Bid'at hakkında önemli duyuru

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Selamün aleyküm, Arkadaşlar biliyorsunuz burası bir islami forum...ve haliyle birçok kişi çeşitli sebeplerden sitemize girip çıkıyor...Ayrıca bizlerle paylaşım yapan, sitemize konu ekleyen üyelerimiz var... Arkadaşlar sitemize eklenen konulara ait sorumluluklar ekleyen kardeşimize aittir bunu biliyorsunuz...

Hepimizin eklediği konular içerisinde yanlışlıklar veya hatalar olabilir...Bu hataları mümkün olduğunca aza çekmek için; özellikle dualar, islami paylaşımlar, hadisler ve ilmihal bölümünde yapacağımız paylaşımlarda güvenilir kaynakları tercih edelim ve kaynakları yazalım...

Çok önemli bir nokta...Yarım doktor hastayı candan...Yarım hoca da adamı dinden edermiş...

Tabi burada hiçkimse ben hocayım en iyisini bilirim şeklinde bir açıklama yapmıyor, fakat paylaştığımız şeylerin zaman içerisinde birçok kişi tarafından okunduğunu bilelim... ve paylaşımlarımızı, özellikle yukarıda belirttiğim bölümlerde veya diğer islami içerikli olan yazılarımızda doğruluğuna inandığımız kaynaklardan alalım veya kendimiz yazalım...

Dinimiz içerisine bid'at (Dine sonradan sokulan,dinde olmayan şeyler) sokmamaya özen gösterelim...



Bid'at
,sonradan çıkarılan şey demektir. Bunlar ya âdette olur veya ibadette olur.

İbadette bid'at
, Resulullahın ve dört halife zamanında bulunmayıp da, dinimizde, sonradan meydana çıkarılan, uydurulan inanışlara, sözlere, işlere, şekillere ve âdetlere denir. İbadetlere bid'at karıştırmak büyük günahtır. Bid’ati sünnet diye işlemek haramdır. Bunların hepsini din diye, ibadet diye uydurmak veya dinin önem verdiği şeyleri dinden ayrıdır, din buna karışmaz demek bid'attir. Bid'atlerin bazıları küfür, bazıları büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Her bid'at sapıklıktır) buyuruldu. (Müslim)

İyi analiz yapmak gerekir arkadaşlar...özellikle kaynaksız birşeyler önümüze gelmişse ya kaynağını araştıralım veya uzak duralım..Dinimiz de olduğunu sanarak bid'atlarla amel etmeyelim...AYRIMI İYİ YAPMAYA GAYRET EDELİM İNŞALLAH...İyisi mi Dinimizi iyi öğrenmeye, anlamaya çalışalım ki...bid'at görünce şıp diye tanıyalım...Rabbimizin bize emretmediği veya Rasulullah ın sünnetinde kesin olarak olmayan ibadetleri veya uygulamaları yapmaya uğraşmayalım...
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81

(((__meftun__)))

Kurallara Uymadı
Üyemiz
Katılım
8 Ağustos 2011
Mesajlar
457
Tepkime puanı
5
Bidat, Din'de ulamaya ya da nakisliga denir...
Yani, fail Din'dir bid'atte...
Dini olmayan hic bir sey bid'at olarak degerlendirilmez...
5 Vakit namaz farzdir ve günde 5 vakit vardir... Bunu 4 de de indiremeyiz, 6'da cikaramayiz.. Bu oynamalar bi'adiier...
Peygamberimiz döneminde deve vardi simdi araclar var, bunlar bid'at degildir...
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Bidat, Din'de ulamaya ya da nakisliga denir...
Yani, fail Din'dir bid'atte...
Dini olmayan hic bir sey bid'at olarak degerlendirilmez...
5 Vakit namaz farzdir ve günde 5 vakit vardir... Bunu 4 de de indiremeyiz, 6'da cikaramayiz.. Bu oynamalar bi'adiier...
Peygamberimiz döneminde deve vardi simdi araclar var, bunlar bid'at degildir...

Yorum için teşekkürler...fakat ne anlatmaya çalıştığınız net olarak anlaşılmadı...Dini olmayan hic bir sey bid'at olarak degerlendirilmez demişsiniz.. Zaten Dini olmayan şeyler bidat olarak değerlendirilmiyor ki burada...Bidat olarak değerlendirdiğimiz ve anlatmaya çalıştığımız şey zaten dini olgulardır, Olmadığı halde sonradan dine girmiş hatta bugün bile dinin bir parçası sayılan davranış,hareket, veya birtakım uygulamalardır......Deveyle ve arabayla bidatın herhangi bir ilgisi yok kardeşim... bidatlerle icatları birbirinden ayırmak gerek, yani sonradan ortaya çıkan her şeyi bidat diyerek reddetmemek, insanlığın gelişim seyrini ve insanların faydasına olan şeyleri bidat diye damgalamamak gerek, bunlara bidat adı verilse bile bunlara iyi bidatlar denir... Meselâ bir kimsenin bedenini geliştirmek için her sabah bir müddet koşması sonra bir yerde durup belli hareketler yapması caizdir, bunlar Hz. Peygamber (sav) zamanında yapılmamış olsa dahi bidat değildir. Aynı hareketler ibâdet olsun diye yapılır veya ibâdet sayılırsa bidat olur ve caiz olmaktan çıkar. Çünkü İslâm'da ibâdetin yeri, zamanı ve şekli Allah Resûlü (sav) tarafından kesin çizgilerle açıklanmıştır. Hiçbir kimsenin bunları değiştirme, arttırma ve eksiltme selâhiyeti yoktur.İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
(Bid’at ehli, yapacağı değişikliklerle, dini düzelteceklerini, olgunlaştıracaklarını zannederek bid'at çıkarıyor, bid'atlerin zulmetleri ile sünnetin nurunu örtmeye çalışıyorlar.
Bunlar, dinin noksanlıklarını tamamladıklarını iddia ediyorlar. Bilmiyorlar ki din noksan değil, kâmildir. Dini noksan sanıp, tamamlamaya [çağa uydurmaya, çeşitli bid’atler çıkarmaya] çalışmak, Maide suresinin, (Bugün sizin için dininizi ikmâl eyledim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum) mealindeki 3. âyetine inanmamak olur.
ben kendi yazdığımın anlaşılmadığını düşünerek bir örnek vereyim...

Namaz sonrası sünnet olan tesbihleri (33subhanallah,33elhamdülillah,33Allahu ekber) bugün kullanılan boncuk tesbihlerle yapmak, ve hatta başlamadan önce tesbihin üstüne üflemek,( hala birçok kişi aynı bu şekilde yapmaktadır) dine sonradan girmiştir...Hala elindeki boncuk tesbihin üstüne üfleyenleri görüp bunu dinde varolan bir uygulama veya sünnet sananlar da oldukça çoktur...Yani bu namaz sonrası tesbihata yapılmış aslen dinde olmayan bir ilavedir...

Günümüzde hala devam eden mevlütler, Kesinlikle daha sonradan din içerisine girmiş, belkide günümüzde birçok kişi tarafından dini bir görev olarak algılanmakta ve ölmüşlerinin ardından bu şekilde tören düzenlenmektedir...

Buradan itibaren aşağıda yazılanlar...M.sait şimşek e ait olup internet kaynaklıdır...

Ölüleri hayırla anmak ve onlara dua etmek sünnette vardır. Ama ölüler için mevlit okutup, kırkıncı, elli ikinci geceleri tertip etmek İslâm'ın hangi hükmüne dayanır. Allah için sadaka vermek, zekât ve fitre dağıtmak Allah'ın emri gereğidir. Ama ölen birisi için devir, yani ölünün ibadet borcunu düşürmek için mal ve para taksimi yapmak, sabun, iğne, iplik dağıtmak kimin emridir?

Kur'ân-ı Kerîm'i bir mushaf içerisinde toplamak, hadisleri derleyip toplayarak kitap haline getirmek, camilerin yanında minare yapmak, her ne kadar Hz. Peygamber (s.a.s.)'den sonra olmuş birer bid'at iseler de, bunlar bid'at kapsamına girmeyen güzel şeylerdir, İslâm'a aykırı değildir.

Günümüzde pek çok bid'at, müslümanların hayatına girmiştir. Bu sebeple dininin emirlerini yerine getirmek isteyen her kişi, bu hususa dikkat etmeli; dinde eksiltme ya da ilâve mahiyetinde olan söz, tavır ve davranışların yasaklanmış şeyler olduğunu bilerek bunları hayatından ayıklayıp atmalıdır. Burada müracaat edilecek yegane kaynak ise, Kur'ân ve Sünnet'tir.

Huzeyfe b. el-Yamân'ın rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte: "Allah bid'at sahibinin orucunu, namazını, sadakasını, haccını, umresini, cihadını, sarfını (maddi yardımını), şehadetini kabul etmez. O, kılın yağdan çıktığı gibi İslâm'dan çıkar. " (İbn Mace, Mukaddime, 7/49). Bu ikaz karşısında müslümanların dikkatli davranacakları ve bid'atın ne olduğunu araştıracakları muhakkaktır. Abdullah b. Abbâs (r.a.)'dan rivâyet edilen bir hadiste şöyle buyrulur: "Allah, bid'at sahibinin amelini, bid'atından vazgeçinceye kadar kabul etmez." (İbn Mâce, Mukaddime, 7/50). Amellerinin kabul edilmeyeceğini bilen bir müslüman korkar ve neyin bid'at olup, neyin olmadığını araştırır.
 

(((__meftun__)))

Kurallara Uymadı
Üyemiz
Katılım
8 Ağustos 2011
Mesajlar
457
Tepkime puanı
5
Muhterem kardesim, sagolasiniz... Yorumlarim bazen genel de olabilir....
Sizin yazdiklarinizla alakali degildi bazi cümlelerim...
Dediginiz gibi "bida't"; "Din"de olmayan bir seyi, varmis gibi anlamak, uygulamak ve bilmektir...

Mesela: Ölülerin arkasindan, 7. gününde, 40.gününde ya da 52. gününde, ölüler icin illaki Kur'an okumanin ya da okutturmanin, cemiyet tertip etmenin Din'in bir emri oldugunu bilmek ve uygulamak gibi...

Iki Bayram arasi nikah yapilmasinin Din'ce uygun olmadigininin bilinmesi gibi...

Yani dediginiz gibi, bid'at'in muhatabi Din'dir... Din'de olmayan ve fakat sonradan Din'de varmis gibi bilinen ya da Din'de var olup da sonradan yokmus gibi bilinen seyler bid'at kapsaminda degerlendirilir...

Cünkü Istanbul'da senelerce bir cemeatin lideri konumundaki bir zat, sohbetlerinde, cemeatle namaz kildirdiklarinda, ezanda vs. gibi seylerde mikrofon kullanmiyor ve ona intisap etmis sevenleri tarafindan da, "bizim efendi öyle hassaski "bid'at" olan mikrofonu dahi kullanmiyor" diyorlardi da, ben de onlara "ne alakasi var?" diyordum da nizalar ediyorduk...

Ben bunu ifade icin o cümlelerimi kullandim... Yaziniz icin degil...

Cünkü mikrofon kullanmayi "Dinin bir emri"dir seklinde anlayan ve bilen hic bir kimse olamazdi... Ondan sebep mikrofon kullanmanin ya da mikrofon icadinin hic bir sekilde bid'at'le uzaktan yakindan alakasinin olmadigini ifade ediyorduk..

Zaten o efendi daha sonralari mikrofon kullandi, bu sefer de müridan kesimi, kendisine "rüya"da müsade edilmis dediler de ben de biraz daha cok gülüverdim... Yani...

Tesbitiniz güzeldi, tesekkürler...

Yaziniza hic bir sey söylemedim, aleyhine olmak kaydiyla,

Tekraren sagolasiniz, güzeldi...
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Allah razı olsun anladım kardeşim. Bu vesile ile baştan kısaca anlatılmış olan bidat, daha kapsamlı ve örnekli olarak açıklanmış oldu...
 
Üst Alt