Eski Isparta Evleri

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37

Isparta Merkez İlçede bulunan eski Isparta Evlerinin yapısal özellikleri Mimar İbrahim Özay tarafından kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Bu çalışmalar esas alınarak bu bölüm hazırlanmıştır.

Isparta, Anadolu’nun Akdeniz Bölgesinde Göller Bölgesinin merkezi durumunda eski yerleşme yerlerindendir. Tarih boyunca Isparta, M.Ö. 40000-30 arasında Üst Paleolitik - Mezolitik - Neolitik - Kalkolitik - Tunç - Demir - Arkaik - Klasik - Hellenistik - Roma ile M.S. Bizans, Selçuklu, Hamitoğulları ve Osmanlı Dönemlerini yaşamıştır. Son dönem yapılarından günümüze pek azı gelebilmiştir.

Isparta tarihi incelendiğinde Selçukoğullarından olan Kınık boyunun Isparta’ya yerleştiği, bundan da Selçuk oğullarının bu bölgede yaşadığı görülmektedir. Ayrıca yirmi dört Oğuz boyundan on tanesinden fazlası Isparta ve çevresinde yaşamıştır. Bu duruma göre Isparta halkının %70’inin Oğuzlardan olduğu Isparta tarihi kitaplarında yazmaktadır. Fehmi Aksu’nun aktardığı bilgiye göre Isparta’nın asıl halkını Eti, Oğuz ve Selçuk Türkleri teşkil etmektedir. Böcüzade tarihinin verdiği bilgilere göre il içinde Kara Koyunlu, Sarı Keçili, Eski Yörük, Fettahlı, Gebiz ve Kara Tekeli, Ak Sığırlı,Tahtacı, Hamamlı, Saçı Karalı gibi aşiretlerinin de Isparta ve çevresinde yaşadığı yazılıdır. Bundan başka eski muhacirler, 1887 yılında (93 savaşından sonra) Kafkasya’dan gelen Çerkez muhacirleri, 1913’de Balkan Savaşından sonra Bulgaristan’dan 186 hane Türk Muhacirleri gelmiş, Lozan Anlaşması çerçevesinde Yunanistan’dan 217 hane göçmenden 27 hane Türk muhaciri Merkez ve Gönen ilçesi ve civarlara, 1920 ve 1921 yıllarında Romanya ve Bulgaristan’dan gelenler Uluborlu ve civarına, son göçmenler ise 1. Dünya savaşından sonra 1923’de Kesriye ve Girebine’den gelen Türk göçmenleri yerleşmiş ve Isparta’da hayat sürmüş, âdet ve geleneklerini de yaşantılarına aksettirmiştir. Bu göçmenler Emre Mahallesi başta olmak üzere Sülübey, Hızırbey, Turan Mahallelerine yerleşmişlerdir.

Günümüzde arkeolojik, tarihsel, kültürel ve mimari değerlerin hızla yok olması, geçmiş uygarlıklardan kalan mimari mirasın ve onların getirdiği tarihsel ve kültürel değerlerin korunmasını sağlamak gereklidir. Bu amaçla geçmişteki sosyal, ekonomik, kültürel, değerlerin günümüz sosyal ve ekonomik koşulları altında yok olmasına engel olmak, koruma imar planları hazırlanarak kentsel korumanın sağlanmasına çalışılmalıdır.

Isparta zengin tarihinin yanı sıra önemli tarihi eserlere, sivil mimarlık ürünlerine sahiptir. Bunların içinde geleneksel konutların ayrı bir yeri vardır. Sayıları giderek azalan Eski Isparta evleri hakkındaki bilgiler daha önce elde edilen bilgiler ve yeni yapılan incelemeler doğrultusunda ele alınmıştır.

Isparta ve civarında eskiden yaşayan halkın çiftçilik ve hayvancılık yanında kısmen halıcılıkla meşgul olmaları nedeniyle evler genellikle iki katlı olarak inşa edilmiştir. Bu evlerin zemin katları halı atölyesi, kiler, ahır ve samanlık olarak kullanılırken, birinci katları ise yaşanan yerler olarak düzenlenmiştir.

Bu şekilde inşa edilen evlerin avluya bakan odalarının önünde büyükçe iki teras bulunur. Zemin kattaki terasa tarım aletleri konulurken, birinci kattaki terasta aile fertleri yazın günlük hayatlarını sürdürürler. İki katlı köy tipi evlerde evin arka cephesi devamlı kuzeye gelecek şekilde inşa edilmiştir. Arka ve yan cepheleri taş duvar olarak inşa edilen evlerin diğer kısımları ahşap bağdadi olarak inşa edilmiştir. Sıva malzemesi olarak en çok samanla kıtıklı sıva harcı haline getirilen çamur kullanılmıştır. Evlerin çatı örtüleri genelde kiremit ve damdır.

Pazarlamanın ve ticari aktivitenin sürekli il merkezinde olması, köylüyü satacağı ürünler ve çalışma imkanları yönünden il merkezine doğru itmiştir. Bu nedenle ilin Yayla, Gülcü ve Karaağaç mahalleleri civar köylerden gelenlerin akınına uğramıştır. Bu mahallelere gelen köylüler köydeki yaşantılarını devam ettirmek düşüncesiyle, ucuz ve basit köy evi karakterinde evler yapmışlardır. Bu sebeple bu mahallelerde yakın zamana kadar fazla gelişme olmamıştır.

Isparta evlerinin ana yapı malzemesi taştır, bodrum ve zemin katların bütünü taştan inşa edilmiştir. Üst duvarlar kerpiç dolgu “hımış” (iskiyet) veya bağdadi olarak inşa edilmiştir. Evlerde kullanılan ahşap malzemesi, taşıyıcı sistemde, doğramada ve örtüde kullanılmıştır. Bu ana malzemelerden başka yardımcı malzeme olarak toprak ve alçı da kullanılmıştır.

Evler genellikle iki katlı olarak yapılmış olup az sayıda üç katlı evlere rastlamak da mümkündür.

Sokağa bakan cephelerde oda ve sofalar cumba çıkma yapılmıştır. Evlerin genelde zemin katı taştan yapılmış, kışlık odalardan oluşur. Üst katlar ise odalar ve onların açıldığı sofalardan meydana gelir. Odalar özenle işlenmiş, tavanları genelde ahşap tekne tavan olarak tasarlanmıştır.

Isparta evleri genellikle sokağa cepheli, yan ve arka bahçeli, 1 veya 2 katlı ve sofalı yapılardır. Yöresel özellikler gösteren evler daha çok sit alanı içinde yoğundur. Sit alanı dışında da eski evlere rastlamak mümkündür. Kepeci, Çelebiler, Gazi Kemal, Keçeci, Sermet, Kurtuluş, Doğancı, Dere, Emre, Karaağaç, Yayla mahallelerinde geleneksel özellikleri taşıyan Isparta evleri bulunmaktadır. Isparta evleri genel olarak Türk Evleri, Acem Evleri ve Rum Evleri şeklinde üç ana başlıkta ele alınabilir.

Türk Evleri: Isparta ili içerisinde günümüze kadar gelmiş bu tip evler iki guruba ayrılabilir:

1.Tip Türk Evi (Ağa Evleri): Yaşantıya uygun olarak Ağa Evleri Tahtani ve Fevkani şeklinde iki kısımdan oluşur. Tahtani olanlar, Ağaya hizmet eden uşak, seyis v.b. kişilerin ikamet ettikleri avluya bakan tek sıra odalardan oluşur. Yani tahtani, bahçeye bakan küçük odalardır. Tahtani odalara avludan açılan kapılardan girilir.

Bu odalar küçük, fazla tezyin edilmemiş, fakat yaşantıya uygun olarak yiyecek malzemelerin konduğu dolaplar, davlumbaz gibi öğelerden oluşur. Avluya bakan pencereleri vardır. Fevkani olan kısma ise evin içinden tahta bir merdivenle çıkılır. Buradan geniş bir sofaya geçilir. Merdivenin üzerinde bulunan kısım yükseltilmiş olduğundan buraya yüksek hanay denir. Böylece büyük sofa daha fazla hacim kazanmış olur. Merdiven üzerinde bulunan kısım ise kapalı olup, bu kısma çeşitli malzemeler konulur. Hanayda güneye bakan cephede abdestlik yer alır.
 
Üst Alt