Allah'ın koruması altına nasıl girilir?

beydeba

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
285
Tepkime puanı
20
Allah'ın koruması altına nasıl girilir? Allahın koruması altında olmak, Allah'ın kulunu koruması. Allah'ın (emirlerini) koru ki, O da seni korur.

El-Hafîz (Kendisine sığınanları koruyan, saklayan) güzel ismi ile kula düşen görev, şu hadis-i şerifle güzelce özetlenmiştir: "Allah'ı koru ki, Allah da seni korusun." Kuşkusuz Allah'ın (c.c.) korunmaya ihtiyacı yoktur. Burada "Allah'ı koru" ifadesi ile O'nun dinini korumak, yani emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınmak anlatılmıştır. İşte böyle bir gerekçe yerine getirilirse elbette Allah (c.c.) da o kişiyi, ailesini, malını mülkünü, namusunu bela ve musibetlerden koruyacaktır.

İnsanın halini düzeltmeden Allah'ın El-Hafîz güzel ismine sığınmak istemesi, her şeyden önce bu isteğinde samimi olmadığını gösterir. Bu durumu şöyle bir örnekle açıklayabiliriz: Farz edelim ki, bir evlat babasına karşı asidir. Onun namaz emrini dinlememektedir. Babasıyla kavga eder, evden ayrılır. Başka bir yerde yaşamaya başlar. Ama başı belaya girer. Babasından yardım umar. Şimdi böyle bir evladın babasından yardım ummadan önce babasının isteğini yerine getirmesi, babasına karşı hatasını anlayıp halini düzeltmesi gerekmez mi? Kuşkusuz halini düzeltmeden kendisine sığınan evladını bir babanın koruması da güçtür. Çoğu kez onun buna müstahak olduğunu düşünür. İşte aynı kanun yüce Allah (c.c.) için de geçerlidir. Çoğu kişi başına bir bela ve musibet geleceğini sezer. Çaresizlikle ne yapacağını şaşırır. Kapana kısılmış fare gibi aynı şeyleri, alacağı tedbirleri, çareleri gözden geçirir. Hâlbuki sebeplerin gerisinde yüce Allah'ın (c.c.) elini unutur. Hayır da şer de Allah'tandır. Tövbe edip halini düzeltip Allah'a sığınacağına çeşitli tedbirlerine ve çarelerine güvenir. Başına bela ve musibet geldiğinde çarelerinin ve tedbirlerinin ne kadar boş olduğunu görür. Ama bu sefer de iş işten geçmiştir.

Şu hadis-i Şerife bakalım;

Ben Resulullah (sav)'ın terkisinde idim. Bana şu nasihatte bulundu: " Yavrum! Allah'a karşı (emir ve yasaklarına uyarak edebini) koru, Allah da seni (dünya ve ahirette) korusun! Allah'ı(n üzerindeki hukukunu) koru ki O'nu karşında (dünya ve ahiretin fenalıklarına karşı hami) bulasın -veya önünde demişti-. Bollukta Allah'ı tanı ki, darlıkta da O, seni tanısın. (Dünya ve ahiretle ilgili) bir şey isteyince Allah`tan iste. Yardım talep edeceksen Allah`tan yardım dile. Zira kullar, Allah`ın yazmadığı bir hususta sana faydalı olmak için bir araya gelseler, bu faydayı yapmaya muktedir olamazlar. Allah`ın yazmadığı bir zararı sana vermek için bir araya gelseler, buna da muktedir olamazlar. Kalemlerin mürekkebi kurudu ve sayfalar dürüldü. Sen, yakini bir imanla, tam bir rıza ile Allah için çalışmaya muktedir olabilirsen çalış; şayet buna muktedir olamazsan, hoşuna gitmeyen şeyde sabırda çok hayır var. Şunu da bil ki Nusret(i İlahi) sabırla birlikte gelir, kurtuluş da sıkıntıyla gelir, zorlukta da kolaylık vardır, bir zorluk iki kolaylığa asla galebe çalamayacaktır. " (İmam Tirmizi)
allahin-korumasi-altina-girmek.jpg

İnsanın başına bela ve musibet ansızın gelebilir. Çünkü bu dünyada imtihan edilmekteyiz. Bela ve musibetler imtihanın en can alıcı noktalarıdır. Böyle anlarda Allah'ın emir ve yasakları dışına çıkmamak kolay olmadığı gibi bela ve musibetlere sabır göstermek de herkesin harcı değildir. Onun için dualarda kaldıramayacağımız yüklerle imtihan edilmemeyi istemek gerekir. Ayrıca "Amene resulü" (ayetlerini) duasını yatmadan önce (veya yatsı namazından sonra) okumak gerekir. Hz. Ömer (r.a) aklı başında olan bir Müslüman'ın bu duayı uyumadan önce okumayı terk edemeyeceğini söylemiştir.

Rasulullah (s.a.v)'in: "Allah'ı koru ki, o da seni korusun" buyruğu şu demektir: Sen Allah'ın emirlerini, yasaklarını, sınırlarını ve haklarını gereği gibi koru. Bu ise Yüce Allah'ın ve Rasulünün emretmiş olduğu farzları yerine getirmek, yasaklarından kaçınmak suretiyle olur. Bu şekilde görevlerini yerine getirenleri Yüce Allah Kitab-ı Kerim'inde şu buyruğuyla övmüş bulunuyor: "İşte bu, (Rabb'ine) dönen, (kendisini koruyan) Rahman (olan Al-lah)dan yalnızken korkup, dönen bir kalp ile gelen herkese, vadolunduğu-nuz (Cennet)dur. İbn Abbas'tan, "Koruyan" kelimesini Allah'ın emirlerini koruyan diye açıkladığı nakledilmiştir.

Allah'a sığınmak da ben "Allah'ım sana sığınıyorum." Demekle olmayacağı açıktır. Allah'a sığınıyorum diyen sığınma işini gerçekleştirmek için hareket içinde olmalı, üzerine düşenleri yapmalıdır!

Allah'a sığınmak ihtiyacı içinde olan bir müminin sorunları, sıkıntıları, üstesinden gelemediği şeyleri var demektir.

İnsanlar bazı sorunlarını kendileri çözebilirler.

Ama bazı sorunlar var ki, o sorunları çözmeye insanın gücü yetmez.

İnsan psikolojisinde korku ve ümit duyguları beraber vardır. İnsan, bazı şeyler karşısında âciz (yetersiz) kaldığını bilir, ondan korkar ve sığınılacak bir kucak arar. Bu korku ve ümit çizgisi, onun çalışmalarına ve hayatına yön verir. Bu duygular onu hayata bağlar. İnsandaki korku hissi iyi yönlendirilmezse veya asıl korkulması gereken makam olan Allah'tan hakkıyla korkulmazsa; insanın hayatındaki denge bozulduğu gibi, bir sürü sahte otoritenin önünde boyun eğmek zorunda kalır. İnsan tarih boyunca böylesine lüzumsuz korkular yüzünden sayısız tanrı bulmuştur. Doğa güçlerinden korkmuş, ateşi, gökleri, karanlıkları; Firavunlardan ve diktatörlerden korkmuş, onları; açlıktan korkmuş, ekmek ve maaş verenleri; yalnızlık ve sahipsizten korkmuş, putları veya başka şeyleri ilâh edinmiştir

Yüce Allah'ın, korunmasını emrettiği en büyük hususlardan birisi de şu buyruğunda dile getirilmektedir: "Namazları, özellikle de orta namazı koruyun. "Âlemlerin Rabb'i olan Allah, namazları gereği gibi koruyanları övmüş bulunmaktadır: "Onlar ki, namazlarını gereği gibi korur-lar." Yüce Allah'ın korunmasını emrettiği hususlardan bir diğeri de şudur: "Ve yeminlerinizi koruyunuz." Yine Yüce Allah, kişinin hayasızlıklardan, fuhşiyâttan kendisini korumasını emretmiş ve kendisini bu gibi şeylerden koruyanları da övmüştür: "Ve edeb yerlerini koruyan erkeklerle koruyan kadınlar. .."

Rasulullah (S.A.S.)'in: "O da seni korusun" buyruğuna gelince; Kim Allah'ın emirlerini gereği gibi korur, Allah'ın kendisine farz kıldığı şeyleri yerine getirip yasaklarından kaçınacak olursa, Allah da onu korur. Çünkü karşılık, amelin cinsinden olur. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Siz benim ahdimi yerine getirin ki ben de size olan ahdimi yerine getireyim." Yine bir başka yerde şöyle buyurmaktadır: "Siz beni anın, ben de sizi anayım." "Eğer Allah (in dinin)a yardım ederseniz O da size yardım eder."(Muhammed, 47/7)

Allah'ımızın izniyle;

Buruc Suresi (Uyumadan önce okunur)

Duha Suresi (Allah sabah akşam yedi şer defa okuyanın kendi canından başka yakınlarını da sevdiklerini de koruması altında bulundurur.)

Beyyine Suresi (Allah okuyana dinini dünyasını muhafaza edecek melekler gönderir himayesine alır.)

Asr Suresi (Yazılıp mekanın dört tarafına konulursa Allah'ın koruması altında olur)

Kureyş Suresi (Her gün her gece 11 defa okunur)

İhlas Suresi (Yolculuğa giden evden çıkarken 11 İhlas Suresi okursa Allah'ın muhafazası altında olur)

İhlas Felak Nas Sureleri (Her kim Cuma namazından sonra oturduğu yerde İhlas Felak Nas okursa bir daha ki cumaya kadar kendi, çocukları, malı bir hafta boyunca muhafaza altında bulunur)
Biiznillah
 
Üst Alt