Evrenin ruhu hz adem

BEDİR MUHAMMED ALİ

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Şubat 2012
Mesajlar
677
Tepkime puanı
3
Yaş
66
ENERJİ: Enerji, evrenin onunla dolu olduğu, görünmez ve her dilde bir sözcükle anlatılan, fakat hiç kimsenin izah edemediği bir maddedir.

Modern bilimde parçacık fiziğinin oldukça ileri teorileriyle desteklendiği gibi, “evrende herşey enerjiden” oluşmaktadır. Bu enerji aynı madde olmasına rağmen farklı zamanlarda farklı şekiller alır. Dolayısiyle evrende bulunan tek şeyin enerji olduğunu söyleyebiliriz. Ve bizlerde enerjiyiz ve sürekli hareket eden bu enerji okyanusunda yaşıyoruz.

Enerji kelimesi, Grekçe energia “hareketli kuvvet” kelimesinden gelir. Bu kuvvet, evrendeki tüm varlıklar arasında temel ve evrensel bağı oluşturur. Daha öncede söylediğimiz gibi bizler tamamiyle bir enerji okyanusu içinde yüzüyoruz. Bizi “canlandıran” ve bizi hareketlendiren bir enerji var, aynı enerji bir ampulun yanmasını yada televizyonda bir görüntünün oluşmasını da sağlıyor. Bütün bunlar enerji şekilleridir. Ama enerji tam olarak nedir? Yukarıda söylediğimiz gibi hiç kimsenin tam izah edemediği görünmeyen bir şeydir. Fakat enerji kendini hareketle gösterebilir. Örneğin bir kar fırtınasını ele alalım; uçuşan kar kümesi görülür ama rüzgarı (yani enerjiyi) göremeyiz, sadece hissedebiliriz. Herkesin kabul edeceği gibi ortada, görünmese de gerçek olan bir kuvvet vardır. Bu kuvvet enerjidir. Elektirik de bir enerjidir, gözle göremeyiz ama bir ampulle tezahürünü görebiliriz. Örnekleri çoğaltacak olursak radyo dalgaları, sesler ve renkler hepsi birer enerjidir.

Üzerinde yaşadığımız dünyamızda katı maddelerden meydana gelmiş görünmesine rağmen oda yoğunlaşmış bir enerjidir. Modern bilim insan organizmasınında sadece moleküllerden oluşan fiziksel bir yapı olmayıp, tüm evrende olduğu gibi, onunda bir enerji bütünü olduğunu doğrular. Dolayısiyle insanda bir enerjidir. İnsanın gördüğü, dokunduğu ve hissettiği her şey de belli bir titreşimle hareket eden enerjidir.

Hepimiz aynı okyanusun içinde olduğumuz için bu yüzden, bu gezegende varolan herşeyin; insanların, hayvanların, bitkilerin, minerallerin vs.nin titreşimlerini algılamak mümkündür. Bu kuvvetin farkına vararak kendimizi bu akımlara bağlayabilir ve böylece evrenle (bütün olanla) uyum sağlayabiliriz.

not- hz adem evrendeki bu enerjinin ruhudur

el bais
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
ALLAH razı olsun Üstad güzel bir konu;Psikolojide derler ki;Hepimiz enerji Hayat denen bu okyanusun içindeyiz..ve her insan bir radar gibidir!
kimisi daha duyarlı,hassas ve bu negatif ve pozitif enerjiyi hissedip miknatis gibi cekebiliyor ve olaylari daha ince ve görünmezi hissedip idrak edebiliyorlar..
Batida buna Altıncı his diyorlar .

Beşeriyet kendini ve etrafını saran dünya (enerji akımını) incelemek için, nesiller boyunca çeşitli ilim dalları geliştirdi.
Bunlar Fizik, Kimya, Biyoloji gibi bilim dalları olup, insanların beş duyudan ibaret hislerine dayanarak geliştirilmişlerdir.

İnsanın mahiyeti, madde ile mânânın birleştiği yer, akıl ve ruh, Allah'ın tecelli ettiği kalp, sürekli dönen ve tarayan bir radar gibidir...
Hepimiz aynı okyanusun içinde olduğumuz için bu yüzden, bu gezegende varolan herşeyin; insanların, hayvanların, bitkilerin,
minerallerin vs.nin titreşimlerini algılamak kişinin akli, irade,kalbi ,idrak,nasip, kismet meselesidir...

Bu tip insanlar farkli olduklari için toplumda freak yani garip, tuhaf,acaip, anlaşılmaz ,mecnun, deli, veli gibi isim takilir..
aslinda onlarda biraz maddi, manevi,duyarlilik, hassasiyet ve akıl ,idrak his fazlalığı olduğu ..
bu enerji akımını daha fazla hissedebildikleri için farkli görüp,ruhsal olarak da daha fazla hissedip daha fazlasini idrak edebiliyorlar..
enerji akımına insanin Ruhu Ruhaniyetti de diyebiliriz...
Bu insanlar, Ruhsal Gelişim, Meditasyon, Şifa, Korku, Kaygı,iman, sevgi, Aşk, Depresyonu;
daha derinden yaşadiklari ve hissedikleri için bunlari,malesef Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesine gönderiyorlar..
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Evrende yayılan bir enerji vardır ve bunun dışındaki sabit enerjiler madde şeklinde özetlenebilecek ısı, ışık, radyo frekansı ve ruh gibi yayılan enerjilerdir.
Ruh insanda bir özellik olarak görülen, kütlesiz bir enerjidir..
İnsan evrende okyanusun ortasındaki bir gemi gibidir. İçindeki duygusal ,ruhsal enerji, onu ayakta tutar;
akıl enerjisi ne yapacağını planlar ve ruhsal enerjisi kara ile yani yaraticisi ile bağlantısını sağlar...
İnsanlık alemi, Hz. Adem'den beri, bu yönüyle Yaratıcıya muhatap olmuştur.
Ruhu ve Beyinde evrendeki dalgalarla etkileşen enerji akımı ile icicedir...
İnsan, yaratıcıyla etkileşime girmediği ve beyin ve kalp bölgesi onu hissedemediği takdirde kendisini yalnız hisseder.
Rahmanın Nefesinden bir parca verilen Ruh ;yani hz adem evrendeki bu enerjinin ruhu ve kaynağidir..

Yapılan araştırmalar, insanda üç çeşit temel duyunun olduğunu tespit etmiştir.
Bunlardan birincisi dokunmak, fiziksel temas, ışık gibi mekanik duyular;ikincisi, tat, koku gibi kimyasal duyular;
üçüncüsü ise, manyetik ,enerji duyulardır,mesela Sevgi ve Dua Foton Enerjisi Gibidir Sevgi ve Dua gönlün enerjisi, kalbin özüdür..

Ruh karadaki radyo istasyonuyla bağlantı kuran bir telsiz,radar gibidir.
İnsan kendini yalnız hissetse de ‘benim evrende bir Yaratıcım var’ düşüncesi ona kainatta yalnız olmadığı hatırlatacaktır.
Ruhsal gerçeklik, insanın bütün evrenle bağlantı kurmasını sağladığı gibi, kişiye evrendeki bütünün bir parçası olduğunu da hissettirir.

Ruhun dışında akıl, insanın rotasını belirleyen bir başka öğedir; duygu ise onu ayakta tutar ve ona enerji verir. Üçü bir arada olmadığı zaman, o kişi mutlu olamaz.
Eğer bir kimse duygusal enerjisinin yardımıyla kendisini motive edebiliyor ve aynı zamanda aklını da kullanarak problemlere karşı çözüm üretebiliyorsa,
ruhu da ona yardım edecek ve ondan gelen sinyallerle hayatta, olması gerektiği gibi ilerleyecektir.
Herkes gönül penceresi kadar enerji akımından faydalanip ISINIR...


 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
insanlar üzerinde bir araştırma yaptık..
İnsan vücudu, enerji üreten bir makine gibidir. İnsan vücudunun hareketleri, bu enerjiye bağlıdır. Bu enerji ise ruhtan gelir.
Yani, metafizik enerji maddi bedenimizi hareket ettirir.

İnsanın iyi veya kötü olması, enerji düzenine bağlıdır. Yani, ruhi ve zihni elemler, ruhtan gelen enerji düzeninin bozulmasındandır.
İnsan vücudunda biriken ve atılamayan enerjiler ona zarar da verebilir. .
enerjisini atamiyan harcayamiyan boşaltamiyan Cocuklar ve insanlarda acaip hareket ve saldirganliklar tesbit edilmiştir...
O yüzden Ya cocuklari enerjilerini harcamalari icin aktif tutacagiz Ya da enerji, kalori besinleri azaltacağiz!!
Abdest olayında suyun, bu fazlalık enerjiyi izole ettiği görülür. Aynı şekilde namaz esnasında fazla enerji, vücudun sivri noktalarından, yere verilir.

Elbette ki biz bu enerji fazlalığını gözle göremeyiz, fakat bizim maddi bedenimize tesir eder. Ancak, ibadet ve kulluk vazifemizi ifa ederken,
belki farkında olmadan bünyemizi bozan çeşitli enerjilerden korunmuş oluyoruz.
Sadece, ayın yörüngesinin değişmesiyle insanda birçok fiziki rahatsızlık meydana geliyor. Beyin,akıl ve mide hastalıkları çoğalıyor.
Buna karşılık manevi bir atmosfer, insanın beyin dalgalarını düzenliyor.

Biz, tabiattaki bütün enerjilere, hareket yapmaya yönelik güç ve enerjileri, farklı metotlarla kullanarak hayatını sürdürür.
Mesela, yemeklerden aldığımız enerji ile hareket eder, iş görürüz. Bunun yanında, dünyada ısı enerjisi, dinamik enerji, değişken enerji, elektrik enerjisi vs. gibi çeşitli enerjiler mevcuttur.

İnsanın ruh ve hayatı, en büyük enerji kaynağıdır. Bu enerji, bütünlüğünü kaybetmeden şekil değiştirir. Yani, doğumdan ölüme kadar, bütün beden kalıbının değişmesine rağmen bütünlüğünü kaybetmez. Biz enerjiyi göremeyiz; her maddenin enerjisi farklıdır.
Yani, görünüşte aynı olan iki şey, fiziki ve kimyevi olarak paralel hareket etseler dahi, değişik vasıf ve frekansta enerjilere sahiptirler.
Madde ne kadar hızlı hareket ederse o kadar fazla enerji taşıyordur.

Aslında kainatta bulunan enerji çeşitli hallere girer, fakat miktarı değişmez. Bir halden bir hale dönüşür. Su maddi olarak sıvı, buhar veya buz haline gelebilir ama enerji gücü değişmez.
İnsan düşünürken dahi enerji harcar...ve zihinsel yorgunluk hisseder!!!
Bu sebepten, iyi güzel ve faydalı şeyler düşünmelidir. Malayani, boş şeylerle meşgul olmak, akılları geveze, ruhları sersem yapar...ve bir çıkılmaz boşluğa düşürür.
 

BEDİR MUHAMMED ALİ

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Şubat 2012
Mesajlar
677
Tepkime puanı
3
Yaş
66
Insanlığın başlangıç noktası -adem- ismidir. Bu isimin anlamını herkes aklı kadar idrak eder.

Adem ilk veya bir demektir .halbuki adem ismini tersinden okursan -meda- ismi çıkar mana olarak son demektir.

Ilk ve son bu ismin içinde saklıdır . Ilmiledün ilmi mana olarak uzay ve zaman demektir .uzayın ve zamanın sırlarının yazılı olduğu levh yani mekan ise ademdir.

Evren bir beden. Bu bedeni idrak edicek ruhun aklının adı muhammed. Muhammedin yaratılacağı alemlerin adı rahim yani havvadır. Aeo
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
İnsan vücudu, enerji üreten bir makine gibidir. İnsan vücudunun hareketleri, bu enerjiye bağlıdır. Bu enerji ise ruhtan gelir. Yani, metafizik enerji maddi bedenimizi hareket ettirir.

Düşünce çok hızlı ve kolayca değişebilen bir enerji şeklidir! Belirli bir niteliğe ya da titreşime sahip enerji, kendisine benzer bir nitelik ve titreşime sahip enerjiyi çekme eğilimindedir!
Güçlü, yoğun olumlu düşünceler diğer olumlu düşünce ve olumlu eylemleri, olumlu eylemlerde mutlu ve başarılı bir hayatı çeker!
Aynı şekilde güçlü olumsuz düşünceler de diğer olumsuz düşünce ve olumsuz eylemleri, olumsuz eylemler de başarısız ve mutsuz bir hayatı çeker!

Zihin her an savaş içerisindedir: 0lumlu ve olumsuz düşüncelerin güç savaşı! Savaşı genellikle güçlü olan kazanır!
Her gün yaşadıklarımız, düşündüklerimiz ve kendimize söylediklerimiz bu iki orduyu besler; olumlu olanlar olumlu olanları, olumsuz olanlar olumsuz olanları besler! Gelecekte olacak olumlu ve olumsuz olayları da geçmişte biriktirdiğimiz olumlu ve olumsuz düşünce ve olaylar belirler! Olayları değiştiremeyiz ama onlara bakış açımızı değiştirebiliriz!
Geçmişi değiştiremeyiz ama şu andaki ve geleceği olumlu yada olumsuz olarak etkiliyebilecek olan düşüncelerimize hükmedebiliriz!

Düşüncelerimizi en fazla etkileyen unsurlardan biri de, bilerek ya da bilmeyerek her gün kendimize ,nefsimizin bize söyledikleridir!
mesela bu Senin hakkın!!buna O seni zorladi vs. vs..her an kendimize olumlu ya da olumsuz bir şeyler söyleriz!Sonra bu söylediklerimiz düşünce ve eylemler ile gerçeğe dönüşür!
Yaşadığımız çevre, arkadaşlarımız, ailemiz, sevdiklerimiz bilerek ya da bilmeyerek; medya, siyasiler,
şeytanın avukatları, negatif dünyanın uşakları, bizlere bilerek negatif düşünce aşılarlar!
Bu aşılanan negatif düşünceler bilinçaltımıza kaydolur, zihnimizdeki olumsuz orduyu güçlendirdikçe güçlendirir!
Daha sonra doğal olarak negatif konuşur, negatif olayları çekip negatif olaylar yaşar, etrafa negatiflik saçarız!
 

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
Evren varken yeryüzü var mıdır? Bu soruya "vardır" şeklinde cevap verirsek, Hz Adem'in ruhu nereye düşer bilemeyiz?
Çünkü, daha "insan" yaratılmamıştır. Yeryüzünde yoktur (ya da onunla birlikte) evren'de yoktur insan. Ama evren (yeryüzü) vardır.
Allahü Teala meleklere bunu arzeder ki, meleklerin de varlığı gündemdedir. Çünkü, Hz Adem'in ruhunun sirayeti meleklere de yansıtılır ama ruh gene boşluğa düşer gibidir. Çünkü melek vardır ilk insan daha yoktur.
Allah konuyu şöyle dillendirir meleklere:
"Şüphesiz ki ben yüryüzünde bir halife (insan) yaratacağım..!"
Yeryüzü oluşmuş, ayetten bunu anlıyoruz. Ama Adem ortada yok ceset ve ruh olarak.
Ne bileyim,
"Allah bütün bir alemin sahibidir" şeklinde bir anlayışın içersinde olsak neyimiz eksilir ben anlayamıyorum?
Anlaşılırı anlaşılmaz kılmak bizim ahlakımız olmamalıdır diye düşünüyorum.
Dua ile.
 

tozduman

Moderatör
Moderatör
Katılım
2 Şubat 2015
Mesajlar
1,133
Tepkime puanı
8
Selamun Aleyküm, gönül sizim Ben 15 yaşından beri psikoloji kitaplari surekli okur ailem ve cevremdeki insanlara kendime daha verimli olmak icin daha doğrusu daha iyi anlayabilmek icin epeyce ilgilendim. Enerji dedigimiz onu insan dokunarak da verebiliyor bir arkadaşınmin elini tuttugum da onun ne kadar mutsuz oldunu o an anlamistim hayata surekli karamsar bakiyormus elini tuttuktan sonra farkettim. Ama ! spiritual farkındalık psikoloji evren tasavvuf ! Hepsini inceledim yaşadım en son tasavvuf a kadar geldim. Ruh a gelince burada paylasamayacagim birşey yaşadım . Nasil anlatacagimi bilemiyorum .Ruh ve enerji miydi tam emin degilim, ama sadece bunu bana uygulayan kişinin suretini aynaya baktigimda görebiliyordum. Kendi gozlerime baktigimda bana bunu uygulayan kişinin gözlerini görüyordum. Bu şekilde 1 ay yaşadım 1 ay boyunca geceleri husu icinde ibadet ettim . Suratim uyuşuk halde ayakta durmaya halim yok fakat kildikca uyusuyordum. Sonuca geliyorum gönül sizim degerli vaktinizi aldim hakkinizi helal edin, tasavvuf ve bu sekilde enerji ruh geceleri uyandirilma haliyle devam ederken büyük bir kabus ile uyandim . Vardigim son nokta su an da oldugum nokta elhamdulillah Kurani Kerimdir, Anladim ki ince detaylar da insan kaybolur Kurani Kerim elbette okuyordum ibadetimi yine yapıyordum, fakat ruh , enerji, evren tasavvuf da o kadar cok dalmış imki Kurani Kerim beni sirkeledi. Belki yanlis yoldan yürüdüm belki cok uc noktalardan geldim ama son vardigim nokta bildiklerimi sarsti. Cok sevdigim konulardi enerji evren ruh fakat simdi korkuyorum Açıkçası nasil baglandi Kurani Kerime simdi diye düşünüyor saniz oldu iste böyle oldu bu noktaya vardim bunu yaşadım. Gayet güzel gidiyordum sirkelendim aci bir şekilde. Su da olabilir bana bunu uygulayan kişi niyeti dönünce uyarilmis Allah tarafindan tamamen tam teslimiyet dondurulmuş olabilirm. Ruyama gelince tasavvuf semazen gosterileri ilahi gibi ortamda sakalli insanlarin sakallarini takma oldugunu gördüğüm de korkup odama gidiyordum agzimdan et parçaları dökülüyor du Allah diyordum ayetel kursi okuyordum bi türlü kendime gelemedim Dolabima Bakip Kurani Kerim dedigim an kendime geldim. Tekrar odama baktigimda Allahim yüce mevlam Ahiret ve dünyada gönlümün sahibi Rabbim odam da ağlıyorMuş. Tovbe Estağfurullah. Anladim ki tasavvuf ruh enerji bunlari bir kenara birakmam sadece Kurani Kerime yonlenmem gerek. Sadece tek gercek Kurani Kerim Selam ve dua ile inşallah Yanlis hatali konuya dahil olmayan bir sey paylasmamisimdir. Eger oyle ise adminlerim silebilir bu konulara cok ilgili oldugum icin paylasmak istedim. Kusura bakmayin lutfen Teşekkür ederim.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Yanlız Değilsiniz...
 
Üst Alt