Çaresizim ne yapmam lazım?

parlakkk

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Şubat 2013
Mesajlar
377
Tepkime puanı
0
selamun aleyküm ALLAH ın rahmeti bereketi hepimizin üzerine olsun

Aslında bunlara sıkıntı demek Rabbimize ve diğer zor durumda olan kardeşlerimize karşı nankörlük olur, sadece gideceğim yapacağım bir yol yok ondan anlatmak istiyorum. Kendimi çok çaresiz hissediyoum, ne yapmam gerekeceğini bilmiyorum. Ben Rabbime her zaman kalben teslimim, ama çok çaresizim yanlış bir şey yapıp kimseyi üzmek istemiyorum. Karşıma biri çıktı daha önce de tanıdığım gördüğüm biri insan olarak çok sevdiğim biri, beni sevdiğini ve evlenmek istediğini söyledi. Ben de bilmiyorum dedim, düşün diyor peki ben şuanda düşünsem karşımdakine umut vermiş olmuyor muyum? Onu üzmek istemiyorum insan olarak çok sevdiğim, değer verdiğim biri, ama eş olarak olmayacak gibi, çok çaresizim çok dua ediyorum... ALLAH'ım o üzülmesin yeter diyorum, ama böyle de umutlanıyor ne yapmam lazım ve ben kadere çok inanıyorum ve kaderimdeki insan bana gelene kadar kimseyle konuşmak, görüşmek istemem. Onun karşısına tertemiz çıkmak istiyorum. Bundan bi kaç yıl önce gerçek sevdiğim evlenmeyi düşündüğüm biri karşıma çıktı, fakat çok kötü kandırıldım ve çok çok üzüldüm ben aynı şeyi kimseye yaşatmak istemiyorum asla yaşamak istemem sizce ne yapmam lazım.... Benimle evlenmek isteyen insanı üzmek istemiyorum ne yapmam lazım zamana bırakıp kader mi diyim? Şuanda da görüşüyor benle zaten ALLAH'ım yanlış birşey yapmak istemiyorum kimse üzülmesin ben çok üzüldüm çünkü çok sevdim yıprandım kandırıldım o yüzden ben üzüleyim de o beni seven adam üzülmesin istiyorum ban dua eder misiniz :'(
 

Deruni

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Eylül 2012
Mesajlar
488
Tepkime puanı
1
gonulkapisi.jpg


Aleykum Selam kardesim,
Amin, cumlemizin insaAllah...

Siz zaten gerekli hassasiyeti gosteriyorsunuz, kirilan kalp kirilmanin ne demek oldugunu bildiginden, kirmak istemez...

Karsinizdaki kisi de imanli ise, o da hakkinda hayirli olani istiyecektir, olmuyorsa da vardir bir hikmeti diyecektir. Siz gercekten dusuncelerinizi makul bir dil ile soylerseniz zaten umit vermis olmassiniz.

Dua ile sabr edin kardesim... Zaman bircok seyin ilacidir...

Allah Celle CelaluHu hakkınızda herşeyin hayırlı ve güzel olanını nasip etsin insaAllah...
Hakkınızda hayırlı olanı da gönlünüze razı eylesin...
Rabb'im yar ve yardimciniz olsun kardesim...kgüll..,
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
duasabir.jpg


Yusuf ailesinin tek çocuğuydu...
Annesi babası Onu en iyi şekilde yetiştirmeye gayret ediyorlardı... İmam-Hatip öğrencisiydi Yusuf...

Yusuf'un uzaktan uzağa sevdiği bir kız vardı... Sevgi... Sevgi sınıfın en ağırbaşlı kızıydı.. Başı hep önündeydi.Teneffüs aralarında evden getirdiği kitaplarını okurdu hep... Yusuf derste gizli gizli bakardı Ona... O ise Yusuf'a hiç karşılık vermezdi.. Görmezdi bile Yusuf'un Ona ilgisini... Oysa ki sınıfın değil okulun en yakışıklı çocuğuydu Yusuf...
Kızlar onunla arkadaş olmak için can atardı.. Ama O dinine düşkün biri olduğundan zinaya düşme korkusundan uzak dururdu onlardan... Ama ne yaptı ise Sevgi'den uzak duramıyordu...
Evet göz zinasıydı bu yaptığı.. Ama elinde değildi, nefsine yenik düşüyordu...

Birgün cesaretini toplayıp kıza açılmayı düşündü... Herkesin bir sevgilisi vardı.. Kendisinin de olmalıydı... Diğerlerinden neyi eksikti ki...
Arapça dersindelerdi.. Ders bitiminde Sevgi'ye duygularını açıklayacaktı Yusuf... Bir ara kitabının arasındaki bir kağıt gözüne ilişti... Bir hadis yazılıydı:

"Aşkını gizleyip iffetini muhafaza ederek sabredenin günahlarını ALLAH affedip cennetine koyar.." [İbn Asakir]

Nerden gelmişti ki bu kağıt.. Sanki biri Yusuf'un içini okumuştu.. Kafası karıştı... Hem arapça hem türkçe yazıyordu hadis.. Derinlere dalmıştı hadisi okuyunca.. Vazgeçti Sevgi'yle konuşmaktan...

Ertesi gün.. Yine arapça dersinde Yusuf nefsiyle mücadele halinde.. Söylemeli içindekileri.. Yine bir kağıt ilişti gözüne.. Yine bir hadis:

"Ümmetimin üstün olanları aşk belasına düşünce iffetini koruyanlardır.." [ Deylemi ]

Artık anlamıştı.. Birisi yazıp koyuyordu.. Ama kim..?
O sırada öğretmenle gözgöze geldi.. Öğretmen gülümsedi... Yusuf başını önüne eğdi.. Öğretmen koymuş olmalıydı..
Defalarca Yusuf'un Sevgi'ye baktığına şahit olmuştu çünkü.. Hem yazı da öğretmenin yazısıydı.. Utandı Yusuf ve vazgeçti Sevgi'ye açılmaktan...

Bir hafta sonra...
Sınıf bir dedikodu ile çalkalanıyor.. "Sevgi'nin birlikte okula geldiği çocuğu gördünüz mü? Ne yere bakan yürek yakanmış.. Sevgilisi varmış".. Yusuf beyninden vurulmuşa dönmüştü... Anladı ki Sevgi'den Ona yar olmayacaktı.. Hayalleri suya düşmüştü.. Sevgi'den vazgeçmeliydi...

Ertesi gün kitabının arasındaki yine bir not buldu Yusuf.. Bu defa ayet yazılıydı...

"Onu işittiğiniz zaman, erkek ve kadın mü'minlerin, kendi vicdanlarında iyi zanda bulunup da "Bu apaçık iftiradır" demeleri gerekmez miydi..?" [ Nur, 12 ]

Yusuf'un beyninde şimşekler çakmıştı.. Ne demekti bu.. Sevgi geldi hemen aklına.. Ve dün konuşulanlar..!
Okul çıkışı yine aynı erkek Sevgi'yi kapıda bekliyordu... Yusuf ise onları seyrediyordu.. Sevgi tam gence doğru ilerlerken,
"Abi biraz bekler misin, kitabımı unuttum sınıfta.."
Abi mi..? Demek ki sevgilisi zannettikleri çocuk Sevgi'nin abisiydi... Ayet yankılandı Yusuf'un kulaklarında... Suizan yapıp da işlediği günaha tövbe etti içinden...

Sonraki günlerde Yusuf arasıra kitabının arasında hadis ve ayetler bulmuştu.. Öğretmenine minnettardı... Yanlışa düşmesini engelliyordu her defasında...

Bir ay sonra...
Sınıfta bir hüzün vardı, Babası Yusuf'u şehir dışında bir medreseye
yazdırmış, okuldan almıştı..Yusuf'un okulda geçirdiği son gündü.. Okuldan ayrıldığına değil Sevgi'yi bir daha göremeyecek olmasına üzülüyordu...
Henüz ilim öğrenmenin aşk'tan üstün olduğunu kavrayamamıştı.. Çünkü aşk iliklerine kadar işlemişti... Hatta babasına içten içe kızıyordu... Medreseye gitmek de istemiyordu... Herkesle vedalaşmış, Ayrılık zamanı gelmişti.. Kitaplarını çantasına koyarken yine bir not bulmuştu.. Ve bir ayetti bu:

"Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır vardır.. ALLAH bilir siz bilemezsiniz.." [ Bakara / 216 ]

Bu ayet kendine getirmişti Yusuf'u... Evet bunda da bir hayır vardı... Başını eğdi ve kimseye göstermediği gözyaşları içinde çıktı sınıftan...

Şehirdışındaki yatılı medrese hayatı başlamıştı Yusuf'un... Hocaları ona ilk günden edebinden ve saygısından dolayı hayran kalmıştı..
Herkes Ona geleceğin büyük bir hocası gözüyle bakıyordu... Yusuf'un içi buruktu.. Sevgi'den ayrılmak zor geliyordu Ona... Ama dayanmalıydı.. RABB'inin bir bildiği vardı elbet...

5 yıl sonra...
Hocası Yusuf'u yanına çağırmıştı..

-Yusuf! Sen şimdiye kadar gördüğüm en iyi talebemsin... Birkaç aya kadar aramızdan ayrılıp ilim hayatına atılacaksın.. Evlilik çağın geldi de geçiyor.. Bir abimizin kızı var.. Kur'an kursu hocalığı yapıyor.. Onu sana uygun gördük, ne dersin..?

Yusuf Sevgi'den başka kimseyi düşünmemişti evlilik için.. Ama o çoktan evlenmişti belki de.. Hem hocalarına karşı boynu kıldan inceydi:
-Siz nasıl uygun görürseniz efendim.. Anneme babama söyleyelim..
Anne babanın da rızası alınarak gidildi kız istemeye... Yusuf'un içi kan ağlıyordu.. Evleneceği kişiyi sevemezse Onun hakkına gireceğini düşünüyor ve kahroluyordu... Konuşma ve tanışma faslının ardından sıra kahve ikramına gelmişti... Odaya doğru güzeller güzeli bir kız geldi... Yusuf Sevgi'yi öylesine hayal etmişti ki, gelen kızı Sevgi gibi görüyordu...
Hayır, hayır..! Hayal değildi bu.. Sevgi'ydi...

-Bu nasıl bir tevafuk ALLAH'ım! dedi..
Demek Sevgi okulu bitirmiş, hoca olmuştu... Yerinde duramaz oldu Yusuf... Kendisine uzatılan kahveyi alırken elleri tir tir titriyordu..
Kader ve kismetti zamani geldiginde Onun ayagina gelmisti... Fincan tabağını kaldırınca küçük bir kağıt gördü altında.. Sevgi'nin gözüne baktı.. Sevgi ise hiç bakmadan "Al" dercesine başını salladı...
Kağıdı elinde sımsıkı tutuyordu.. Kahvesini bitirince lavaboya gitmek için izin istedi... Odadan çıkar çıkmaz.. Kağıdı açtı.. Okulda kitabının arasına koyulan yazının aynısı ile yazılmış bir hadis vardı:

"Birbirini sevenler için nikah kadar güzel şey görülmemiştir.." [ İbn Mace ]

Yusuf şaşkınlık üstüne şaşkınlık yaşıyordu... Meğer o notları yazan Sevgi'ydi.. Yusuf fark etmesin diye hep arapça dersinde ve öğretmenin yazısını taklid ederek yazıyordu...
Yusuf hadis'i tekrar okudu "birbirini sevenler" diyordu.. Demek ki Sevgi de Onu seviyordu... Ve yıllar sonra kavuşma zamanları gelmişti...

Söz ve nişan'ın ardından düğün günü gelip çatmıştı.. Çok sade bir düğün programı hazırlamışlardı.. Yusuf heyecanından yerinde duramıyor, oradan oraya volta atıyordu..
Bir ara elini cebine attı Yusuf.. Ve yine bir hadis buldu:

"Evleniniz, çoğalınız.." [ Beyhaki ]

Sevgi'nin bu sürprizleri Yusuf'u Ona daha çok bağlıyordu.. Ve tekrar tekrar aşık oluyordu Yusuf...
Artık evlenmişlerdi..

Yusuf evin içinde kendisi için hazırlanmış ayet ve hadisleri bulmaya devam ediyordu.. Evlilikle, kadının kocası-erkeğin karısı üzerinde hakları ile, anne baba hakları ile ilgili ayet hadis yazıp bırakıyordu kenara köşeye..
Ve hep içinde bulundukları durum ile alakalı oluyordu bunlar...
3 ay sonra..
Yusuf talebelerinin yanından gelmişti... Ceketini çıkardı, askıya asacakken bir hadis ilişti yine gözüne:

"Evlat kokusu, cennet kokusudur.." [ Taberani ]

Bu demek oluyordu ki baba olacaktı.. ALLAAAAH diye bağırdı birden...
Sevgi başkaları gibi "Ben hamileyim" demektense, her zaman ki gibi hadisle bildirmişti bunu eşine... Hemen Sevgi'nin yanına koştu ve alnından öptü... Artık çocuğunun annesi olacaktı sevdiği kadın...
1 ay sonra...

Yusuf uyandığında başucunda bir not buldu yine... Bir hadis vardı:
"Lezzetleri yok eden, ağız tadını bozan, ümitleri kıran ölümü çok anın.." [ İbni Hibban ]

Neden yazmıştı ki bunu Sevgi..?
Yusuf'un dünya zevkine daldığını mı düşünüyordu acaba.. Mutfakta kahvaltı hazırlayan eşinin yanına gitti...
Nedenini sordu..
Başını eğdi Sevgi, üzgündü:

-Bu gece rüyamda senin öldüğünü gördüm, ben de bu hadisi yazmak istedim..
-Merak etme, seni geç buldum hemen öyle bırakıp gitmem, dedi Yusuf..
Eşini teselli için kurmuştu o cümleyi.. İçi ürpermişti aslında.. Şaka yapıp ortamı yumuşatmak istedi...

Bir hafta sonra...
Sevgi kurstaydı.. Yusuf ise kitap okuyordu evde... Birden kalbine bir sancı girdi... Nefesi daraldı... Kalp krizi geçiriyordu Yusuf...
Okuduğu kitabın arasındaki kağıdı eline almaya çalıştı.. Ve birkaç saniye içinde canını teslim etmişti meleğe...

Sevgi eve geldiğinde Yusuf'un cansız bedenini görünce düşüp bayıldı..Kendine geldiğinde yaşlı gözlerle yanına gitti... Dokunamıyordu hayat arkadaşına.. Öldüğüne inanmak istemiyordu... O sırada elindeki kağıdı gördü Yusuf'un..

Bir hadis vardı ve altında da bir not:
"Çocuğa güzel bir ad koymak, evladın baba üzerindeki hakkıdır.." [ Beyhaki ]

Oğlum olursa Yusuf, kızım olursa Fatıma...
Anlaşılan o ki, Yusuf ölümle ilgili hadis'i okuduktan sonra ölümün kendisine yakın olduğunu düşünerek bu hadis'i yazmış, kitabının arasına hazır etmişti...

Artık Yusuf yoktu..
Sevgi anne babasının tüm ısrarlarına rağmen kayınvalidesi ve kayınbabasının yanında ayrılmadı.. Yusuf onların tek çocuğuydu...
Kendisi de onları terketse kimsesiz kalacaklar, acıları daha da artacaktı.. Hem onların torunlarını taşıyordu karnında...

6 ay sonra...
Yusuf'un oğlu dünyaya geldi... Tıpkı Yusuf gibi pek güzeldi... Dedesi onu kucağına aldı...
Ezanını okudu kulağına...
Yaşlı gözlerle ve titrek bir sesle fısıldadı kulağına :

Hoşgeldin oğlum...
Hoşgeldin torunum...
Hoşgeldin ikinci YUSUF'UM...
YUSUF'UM..
KISSADAN Hepimize hisse..
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
gelindua.png


Bunları benim için yapabilir misin?
Beni ben gibi sevebilir, ben gibi anlayip ben gibi hissedebilir misin?
Benim hayatımı, seninki ile beraber yaşayabilir misin?
Dünyamı, ahirettimi ve kisiligimi, insanlığımı koruyabilir misin? Benim icin yaptigin fedakarliga bakarak, gerçekten “Beni çok seviyor” diyebilir miyim insanlara?
Benim için karşına alır mısın herkesi, benden bahsederken gözlerinin içi gülebilir mi?
Sana sarıldığımda dünyanın en huzurlu insanı ve kendimi güvende hissettirebilir misin?
Dünyadaki en güzel mavi gözler benimkiler olabilir mi senin için?
"Sen solgunsun bugün, noldu, kim üzdü seni” deyip ben huzursuz olup uykusuz kaldigimda Sen de uyanik kalabilirmisin?
Herhangi birisi bana zarar vermeye çalıştığında veya kirdiginda ilk sana anlatabilir miyim, sana güvenebilir miyim?
Ney gibi benim icin SIR kuyum olabilir misin?
Bana bir sey olursa, sevdiklerime sahip cikabilir misin?
Kokumu deniz dalgalari getiriyor diye sahilde çevrene bakınır mısın?
Ben yokken, karşıdan karşıya geçerken tutmak için elimi arar mısın? Herkesi ben zannetmeye başlar mısın?
Benim gittiğim yerlere gitmeye, benim çıktığım saatlerde çıkmaya uğraşır mısın karşılaşabilmek için?
Duyduğun en saçma şarkıda, sırf “aşk” kelimesi geçiyor diye, beni hatırlayıp üzülebilir misin?
Herkese benden bahsedebilir misin gülümseyerek?
Benden bahsederken çok mutsuz bile olsan gülümseyebilir misin, gözlerin parlar mı? Cennetim diyebilir misin ?
Beni her zaman iyilige, güzellige, huzura, sürûra ve hayra davet edebilir misin?
Edebileceksen, edebiliyorsan o zaman Sen beni gerçekten seviyorsun...


 

parlakkk

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Şubat 2013
Mesajlar
377
Tepkime puanı
0
Biliyorum sabır, ALLAH razı olsun. Ama ben bu kişiyi sevemiyorum, içimden hiç gelmiyor. Sadece iyi biri o kadar, bir de benim canımı çok ama çok yakan bu adam karşımda iken, yanı başımdayken pek sağlıklı düşünemiyorum ne yapmam lazım? :'(
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Selamun Aleykum..Parlak kardesim aslinda bütün mesele; KALBİNE MUKABİL BİR KALP BULMAK…
Kalbine karşılık bir kalp bulmak; manevi frekansları bütünüyle tutan,
gönül iletişimini tam kurabilen bir insanı bulmak demektir.
Evliliğin mutluluğa dönüşmesi için, kalplerin uyuşması, anlaşması, kaynaşması gerekir.
Kalpsiz mutluluk olmaz.
Evlilik, akıl işi değil, gönül işi, sevdi mi gerisi bahane... Sevmiyorsaniz kendinizi zorlamayin unutmayin kalpler sadece Allah-in elindedir...

Gunumuzde evliliği, beklentileri, şu an içinde bulunduğumuz yuvaların vehameti.. Ne yazık ki önce kalıp diyor gençlik...
Sadece gençlik değil yaşlılar bile önce kalıba bakıyor.
Oysa mesele kalıp değil, kalp meselesidir...
Kalıbına göre kalıp arayanlar; eş arayışını, bedene, kaşa, göze bağlayanlar, mutluluğu yanlış adreste arayanlardır.

Bazı gençler de kalbine karşılık kalbi böyle arıyorlar. Kalp, duygular, sevgi,
şefkat, merhamet tamam ama, görüntü, en boy, kaş göz diyorlar…Hatta oralara takılıp kalıyorlar...Gönle değil, gövdeye itibar ediyorlar...
daha Gönüle ulasamadan, gövde de Nefis de takilip kaliyor ve Nefis dunyasinda devamli gel-git ve buhranlarda yasiyorlar...

Atalarımız, İKİ GÖNÜL BİR OLURSA, SAMANLIK SEYRAN OLUR demişler. Ne güzel söylemişler. İki gönül bir olmazsa, yani kalbine karşılık bir kalp yoksa,
saraylar zindan olur ve tabi ki eşler hayal kırıklığına uğrarlar.
Gönülsüz mutluluk olmaz… Ne tek başımıza, ne de evlilik hayatımızda…
Zira aile, iki gönlün tekleşmesiyle kurulur...
Allah cc. Yar ve Yardimciniz olsun...

 

Deruni

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Eylül 2012
Mesajlar
488
Tepkime puanı
1
Siz hala bu insan icin birseyler hissediyorken elbette ki dogru dusunmeniz cok mumkun degil.
Acizane bir tavsiyem olacak,
Bu sizi uzen kisi, sizin bu hayattaki sinavlarinizdan yalnizca biri... Hakkinizda kimin ve neyin hayirli oldugunu yalnizca Allah bilir. Dogru dua ile Allah'a (c.c) siginmak cok onemlidir.
Allah'tan (c.c) gercekten inanarak ve tam bir teslimiyet ile hakkinizda hayirli olani nasib etmesi icin dua edin. IsaAllah bir cikis yolu bulacaksiniz. Oncelikle gecmisinizden kurtulmaniz gerekiyor ki, gelecege dair daha saglikli kararlar alabilesiniz.
Rabb'im yar ve yardimciniz olsun kardesim



RABBIM...!

Bir insan koy kalbime, ama o insan senin de sevdigin olsun
Ve bana öyle bir insan sevdir ki, o insanin kalbi Senin ile sevisen bir mabed olsun.
Beni oyle bir insanla bulustur ki, benden önce onunla bulusmus olan sen olasin
Onunla el ele tutustugumuzda, ikimizin uzerinde Senin elin olsun
Bana oyle gozler goster ki, ben o gozlerden sana bakayim...
Bana oyle bir sevgili ver ki, o gozler cennete acilan iki pencere olsun...
Onunla oyle bir yolda yürüyelim ki, kilavuzumuz sen olasin...
Ey Rabbim! oyle bir sevgili verki bana, ona sarildigimda kainat bize baksin..
Birbirine sarilsin... sevgimiz, kurtla kuzulari baristirsin...
Bize bakip seytan Adem'e secde etsin...
Gunah sevap ugruna kendini feda etsin....
Oluler birer birer uyansin sevgimizle....
Bize oyle bir sevgili ver ki Rabbim!
Sevgimizde Muhammed sevilsin...
Oyle sevelim ki birbirimizi, Hz. Hatice goklerden bize seslensin..

Ve desin ki;

"Bak ya Muhammed bak su sevgililere onlar bizde... bizde onlardayiz.
Bak askimiz birkez daha yasaniyor yer yüzünde...
Allah Askimizi öyle cok seviyor ki binlerce insana yasatiyor..."
 

parlakkk

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Şubat 2013
Mesajlar
377
Tepkime puanı
0
ALLAH razı olsun sizlerden. Ben sadece çok tedirginim, hiçkimseyi iğne ucu kadar kırmak istemediğim için, başkasını üzeceğime ben üzüleyim daha iyi. ALLAH rızası için bana dua edermisiniz? Kimse üzülmek zorunda kalmasın. Ha geçmişime de takılı kalmıyorum fazla, sadece geçmişimdeki insanın gözümün önünden yok olup gitmesini istiyorum. Yoksa şükrediyorum ki onunla evlenmedim. Çok şükür, ama o kadar pişkin ki varlığı bile insanı bitiriyor, yakınımda. Rabbimin adaletine çok çok inanıyorum elbet ona da öyle bir ceza vericek ki ismimi ana ana arıyıcak beni. Herşeyi Rabbime havale ettim beni böyle dengesizleştiren odur başka bişey değil....
 

Deruni

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Eylül 2012
Mesajlar
488
Tepkime puanı
1
Allah (c.c) sizden de razi olsun,

O insanin sizi aramasini icten ice istemek de bir nevi takilip kalmak aslinda...
Siz tamamen Allah'a havale edin ve dusunmemeye gayret edin... "Rabb'im bilir!" diyin ve onunuze bakin insaAllah kardesim.

Allah (c.c.) hakkınızda herşeyin hayırlısını ve güzelini nasib eder insaAllah... Siz Allah'a siginip kirmaktan korktugunuz surece insaAllah Allah'in yardimi ile kirmazsiniz...

Rabb'im yar ve yardimciniz olsun...
 

parlakkk

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Şubat 2013
Mesajlar
377
Tepkime puanı
0
Çok sağolun, tamam söz sadece ALLAH'A havale ettim. Kandırıldığım için öyle diyorum, ama artık ALLAH'A havale ettim.
ALLAH'A emanet olun:)
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
İnsanoğlu çok sevdiği birşeyden, veya birinden herşeye rağmen kolay kolay vaz geçemez ve kolay kolay da unutamaz,
ama birde şuvarki ondan sonra gelecek olan kişi (talibin - kısmetin) belki size önceden yaşadıklarınızı yani o kişiyi unutturabilirxxzzl..
Kusura bakmayın, ben çok kırıldım başka insanlar da kırılmasın diye sevemediğin biriyle evlenmek, ve seni kıran kişiyle görüşmek konuşmak bence yanlış, herhangi bir nedenden dolayı görüşmek zorundaysan da araya biraz mesafe koymak(soğuk davranmak)ta fayda var.

Açık konuşmak gerekirse araya mesafe koymanın faydasını ben gördüm.
 

ndnndn

Kurallara Uymadı
Üyemiz
Katılım
3 Ocak 2013
Mesajlar
63
Tepkime puanı
0
Merhabalar Parlakk arkadaşım, sen ne kadar güzel düşünen birisin, çok çok iyi bak yüreğine ve Allah yar ve yardımcın olsun.
 
Üst Alt