Aksaray Ortaköy İlçesi

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Ortaköy İlçesinin Tarihçesi

Aksaray ve çevre illerde yapılan (Acemhöyük, Alişar, Boğazköy)kazılarda elde edilen belgeler de buraların İlk Tunç Çağı’na uzanan tarihiniortaya çıkarmıştır. Ortaköy çevresindeki Kalehöyük, Koçhasan Höyüğü veMuratlı höyük gibi birden fazla kültür katları bulunan yerleşim merkezlerinde yapılacak arkeolojik kazı ve araştırmalar Hititler dönemi için yeni belgelerverebilecektir.

Hititlerden sonra M.Ö. VII. yy. da Friglerin hakim olduğu bölgedeOrtaköy de yer almaktadır. Frig kültüründe görülen “ölü gömme” usullerindenoyulmak suretiyle yapılan Kaya mezarlara, bölgelerin jeolojik yapısı itibariylerastlanılmamaktadır. Buna karşın Frig soylularının gömüldüğü tümülüslere sıkça tesadüf edilmektedir.

M.Ö.V.yy. da Pers istilası ile birlikte Pers yönetimine giren yöreye,Makedonya Kralı Büyük İskender’in Asya seferi sırasında, Makedonyalılar hakim olmuşlardır. M.Ö. 323’de B.İskender’in ölümü üzerine, Pers soyundan Arırarat tarafından kurulan Kapadokya Krallığı bölgeye hakim olmuştur. Kapadokya Krallığı M.Ö. 17. yy. da Roma İmparatorluğuna katılmıştır.

Aksaray, Kapadokya Kralı Arkhelais tarafından kurulmuştur. Krala izafeten şehir Archelais adını almış, bir müddet Kapadokya Krallığına başşehir olmuştur. Bu dönemlerden kalma küçüklü büyüklü yerleşim merkezlerine ve mermerden yapılan tanrıçalar ile madeni paralara İshaklı,Karapınar, Sarıkaraman, Namlıkışla köyleri arazilerinde sıkça rastlanılmaktadır.

Hıristiyanlığın ilk yıllarında, Kapadokya bölgesinde bu din hızla yayılmıştır. İdareciler ise hıristiyanlığı yasaklamışlardır. Bilhassa İmparator Dıocletianus (284-305) döneminde bu yasak çok daha katılaştırılmıştır. Adeta bir katliama girişilmiştir. Hıristiyan halk bu vahşetten kurtulmak, daha serbest ibadet edebilmek için, yeraltı şehirleri kurmuşlardır. Kapadokya’da görülen bu galerialardan biri de Çatin Köyü ile Ozancık Köyü yakınlarındaki
“ERSELE”dir.

Roma İmparatorluğunun 395’de ikiye bölünmesiyle Kapadokya yöresinde Bizans hakimiyeti başlamıştır. Ortaköy ve çevresinde bu dönemden kalan madeni paralar, pişirilmiş toprak kaplar, içme suyu şebekeleri, harçlı mesken kalıntıları, mezarlar ve çeşitli maden işletmeleri vardır. Ozancık (Ersele), Sarıkaraman, Harmandalı, Gökkaya gibi köy ve kasabalarda bu eserlere sıkça rastlanmaktadır.

Ortaköy ve çevresi 7. yy. başlarından itibaren önce Sasani, sonra sık sık Arap istilalarına uğramıştır. Bu istilalara karşı koymak ve korunmak maksadıyla güneydeki stratejik noktalar ve derbentler Bizanslılar tarafından özenle korunmuş, Ereğli (Heraklia), Niğde, Aksaray (Arkhelais) ve Ortaköy’e yakın mesafede geçitler tutulmuş ve yeni kaleler inşa edilmiştir. Ortaköy Ekecik dağları batısındaki Küçük Sınandı Kalesinin bu döneme ait olması muhtemeldir.

1071 Malazgirt Zaferi ile Anadoluya giren Büyük Selçuklu devleti komutanlarından Melik Ahmet Danişmend Gazi, Aksaray ve çevresini fethederek buraları bir Türk yurdu haline getirdi. Konya’nın Anadolu Selçukluların başşehri olmasının (1116) ardından Anadolu Türk Birliğini sağlamaya çalışan II. Kılıçarslan, harabe halindeki Arkhelais kalıntıları üzerine Aksaray’ı kurdu. Azerbaycan’dan getirttiği Türkmen oymaklarının çevre köylere yerleşmeleri sağlandı. Göçebeler geniş alanlarda hayvancılıkla uğraştılar. Bunun neticesi çevredeki mera ve çayırlarda atlar yetiştirilmeye başlandı.

Danişmendliler ve Anadolu Selçukluları döneminde, doğudan Anadoluya gelen Türkmen aşiretleri, hem Bizanslardan kalan meskenlere hem de meralara yeni bir yerleşim merkezi kurdular. Bunlardan biri de Eyüpeli olup, Ortaköy bu köyün kalıntıları üzerine kurulmuştur.

Anadolu Selçuklu Devleti’nin son yıllarında, devletin birliği için çalışan büyük Türk mutasavvıfı Yunus Emre’nin türbesi Sarıkaraman kasabası yakınlarındaki Ziyaret Tepesindedir.

1243 Karadağ bozgunu ile Moğolların Anadoluya yerleşmeleri sonucu Anadolu Selçuklu hükümdarlarının hiç bir fonksiyonları kalmamıştı. Bunun neticesinde meydana gelen devlet otoritesi boşluğu sonucu Ortaköy ve çevresi de Selçuklu Eratna oğulları, Kadı Burhaneddin ve Karamanoğulları arasında el değiştirdi. 1470’de İhsak Paşa’nın Şereflikoçhisar ve Aksaray çevresini Osmanlı hakimiyetine almasıyla birlikte, Ortaköy ve çevresi de Osmanlı yönetimine girdi. 1477’de Aksaray ve çevresinin nüfusu yazılmış, tahrir defterleri tutulmuş, emlak ve vakıfları belirlenmiştir.

Bu dönemde Aksaray, Karaman Eyaletine bağlı bir sancak merkezidir. Aksaray’a, Hasandağı, Bekir, Eyübeli, Sahra, Ova, Eyyup nahiyelerinin yanı sıra Ş.Koçhisar da nahiye olarak bağlanmıştır. Ortaköy halkı, Aksaraylılar gibi II.Beyazıd dönemindeki Cem Sultan isyanında, Sultan Beyazıd tarafını tutmuşlardır. Kurtuluş Savaşı sırasında, vatanın kurtuluşu için her türlü fedakârlıkta bulunmuşlardır.

Coğrafi Konumu
Ortaköy, İç Anadolu Bölgesinin Orta Kızılırmak kesiminde yer alır. Aksaray İline 53 Km. uzaklıkta olup, Doğusunda Nevşehir İline bağlı Gülşehir İlçesi, Batısında Ağaçören İlçesi, Güneyinde Aksaray İli, Kuzeyinde ise Kırşehir İli sınırları ile çevrilidir. Yüzölçümü 750 Km2 olup, denizden yüksekliği 1.140 metredir. Arazisi oldukça engebelidir. İlçemizde karasal iklim hakim olup, kışları oldukça sert geçer.

İlçe sınırları içerisinde nehir ve doğal göl yoktur. Ancak, yerel olarak öz diye tabir edilen bazı küçük dereler ve bu derelerin beslediği sulama amaçlı 7 adet gölet bulunmaktadır. Ortaköy’ün yüzölçümü 75.023 hektar olup, bu alanın 53.882 hektarı tarım arazisi, 21.141 hektarı çayır-mer’a, orman ve tarım dışı arazilerdir. Tarım alanlarının kullanımı ise; 10.350 hektarı sulu tarım arazisi (bunun 2.261 hektarı devletçe yapılan göletler, 8.089 hektarı vatandaşların kendi imkânlarıyla sulanmaktadır), 43.532 hektarı kuru tarım arazisi şeklindedir. Sulu tarım arazisinin az olması sebebiyle yetiştirilen ürün çeşidi de kısıtlı olmaktadır. Kuru tarım arazisinin büyük çoğunluğu da hububat ekimi yapılmakta olup, verimi ve geliri düşük olmaktadır.

KARŞI MAHALLE CAMİİ
Müstati planlıdır. Duvarlar moloz taş harçlı kireç sıvalıdır. Kapı ve pencereler ahşap lentoludur. Üstü toprak damla örtülüdür. İçinde ahşap direkler ve kirişler üzerinde kaplamasız basit tavanlıdır. Mihrap ve minber basittir. Minaresi henüz yoktur.

Günümüzde restorasyon görmüş kesme taştan yapılmış. Son cemaat yeri yuvarlak kemerli camekânla kapatılmış. Üst örtüsü kiremit kırma çatı ile kapatılmış ve kesme taştan yapılmış minare eklenmiştir.

YUKARI MAHALLE CAMİİ
Dikdörtgen planlıdır. Duvarlar kesme ve moloz taş kargirdir. Camiye doğu cephesinin ortasındaki bir kapıdan girilir. Bu kapının kuzey tarafındaki bir taş merdivenden dama çıkılır. İçerde salon kısmında 4 ahşap direk ve kavak kirişleri ve mertekler örtmektedir. Kuzey tarafta duvara yapışık iki ayakla iki taş

sütun üstünde 3 dairevi kemer gerisinde ahşaptan basit bir mahfil vardır. Mihrap ve minber basittir.

Günümüzde restorasyon görmüş Kubbesi kurşun levha ile kaplanmış ve cephesi sıvanmıştır.

AŞAĞI MAHALLE CAMİİ
Son cemaat yerinin batı yanı biraz çarpık olan dikdörtgen planlıdır. Duvarlar moloz taş çamur harçla sıvalı üstü toprak damla örtülü basit bir yapıdır. Kapı ve pencereler ahşap lentoludur. Son cemaat yerinin iki tarafı duvarla kapalı önü açıktır. Kuzey-batı tarafındaki ahşap bir merdivenle dama çıkılır. Dam üstündeki 4 direkli ahşaptan basit bir kule geçici olarak minare yerini tutar. İçi ahşap kavak kirişleri döşeli kaplamasız tavandır. Mihrap ve minber basittir.

Günümüzde restorasyon görmüş cephesi sıvanmış yeşile boyanmış, kiremit kırma catı ile kapatılmıştır. Yeni kesme taştan minare eklenmiştir.

SARIKARAMAN ESKİ CAMİİ
Sarıkaraman beldesinin yerleşim alanı içerisinde yer almaktadır. son dönemlerde hemen yanına yeni bir cami yapılmıştır. Yeni bir cami ile birlikte kullanımı bırakılmış ve harap durumdadır. Dikdörtgen planlı caminin harim kısmı iki nefe ayrılmıştır. Camiye basık kemerli bir giriş kapısından girilmektedir. Caminin son cemaat yeri bulunmamaktadır. Harim kısmında ahşap kadınlar mahfili vardır. Caminin harim kısmında yer yer arapça Cami
harflerle yazılmış yazılar vardır. Caminin doğu dış beden duvarında ezanlığın izleri ve ezanlığa çıkan merdivenlerin izleri görülmektedir.

YUNUS EMRE
XIII. yy.’da yaşayan Yunus Emre’nin memleketi, doğduğu, yaşadığı ve öldüğü yer hakkında birbirinden farklı görüşler ve iddalar olduğu bilinmektedir. Prof. Fuat Köprülü başta olmak üzere, Abdülbaki Gölpınarlı, Prof. Şehabettin Tekindağ, Halim Baki Kunter, Cahit Öztelli, İ. Hakkı Konyalı ve daha birçok bilim adamı ve araştırmacı buldukları belgeler ve derledikleri bilgilerle ve kendi yorumlarını da katarak çeşitli kitaplar yayınlamışlardır. Ancak bu çalışmalar sonucu Yunus Emre’ nin memleketi, kimliği, gerçek mezarının nerede olduğu konusu kesinlikle açığa kavuşturulmamıştır. Bugün Yunus Emre’ye ait olduğu ileri sürülen yirmiden fazla mekan veya mezarın sadece beşi bir anıt mezar veya türbe halinde biçimlendirilmiştir. Bunlar Afyon’un Emre Sultan Köyündeki, Isparta’nın Uluborlu ilçesi merkezindeki, Eskişehir’in Yunus Emre köyündeki, Karaman merkezindeki ve Aksaray İli Ortaköy ilçesi Sarıkaraman’daki anıt mezarlardır.

Aksaray İli, Ortaköy ilçesi Sarıkaraman Kasabası Reşadiye Köyünde bulunan ve halk tarafından Ziyaret Tepesi olarak adlandırılan bu tepe ismini Yunus Emre’ye atfedilen bir türbenin bulunması nedeniyle almıştır. 29 Eylül 1995 tarihinde Aksaray’da gerçekleştirilen Yunus Emre’yi Anma Etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Sadık Tural yaptığı konuşmasında, öğrencisi Mustafa Tatçı’nın Yunus Emre hakkındaki Kütür Bakanlığı tarafından yayınlanan Doktora Tezindeki görüşlerini sıralamıştır.

Hacı Bektaş-i Veli’nin hakka yürümesinde Yunus’un yaşı takriben 35’dir.Ahi Evranın 1267’de vefatında henüz 21 yaşında.” Mustafa Tatçı nerede doğduğu, nerede yaşadığı hakkındaki bütün iddiaları tek tek alt alta getirir. Kati olarak bir neticeye varmakla beraber günümüze kadar bulunan belgelere göre Yunus’un Orta Anadolu’da bir merkezde yaşadığının kesin olduğu belirtilmektedir.

Cilt 1, Sayfa 18 Orta Anadolu’da bu merkez nerede olmalı? Bütün yazmalardaki ifadelere göre şöyle bir değerlendirme var. Sarı Köyde kıtlık nedeniyle Hacı Bektaş Sultan Dergahına gidecek, buğday alacak ve kağnıyla akşama geri dönecek. Böyle bir bilgiyi haritaya taşırsanız Eskişehir’i bulamazsınız, başka bir şehir bulursunuz. Bir ucu Hacıbektaş kasabası, bir ucu Sarıkaraman veya Sarıköy diğer ucu Tapduk köyü olan bir üçgen. Yunus Emre bu üçgenin içinde yaşamıştır.

Yunus Emre Anadolu’da doğdu , vefat etti, fakat ruhu bütün dünyada yaşıyor Yunus Emre sadece Türkler için değil dünya için evrensel bir şairdir. Evliyalar ve büyük şairler katında dil, din, milliyet farkı gözetilmez. İşte Yunus Emre’de bu özelliği ile evrenseldir ve dünya şairidir.

YUNUS EMRE TÜRBESİ VE ÇİLEHANESİ
Türbe üzeri açık bir namazgah ve ek tesislerden ibaret mekanlar inşa edilmiştir. Türbe içinde taş çerçeveli lahit bulunan dıştan dışa 4,50m. kare prizma gövdeli, kesik piramidal külahlı bir yapıdır. Tabi kayalar üzerinde türbenin doğu ve güney cepheleri pencereli batı ve kuzey cepheleri ise kemer halindedir. Üst kısmı pencereli bindirme tavan şeklindedir. Namazgah türbenin kuzeyinde ve zeminden Türbe
bir düşük katta batı cephesi ait çevresi ise üç yandan alçak duvarla çevrilmiş. Güneyine sade bir mihrap yerleştirilmiş. Nevşehir taşı denen sarı renkli kesme taştan yapılmıştır. Çilehane olarak adlandırılan yapı moloz taş harcından yapılmıştır. Yapıya basık kemerli bir kapıdan girilmekte olup odadan ibarettir.

DURHASANLI TÜRBESİ
Durhasanlı Kümbeti kare planlı,dört kemer üzerine kubbeli,duvarlardan kubbeye geçiş pandantifli olup kuzey girişlidir.Kümbetin dışı kesme taşla yapılmış olup iç duvarları moloz taşla yapılmıştır.içteki köşe taşlarıda düzgün kesme taşla yapılmıştır.Kubbe bindirme tekniği ile moloz taş olarak yapılmıştır.Kümbetin içindeki mezar tahrip edilmiş daha sonraları ise mezarın üzeri çevredeki taşlarla tekrar yapılmıştır.Kubbede dört tarafta birer tane pencere bulunmaktadır.Kümbetin girişi basık kemerli ve kesme taştan yapılmadır.Yapı statik olarak tehlike arz etmektedir.Yer yer yapılan kaçak kazılar sonucu oldukça tahrip edilmiştir.

ERSELE HÖYÜĞÜ OZANCIK YERALTI ŞEHRİ
Aksaray İli Ortaköy İlçesi Çatin Köyü sınırları içinde bulunan Ersele Höyüğü 1/5000’lik kadostral paftada tapulama harici olarak gösterilmiştir. Höyük koni şeklinde 125m. çapında 15-20m. yüksekliğindedir. Yapılan yüzey araştırmasında höyükte Eski Tunç Çağı ve Hitit devri iskanı olduğu tahmin edilmektedir. Höyüğün güneyinde bulunan Kırkgözler Mevkii yaklaşık 2,5 km2’lik büyük bir alana yayılmış mülkiyeti Köy Tüzel Kişiliğine ait olup mera işlevi görmektedir. Üst kısımda mezarlık alanı vardır. En az yedi tane girişi tespit edilmiştir. Çevresinde ve iç kısımlarında bulunan havalandırma bacasından buranın en az 5 katlı bir yeraltı şehri olabileceği sanılmaktadır. Kapladığı alan itibariyle çok büyük bir yerleşim alanına sahiptir. Şehrin içinde karakteristik tırhaz taşları ve mekanlar depo odaları, kurumuş su yolu çevresinde stilize mezar kabartmaları vardır.

KOÇHASAN HÖYÜĞÜ
Aksaray İli, Ortaköy İlçesi, Balcı Kasabası sınırları içerisindeki Kıraçpınarı mevkiindedir. Kadastrosu 1/5000 ölçekli K.32-d-02-b paftasında yer almaktadır. 175m. çapında ve 30m’ye yakın yükseklikte oval bir höyüktür. Güneyinde dere yatağı kendisine yaklaşık 100m. uzaklıktaki doğusundan kuzeybatıya doğru devam eden stabilize bir yol bulunmaktadır. Etrafında tarıma açık araziler var. Üzerinden toplanan çanak
çömlek parçalarından Asur Ticaret kolonileri çağı Helenistik Çağ Roma Çağı Demir Çağı ve Selçuklu döneminde iskana uğradığını anlamaktayız. Höyük üzerinde güneyinde ve batısında eski ve yeni kaçak kazı çukurları mevcuttur. Güney eteğinde yaklaşık 30m. uzunluğunda tünel açılmıştır. Mezarlık alanı Koçhasan höyüğünün güneydoğusunda yine kadastronun 1/5000 ölçekli K32-d-02-b paftasındadır. Roma dönemine(?) ait olduğu sanılmaktadır. Ortasından geçen stabilize yol mezarlık alanını ikiye bölmüştür.

CAFERLİ HÖYÜĞÜ

Aksaray İli, Ortaköy İlçesi, Çiftevi Kasabası sınırları içerisindeki Öteyüz mevkiindedir. Kadastrosu 1/5000 ölçekli K.32-a-16-a paftasında mülkiyeti hazineye ait 2372 nolu parsel şahıs ile hazine arasında davalı 2371 ve özel mülkiyete ait 2373 nolu parseller üzerinde yer almaktadır. Höyük yaklaşık 125m. çapında ve 35m. yakın yükseklikte dik ve yuvarlak bir konumdadır. Yakınında doğudan kuzeybatı doğrultusuna ve güneybatıya giden stabilize yol geçmektedir. Höyüğün güneydoğusunda dere ve güneybatı tarafında sulama kanalı yer almaktadır. Etrafında tarıma açık tarlalar var. Höyük eteğine kadar ekim yapılmakta. Höyüğün güneyinde ve üzerinde çok büyük olarak açılmış kaçak kazı çukurları mevcut. Üzerinde Assur Ticaret Kolonileri çağı (?) Helenistik, Roma ve Demir devrine tarihlenebilecek çanak çömlek parçalarından bu dönemlerde iskana uğradığını söyleyebiliriz.

KÜÇÜK VE BÜYÜK BEZİRGÂNLI HÖYÜK
Aksaray İli Ortaköy İlçesi Harmandalı Kasabası Kale mevkiinde 1/5000 ölçekli Aksaray K32-b.05-d kadastro paftasında tapulama harici Büyük ve Küçük Bezirganlı olmak üzere yer alan iki höyükten Büyük Bezirganlı Höyüğü 45-50m. yüksekliğinde ve 250-300m. çapındadır. Eski Tunç, Demir Devri Hellenistik ve Roma dönemlerinin varlığı saptanmıştır. Höyüğün etek kısımları halen köylülerce tarımsal amaçlı kullanılmaktadır.

Büyük Bezirganlı Höyüğünün yaklaşık 300m. batısında yer alan Küçük Bezirganlı Höyüğü kapladığı alan bakımından Büyük Bezirganlı Höyüğünden daha küçüktür. 100-125m. çapında ve 20-25m. yüksekliğindedir. Buradan toplanan yüzey malzemesinin değerlendirilmesine göre Büyük Bezirganlı Höyüğü ile yaşanılan devirlerin bir paralellik içinde olduğu tespit edilmiştir.

Küçük Bezirganlı Höyüğünün batısında mezarlık alanı yer alır. Yaklaşık 200-250m2’lik bir alanı kaplamaktadır. Roma Dönemine aittir. Köylülerin ifadesine göre buradan cam bilezik gözyaşı şişesi v.b.g. malzemeler çıktığı söylenmektedir.

Büyük ve Küçük Bezirganlı Höyüğü ile mezarlık alanı Kızılırmak Kavsi içinde kalmakta olup verimli ve sulak bir arazide yer almaktadır. Civarda bulunan en büyük höyüktür. Büyük ve Küçük Bezirganlı Höyüğü ile mezarlık alanı bir bütünlük göstermektedir.

ÇATAL TEPE
Aksaray İli, Ortaköy İlçesi Balcı Kasabası, Bozkır Beldesi ile Sarıkaraman Kasabası arasında Kültepe barajının 1km. yukarısında Sarıkaraman Kasabasının doğusunda yaklaşık 65-70m. çapında yine 10 ila 12m. yüksekliğinde güneybatısı taş moloz dolgu ile kapatılmış tepe noktasında 1,5x3m. ebadında eski yıllarda yapılmış bir kaçak kazı çukurunun yer aldığı iyi durumda bir tümülüstür. Tümülüsün yer aldığı mevkii “Çataltepe” olarak adlandırılmaktadır.

ÇATALÇEŞME HÖYÜĞÜ
Aksaray İli,Ortaköy İlçesi,Hocabeyli Köyü sınırları içinde çatalçeşme mevkiinde ortaköye yaklaşık 5 km mesafede hafif eğimli bir tarım arazisi içinde karayolunun kenarında,yanında bir çeşme bulunan iyi durumda halk arasında ve haritasında Dede Tepe olarak da adlandırılan bir höyüktür.Üzerinden toplanan seramiklerden bu höyük üzerinde Eski Tunç Çağından itibaren Asur Ticaret Kolonileri Çağı,Frig,Helenistik,Roma ve Bizans Dönemlerinde iskan gördüğü anlaşılmıştır.Höyüğün yolun altından olan yüksekliği yaklaşık 80 m olup geniş bir alanı kapsamaktadır.Kapsam alanı ise yaklaşık 1500 m civarındadır.Üzerinde tahribat ve kaçak kazı izleri vardır.Üzeri tarımsal amaçlı olarak işlenmektedir.

KIRAÇ HÖYÜK
Sarıkaraman Beldesinin güneyinde bulunmakta ve 8-10 m yüksekliğinde yaklaşık 50 m genişliğinde bir höyüktür. Tarla içinde olan höyüğün etrafında tarlalar bulunmakta ve ekim ve dikim yapılmaktadır. Yüzeyinde erken tunç çağından Roma ve Bizans dönemi seramik parçaları bulunmuştur. Önemli tahribat bulunmamaktadır.

SULU HÖYÜK
Sarıkaraman Beldesinin güneyinde bulunmakta ve 10-12 m yüksekliğinde yaklaşık 60 m genişliğinde bir höyüktür. Tarlalar içinde olan höyüğün Etrafında tarlalar bulunmakta ve ekim dikim yapılmaktadır. Yüzeyinde Erken Tunç, Frig, Roma, ve Bizans dönemlerine ait seramik parçaları bulunmuştur. Ufak tefek kaçak kazı yerleri bulunmakla birlikte önemli bir tahribat bulunmamaktadır.

SINANDI TEPE ÖRENYERİ
Ekecik Dağının kuzeybatı kısmında Yıldırımlar ve Gökkaya köyleri arasında bulunan 1669 rakımlı tepe üzerinde zirvenin güney tarafına yapılmış olan ortaçağa ait kale ve kale içi yerleşmeler bulunmaktadır. Batı kısmında yeni ortaya çıkmış olan horasan harçlı sur duvarları taş örgü ile yapılmıştır. Arazi şartları nedeniyle kademelendirilerek yapılan sur duvarında kademelendirme yapılmıştır. Kale içi yerleşiminde su sarnıcı, kare ve dikdörtgen planlı yüzeyleri kısmen düzeltilmiş irili ufaklı taştan yapılmış mekanların bir kısmı yüzeyde gözlenmiştir. Sur duvarı 2,5 m. yaklaşan yüksekliğe sahiptir.
 
Üst Alt