- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185
ALLAH YERYÜZÜNDEKİ ZULME NEDEN İZİN VERİYOR?
Dünya üzerindeki zulüm daha çok ateist çevreler tarafından sürekli dile getirilip Allah’ın varlığına karşı bir argüman olarak kullanılmaya çalışılıyor.
Halbuki yeryüzündeki zulmün, açlığın, savaşların vb. olayların Allah’ın varlığı ya da yokluğu ile uzaktan yakından alakası yoktur. Bunu ilk başta belirtmek istedim. Bir Yaratıcının varlığı canlılardaki tasarım, bilgi, teknoloji, sanat, evrendeki düzen, denge hassas ayar, entropi, bir başlangıcının olması vb. katrilyonlarca delille sabittir. Sadece canlı DNA’larındaki bilgi bile bizim akıl sahibi bir varlık tarafından yaratıldığımızı tek başına kanıtlar.
Peki Allah neden zulme izin veriyor?
Aslında bu soruyu soran kişiler hakikati aradıkları için değil insanları kendilerince Allah’a düşman etmek için sürekli aynı şeyi tekrarlar.
Dikkatli düşünüldüğü zaman ise yaşadığımız evrenin zıtlıkların olduğu bir evren olduğunu görürüz. Eğer savaş olmasa barışın ne olduğunu, açlık olmasa tokluğu, adaletsizlik olmasa adaleti, kötülük olmasa iyiliği hiçbir zaman bilemezdik. Evrendeki her şey zıttı ile vardır. Eğer zıttı yoksa kendisi de olamaz. Bu nedenle her şeyin olumsuzunun olması mutlaka şarttır.
Bunun haricinde Allah dünyanın imtihan yeri olduğunu bildiriyor. İmtihan olması için yanlış şıklar olması ve insanın özgür olması gerekir.
İmtihanda yanlış şık işaretlerken hiçbir hoca size karışmaz. Dünya üzerinde de bir bıçakla ameliyat yapıp bir can kurtarabilir ya da o bıçakla birini öldürebilirsiniz.
Tıpkı imtihan sırasında aynı kalemle doğru şıkkı ya da yanlış şıkkı işaretleyebileceğiniz gibi. Eğer dünya üzerinde kimse kimseyi öldüremese, hiçbir çocuk aç kalmasa, hiçbir çocuğa kimse zulmedemese dünyada imtihan ortamı kalkardı.
İmtihan olduğumuzu bize Kuran bildiriyor. Kuran’daki iddia ise bu evrenin sahibi olan Allah’ın kitabı olduğu. Peki delil? Evet çok sayıda delil Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu gösteriyor.
Allah bu dünyada herkes aynı şekilde imtihan olacak diye bir vaadde bulunmamış. Kimisi fakirlikle kimisi zenginlikle imtihan oluyor. Kişisel kanaatim zenginliğin daha büyük bir imtihan olduğu yönünde. Çünkü amaç dünyada rahat yaşamak değil, Allah yolunda yaşamak. Ayrıca emin olun ki bir zenginin arabası çizildiğinde yaşadığı sinir ve üzüntüyü Afrika’daki çocuklar içecek su bulamayınca yaşamıyordur.
Kimisi başına bomba düşmesinden korkarken, kimisi yazılıdan 90′nın altında almak korkusu yaşıyor. Ama Allah’ın bir vaadi varsa o da kimseye güç yetireceğinden fazla yük yüklememesidir;
Hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz; elimizde hakkı söylemekte olan bir kitap vardır ve onlar hiç bir haksızlığa uğratılmazlar. [Müminûn Suresi (23/62]
Ayrıca adaleti minik beyniyle gerçekleştirmeye çalışan insan bilsin ki sonsuz adalet sahibi Allah tarafından ahirette tam bir adalet sağlanacaktır;
Her insan-grubunu imamlarıyla çağıracağımız gün, artık kimin kitabı sağ eline verilirse, onlar kitaplarını okuyacaklar ve onlar, bir ‘hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar’ bile haksızlığa uğratılmazlar. [İsra Suresi (17/71]
;
Dünya üzerindeki zulüm daha çok ateist çevreler tarafından sürekli dile getirilip Allah’ın varlığına karşı bir argüman olarak kullanılmaya çalışılıyor.
Halbuki yeryüzündeki zulmün, açlığın, savaşların vb. olayların Allah’ın varlığı ya da yokluğu ile uzaktan yakından alakası yoktur. Bunu ilk başta belirtmek istedim. Bir Yaratıcının varlığı canlılardaki tasarım, bilgi, teknoloji, sanat, evrendeki düzen, denge hassas ayar, entropi, bir başlangıcının olması vb. katrilyonlarca delille sabittir. Sadece canlı DNA’larındaki bilgi bile bizim akıl sahibi bir varlık tarafından yaratıldığımızı tek başına kanıtlar.
Peki Allah neden zulme izin veriyor?
Aslında bu soruyu soran kişiler hakikati aradıkları için değil insanları kendilerince Allah’a düşman etmek için sürekli aynı şeyi tekrarlar.
Dikkatli düşünüldüğü zaman ise yaşadığımız evrenin zıtlıkların olduğu bir evren olduğunu görürüz. Eğer savaş olmasa barışın ne olduğunu, açlık olmasa tokluğu, adaletsizlik olmasa adaleti, kötülük olmasa iyiliği hiçbir zaman bilemezdik. Evrendeki her şey zıttı ile vardır. Eğer zıttı yoksa kendisi de olamaz. Bu nedenle her şeyin olumsuzunun olması mutlaka şarttır.
Bunun haricinde Allah dünyanın imtihan yeri olduğunu bildiriyor. İmtihan olması için yanlış şıklar olması ve insanın özgür olması gerekir.
İmtihanda yanlış şık işaretlerken hiçbir hoca size karışmaz. Dünya üzerinde de bir bıçakla ameliyat yapıp bir can kurtarabilir ya da o bıçakla birini öldürebilirsiniz.
Tıpkı imtihan sırasında aynı kalemle doğru şıkkı ya da yanlış şıkkı işaretleyebileceğiniz gibi. Eğer dünya üzerinde kimse kimseyi öldüremese, hiçbir çocuk aç kalmasa, hiçbir çocuğa kimse zulmedemese dünyada imtihan ortamı kalkardı.
İmtihan olduğumuzu bize Kuran bildiriyor. Kuran’daki iddia ise bu evrenin sahibi olan Allah’ın kitabı olduğu. Peki delil? Evet çok sayıda delil Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu gösteriyor.
Allah bu dünyada herkes aynı şekilde imtihan olacak diye bir vaadde bulunmamış. Kimisi fakirlikle kimisi zenginlikle imtihan oluyor. Kişisel kanaatim zenginliğin daha büyük bir imtihan olduğu yönünde. Çünkü amaç dünyada rahat yaşamak değil, Allah yolunda yaşamak. Ayrıca emin olun ki bir zenginin arabası çizildiğinde yaşadığı sinir ve üzüntüyü Afrika’daki çocuklar içecek su bulamayınca yaşamıyordur.
Kimisi başına bomba düşmesinden korkarken, kimisi yazılıdan 90′nın altında almak korkusu yaşıyor. Ama Allah’ın bir vaadi varsa o da kimseye güç yetireceğinden fazla yük yüklememesidir;
Hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz; elimizde hakkı söylemekte olan bir kitap vardır ve onlar hiç bir haksızlığa uğratılmazlar. [Müminûn Suresi (23/62]
Ayrıca adaleti minik beyniyle gerçekleştirmeye çalışan insan bilsin ki sonsuz adalet sahibi Allah tarafından ahirette tam bir adalet sağlanacaktır;
Her insan-grubunu imamlarıyla çağıracağımız gün, artık kimin kitabı sağ eline verilirse, onlar kitaplarını okuyacaklar ve onlar, bir ‘hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar’ bile haksızlığa uğratılmazlar. [İsra Suresi (17/71]
;