Arkadaşlar bu gün kılınacak namazı unutmayalım

elifgibi

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Mart 2011
Mesajlar
2,125
Tepkime puanı
26
-*-*-*-*-*-*-*-SAFERUL HAYR NAMAZI-*-*-*-*-*-*-*-

BU HAYIRLI AYIN SON ÇARŞAMBA GECESİ VEYA GÜNÜ SEMAVİ VE ARAZİ AFETLERDEN MUHAFAZA OLUNMAK İÇİN İKİ REKAT NAMAZ KILINIR ....

HER REKATTA 1 FATİHA VE 11 İHLAS OKUNUR ...

NAMAZDAN SONRA EN AZ 11 İSTİĞFAR VE 11 SALAT-I MÜNCİYE OKUNUP DUA EDİLİR ..
ŞİMDİDEN Allâh KABUL ETSİN...AKSATMAYALIM İNŞAAllâh KARDEŞLERİM...
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Hatırlattığın için allah razı olsun kardeşim,
allah şimdiden kabul etsin inşallah..
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423

Safer ayına özel namaz, dua <acronym title="vBulletin">vb</acronym>. ibadetlerle ilgili rivayetlerin aslı yoktur. (M. Kamil Yaşaroğlu, “Safer”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, c: 35, s: 451.)


Siz beş vakit namazınızı eda edin. Bununla birlikte geceleri teheccüd namazına kalkabilirseniz teheccüd namazı kılın. Bunun dışında “Falanca gün veya gecede şu kadar rekât namaz kılınması gerekir.” gibi söz veya bilgilere de itibar etmeyiniz.


“Bu ayda şöyle ibadetler yapılmalıdır” diyenlere delil sorarsanız kafanız karışmaz. Zira ibadetler ancak ve ancak nass ile yani ayet ve sahih hadis ile sabit olur.

Safer ayının uğursuzluk getireceğine dair olan inancın da bir kaynağı yoktur. Safer ayının diğer aylardan hiçbir farkı yoktur.

Safer ayının uğursuzluğuna dair söylenen şeylerin hepsi Cahiliye kaynaklı, batıl inanışlardır. Bunun dinimizde yeri yoktur.

“Cahiliye devrinde safer ayı uğursuz kabul edildiğinden bu ayda umre yapmak büyük günahlardan sayılıyordu. Yine bu ayda yapılan evliliklerin uzun ömürlü olmayacağı, başlanan işlerin sonuçsuz kalacağı ya da kötü biteceği şeklindeki batıl inançların İslam’da da varlığını sürdürdüğü anlaşılmaktadır. Safer ayı hakkındaki Cahiliye anlayışını reddeden hadis (Buhari, Tıp, 19; Ebu Davud, Tıp, 24) daha çok nesî uygulanarak saferin haram ay kabul edilmesinin yasaklandığı şeklinde yorumlanmıştır; ancak bağlam bu ayla ilgili batıl inanışların geçersiz olduğu anlamının çıkarılmasına da elverişlidir.” (M. Kamil Yaşaroğlu, “Safer”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, c: 35, s: 451.)

okisareti.gif

 

Elifgül

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
7,320
Tepkime puanı
117
Safer ayı, Hicrî ayların ikincisidir. Hicrî ayların birincisi, bilindiği gibi Muharrem ayıdır ve içinde aşûre günü vardı. Üçüncüsü ise Rebî’ül-Evvel ayıdır ve bu ayın 12. Gecesinde Kâinatın Efendisi Sevgili Peygamberimiz (asm) arzımıza ve gönlümüze teşrif etti.

Hicrî takvimde bazı ayların ve günlerin; gerek içinde farz kılınan ibadetler, gerekse bir kudsî tarihin unvanı olmaları hasebiyle mukaddes tanındığı biliniyor. Meselâ
Recep, Şaban ve Ramazan ayları, nafile ve farz ibadetlerin içerisinde teşrî kılındığı üç ibâdet ayı olarak bilinir; bu aylardan bilhassa Ramazan ayı ve bu ay içindeki Kadir Gecesi Kur’ân’da da ifâdesini bulur; diğer ikisi de muhtelif nafile ibâdetler için münbit birer zemin teşkil ettiği sahih hadislerde beyan edilir. İslâmiyet öncesi Araplar arasında da Muharrem, Recep, Zi’l-Kâde ve Zi’l-Hicce aylarının hürmet duyulan aylardan olduğu ve bu aylarda Arapların savaş yapmaktan çekindikleri biliniyor.
Sahih kaynaklarda mübarek olduğu bildirilen diğer gün ve geceleri de burada zikretmek lâzım: Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Arefe gün ve geceleri, Kandil geceleri, Cuma günleri, Aşûre günü vs. gibi. Bu günlerde de gerek nafile, gerek vacip, gerekse farz olmak üzere değişik eda şekilleriyle muhtelif ibadetler yapılır.

Görüldüğü gibi İslâmiyet’te hürmet duyulan ve belli ibadetler için tahsis edilen aylar, günler ve geceler bulunmakla beraber; âfetler, musibetler ve semavî belâlar için tahsis edilen muayyen her hangi bir zaman diliminden söz etmek mümkün değildir. Böyle bir tahsisat, İslâm’ın ruhuna uygun değildir. Belli ayları İlâhî musibet ayı olarak ilân etmek doğru da değildir. Allah’ın irâdesini aylarla veya günlerle sınırlamak mümkün olmadığı gibi; böyle bir sınırlama çabası kulluk terbiyesine de yakışmaz.


İlâhî îkâz ve felâketler başka aylarda olmuyor mu? Kaldı ki, belli aylarda İlâhî ikazların yoğunlaştığını farz etsek bile, o ayların musibet ve uğursuzluk ayı olarak ilân edilmesi Resûlullah (asm) tarafından nehy edilmiştir.


Safer ayı,
cahiliye Arapları tarafından uğursuz ay olarak tanınıyor ve bu ayda umre yapmak büyük günahlardan sayılıyordu. Resûlullah (asm) ise “Umre her zaman helâldir!” buyurarak bu aya atfedilen uğursuzluk inancını kırmıştı1. Ama ne yazık ki; bu ayda akdedilen nikâhların uzun ömürlü olmayacağı, bu ayda yapılan faaliyetlerin sonuçsuz kalacağı, bu ayda başlanılan işlerin uğursuzlukla biteceği tarzındaki inançların, cahiliye Araplarından beri halk arasında yer yer varlığını sürdüre gelen hurafelerden olduğunu görüyoruz.

Ebû Hüreyre’nin (ra) rivâyetiyle Resûlullah (asm) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Hastalığın kendiliğinden sirâyeti yoktur; uğursuzluk ve baykuş ötüşünün olumsuz etkisi yoktur; Safer ayının hayır ve şerle bir alâkası yoktur; bunlar cahiliye hurafeleridir. Cüzzamlıdan, aslandan kaçtığınız gibi kaçınız!”2

Dipnotlar:
1. Buhârî, Kitâbu’l-Hac, H. No:777
2. Buhârî, Kitâbu’t-Tıp, H. No: 1927

 
Üst Alt