Beynimdeki Bilgileri Açığa Vuramıyorum

Bora

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
26 Haziran 2012
Mesajlar
29
Tepkime puanı
0
Aslına bakarsın bir şeyi karşınızdaki insanlara anlatarak öğrenmelerini sağlamak çok büyük bir başarı. Bu nedenledir ki bütün öğretmenleri gerçekten takdir ediyorum. Ve aslında bu gerçekten çok güzel bir yetenektir; anlatma ve öğretme yeteneği.

İşte bende bu anlatma yeteneği o kadar gelişmiş değil malesef. Evet beynimin için dışarı çıkmak için bekleyen bir yığın bilgi var ama maalesef onları açığa çıkaramıyorum. Garip gelebilecek ama beynimdekileri karşımdakine aktaramıyorum.
Bazen diyorum ki keşke bir teknoloji olsa; şöyle benim beynime birde karşındakine bir kablo taksalar da içindekileri görse :)

Bu az gelişmiş yeteneğimden dolayı liseden ilk mezun olduğum da kazandığım İstanbul Üniversitesine kayıdımı yaptırmadım. Çünkü kazandığım bölüm matematik öğretmenliği idi. Ben daha karşımdakine bir kelimeyi anlatamıyorken nasıl olur da gençlere matematik anlatabilirdim ki. Severek yapabileceğim bir meslek değil idi, bende kayıdımı yaptırmadım.


Bütün bunlardan neden bahsettim; bir forum sitesinde ki bazı tartışmalar dikkatimi çekti. Aslında forum bir felsefe forumu. Yapım gereği tartışmayı çok seven bir insanım, belkide beni bu o foruma kayıt olmama vesile olan bu yapımdı.

Oradaki insanların inançsal yapıları inanın beni hiç ilgilendirmiyor. Sadece birisinin "Tanrı olgusunun insanların düşüncesel bir kavramı olduğunu" söylediğinde, buna karşı yaptığım bir yorum ile çoğalan, büyüyen bir tartışmanın ortasında buldum kendimi. Hatta orada yazdığım yorumu burada da "Ateist ve Mantıksal Cevap Arayanlara" adlı bir konu başlığı altında daha da genişleterek yazdım. Yazmamdaki amaç oradaki insanlar gibi düşünen birileri olurda bu yazıyı okurlar ise en azından belki düşünmelerine vesile olması umuduydu.

Kaldı ki tabiki de tartışma benim yazdığım bu yorumla bitmedi, ve hala devam ediyor. İşte şuan kendime kızdığım tek nokta var. O da beynimin içindekileri çıkaramıyorum. Yani aklımdakileri yazamıyorum. Ve yine diyorum ah bir teknoloji olsada beynime bir kablo bağlasalar sonrada bilgisayara, ne var ne yok yazsa :)
 

BEDİR MUHAMMED ALİ

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Şubat 2012
Mesajlar
677
Tepkime puanı
3
Yaş
66
ruhul emin

allahın rahmeti üzerimize olsun. insanın düşüncelerini ifade edememesi .akıl ,nefis ve kalbin aynı merkezde birlik içinde olmaması demektir .bu birliktelik doğru veya eğride olabilir . her fert fıtratında yazılanı yaşar.eyer kişi düşüncelerini ifade etmekte sıkıntı yaşıyorsa . bunun anlamı akıl ,kalp ve nevsindeki düşüncelerin arasında kopukluk var demektir. bu satırlar hayatında yeni bir sayfa olabilir. nevsinde kabul etmediğin bir konuyu kalbine taşımaz ve aklını sadece inandığın konuya davet edersen düşüncelerinde el emin olursun . buda ifade etmek istediğin konunun hakikatında olduğun için kendini daha güzel ifade edeceğin anlamıdır aeo
:.dost. RUHUL EMİN
 

Bora

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
26 Haziran 2012
Mesajlar
29
Tepkime puanı
0
allahın rahmeti üzerimize olsun. insanın düşüncelerini ifade edememesi .akıl ,nefis ve kalbin aynı merkezde birlik içinde olmaması demektir .bu birliktelik doğru veya eğride olabilir . her fert fıtratında yazılanı yaşar.eyer kişi düşüncelerini ifade etmekte sıkıntı yaşıyorsa . bunun anlamı akıl ,kalp ve nevsindeki düşüncelerin arasında kopukluk var demektir. bu satırlar hayatında yeni bir sayfa olabilir. nevsinde kabul etmediğin bir konuyu kalbine taşımaz ve aklını sadece inandığın konuya davet edersen düşüncelerinde el emin olursun . buda ifade etmek istediğin konunun hakikatında olduğun için kendini daha güzel ifade edeceğin anlamıdır aeo
:.dost. RUHUL EMİN

Peki bu yazınızdan şunu çıkarabilir miyiz; "İnsanoğlu nefsine tam hakim olamadığı sürece, düşüncelerini de aynı orantı ile aktaramaz" ?.
 

RavZa

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
1 Temmuz 2012
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0

Selam,


Yazılanları okudum konu biraz ilginç geldi bana.
insanın düşüncelerini ifade edememesi .akıl nefis ve kalbin aynı merkezde birlik içinde olmaması demektir .bu birliktelik doğru veya eğride olabilir . her fert fıtratında yazılanı yaşar.eyer kişi düşüncelerini ifade etmekte sıkıntı yaşıyorsa . bunun anlamı akıl kalp ve nevsindeki düşüncelerin arasında kopukluk var demektir. bu satırlar hayatında yeni bir sayfa olabilir. nevsinde kabul etmediğin bir konuyu kalbine taşımaz ve aklını sadece inandığın konuya davet edersen düşüncelerinde el emin olursun . buda ifade etmek istediğin konunun hakikatında olduğun için kendini daha güzel ifade edeceğin anlamıdır


Bir kardeşimiz içini döküp rahatlamak istemiş diger kardeşimizde fikrini beyan etmiş. Bende diyorum ki bazen ilk yazan arkadaş gibi sıkıntıları bende cekiyorum bu o fıtratı yaşamamamdan kaynaklanmıyor. Öyle şeyler dinliyorum ki ögreniyorum ki kendimden geçiyorum beynimi onlarla doldurup yaşamayada çalışıyorum ancak konu başkasına aktarmaya geldiginde yada paylaşmaya geldiginde o anlatan şahsın gibi olmuyor. Bence aktarma yada paylaşma işini istenilen kadar yapamamak yeterince pişmemeye olgunlaşmamaya alamet.

Neyse bende dügüm ettim sanırım konuyu affınıza sıgınıyorum.
 

BEDİR MUHAMMED ALİ

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Şubat 2012
Mesajlar
677
Tepkime puanı
3
Yaş
66
Ruhul emin

Herşey yerli yerinde . Akıl ,nefis ve kalp bir oldumu. Konuya hakim olunduğundan. Ilim ,irfan ve kamalat ferdi kuşatır. Ve allahın el hadi yani yol gösteren esması kişide
zuhur eder .bu bir hırkadır giye bilene mubarek olsun . Aeo
 

Bora

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
26 Haziran 2012
Mesajlar
29
Tepkime puanı
0
Sorun olan bir konuya hakim olamamak değil. Hamd olsun bildiklerim bilgi dahilimde. Aklın bilgiyi geliştirmekteki yerini anlayabilirim, kalbin de bu bilgilere inanıp onaylamasını anlayabilirim. Ama burada nefsin rolünü anlayamadım?

Eğer burada nefsin rolünü biraz açıklar iseniz İnşAllah bu sorun olduğunu düşündüğünüz şeyi çözerim de, belki de derdime derman olursunuz.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Selamun Aleykum Bora kardesim.bedir Agbi dogru soyluyor..
Eşiğin ötesinden gelen Misafirlerim gitsin size ins.Allah-in izni ile bu konuy acikliyacagim....
 

BEDİR MUHAMMED ALİ

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Şubat 2012
Mesajlar
677
Tepkime puanı
3
Yaş
66
Ruhul emin

Allahın rahmeti üzerimize olsun. Burada nevsin rolünü sormuşsun . şimdi nefis dediğin zaman bu senin neyi algıladığına bağlı .
şimdi sen kendi beden arzında bedenine ihtiyaçlarını karşılayan bir nokta olduğunu nefsin düşünüyosun.
halbuki ben aynı açıdan bakmıyorum. nefis dendiği zaman . Allahın bir rahman ismi var .
Bu isminin içinde semayı dünyaya gelecek olan bütün ruhların hakikatı levhi mahvuz adı verilen bir mekanda yazılı.
şimdi hak sana suret giydirmeyi dilediğinde rahman esmasının besmelede tecellisini yaşıyan babana ihlas suresi ile seni rabbaniyetine davet eder .
Ve ayetül kürsi ile rabbaniyetinde sana hizmet edecek melekütül allemini anne rahminde o ruha tahsis eder.
Ve sen suret giyip semayı dünyaya geldiğinde yasini şerif ile seni huzuruna davet eder.
Işte bu davete icabet edeceğin noktada sana secde kılmakla emrolunan meleklerden birincisi hz cebraildir.
Işte bu cebrailin eyer sol tarafında hayatını azalarına dayanıcı olarak yaşıyorsan buna kuran ruhu hayvaniye denizinde yaşıyanlar olarak belirtiyor..
Ve bu noktada yaşıyanlar nefis yani cebrailin solunda yaşıyanlardır.
Halbuki senin yaradılış maksadın ruhu insan olmak .
Işte seni hüzün denizlerine götürün sıkıntının arkasındaki hakikat ruhu insan olma arzu ile sana tahsis edilen nevsinin senin ihlasın olan allahın huzurunda allahın birliğine sığınmasından başka bir şey değildir.
Bu savaş senin fıtratında yazılı olduğu için sen bu noktada bugün onun senin bedeninde halik olduğu seninse allah adına o nevse malik olmandan ibarettir.
Hakkını helal et aeo .
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Tekrardan Selamun aleykum..Eşiğin ötesinden gelen Misafirlerim gitti Hamd olsun..
Ben de biraz Misavirperver ve Sohbetti seven bir insan olarak dunden beri onlar ile vakit gecirmistim..
Dun aksam da aksam namazini kildiktan sonra..arka bahcede
mangal, sacak gibi bir seyde ates yaktik..ve atesin karsisinda bizler cay icip muhabbet ederken.. Ateş Böcekleri raks ediyordu..
Allahin bir baska guzel mucizesi...
neyse Sizin sorununuza gelince bir cogumuzda olan bir dert...SIKINTI...
islami ana okulluna giden ve 6 yasina basacak olan oglusum okumayi sokemeyince..tabiki ogretmeni isyan etmis..ve biraz agir konusunca...ki erkek cocuklari maddi, manevi, fiziksel, beyinsel, kavrama yani her konuda kizlardan daha gec olgunlastigini biliyoruz...
neyse ben de mahallemizde bulunan yabanci bir ogretmene ogluma ozel ders vermesini ve okumayi lutfen ogretmesi icin ozel ders verebilir konusunda anlasinca...
Oglum Hamd olsun gecen hafta okumayi soktu ve okuyabiliyor artik.. Ben de Canu gonulden o kadar cook sevindim ki.. Ogretmene cok guzel mavi tasli bir kolye ve bir tessekur kutlama karti ve icine hz. Ali ra.tarafından, eğitimin ve eğitimcinin önemini vurgulamak üzere söylenmiş cümle olan
"BANA BİR HARF ÖĞRETENİN 40 YIL KÖLESİ OLURUM "
( HZ.ALİ r.a sozunu ingilizce olarak yazip oglum hediyesini verdi...
Ögretmen kolyeyi cook begendigini ama hayattinda ilk kez duydugu bu eğitimcinin önemini ayni sizin gibi takdir eden insani merak etmis ve arastirmis..
ve Hz. ali ra. kisiligine, durusuna, ilmine aklina hayran kalmis...
bu sefer Bu Sozu kac asir once neden soyledigi aklina takilmis ..
Bu sefer islami arastirmaya baslamis ve İSLÂM'IN İLK EMRİ “OKU
oldugunu ogrenmis...
ve daha buyuk bir merak Kur`ani alip okumaya baslamis ..ama benim gibi okumayi seven , akilli biri neden bu kadar guzel bir kitabi anliyamiyorum ki diye bana cuma gunu soru sordu...
Ben de ona
Bismillahirrahmanirrahim Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
İKRA Oku!sadece Oku ..dedim..
ve okudugun ayetti manasini temiz bir kagida yaz!!dedim..
mesela Alemlerin Rabbine Hamd olsun...Fatiha suresinin ilk ayetti..
yazilani anlamak istiyorsaniz ilk once kalbiniz ,nefsiniz, akliniz ile dogru olduguna kendinizi inandirdiktan sonra yazarak ogrenin dedim..insan unutur kalem unutmaz..
Ben de Ogretmene hic bir sey bilmiyen bir cocuga nasil OKUMA-YAZMA yi ogretebiliyorsunuz diye sordum..
verdigi cevap "Bizler ilk once kafamizda her cocuga okuma, yazma ogretebilecegimizi hic suphesiz inanlardaniz..
ve her cocugun idrak ve zeka ,anlama yonunden farkli oldugunu biliyoruz..
ve her cocuga gereksinimi kadar Sabir ile yaklasip ,ihtiyaci olan zamani veriyoruz..
yani okumayi ogretmeye baslamadan cocugu okuyup kapasitesini olcuyor ve ona gore davraniyoruz.."dedi...

insanın düşüncelerini ifade edememesi .akıl nefis ve kalbin aynı merkezde birlik içinde olmaması demektir...
her fert fıtratında yazılanı yaşar....
mesela Sizin ateistlik ile yazdiginiz o konuyu ben anliyamadim ve bir baskasina da anlatamam.. ama evladlik, konusunu sorun bana Allah-in izni ile bir cok kisiyi ikna edebilir ve düşüncelerini ifade edebilirim.. cunku yasadigim , bir duygu...
eyer kişi düşüncelerini ifade etmekte sıkıntı yaşıyorsa . bunun anlamı akıl kalp ve nefsindeki düşüncelerin arasında kopukluk var demektir...
Dilin ile okuduğun YAZIYI kalb'in de inansın.. ilk once okuduklariniza ilk once siz inanin! Sizde anlamı olsun..
Siz mantıklı bulun insan aklina hitap edebilsin...ki Siz de
aklinizda ,beyninizdekileri disa VURABILESEniz...


"nefsinde kabul etmediğin bir konuyu kalbine taşımaz ve aklını sadece inandığın konuya davet edersen düşüncelerinde
el emin olursun...
buda ifade etmek istediğin konunun hakikatında olduğun için kendini daha güzel ifade edeceğin anlamıdır aeo "
 

Bora

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
26 Haziran 2012
Mesajlar
29
Tepkime puanı
0
Allahın rahmeti üzerimize olsun. Burada nevsin rolünü sormuşsun . şimdi nefis dediğin zaman bu senin neyi algıladığına bağlı . şimdi sen kendi beden arzında bedenine ihtiyaçlarını karşılayan bir nokta olduğunu nefsin düşünüyosun.

Hiçbir zaman nefsimin ihtiyaçlarımı karşılayacağını düşünmedim, eğer bu şekilde aksettirdiysem sorun benim anlatış bozukluğumdan kaynaklanabilir. Bu nedenle de kusuruma bakmayın.

Işte bu Cebrail'in eyer sol tarafında hayatını azalarına dayanıcı olarak yaşıyorsan buna kuran ruhu hayvaniye denizinde yaşıyanlar olarak belirtiyor.. Ve bu noktada yaşıyanlar nefis yani Cebrail'in solunda yaşıyanlardır. Halbuki senin yaradılış maksadın ruhu insan olmak . Işte seni hüzün denizlerine götürün sıkıntının arkasındaki hakikat ruhu insan olma arzu ile sana tahsis edilen nevsinin senin ihlasın olan Allah'ın huzurunda Allah'ın birliğine sığınmasından başka bir şey değildir. Bu savaş senin fıtratında yazılı olduğu için sen bu noktada bugün onun senin bedeninde halik olduğu seninse Allah adına o nevse malik olmandan ibarettir

Sizinde bahsettiğiniz gibi tasavvuf da nefs iki manaya gelir.

1. Hayvani nefs
2. İnsani nefs

Hayvani nefs; yaratılmışlar aleminde olup, his ve haraket menbaıdır. Duyu organları ve diğer kuvvetler vasıtasıyla hayatı kavrar. Ve bütün şehvetlerin kaynağıdır.

İnsani nefs; “Rabbin emrinden olan insanî ruh, manevi sıfat” anlamındadır. Hayvanlarda bulunmayan bu nefse, konuşan insanî nefs , nefs -i nâtıka da denir. Emr Alemi'ndendir. Allahu Tealâ tarafından insana üfürülen ruh, bedene taalluk edince ‘ nefs ' adını alır. Yeri iki kaşın ara*sıdır. İnsanın içi ve dışıyla irtibatlıdır. Asıl hakimiyeti beyin ve manevi bir lâtife olan ‘kalp' üzerindedir. Yürek dediğimiz kanı pompalayan maddi kalple de irtibatlıdır.

Sizin yazınızdan aldığım ilk alıntıdan anladığım kadarı ile Hayvani nefsimle kararlar verdiğimi düşündüğünüzü sanıyorum. Böyle bir şey yok, böyle aksettirdiysem tekrar kusuruma bakmayın.

Lakin sizin burada söylemek istediğiniz şu olsa gerek heralde; İnsani nefs, kalb ve aklımızı bir tutarsak ancak o zaman Kemale erebiliriz.



yazilani anlamak istiyorsaniz ilk once kalbiniz ,nefsiniz, akliniz ile dogru olduguna kendinizi inandirdiktan sonra yazarak ogrenin dedim..insan unutur kalem unutmaz..
Ben de Ogretmene hic bir sey bilmiyen bir cocuga nasil OKUMA-YAZMA yi ogretebiliyorsunuz diye sordum..
verdigi cevap "Bizler ilk once kafamizda her cocuga okuma, yazma ogretebilecegimizi hic suphesiz inanlardaniz..
ve her cocugun idrak ve zeka ,anlama yonunden farkli oldugunu biliyoruz..
ve her cocuga gereksinimi kadar Sabir ile yaklasip ,ihtiyaci olan zamani veriyoruz..
yani okumayi ogretmeye baslamadan cocugu okuyup kapasitesini olcuyor ve ona gore davraniyoruz.."dedi...

insanın düşüncelerini ifade edememesi .akıl nefis ve kalbin aynı merkezde birlik içinde olmaması demektir...
her fert fıtratında yazılanı yaşar....
mesela Sizin ateistlik ile yazdiginiz o konuyu ben anliyamadim ve bir baskasina da anlatamam.. ama evladlik, konusunu sorun bana Allah-in izni ile bir cok kisiyi ikna edebilir ve düşüncelerini ifade edebilirim.. cunku yasadigim , bir duygu...
eyer kişi düşüncelerini ifade etmekte sıkıntı yaşıyorsa . bunun anlamı akıl kalp ve nefsindeki düşüncelerin arasında kopukluk var demektir...
Dilin ile okuduğun YAZIYI kalb'in de inansın.. ilk once okuduklariniza ilk once siz inanin! Sizde anlamı olsun..
Siz mantıklı bulun insan aklina hitap edebilsin...ki Siz de
aklinizda ,beyninizdekileri disa VURABILESEniz...


"nefsinde kabul etmediğin bir konuyu kalbine taşımaz ve aklını sadece inandığın konuya davet edersen düşüncelerinde
el emin olursun...
buda ifade etmek istediğin konunun hakikatında olduğun için kendini daha güzel ifade edeceğin anlamıdır "

Tıpkı Bedir bey gibi sizde çok güzel anlatıp izah etmişsiniz, ve bu konuda hemfikiriz.

Peki o halde şunu söyleyebiliriz, bu kadar yaygın bir sıkıntının sorunu bu ise; o halde biz insanların maalesef aklı, kalbi ve nefsi arasındaki bağlar oldukça zayıf.

Ve aslında buradan şu da çıkartılabilir. İnsanı nefsin tanımıyla da belirttiğim gibi, mademki kalp ile bağlantılı; o halde karşımızda hayvani nefsin etkisi altında kalmış bir insanın kalbine nasıl dokunabiliriz? Çünkü ancak onun kalbine dokunarak anlattıklarımızı yada anlatabileceklerimizi ona idrak ettirebiliriz.


Bazen diyorum ki niye tartışıyorum ki bu adamlarla, yanlışı bu denli benimsemek isteyen düz zihniyetlerine ben bildiklerimi nasıl sokabilirim diyorum. Ama içim rahat etmiyor. Çünkü orası topluma açık bir yer. Düşünceleri iki arada bir derede kalmış bir insanın oraya girip de orada yazılanlardan etkilenip ateist düşüncesini benimsemesi düşüncesi bile beni üzüyor. O nedenle onlarla tartışıyorum ki en azından oraya girenler benim yazdıklarımı da görürler de düşünürler diye.


Anlatıklarımız ile bir insanın kalbine dokunmak ne zor bişey. Oysak bu zor şey Kamile erenler (İmam-ı Azam Ebu Hanife, Hz. Mevlana...) için ne kadar kolay. Ah galiba onlarla tartışmayı bırakıp önce Kamil'e ermem gerekecek ki onların, cahil insanları etkileyen bu savlarını alt-üst edeyim. Ama tabiki onların bu savlarını yıkmak için Kamil'e ermek istemenin de ne kadar doğru olduğu ayrı bir soru :)
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Dilin ile okuduğun YAZIYI kalb'in de inansın..
ilk once okuduklariniza ilk once siz inanin! Sizde anlamı olsun..
Siz mantıklı bulun insan aklina hitap edebilsin...ki Siz de
aklinizda beyninizdekileri disa VURABILESEniz...

Anlatıklarınız sizin kalbinizi titrettip iletisim veremiyorsa
Anlatıklarınız ile bir insanın kalbine nasil dokunabilirsiniz ki?
burada Amerikanin en bilgili, en guzel hatibi olan bir doktor profesor var...bazen Cuma hutbesini veririr her kes uyur yada hic etkilenmez...
bir de buraya ilk gelenlerden ilk muhacirlerden 90 yasinda bir dedemiz var.. zor nefes alir belkide sadece ilk okul mezunudur.. ama o verdigi hutbede insanlar aglar..imana gelir..benim de vucudumda bir imani elektriklenme olur!! niye mi cunku anlatiklarini canu Gonulden kendisi de iman ederek anlatir..
kerameti, ilmi kendinden degil ilmin Sahibinden bilir...
Hutbe sonunda da hep ayni cumle ile hutbeyi bitirir..

Aciz kalan kuluna “Hamd ancak Allah’a mahsustur”u Hakkikati söyletene, “Seni hakkıyla bilemedik” dedirtene, bir ümit olsun diye “İşittik, itaat ettik” diye tasdik ettirene,
kendisini anlatmaya beşer sözünün kifayetsiz kalacağını bildirene ve Kendi ilmi ile söyletene HAMD olsun

otekisi ise.. mevki, makam, kendini begenmislik, ilmi gururundan
kendisine bile anlattiklari ulasamaz...

"tabiki onların bu savlarını yıkmak için Kamil'e ermek istemenin de ne kadar doğru olduğu " aynen bizilk once Kamil insan olursak baskalarini da da etkiliyebiliriz..
bir de o konu hakkinda yeterli bilgi Sahibi olmaniz gerekli..
biz fazla kitap okumuyoruz, arastirmiyoruz,sadece kendi bildiklerimizi okuyoruz..
Bildiginiz gibi farkli dinlerin insanlari ile yasayip onlar ile calistigim icin onlarin din, inanc ve kulturlerini de arastiriyor ve okumak zorundayim.. yoksa onlarin olaylara bakis acisini bilmeden kendi fikirlerimi onlara kabul ettiremem...
Allah hidayet versin oz agbim..bir zamanlar Almanyada Pkk taraftari idi..Onunla cook ugrastim,, cook agladim, cook dua ettim.. icinde bulundugu sapikligi, yanlisligi gorsun diye..
baktim ona ulasamiyorum..
Allah-in varligini kesinlikle kabul etmiyor.. onun okudugu kitap ,fikir ve dusunceleri okumaya, ogrenmeye ve zayif yonlerini bulup o konularda tartismaya basladik...
ve sonunda o da gordu nasil bir bataklikta oldugunu ve oradan cikti Hamd olsun..
 

BEDİR MUHAMMED ALİ

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Şubat 2012
Mesajlar
677
Tepkime puanı
3
Yaş
66
kalpleri kırmadan ruhlara hitap etmek . bu noktada latif olan allahtır.
resmin bütününü görmeden düşüncelerimizi aktardığımızda kendi inandığımız doğrularda kalırız. örneğin parmak ademden bir parçadır. biz şimdi parmağa adem diyebilirmiyiz. yada dersek ne kadar doğru olur.bence parmak ademden bir parçadır ama adem deyildir. tıpkı nefis gibi . nefis ademde bir haliktir.ama hakkın katında asla malik olma şansı yoktur. işte bu noktada kişi nevsine dayanarak yaşıyorsa . eksik demektir. doğru olan akıl,nefis,ruh ve kalbin bir olup .göz,burun ,kulak ve kelamı asliyetine uygun yönetmesidir. hakka suresi bunu anlatıyor bir bölümünde. kişinin beden arzında peygamberlere ait olan mekanları mirac olayında peygamberimiz açıklamıştır. benemizdeki ruhumuzu surekli o mekanlardan davet vardır.kızdığında nefismakamında yahya alihisselamın ruhaniyetine koşarken .allahın cemalini görmek için göz yaşı döktüğünde kalp makamında yusuf alihisselama koşarsın . şimdi nefis makamında yaşıyan hal ehli . kalp makamındakinin ilmini, anlamaz duymaz çünki arada perde vardır. istediğin kadar anlatalım hidayet haktandır. bu yüzden sohpet ettiğin kişilere bak bakalım aynı dili konuşup aynı hal içindemisin . bu idrakı zor bir haldir kişinin allahtan başka dostu yoktur. bunu bu gün kabul etmezse . kabirde hakikat zuhur edecektir. hoş bir sohpetti teşekkür ederim aeo
 

Bora

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
26 Haziran 2012
Mesajlar
29
Tepkime puanı
0
Tabikide o kişiler ile aynı hal ve ruh bilincinde değilim. E peki ne yapmalıyım? Onların bu yanlış savlarına karşı onlara doğruyu göstermekten vazmı geçeyim? Bakınız Gönül Sızım kardeşimiz başından geçmiş bir olaydan bahsetti. Ve abisini bu yanlış düşüncelerden çekmek için ne kadar çabaladığını anlattı. Benim yapmaya çalıştığım şeyde onlara doğruyu göstermekti. Öyle ki topluma açık o foruma giripte yazılanları okuyanların düşünmesini sağlamak idi.

Aslında başarılı olamadım değil, çünkü en azından onlardan aldığım son cevaplara ve artık bazı konularda cevap yazamamalarına bakarsak düşünmelerini bir nebze de olsa sağlamış olabilirim.
Kısmen onlara gerçeği göstersem de, tam anlamı ile onlara göstermek istediğim şeyi gösteremeyeceğimi anladım. Çünkü ben bile dinimde daha Kemale erememişsem bir başkasını nasıl erdirebilirim.

Yorumlarınız için teşekkür ederim. Bedir Beyinde dediği gibi güzel bir sohbet oldu.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
"Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır; onlarla en güzel şekilde tartış. Çünkü Rabbin, kendi yolundan sapanları daha iyi bilir. O, doğru yolda olanları da çok iyi bilir."
(Nahl 16/125)

SADAKALLAHUL AZIM...
 
Üst Alt