Gaziantepteki Tarihi Yerler

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37
gaziantepin tarihi yerleri gaziantep tarihi yerler gaziantepdeki tarihi yerler camiler medreseler külliyeler

Gaziantepteki Tarihi Yerler

Gaziatep'de gezilecek tarihi yerlerin başında Gaziantep Kalesi; açık hava heykel atölyesi olan Yesemek, Belkıs (Zeugma); Rumkale, Tilbaşar Kalesi Karkamış harabeleri; Sakçagözü antik kenti; İslahiye ilçesi cıvarındaki Tilmen Höyüğü; Zincirli Höyük ve Esenbek Harabeleri, Burç Ormanı içindeki Hayvanat Bahçesi, Gaziantep'in merkezinde bulunan Kendirli Kilisesi ve tarihi hanlar ile Debbağhane Köprüsü gelir.
ANIT MEZARLAR
Gaziantep’in Araban İlçesi sınırları içerisindeki Elif, Hisar ve Hasanoğlu köylerinde üç adet Roma mezar anıtı yer almaktadır. Bu üç anıt askeri ve ticari anlamda Fırat’a paralel olarak kuzey-güney yönünde ve batıdan doğuya Fırat’a doğru gelen çok önemli iki yolun kavşağında yer almaktadır. Roma döneminde bölgedeki zengin,asil,üst düzey yönetici veya yüksek rütbeli asker kişiler için yapılmış olduğu düşünülmektedir. Her üç mezar anıtının da, birbirlerine oldukça yakın yerlerde yapılmış olmaları bu yol kavşağı ile bağlantılıdır. Genelde bu mimari biçimindeki anıt mezarlar çoğu kez altta bir mezar odası içeren kaide bölümü, bunun üzerinde araları açık sütun, paye veya kemerli bir üst bölüm ile çoğunlukla da piramidal biçimde bir çatı örtüsünden oluşa üç bölümden meydana gelmektedir.

Hisar Anıt Mezarı
Gaziantep ili Araban ilçesi Hisar Köyünde bulunmakta olan anıt mezar günümüze kadar sağlam olarak gelebilmiştir. Hisar Anıt Mezarı; kesme taştan düz bir platform üzerinde inşa edilmiş olup, yüksek kare bir kaide üzerine oturan (4X4 m.) dört köşedeki korint başlıklı paye sütunlardan meydana gelen gövde ve bunun üstündeki piramidal çatıdan teşekkül etmiştir. Bu piramidal çatının üzerinde ise kare kesitli ve korint tipinde bir sütun başlığı mevcuttur. Ayrıca bu başlık üzerinde de şimdi mevcut olmayan bir heykelin bulunduğu düşünülmektedir. Hisar Anıt Mezarı 10-11 metre yüksekliktedir. Süsleme yönünden çok sade bir özelliğe sahip olan bu yapının kimin adına ve kim tarafından hangi tarihte inşa ettirildiği hakkında bir belge elimizde mevcut değildir. Ancak M.S. 2.yüzyıl sonu ile 3. yüzyıl başlarında yapıldığı tahmin edilmektedir.

Elif Anıt Mezarı
Elif Anıt Mezarı, Araban İlçesi’nin Elif Köyü’ndedir. Elif köyü antik Sugga kenti olup, Roma dönemi yol güzergahlarını gösteren antik haritadaki bilgilere göre Dolikhe(Dülük)- Samosata(Samsat) ile Zeugma-Samosata yollarının kesişme noktası civarındadır. Elif Anıt Mezarı da tıpkı Hisar’daki gibi kesme taştan inşa edilmiş olup, yüksek bir kaide üzerine oturan gövde ve gövde üzerini örten tonozlu bir örtü sisteminden oluşmaktadır. Anıt mezarın doğu, batı ve güney cepheleri kemerli, kuzey cephesi ise duvar örülerek kapatılmış, alt orta kısmında ise dikdörtgen bir kapı açıklığı bırakılmıştır. Anıt Mezarın gövdesini oluşturan dört hantal paye sütun yerini burada korint başlıklı sütunların üzerine oturan kemerlere bırakmıştır. Böylece yapı estetik bir görünüm kazanmıştır. Elif Anıt Mezarının örtü sistemi hakkında kesin bir şey söyleyemesekte kalıntılardan tonoz olabileceği anlaşılmaktadır. Elif Anıt Mezarı da M.S 2.yüz sonu ile 3. yüzyıl başlarına tarihlenmektedir.

Hasanoğlu Anıt Mezarı
Araban ilçesi Hasanoğlu Köyünde bulunmaktadır. Hasanoğlu Anıt Mezarı, kare planlı bir kaide üzerine kesme taştan inşa edilmiştir. Güney ve batı cephelerinin paye-sütun ve bunların üzerine oturan kemerlerindeki mimarisinden daha estetik ve itinalı yapıldığını anlıyoruz. Kuzey ve doğu cephelerindeki duvarların tamamı, kaidenin ise yarıya kadar olan kısmı yıkılmış olduğu görülmektedir. Bu anıt mezarın da M.S 2.yüzyıl sonu ve 3. yüzyıl başlarında yapıldığı sanılmaktadır.

TARİHİ GAZİANTEP CAMİLERİ
Tarihi Gaziantep Camileri, Antep kentinin siluetine sağladıkları görsel katkı ve fonksiyonlarına bağlı olarak yerine getirdikleri sosyal katkının yanı sıra kent içindeki konumları ve yapım tarihleri ile bağlantılı olarak kentin gelişiminin izlenmesine olanak sağlayan belgesel nitelikleri ile de kentin vazgeçilmez mimari değerleridirler.

Hemen hemen hepsinin yapımında kesme taş kullanılan tarihi Gaziantep camileri, plan ve süsleme bakımından birbirinden farklıdır.Ancak Camilerin plan oluşumlarında ve minarelerinde Arap mimarisinin etkisi görülmektedir. Genellikle dikdörtgen planlı olan ve son cemaat yeri bulunan iki nefli yapılar grubunda, duvarlarda kademeler yapan nişler kullanılmış ve bu nişlerin içine pencereler yerleştirilmiş,üstle ri çapraz tonozlarla örtülmüştür. Nefleri payeler ayırmaktadır.

Bu tip yapıların en eski örneği Ahmet Çelebi Camii’dir. Hacı Nasır Camii’nin burmalı minaresi, Handaniye, Eyüpoğlu ve Esenbek Camilerinin portal süslemeleri önemlidir. Handaniye Camii minaresinin şerefesi altında XVI. yy. İznik çinileri bulunmaktadır. Boyacı Camii ise minberindeki ahşap işçiliğinin, Gaziantep’in en eski örneği olması bakımından önemlidir.

Gaziantep’te son yıllarda inşa edilen modern camilerde süsleme sanatı çok zengin olup, bu camiler çini işlemeleri ve hat sanatıyla dikkatleri çekmektedir. Gaziantep’te Pişirici ve Balıklı olmak üzere iki mescidin yanı sıra tarihi camilerden bazıları şunlardır:

Ömeriye Cami:
Gaziantep’in Düğmeci Mahallesinde bulunan bu tarihi cami, Antep’in en eski camisidir. 607 hicri (1210 miladi) yılında tamir geçirdiği kayıtlarda yazmaktadır. Caminin kimin tarafından yapıldığı tam olarak bilinmemekle birlikte Halife Hz.Ömer zamanında yapıldığı, yada Hz.Ömer’in kızından olma torunu Emevi Halifesi Ömer Bin Abdülaziz tarafından yaptırıldığı söylendiği gibi, birincisinin yaptırıp ikincisinin onarttığı hakkında da söylentiler de vardır.
Caminin bir diğer adı da İki Ömer anlamında “Ömereyn” dir. Caminin taç kapısı ve mihrabı ak-kara taşlarla örülmüştür. Minare şerefesinin korkuluklarında oyma taş işçiliğinin güzel örnekleri görülmektedir. Hatta minarenin bedeninde Antep Savunmasının dehşetli günlerinden kalan mermi ve şarapnel parçalarının izlerini görmek mümkündür.
Halk arasında anlatılan bir rivayete göre, bu cami her yıl tabana doğru çökmekte ve toprağa gömülmektedir. Tamamen battığı zaman kıyametin kopacağı gibi söylentiler vardır.

Ali Nacar Cami:
Tabakhane bölgesi Yaprak mahallesinde Alleben Deresi’nin akışına göre sol tarafında bulunmaktadır. Vesikalarda Ali adında bir marangoz tarafından yaptırıldığı görülmüştür. Müezzin mahfiline çıkan merdiven üzerinde 1213 Hicri tarihi yazmaktadır. Bu hicri tarihin caminin onarım tarihi olduğunda birleşilmektedir.
Boyacı Cami:
Hamdi Kutlar Caddesi ile Kutlar Sokağının birleştiği yerde bulunmaktadır. Kadı Kemalettin tarafından yaptırılmıştır. Caminin minberi üzerindeki oyma kitabede 759 Hicri (1358 Miladi) tarihi yazmaktadır. Ancak bu tarihten daha önce yapıldığı kanaati hakimdir. Caminin özelliklerinden birisi de minberin alttan kızaklı olması ve duvarda özel olarak yapılan bölmesine girip çıkabilmesidir. Avlu girişinin sağında tek şerefeli çokgen gövdeli peteksiz bir minaresi bulunmaktadır. Ayrıca Gaziantep’in en büyük camilerinden olan Boyacı Camii’nin içindeki ince ahşap işçiliği dikkat çekicidir.

Şeyh Fethullah Cami Ve Külliyesi :
Kepenek mahallesinde bulunmaktadır. Halk arasında bu camiye “Aşağı Şeyh Camii” de denilmektedir. Caminin banisi, keramet sahibi ve ermiş bir kişi olan Şeyh Fethullah ; Halife Hz. Ebubekir soyundan gelmektedir. Hicri 971 (Miladi 1564) tarihinde yapılmıştır. Harim, ortada sekizgen taş ayağa oturan ve yelpaze şeklinde açılan tonozlarla, askı kemerlere bağlanan bir örtü sistemine sahiptir. Bu tür örtü sistemi Şeyh Fethullah Camiinden başka şimdiye kadar hiç bir camide görülmemiştir. Ortadaki sekiz köşeli taş ayağa rağmen bu cami merkezi planlı camiler grubuna dahil edilebilir. Genelde merkezi planlı camiler kubbe ile örtülüdür.
Şeyh Fethullah Camii tonozla örtülü olmasına ve ortada ayağı ihtiva etmesine rağmen merkezi mekan bütünlüğünü muhafaza etmiştir. Caminin portal, mihrap, minber ve pencere sövelerinde renkli taş işçiliği bakımından Memluklu sanatının etkileri görülmektedir. Ancak portal kavsarası ile caminin içindeki pencere alınlıklarının süslemesinde Osmanlı sanat üslubunun özelliklerini de görmek mümkündür. Harimin gerisinde son cemaat yeri ve dış avlu mevcuttur. Giriş zeminindeki renkli taş döşemesi bölgeye has bir özelliktir. Tek şerefeli bodur minaresi vardır.Şeyh Fethullah camii; zaviyesi, kasteli, medresesi ve hamamıyla bir külliye olarak inşa edilmiştir. Antep Savunmasında şehit düşen Karayılan ( Molla Mehmet)’ın mezarı cami bahçesindedir. Bu caminin diğer camilerden farklı olan özellikleri şunlardır:
1- Cami olarak inşa edilmiştir.
2- İlk yapıldığı gibi kalmış olup, genişletilmemiştir.
3- Diğer camilerde Osmanlı ve Arap mimarisi özellikleri varken, bu camide Selçuklu mimarisi özelliği vardır.
4- Banisi kutsal sayılmakta, kendine özgü mimarisi bulunmaktadır.
5- Antep Savunmasında şehit olan Karayılan (Molla Mehmet) ‘ın mezarı burada bulunmaktadır.
6- Bu caminin eşi benzeri dünyada bir daha yapılmamıştır.

İhsanbey (Esenbek) Cami:
Şehitler caddesi üzerinde bulunan caminin eski kayıtlarda ismi “Esenbek” olarak geçmekte ve ne zaman yapıldığına dair kesin bir bilgide bulunmamaktadır. Mabetin altında eskiden caminin su ihtiyacını karşılayan bir kastel bulunmaktadır. Kastele avlu kapısının hemen önünden karataştan yapılma 25 merdivenle inilir.

Hacı Nasır Cami:
Hacı Nasır adında bir kişi tarafından bugün Elmacı Pazarı denen yerde mescid olarak yaptırılmıştır. Hacı Nasır, 16. yüzyılda yaşamış olup, yapımı da 16. yüzyıla tarihlenmektedir. 130-140 yıl sonra Kamalakzade Hacı Mahmut oğlu Hasan Ağa tarafından mescide minber konularak camiye dönüştürüldü. En önemli onarımını Miladi 1812 (Hicri 1227) yılında geçirdiği kapısının üzerindeki kitabesinden anlaşılmaktadır.

Handaniye (Handan Bey) Cami:
Karagöz mahallesindedir. Bu camiye Handan Bey Camii de denilmektedir. Caminin Miladi 1647 yılındaki kayıtlarda ismi Handan Bey olarak geçmektedir. Antep’te yaşamış Erzincanlı beylerin en fakiri sayılan Handan Ağa tarafından yaptırılmıştır. Gelir getiren bir de saraçhanesi olan cami, Miladi 1791 yılında yeniden yapıldı. Caminin onarımlarında bundan sonra saraçhaneden alınan gelir kullanılmaya başlandı. Antep Savunması’nda cami ibadet yapılamayacak duruma gelmişti. Daha sonra yeniden bir onarım geçirmiştir.

Eyüpoğlu Cami:
Kendi adıyla anılan Eyüpoğlu mahallesindedir. Caminin yapılış tarihi ve kimin tarafından yapıldığı veya yaptırıldığı konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır. 1586 tarihli Şer-i Mahkeme Sicillerinden bu tarihten önce yapıldığını anlıyoruz. İçten çapraz tonozludur. Altı gözlü son cemaat yerinin gerisinde duvarla çevrili dış avlusu mevcuttur. Mihrap siyah vişne çürüğü ve beyaz mermerle çeşitli geometrik şekillerden oluşan süslemeyi ihtiva eder. Merdivenle çıkmalı minberi ve vaaz kürsüsü mevcuttur. Minaresi tek şerefeli olup şerefe altı mukarnaslıdır.Gövde ve petek kısımları bilezik ve sağır kemerlerle süslenmiştir.

Kılınçoğlu Cami:
Kılınçoğlu mahallesinde bulunmaktadır. Hicri Şaban Ayı 1186 tarihli ve diğer belgelerden bu mabedin H.1083 (M.1672) yılından önce Kılınçoğlu Hamza Bey tarafından mescit olarak yaptırıldığı, daha sonra Osman Efendi adlı bir hayırsever tarafından minber eklenerek camiye çevirdiği anlaşılmaktadır. Bu caminin en ilginç yanı duvarlarının kale suru gibi kalın olmasıdır.

Ömer Şeyh Cami :
Ömer Şeyh tarafından bugünkü merkez Yazıcık mevkiinde Turna sokağın köşesinde inşaa edilmiştir.Kesin olarak ne zaman yapıldığı bilinmemekle birlikte H.967 (M.1559) yılı Şeri Mahkeme sicili kayıtlarına göre bu tarihten önce en azından mescit olarak yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.

Bostancı Cami:
Şehir merkezi Bostancı Mahallesinde Bostancı cami sokakta bulunan caminin hangi tarihte ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir.Anca k H.965 ve 967 tarihli Şeri Mahkeme sicillerinde adı Bostancılar Mescidi olarak geçmektedir.Bu belgelerden caminin yapılışının M.1557 yılından önce olduğu anlaşılmaktadır.

Kabasakal Cami:
Şehreküstü semti Kocaoğlan mahallesindeki Ahmet Çelebi İlköğretim okulunun kuzeyinde bulunmaktadır. Hacı Ahmet adında birisi tarafından mescit olarak yaptırılmış, Kabasakaloğlu İsmailoğlu Hamza Ağa tarafından minber eklenerek camiye çevrilmiştir.Hamza Ağa’nın H.1114 tarihinde öldüğü veraset belgesinden anlaşılmaktadır.Buna göre caminin yapımı M.1702 tarihinden daha önce olması gerekir.

Ahmet Çelebi Cami :
Ulucanlar Mahallesindedir. Caminin kurucusu Peygamber soyundan Hacı Osman oğlu Şeyh Ramazan Efendi’dir. Bu eser medrese, cami, kastel olarak peş peşe sıralanmıştır. Cami sonradan ilave edilen medreseyi yaptıran Ahmet Çelebi’nin adıyla anılmaktadır. Caminin; kitabesinden l083 hicri (l672 miladi) tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır.Bahç esinde bulunan kastele l2’si kesme taştan, 32’si kayaya oyma 44 merdivenle inilir. Cami ahşap işçiliğinin eşsiz örneklerini yansıtmakta olup, ayrıca kadınların da ibadet etmeleri için ayrı bir bölümü vardır.

Alaybey (Gami Bey) Cami:
Alaybey mahallesi Gaziler caddesi üzerinde bulunmaktadır.Camini n yapılış tarihiyle ilgili kesin bir bilgi yoktur. Ancak 4 Zilkade 1005 (M.1596) tarihli mahkeme kayıtlarından caminin M.1595 tarihinden önce yapıldığı H.1224 tarihinde yeni bir onarım gördüğü de kitabesinden anlaşılmaktadır. Camiyi yaptıran kişinin Alaybeyi olan bir komutan olduğu bilinmektedir. Camide kesme taş işçiliğinin güzel örnekleri bulunmaktadır. Üç ayağa oturan dört kemer gözlü olan son cemaat yeri çapraz tonozla örtülüdür. Dışarıda küçük bir avlusu vardır. Kuzey-doğu köşedeki minare çokgen gövdeli ve tek şerefelidir. Merdivenle çıkmalı minberi ve vaaz kürsüsü vardır.

Şirvani (Şirvani Mehmet Efendi) Cami:
Gaziantep Kalesi’nin batısında Seferpaşa Mahallesinde bulunmaktadır.Eskide n tarihi Gaziantep camileri içerisinde minaresi iki şerefeli olan tek cami olduğundan bu camiye halk tarafından “İki Şerefeli Cami” de denir. Şirvani Mehmet Efendi , camiyi yaptıran kişinin adıdır. Rivayete göre Şirvani Seyit Mehmet Efendi Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin’in soyundan gelmektedir. Caminin yapılış tarihinin Miladi 1677 tarihinden önce olduğu belgelerden anlaşılmaktadır. Bir efsaneye göre cami herhangi bir nedenle yıkılırsa onu yeniden yapacak kadar altın ve gümüşün temelinde gömülü olduğu söylenir. Camide eskiden dervişlerin zikrettikleri bir oda ve ahşap işçiliğinin güzel örnekleriyle süslenmiş bir müezzin mahfili de bulunmaktaydı. Bir başka önemli bölüm ise Boyacı Camiinde olduğu gibi minberin alttan kızaklı olması, duvarda yapılan özel bölmesine girip çıkabilmesidir.

Tahtani(Tahtalı) Cami:
Gaziantep Kalesi’nin yanında Şekeroğlu Mahallesi Uzun Çarşı caddesi üzerindedir. Caminin yaptıranı ve yapıldığı tarih hakkında kesin bilgilere rastlanmamıştır. Ancak Miladi 1557 tarihli bir belgede adından söz edilmektedir.M.1563 yılında Maraş Valisi Osman Paşa tarafından tamir ettirildiği anlaşılmaktadır. Caminin ismi önceleri Tahtani olarak söyleniyordu.Bir söylentiye göre cami ağaçtan yapılmıştır.Bu nedenle halk tarafından camiye Tahtalı Cami de denmiştir. Bu cami yararına vakıflar bırakıldığı ve çeşitli amaçlarla kurulmuş vakıfların vakfiyelerinde Tahtani camisine de kaynak sağlandığı kayıtlardan anlaşılmaktadır.

Alaüddevle (Ali Dola) Cami:
Uzun Çarsı’nın batısında Eski Saray Caddesi’ndedir. Halk arasında Ali Dola Camii de denilmektedir. Alaüddevle Maraş”ta hakimiyet sürdüren Dulkadiroğlu Beyliğinin son beyidir. Caminin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber camiyi yaptıran Alaüddevle’nin Miladi 1515 tarihinde vefat ettiği düşünülürse bu tarihten önce yaptırıldığı ortaya çıkmaktadır.Sadece minaresi yıkılmadan günümüze ulaşabilen cami, 1901 yılında giriş yüzü siyah ve beyaz taşlardan tek kubbeli olarak yeniden yapılmıştır. Caminin mimarı Armenek, ustabaşısı da Kirkor’dur. Hıristiyan sanatında görülen kemer içinde ki küçük sütunlu pencere ve üzerinde yuvarlak bir pencereden oluşan sistem burada da uygulanmaktadır. Mihrabın üçgen bir alınlık içine alınması yine kiliselerden alınma bir özelliktir. Ayrıca yan duvar pencerelerinin etraf silmelerinin büyük ebatta yapılmaları ve içerideki mihrap süslemeleri ise barok özellikleri ihtiva eder.

Tekke (Tekke Mevlevihane) Cami:
Kozluca Mahallesi Küçük Pazar sokağının güneyindedir.Resmi kayıtlarda adı Mevlevihane Camisi olarak geçer. Ancak halk tarafından Tekke Camii olarak bilinir. Cami, hücreler, semahane, yönetim ve Mevlevi dervişlerinin oturma odaları, tuvaletler, havuzlar, küçük ve kısa minaresinden oluşan eserler topluluğudur. Cami M.1638 yılında Mustafa Ağa adında bir Türkmen Ağası tarafından yaptırılmıştır.Milad i 1901-1903 (H.1319 ve 1321) yıllarında çıkan büyük yangınlarla gelir getiren yapıları tamamıyla yanmıştır.Zamanın Mevlevi Şeyhi ve vakfın mütevellisi olan Şeyh Mehmet Münip Efendi tarafından yanan yerler yeniden yaptırılmıştır.Camin in minaresi,altından geçen yol nedeniyle dikkat çekicidir.

Karatarla Cami:
Karatarla Mahallesi Eski Saray caddesi Kunduracılar çarşısındadır.Mescit olarak inşaa edilmiş, Gergeri Halil Çavuş adında bir hayırsever tarafından genişletilerek cami durumuna getirilmiştir. Yapılan bu değişiklik Hicri 1063 tarihli belgelerden anlaşılmaktadır. Gaziantep’teki camilerin minareleri içerisinde en zarif olanıdır.

Kozanlı Cami:
Kozanlı Mahallesi Kozanlı sokakta bulunmaktadır.H.1065 ve 1057 tarihli Şeri Mahkeme Sicillerinde mescit olarak geçmektedir.Kozanlıd aki mabedin H.1088 tarihli Şeri Mahkeme Sicilleri kaydında Üstat Ali Bey’in yaptırdığı cami olarak geçmektedir.Caminin örtüsü içten çapraz tonozludur.Çıkmalı çift minberi ,üç gözlü son cemaat yeri,tek şerefeli bodur bir minaresi mevcuttur.

Nuri Mehmet Paşa Cami:
Çukur Mahallesi Suburcu Caddesi üzerindedir. Şer-i Mahkeme Sicillerinden ve bir fermandan anlaşılacağı üzere Nuri Mehmet Paşa tarafından 1786 (Hicri 1200) yılından bir kaç yıl önce yaptırılmıştır. Harim mihraba paralel, tek sıra dört kare gövdeli ayakla enlemesine ikiye ayrılmıştır. Mihrap önü kubbe ile yanlar çapraz tonozla örtülüdür. Son cemaat mahalli ise beş kubbelidir. Dış avlu ile son cemaat yerinin birleştiği bölümde klasik Osmanlı tarzındaki iki şerefeli minare yükselir. Mihrap; sarı, siyah, bordo renkli mermer malzeme ile zikzak motif ihtiva eden süslemeye sahiptir. Mihrabın yanlarında birer balkon minber mevcuttur. Girişin üzerinde ahşaptan yapılmış bir bey mahfili bulunur. Mahfil kalem işi ile yapılmış çeşitli geometrik ve bitkisel motifleri ihtiva eder. Gaziantep Savunmasında zarar gören cami;bir ara askeri depo,1958’den sonra da Müze olarak faaliyet göstermiştir.1968 yılından sonra ise onarılarak yeniden ibadete açılmıştır.

Hüseyin Paşa Cami:
Gaziler Caddesi üzerindedir. 1719 (Hicri 1131) yılında Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mahkeme sicillerinde mimar olarak Hüseyin oğlu Osman adı geçmektedir. Dikdörtgen planlı camide, iki ayağın ve duvarların taşıdığı eşdeğerde altı kubbeli örtü sistemi uygulanmıştır. Son cemaat yeri de sivri kemerlere oturan üç kubbe ile örtülüdür. Duvarlarla çevrili dış avlusu mevcuttur. Mihrap geometrik taşlarla süslenmiştir. Mermer olan klasik minber, ahşap korkuluklara sahiptir. Minare çokgen gövdeli ve iki şerefelidir.Cami ile ilgili çok sayıda vakıf kurulmuş, bir çok vakıf tarafından da cami yararına vakfiyelerine şartlar konulmuştur.

Ağa Cami :
Tunus’lu Antep Kaymakamı Ferruh Ağa (Bey) tarafından merkez Şehreküstü, Suyabatmaz Mahallesi Şehitler Caddesinde, Miladi 1554-1559 tarihleri arasında yaptırılmıştır.

Kurtuluş Cami :
Gaziantep’in Tepebaşı Mahallesindedir. 1892 yılında kilise olarak yapılan cami önceleri kilise ve cezaevi olarak kullanılmıştır. Bir tarih hazinesi gibi eski ihtişamından hiç bir şey kaybetmeyen Kurtuluş Cami, Gaziantep’in en büyük camilerindendir.


Gaziantep’in Diğer Camiler : Kozluca Camii, Hacı Veli Camii, Karagöz Camii, Kanalıcı Camii, Bekirbey Camii, Çınarlı Camii, Şahveli Camii, Ayşebacı Camii vd.

TARİHİ KİLİSELER

Osmanlı döneminde Antep kentinde yaşayan ***rimüslim vatandaşlara hizmet veren dini yapılar da gerek fonksiyonlarına bağlı olarak gerçekleştirdikleri toplayıcı etki, gerekse kent içindeki konumları nedeniyle kentin karakterini belirlemede önemli bir görev üstlenmişlerdir.

Kendirli Kilisesi:
Kent merkezinde Bulvar üzerinde, Öğretmenevi bitişiğinde bulunmaktadır. Günümüzde Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi toplantı salonu ve Öğretmenevinin lokali olarak kullanılmaktadır.
Kilisenin ilk yapımı 1860 yılıdır. Gaziantepli Katolik Ermenilerin kilisenin inşasında maddi yönden zorlandıklarından Fransa Kralı III. Napolyon’dan, Fransız misyonerlerinden ve Katolik camiasından maddi destek alınarak yapılmıştır. Daha sonra kullanılmaz hale gelen kilisenin yeniden yapılması için geniş kapsamlı yardım kampanyası düzenlenmiştir. Eski kilise yıkılarak yerine 1898 yılında şimdiki kilisenin inşasına başlanmış, yapımı iki yıl sürmüş ve 1900 yılında büyük bir törenle açılışı yapılmıştır. Kilisenin planı Roma’daki Saint Fransua Kilisesi’nden örnek alınmıştır. Kilise planı Vatikan’dan Papalık Makamından gönderilmiştir.

Kilise geniş bir bahçe içerisinde siyah kesme taştan temel üzerine, beyaz kesme taştan yapılmıştır. Dikdörtgen planlı ve kırma çatılıdır. Üç basamakla giriş kapısına ulaşılmaktadır. Kilisenin tabanı kırmızı ve beyaz taşlarla satranç tahtası şeklinde döşenmiştir. İç kısmı dört ayak üzerine çapraz tonozludur. Günümüzde kilisenin ana mekanı betonarme duvarla ikiye bölünmüştür. Apsis kısmı tamirat görerek sahne şekline dönüştürülmüştür. Apsisin karşısındaki kapatılan ana giriş kapısının bulunduğu cepheye balkon eklenmiştir.

Nizip Fevkani Kilisesi:
Nizip ilçesi şehir merkezinde, Şıhlar Mahallesi’nde bulunmaktadır. Ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmeyen kilisenin Bizanslılar döneminde yapıldığı zannedilmektedir. Geçmişte depo ve bir müddet han olarak kullanılan kilise günümüzde herhangi bir fonksiyonu olmadan boş olarak durmaktadır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst Alt