bu sözü duymayanınız yoktur herhalde: “Güzele bakmak sevap!” </span></p><p><span style="color: Black">Tabii, onların güzelde neyi anladığını sorup bunu enine boyuna tartışmak gerekir.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">“Güzele bakmak sevaptır” sözünün kullanılış amacı yanlıştır. </span></p><p><span style="color: Black">Ama bu söz, anlam bakımından tümüyle doğrudur. </span></p><p><span style="color: Black">Güzellik de, bakılandan ziyade bakana, görene, duyana ait bir özelliktir. </span></p><p><span style="color: Black">Güzelliği gören göz, güzelden zevk alan ruh olmasaydı güzellik neye yarardı sizce? </span></p><p><span style="color: Black">O yüzden güzele, güzel bir niyetle ve güzel bir şekilde bakmak ibâdettir, sevaptır. </span></p><p><span style="color: Black">Yalnız, unutulmaması da gerekir ki, güzelin tanımında güzel yoldan sapmamak, sınırı (hudûdullah) aşmamak esas nas’tır. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Güzellik; zevkle, haz duymakla, hoşlanmakla, beğenmekle ilgilidir. Kur’an bu konuda insanın hevâsının/arzusunun doğru bir ölçü olmadığını belirtir: </span></p><p><span style="color: Black">“Hoşunuza gitmediği halde savaş size yazıldı/farz kılındı. </span></p><p><span style="color: Black">Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. </span></p><p><span style="color: Black">Allah bilir, halbuki siz bilmezsiniz.” </span></p><p><span style="color: Black">(2/Bakara, 216). </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Kur’an, hoşlanmanın, bir konunun güzelliği açısından yanlış yargıya götürebileceğini açıkladığı halde, halk arasında yaygın, atasözü halini almış ate sözlerinden biri şöyledir: </span></p><p><span style="color: Black">“Zevkler ve renkler tartışılmaz!” İnsanın arzusu ilâh kabul edilirse tabii ki tartışılmaz. </span></p><p><span style="color: Black">Hangi şeyden zevk alıyorsa saygı duyarsın, karışamazsın. </span></p><p><span style="color: Black">“Ben zevkime karıştırmam. Özgürlük var. Zevk değil mi, herkesinki farklı olabilir; kimse kimsenin zevkine karışamaz.” Bütün bu anlayışlar </span></p><p><span style="color: Black">hümanizm denilen insana tapma dininin iman esaslarından. </span></p><p><span style="color: Black">Müslümanlar için insanın zevki de, renkleri seçmede de, her şeyi İlâhî ölçülere uymak zorundadır.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">“Su sesi, kadın sesi, para sesi.” En güzel ses örnekleri için halkın kesin yargılarıdır bunlar. </span></p><p><span style="color: Black">Tabiat güzelliği ile cinsellik ve kapitalizmin sentezidir bunlar. Ve bunların içine Kur’an sesi girmez, Hakk’a dâvet girmez...</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Kâinattaki varlıkların rengi, şekli, tadı ne güzel... Hele sesleri ne güzel bir armoni, ne güzel bir mûsikî, ne güzel uyumlu orkestradır. </span></p><p><span style="color: Black">Bülbülün şakıması, horozun ötüşü, kuşların cıvıltısı, suyun şırıltısı... anlayana sivrisineğin vızıltısı bile saz gibi âhenkli bir müziktir. </span></p><p><span style="color: Black">Kâinat hep tesbih etmektedir, zikretmektedir. Bitkilerin ve hayvanların şekilleri, yapıları, renkleri, tatları hep farklı, hep ayrı güzel. Ve seslerindeki farklılıklar, güzellikler... </span></p><p><span style="color: Black">Bir de çağdaş aygıtlara bakın: Fabrikalardaki sese, makine gürültülerine, araba motorlarına, evlerdeki küçüklü büyüklü âlet ve gereçlerden uçakların seslerine kadar... </span></p><p><span style="color: Black">Ne çirkin bir gürültü; tabiatla ne uyumsuz şeyler ya Rabbi! </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Bakmak ibâdettir, göze bayram ettirmedir. Doğru. </span></p><p><span style="color: Black">Güzele bakmak da sevaptır. Kâbe’ye bakmak, aynen nâfile namaz kılmak gibi ibâdettir. Kur’an’a bakmak, göze nur ve cilâdır; bayramdır göz için. </span></p><p><span style="color: Black">Büyük kitaba (kâinata) bakmak; emr-i İlâhîye uymak ve sevaba girmektir. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Hiçbir şey boşuna yaratılmamıştır. Gözler bakmak içindir. Ama “göz oldur ki Hakkı göre, kulak oldur ki Hakkı duya!” Görmek, görebilmek bir ibâdet olduğu gibi, duymak, dinlemek de ibâdettir. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Emîri dinlemek, ezanı dinlemek, Kur’an’ı dinlemek, kendini dinlemek, Hakka çağıranı dinlemek; kulakların pasını gideren birer kulluktur. </span></p><p><span style="color: Black">Allah için yapılan her şey, atılan her adım, hikmet ve ibretle bakılan, dolayısıyla O’nun adıyla okunan her şey ibâdet; her ibâdet de güzel, güzeller güzeli… </span></p><p><span style="color: Black">Alinti.</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Gönül sızım, post: 52012, member: 1049"] [COLOR="Black"]Boşvermiş gençlerin haramları basite, hatta alaya alan Bektaşî mantığıyla söylediği bu sözü duymayanınız yoktur herhalde: “Güzele bakmak sevap!” Tabii, onların güzelde neyi anladığını sorup bunu enine boyuna tartışmak gerekir. “Güzele bakmak sevaptır” sözünün kullanılış amacı yanlıştır. Ama bu söz, anlam bakımından tümüyle doğrudur. Güzellik de, bakılandan ziyade bakana, görene, duyana ait bir özelliktir. Güzelliği gören göz, güzelden zevk alan ruh olmasaydı güzellik neye yarardı sizce? O yüzden güzele, güzel bir niyetle ve güzel bir şekilde bakmak ibâdettir, sevaptır. Yalnız, unutulmaması da gerekir ki, güzelin tanımında güzel yoldan sapmamak, sınırı (hudûdullah) aşmamak esas nas’tır. Güzellik; zevkle, haz duymakla, hoşlanmakla, beğenmekle ilgilidir. Kur’an bu konuda insanın hevâsının/arzusunun doğru bir ölçü olmadığını belirtir: “Hoşunuza gitmediği halde savaş size yazıldı/farz kılındı. Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, halbuki siz bilmezsiniz.” (2/Bakara, 216). Kur’an, hoşlanmanın, bir konunun güzelliği açısından yanlış yargıya götürebileceğini açıkladığı halde, halk arasında yaygın, atasözü halini almış ate sözlerinden biri şöyledir: “Zevkler ve renkler tartışılmaz!” İnsanın arzusu ilâh kabul edilirse tabii ki tartışılmaz. Hangi şeyden zevk alıyorsa saygı duyarsın, karışamazsın. “Ben zevkime karıştırmam. Özgürlük var. Zevk değil mi, herkesinki farklı olabilir; kimse kimsenin zevkine karışamaz.” Bütün bu anlayışlar hümanizm denilen insana tapma dininin iman esaslarından. Müslümanlar için insanın zevki de, renkleri seçmede de, her şeyi İlâhî ölçülere uymak zorundadır. “Su sesi, kadın sesi, para sesi.” En güzel ses örnekleri için halkın kesin yargılarıdır bunlar. Tabiat güzelliği ile cinsellik ve kapitalizmin sentezidir bunlar. Ve bunların içine Kur’an sesi girmez, Hakk’a dâvet girmez... Kâinattaki varlıkların rengi, şekli, tadı ne güzel... Hele sesleri ne güzel bir armoni, ne güzel bir mûsikî, ne güzel uyumlu orkestradır. Bülbülün şakıması, horozun ötüşü, kuşların cıvıltısı, suyun şırıltısı... anlayana sivrisineğin vızıltısı bile saz gibi âhenkli bir müziktir. Kâinat hep tesbih etmektedir, zikretmektedir. Bitkilerin ve hayvanların şekilleri, yapıları, renkleri, tatları hep farklı, hep ayrı güzel. Ve seslerindeki farklılıklar, güzellikler... Bir de çağdaş aygıtlara bakın: Fabrikalardaki sese, makine gürültülerine, araba motorlarına, evlerdeki küçüklü büyüklü âlet ve gereçlerden uçakların seslerine kadar... Ne çirkin bir gürültü; tabiatla ne uyumsuz şeyler ya Rabbi! Bakmak ibâdettir, göze bayram ettirmedir. Doğru. Güzele bakmak da sevaptır. Kâbe’ye bakmak, aynen nâfile namaz kılmak gibi ibâdettir. Kur’an’a bakmak, göze nur ve cilâdır; bayramdır göz için. Büyük kitaba (kâinata) bakmak; emr-i İlâhîye uymak ve sevaba girmektir. Hiçbir şey boşuna yaratılmamıştır. Gözler bakmak içindir. Ama “göz oldur ki Hakkı göre, kulak oldur ki Hakkı duya!” Görmek, görebilmek bir ibâdet olduğu gibi, duymak, dinlemek de ibâdettir. Emîri dinlemek, ezanı dinlemek, Kur’an’ı dinlemek, kendini dinlemek, Hakka çağıranı dinlemek; kulakların pasını gideren birer kulluktur. Allah için yapılan her şey, atılan her adım, hikmet ve ibretle bakılan, dolayısıyla O’nun adıyla okunan her şey ibâdet; her ibâdet de güzel, güzeller güzeli… Alinti.[/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Serbest kürsü
Güzele bakmak sevap
Üst
Alt