Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Serbest kürsü
Doğru yolda olmak ne demektir?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Hasret" data-source="post: 106052" data-attributes="member: 160"><p>Doğru yolda olmak, Rabbimizin c.c ve O'nun Rasulü s.a.v Efendimizin çizgilerini ve sınırlarını aşmamaktır! Doğru yolda olmak bundan mı ibarettir? Doğru yoldayım diyebilmek için namaz kılmak, oruç, zekat, hac, farz, vacib, sünnet ibadetleri yapmak yeterli midir? <strong><em>Doğru yolda olmak; Doğru yolda olmayanları da doğru yola davet etmektir.</em></strong></p><p></p><p>Belki bazılarınız söyle düşünüyor olabilir; Eğer ben doğru yoldaysam ve ibadetlerimi de aksatmıyorsam o zaman günah işleyenlerin ve doğru yoldan sapanların bana ne zararı olabilir. Ayrıca Rabbimiz bir ayeti kerimede şöyle buyuruyor: <em>"Ey iman edenler siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca saptıran kimse size zarar veremez"</em> (Maide 105)</p><p>Böyle düşünen kardeşlerimiz varsa yani; Ben nasıl olsa doğru yoldayım, ibadetlerim yapıyorum, haramlardan uzak duruyorum, dinimin bütün emirlerini yerine getiriyorum... Günahkar olanlar, isyan edenler, yolunu sapıtmış olanlar bana zarar veremez!</p><p></p><p>İşte bu düşünceler yukarıda ki ayetin manasını yanlış yorumlamaktan meydana gelmektedir! </p><p>Bir kimseye üzerine düşen tebliğ görevini yerine getirirse "<strong>iyiliği tavsiye etmek ve kötülükten alıkoymak"</strong> için çaba gösterirse o zaman elbette sapıtanların delaleti, günahkarların günahı o kişiye zarar vermez. Fakat tebliğ ve davet bırakılıp nemelazımcılık yapılırsa; Bunun da ayrı bir günah olduğunda şüphe yoktur... bu durumda o kimse de günahkar olacağından günahkarlara gelen belanın ona da isabet etmesi muhtemeldir.</p><p></p><p>Onun için hiç kimse bu ayeti manasını yanlış yorumlayıp emr-i bil maruf-u terk etmemelidir. Ayrıca ayeti kerimede; <em>"Siz hidayet üzere olduğunuz zaman saptıran kimse size zarar veremez"</em> buyruluyor bu durumda emr-i bil maruf'u terk eden kimse zaten kendisi hidayet üzere sayılmayacağı için sapıtanların zararından da uzak kalamayacaktır. O halde bu ayeti nasıl anlamak gerekir; Şöyle ki siz emr-i bil maruf ve nehy-i ani'l münker "<strong>iyiliği tavsiye etmek ve kötülükten alıkoymak"</strong> için çaba göstermekle hidayet üzere bulunursanız, insanlar yaptığınız uyarı ve nasihatlere uymasalarda başkalarının isyan ve günahı işte o zaman size zarar veremez. Çünkü siz tebliğ görevinizi yaptığınız için sorumluluktan kurtulmuş oluyorsunuz.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Hasret, post: 106052, member: 160"] Doğru yolda olmak, Rabbimizin c.c ve O'nun Rasulü s.a.v Efendimizin çizgilerini ve sınırlarını aşmamaktır! Doğru yolda olmak bundan mı ibarettir? Doğru yoldayım diyebilmek için namaz kılmak, oruç, zekat, hac, farz, vacib, sünnet ibadetleri yapmak yeterli midir? [B][I]Doğru yolda olmak; Doğru yolda olmayanları da doğru yola davet etmektir.[/I][/B] Belki bazılarınız söyle düşünüyor olabilir; Eğer ben doğru yoldaysam ve ibadetlerimi de aksatmıyorsam o zaman günah işleyenlerin ve doğru yoldan sapanların bana ne zararı olabilir. Ayrıca Rabbimiz bir ayeti kerimede şöyle buyuruyor: [I]"Ey iman edenler siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca saptıran kimse size zarar veremez"[/I] (Maide 105) Böyle düşünen kardeşlerimiz varsa yani; Ben nasıl olsa doğru yoldayım, ibadetlerim yapıyorum, haramlardan uzak duruyorum, dinimin bütün emirlerini yerine getiriyorum... Günahkar olanlar, isyan edenler, yolunu sapıtmış olanlar bana zarar veremez! İşte bu düşünceler yukarıda ki ayetin manasını yanlış yorumlamaktan meydana gelmektedir! Bir kimseye üzerine düşen tebliğ görevini yerine getirirse "[B]iyiliği tavsiye etmek ve kötülükten alıkoymak"[/B] için çaba gösterirse o zaman elbette sapıtanların delaleti, günahkarların günahı o kişiye zarar vermez. Fakat tebliğ ve davet bırakılıp nemelazımcılık yapılırsa; Bunun da ayrı bir günah olduğunda şüphe yoktur... bu durumda o kimse de günahkar olacağından günahkarlara gelen belanın ona da isabet etmesi muhtemeldir. Onun için hiç kimse bu ayeti manasını yanlış yorumlayıp emr-i bil maruf-u terk etmemelidir. Ayrıca ayeti kerimede; [I]"Siz hidayet üzere olduğunuz zaman saptıran kimse size zarar veremez"[/I] buyruluyor bu durumda emr-i bil maruf'u terk eden kimse zaten kendisi hidayet üzere sayılmayacağı için sapıtanların zararından da uzak kalamayacaktır. O halde bu ayeti nasıl anlamak gerekir; Şöyle ki siz emr-i bil maruf ve nehy-i ani'l münker "[B]iyiliği tavsiye etmek ve kötülükten alıkoymak"[/B] için çaba göstermekle hidayet üzere bulunursanız, insanlar yaptığınız uyarı ve nasihatlere uymasalarda başkalarının isyan ve günahı işte o zaman size zarar veremez. Çünkü siz tebliğ görevinizi yaptığınız için sorumluluktan kurtulmuş oluyorsunuz. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Serbest kürsü
Doğru yolda olmak ne demektir?
Üst
Alt