Ankara’nın ören yerleri

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37
ANKARA’NIN ÖREN YERLERİ


Gordion – Polatlı/Yassıhöyük: Frigya Krallığı’nın başkenti, ünlü Gordion şehrinin kalıntıları; Ankara-Eskişehir karayolunun yakınında, Sakarya (Sangarios) ve Porsuk nehirlerinin birbirlerine yaklaştıkları yerde, Polatlı’nın 21 km. kuzeybatısında, Ankara’dan 90 km. uzaklıkta, Yassıhöyük köyündedir.

Gordion’ un tarihi M.Ö. 3000 yılma (Eski Tunç Çağı) kadar dayanmaktadır. Asur, Hitit (M.Ö. 1950 – M.Ö. 1180) ve Frigya (M.Ö. 900 -M.Ö.620) nın önemli bir yerleşme yeri idi. Frigya Devletine başkentlik yapmıştır. Gordios adlı (Frig başkenti kurucusu) kralın adını almıştır. Kral Gordios tarafından bağlanan ünlü düğüm, Büyük İskender tarafından M.Ö. 333 yılında kışı geçirdiği Gordion’da kesilmiştir. Gordion’da, bu tarihten sonra Büyük İskender Dönemi (M.Ö. 300-100) başlamış, sonra Roma Dönemi (M.Ö. 1.- M.S.4. yy.), daha sonra Selçuklu (M.S.11.-13. yy.) dönemi sürmüştür.

Roma Hamamı – Ankara/Merkez: Ulus Meydanından Yıldırım Bayazıt Meydanına uzanan Çankırı Caddesi üzerinde, caddeden 2.5 metreye kadar yükseklikteki bir platform üzerinde bulunmaktadır. Hamamın bulunduğu yüksek platformun höyük olduğu bilinmektedir.

Hamam, Caracalla (M.S. 212-217) devrine tarihlenir. Caracalla Hamamının Çankırı Caddesindeki girişi, sütunlu bir revak kalıntısının çevrelediği geniş bir alana, palaestraya yani bir güreş sahasına açılır. Bu revaklı avlunun bir kenarında 32 sütun olmak üzere bütün yüzünde 128 mermer sütun bulunmaktadır. Hamam binaları paleastra kısmının hemen arkasında yer alır. Bu yapılar ender rastlanan bir büyüklükte olup, her zaman olduğu gibi Apoditerium (soyunma kısmı), Frigidarium (soğukluk kısmı), Tepidarium (ılık kısım) ve Caldarium (sıcak Kısım) bölümlerinden oluşur.

Gavurkale Örenyeri – Ankara/Haymana: Ankara’nın 60 kilometre güneybatısındadır. Yanında akmakta olan Babayakup Deresinin tabanından 60 metre yüksekte olan tepe, uzun süren bir yerleşmeye sahne olmuştur. Tepeye buradaki eski yıkık duvarlar nedeniyle Gavurkale adı verilmiştir.

Gavurkale, bir tepe üzerindeki dik kayaların güneye bakan yüzünde yer alan; birbiri ardına yürüyen iki tanrı, karşılarında oturan bir tanrıça kabartması ve bu kayalığın çevresindeki iri bloklardan oluşan duvarlar ile dikkati çekmiştir. Söz konusu kaya kabartmaları Hititlere özgü eserlerden olup, Anadolu’nun değişik yerlerinde bulunan benzer anıtlardan sadece birisidir.

Yapılan çeşitli araştırmalar sonucunda buranın surlarla çevrili önemli bir merkez olduğu anlaşılmıştır. Önceleri yalnızca Hititlerin ibadet yeri olarak bilinen Gavurkale’ de önemli Frig yerleşiminin olduğu da anlaşılmış, burası 1930 yılındaki çalışmalar sırasında bizzat Atatürk tarafından ziyaret edilmiştir. Daha sonraki yıllarda çevresinde çeşitli yüzey araştırmaları yapılmış olan Gavurkale’de 1998 yılında Anadolu Medeniyetleri Müzesi Başkanlığında kazı çalışmalarına da başlanmıştır.

Karalar Köyü Örenyeri – Ankara/Kazan

Karahöyük Harabesi – Hacıtuğrul Köyü

Etnografya Müzesi

Ogüst Mabedi – Ankara/Altındağ

Ahlatlıbel : Ahlatlıbel, Ankara’nın 14 kilometre güneybatısında Taşpınar Köyü – Gavurkale -Haymana eski yolu üzerindedir. Ankara’ya çok yakın olan bu Eski Tunç Çağı istasyonu Anadolu için önemli bir düz yerleşme birimidir.

Bitik : Bitik Höyüğü Ankara’nın 42 kilometre kuzeybatısındadır. Yukarıdan aşağıya doğru M.Ö. V. yüzyılda başlayan bir Klasik Çağ iskânı ile kalın bir Eski Tunç Çağ iskânı meydana çıkarılmıştır. Bitik’ teki Eski Tunç Çağı kalıntıları bölgenin Doğu ve Batı Anadolu ile ilgisini belgeler.

Etiyokuşu : Ankara’nın 5 kilometre kuzeyinde, Çubuk Çayı kıyısındadır. Buradaki kazı Prof. Şevket Aziz Kansu tarafından 1937 yılında Türk Tarih Kurumu adına yapılmıştır. En alt katta Eski Taş Devri tipte aletler ele geçmiştir. Onun üstündeki Eski Tunç Çağı kültürü Ahlatlıbel kültürü ile benzerlik gösterir. En üstte ise çeşitli devirlere ait büyük bir sarayın kalıntılarına rastlanmıştır.

Augustus Tapınağı : Ulus’ta Hacı Bayram Cami bitişiğindedir. M.Ö. II. yüzyılda Frigya Tanrıçası Men adına yapılmış olan tapınak zamanla yıkılmıştır. Bugün kalıntıları bulunan tapınak ise son Galat Hükümdarı Amintos’un oğlu Kral Pylamenes tarafından Roma İmparatoru Augustus adına bir bağlılık nişanesi olmak üzere yaptırılmıştır.

Bizanslılar zamanında çeşitli eklemeler yapılıp, pencereler açılarak kilise haline getirilmiştir. Etrafı dört sütunla kuşatılmış dört duvar halindedir. Etrafını çevreleyen uzunluğuna on beşer, enine altışar adet kırk iki, tapınağın kapısı önünde dört, arkada iki adet sütunun yerleri bulunmaktadır. Yalnız iki yan duvarı ile kenarları işlemeli olan kapı kısmı eski hali ile ayakta durmaktadır. Aslı Roma Tapınağında bulunan ve Augustus’un başardığı işleri gösteren vasiyetnamesi bir yazıt ile bu tapınağın türbeye bitişik duvarına konulmuştur.

Julianus Sütunu : Defterdarlık ve valilik binası arasındaki havuzun kenarında bulunmaktadır. Hiçbir yazıtı yoktur. Gövdesinde birçok halka olup, yüksekliği on beş metre kadardır. Sütunun İmparator Julianus’ un (M.S. 361)

Ankara Roma Tiyatrosu : Hisar Caddesi ile Pınar Sokak arasında yer alır. İlk defa 1982 yılı sonunda bulunmuş, kurtarma kazılarına 15 Mart 1983′te Müzeler Genel Müdürlüğünce başlanmıştır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğü de kazılan 1986 yılı sonuna kadar sürdürmüştür. Sonuçta M.S. II. asrın başına tarihlenen tipik bir Roma Tiyatrosunun kalıntıları çıkarılmıştır. Bunlar arasında tonozlu parados binaları, döşemeli orkestra, seyirci oturma yerleri (kavea), sahne odası (scene)’ndan artakalan temel ve duvarların yanı sıra birçok heykel ve parçalan bulunmuştur.

Akköprü : Varlık Mahallesi önünde ve Ankara Çayı üzerinde olup, Ankara’nın en eski köprüsüdür. 1222 yılında Selçuklu Hükümdarı I. Alaaddin Keykubat tarafından Ankara Valisi Kızılbey zamanında yaptırılmıştır.
 
Üst Alt