Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Kuran-ı Kerim
Kuran-ı Kerim Tefsiri
27 - Neml Suresi Tefsiri
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 27960" data-attributes="member: 3"><p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 18px"><span style="color: DarkGreen">Neml Suresi</span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">Mekke'de nazil olmuştur. 93 âyettir. "Neml" karınca demektir.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">18.âyetinde, Süleyman aleyhisselâmın ordusuna yol veren karıncalardan söz edildiği için sûre bu adı almıştır.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><img src="https://sadakat.net/tefsir/neml/bismillah.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><img src="https://sadakat.net/tefsir/neml/27-006.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">Eûzübillâhimineşşeytânirracîm</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">Bismillâhirrahmânirrahîm</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">1. Tâ. Sîn. Bunlar Kur'an'ın, (gerçekleri) açıklayan Kitab'ın âyetleridir.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">2.İman eden müminler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">3. Onlar ki, namazı kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete de kesin olarak inanırlar.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">4. Şüphesiz biz, ahirete inanmayanların işlerini kendilerine süslü gösterdik; o yüzden bocalar dururlar.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">5. İşte bunlar, azabı en ağır olanlardır; ahirette en çok ziyana uğrayacaklar da onlardır.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">6. (Resûlüm!) Şüphesiz ki bu Kur'an, hikmet sahibi ve her şeyi bilen Allah tarafından sana verilmektedir.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><img src="https://sadakat.net/tefsir/neml/27-011.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">7. Hani Musa, ailesine şöyle demişti: Gerçekten ben bir ateş gördüm. (Gidip) size oradan bir haber getireceğim, yahut bir ateş parçası getireceğim, umarım ki ısınırsınız!</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">8. Oraya geldiğinde şöyle seslenildi: Ateşin bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir!</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">9. Ey Musa! İyi bil ki, ben, mutlak galip ve hikmet sahibi olan Allah'ım!</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">10. Asânı at! Musa (asâyı atıp) onu yılan gibi deprenir görünce dönüp arkasına bakmadan kaçtı. (Kendisine dedik ki): Ey Musa! Korkma; çünkü benim huzurumda peygamberler korkmaz.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">11. Ancak, kim haksızlık eder, sonra, işlediği kötülük yerine iyilik yaparsa, bilsin ki ben (ona karşı da) çok bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><img src="https://sadakat.net/tefsir/neml/27-015.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> </span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">12. Elini koynuna sok da kusursuz bembeyaz çıksın. Dokuz mucize ile Firavun ve kavmine (git). Çünkü onlar artık yoldan çıkmış bir kavim olmuşlardır.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">13. Mucizelerimiz onların gözleri önüne serilince: "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">14. Kendileri de bunlara yakînen inandıkları halde, zulüm ve kibirlerinden ötürü onları inkâr ettiler. Bozguncuların sonunun nice olduğuna bir bak!</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">15. Andolsun ki biz, Davud'a ve Süleyman'a ilimverdik. Onlar: Bizi, mümin kullarının birçoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun, dediler.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><img src="https://sadakat.net/tefsir/neml/27-018.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">16. Süleyman Davud'a vâris oldu ve dedi ki: Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden (nasip) verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">17.Süleyman'ın, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil orduları toplandı; hepsi birarada (onun tarafından) düzenli olarak sevkediliyordu.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">18. Nihayet Karınca vâdisine geldikleri zaman, bir karınca: Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin! dedi.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><img src="https://sadakat.net/tefsir/neml/27-023.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> </span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">19. (Süleyman) onun sözünden dolayı gülümsedi ve dedi ki: Ey Rabbim! Beni, gerek bana gerekse ana-babama verdiğin nimete şükretmeye ve hoşnut olacağın iyi işler yapmaya muvaffak kıl. Rahmetinle, beni iyi kulların arasına kat.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">20. (Süleyman) kuşları gözden geçirdi ve şöyle dedi: Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">21. Ya bana (mazeretini gösteren) apaçık bir delil getirecek ya da onun canını iyice yakacağım yahut onu boğazlayacağım!</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">22. Çok geçmeden (Hüdhüd) gelip: Ben, dedi, senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sebe'den sana çok doğru (ve önemli) bir haber getirdim.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">23. Gerçekten, onlara (Sebe'lilere) hükümdarlık eden, kendisine her şey verilmiş ve büyük bir tahtı olan bir kadınla karşılaştım.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><img src="https://sadakat.net/tefsir/neml/27-029.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">24. Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için doğru yolu bulamıyorlar.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">25. (Şeytan böyle yapmış ki) göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah'a secde etmesinler.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">26. (Halbuki) büyük Arş'ın sahibi olan Allah'tan başka tanrı yoktur.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">27. (Süleyman Hüdhüd'e) dedi ki: Doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın, bakacağız.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">28. Şu mektubumu götür, onu kendilerine ver, sonra onlardan biraz çekil de, ne sonuca varacaklarına bak.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">29. (Süleyman'ın mektubunu alan Sebe'melikesi,) "Beyler, ulular! Bana çok önemli bir mektup bırakıldı" dedi.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><img src="https://sadakat.net/tefsir/neml/27-035.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">30. "Mektup Süleyman'dandır, rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla (başlamakta) dır."</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">31. "Bana baş kaldırmayın, teslimiyet gösterip bana gelin, diye (yazmaktadır)".</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">32. (Sonra Melike) dedi ki: Beyler, ulular! Bu işimde bana bir fikir verin. (Bilirsiniz) siz yanımda olmadan (size danışmadan) hiçbir işi kestirip atmam.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">33. Onlar, şu cevabı verdiler: Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız; buyruk isesenindir; artık ne buyuracağını sen düşün.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">34. Melike: Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar. (Herhalde) onlar da böyle yapacaklardır, dedi.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">35. Ben (şimdi) onlara bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dönecekler.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><img src="https://sadakat.net/tefsir/neml/27-039.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">36. (Elçiler, hediyelerle) Süleyman'a gelince şöyle dedi: Siz bana mal ile yardım mı ediyorsunuz? Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha iyidir. Hediyenizle (ben değil) siz sevinirsiniz.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">37. (Ey elçi!) Onlara dön; iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamıyacakları ordularla gelir, onları muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız!</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">38. (Sonra Süleyman müşavirlerine) dedi ki: Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o melikenin tahtını bana getirebilir?</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">39. Cinlerden bir ifrit: Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm yeter ve bana güvenebilirsiniz, dedi.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><img src="https://sadakat.net/tefsir/neml/27-042.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">40. Kitaptan (Allah tarafından verilmiş) bir ilmi olan kimse ise: Gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm, dedi. (Süleyman) onu (melikenin tahtını) yanıbaşına yerleşmiş olarak görünce: Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak üzere Rabbimin (gösterdiği) lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur, nankörlük edene gelince, o bilsin ki, Rabbimin hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, çok kerem sahibidir.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">41. (Süleyman devamla) dedi ki: Onun tahtını bilemeyeceği bir hale getirin; bakalım tanıyacak mı, yoksa tanıyamayanlar arasında mı olacak.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">42. Melike gelince: Senin tahtın da böyle mi? dendi. O şöyle cevap verdi: Tıpkı o! (Süleyman şöyle dedi): Bize daha önce (Allah'tan) bilgi verilmiş ve biz müslümanolmuştuk.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><img src="https://sadakat.net/tefsir/neml/27-046.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> </span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">43. Onu, Allah'tan başka taptığı şeyler (o zamana kadar tevhid dinine girmekten) alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">44. Ona: Köşke gir! dendi. Melike onu görünce derin bir su sandı ve eteğini yukarı çekti. Süleyman: Bu, billûrdan yapılmış, şeffaf bir zemindir, dedi. Melike de di ki: Rabbim! Ben gerçekten kendime yazık etmişim. Süleymanla beraber âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">45. Andolsun ki, "Allah'a kulluk edin!" (demesi için) Semûd kavmine kardeşleri Sâlih'i gönderdik. Hemen birbiriyle çekişen iki zümre oluverdiler.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">46. Sâlih dedi ki: Ey kavmim! İyilik dururken niçin kötülüğe koşuyorsunuz? Allah'tan mağfiret dileseniz olmaz mı? Belki size merhamet edilir.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><img src="https://sadakat.net/tefsir/neml/27-051.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">47. Şöyle dediler: Senin ve beraberindekilerin yüzünden uğursuzluğa uğradık. Sâlih: Size çöken uğursuzluk (sebebi), Allah katında (yazılı) dır. Hayır, siz imtihana çekilen bir kavimsiniz, dedi.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">48. O şehirde dokuz kişi (elebaşı) vardı ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, iyilik tarafına hiç yanaşmıyorlardı.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">49. Allah'a and içerek birbirlerine şöyle dediler: Gece ona ve ailesine baskın yapalım (hepsini öldürelim); sonra da velisine: "Biz (Sâlih) ailesinin yok edilişi sırasında orada değildik, inanın ki doğru söylüyoruz" diyelim.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">50. Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de kendileri farkında olmadan, onların planlarını altüst ettik.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">51. Bak işte, tuzaklarının âkıbeti nice oldu: Onları da; (kendilerine uyan) kavimlerini de (nasıl) toptan helâk ettik! </span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 27960, member: 3"] [CENTER] [B][SIZE="5"][COLOR="DarkGreen"]Neml Suresi[/COLOR][/SIZE][/B] [SIZE="3"] Mekke'de nazil olmuştur. 93 âyettir. "Neml" karınca demektir. 18.âyetinde, Süleyman aleyhisselâmın ordusuna yol veren karıncalardan söz edildiği için sûre bu adı almıştır. [IMG]https://sadakat.net/tefsir/neml/bismillah.gif[/IMG] [IMG]https://sadakat.net/tefsir/neml/27-006.gif[/IMG] Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm 1. Tâ. Sîn. Bunlar Kur'an'ın, (gerçekleri) açıklayan Kitab'ın âyetleridir. 2.İman eden müminler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir. 3. Onlar ki, namazı kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete de kesin olarak inanırlar. 4. Şüphesiz biz, ahirete inanmayanların işlerini kendilerine süslü gösterdik; o yüzden bocalar dururlar. 5. İşte bunlar, azabı en ağır olanlardır; ahirette en çok ziyana uğrayacaklar da onlardır. 6. (Resûlüm!) Şüphesiz ki bu Kur'an, hikmet sahibi ve her şeyi bilen Allah tarafından sana verilmektedir. [IMG]https://sadakat.net/tefsir/neml/27-011.gif[/IMG] 7. Hani Musa, ailesine şöyle demişti: Gerçekten ben bir ateş gördüm. (Gidip) size oradan bir haber getireceğim, yahut bir ateş parçası getireceğim, umarım ki ısınırsınız! 8. Oraya geldiğinde şöyle seslenildi: Ateşin bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir! 9. Ey Musa! İyi bil ki, ben, mutlak galip ve hikmet sahibi olan Allah'ım! 10. Asânı at! Musa (asâyı atıp) onu yılan gibi deprenir görünce dönüp arkasına bakmadan kaçtı. (Kendisine dedik ki): Ey Musa! Korkma; çünkü benim huzurumda peygamberler korkmaz. 11. Ancak, kim haksızlık eder, sonra, işlediği kötülük yerine iyilik yaparsa, bilsin ki ben (ona karşı da) çok bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim. [IMG]https://sadakat.net/tefsir/neml/27-015.gif[/IMG] 12. Elini koynuna sok da kusursuz bembeyaz çıksın. Dokuz mucize ile Firavun ve kavmine (git). Çünkü onlar artık yoldan çıkmış bir kavim olmuşlardır. 13. Mucizelerimiz onların gözleri önüne serilince: "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler. 14. Kendileri de bunlara yakînen inandıkları halde, zulüm ve kibirlerinden ötürü onları inkâr ettiler. Bozguncuların sonunun nice olduğuna bir bak! 15. Andolsun ki biz, Davud'a ve Süleyman'a ilimverdik. Onlar: Bizi, mümin kullarının birçoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun, dediler. [IMG]https://sadakat.net/tefsir/neml/27-018.gif[/IMG] 16. Süleyman Davud'a vâris oldu ve dedi ki: Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden (nasip) verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur. 17.Süleyman'ın, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil orduları toplandı; hepsi birarada (onun tarafından) düzenli olarak sevkediliyordu. 18. Nihayet Karınca vâdisine geldikleri zaman, bir karınca: Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin! dedi. [IMG]https://sadakat.net/tefsir/neml/27-023.gif[/IMG] 19. (Süleyman) onun sözünden dolayı gülümsedi ve dedi ki: Ey Rabbim! Beni, gerek bana gerekse ana-babama verdiğin nimete şükretmeye ve hoşnut olacağın iyi işler yapmaya muvaffak kıl. Rahmetinle, beni iyi kulların arasına kat. 20. (Süleyman) kuşları gözden geçirdi ve şöyle dedi: Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı? 21. Ya bana (mazeretini gösteren) apaçık bir delil getirecek ya da onun canını iyice yakacağım yahut onu boğazlayacağım! 22. Çok geçmeden (Hüdhüd) gelip: Ben, dedi, senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sebe'den sana çok doğru (ve önemli) bir haber getirdim. 23. Gerçekten, onlara (Sebe'lilere) hükümdarlık eden, kendisine her şey verilmiş ve büyük bir tahtı olan bir kadınla karşılaştım. [IMG]https://sadakat.net/tefsir/neml/27-029.gif[/IMG] 24. Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için doğru yolu bulamıyorlar. 25. (Şeytan böyle yapmış ki) göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah'a secde etmesinler. 26. (Halbuki) büyük Arş'ın sahibi olan Allah'tan başka tanrı yoktur. 27. (Süleyman Hüdhüd'e) dedi ki: Doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın, bakacağız. 28. Şu mektubumu götür, onu kendilerine ver, sonra onlardan biraz çekil de, ne sonuca varacaklarına bak. 29. (Süleyman'ın mektubunu alan Sebe'melikesi,) "Beyler, ulular! Bana çok önemli bir mektup bırakıldı" dedi. [IMG]https://sadakat.net/tefsir/neml/27-035.gif[/IMG] 30. "Mektup Süleyman'dandır, rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla (başlamakta) dır." 31. "Bana baş kaldırmayın, teslimiyet gösterip bana gelin, diye (yazmaktadır)". 32. (Sonra Melike) dedi ki: Beyler, ulular! Bu işimde bana bir fikir verin. (Bilirsiniz) siz yanımda olmadan (size danışmadan) hiçbir işi kestirip atmam. 33. Onlar, şu cevabı verdiler: Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız; buyruk isesenindir; artık ne buyuracağını sen düşün. 34. Melike: Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar. (Herhalde) onlar da böyle yapacaklardır, dedi. 35. Ben (şimdi) onlara bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dönecekler. [IMG]https://sadakat.net/tefsir/neml/27-039.gif[/IMG] 36. (Elçiler, hediyelerle) Süleyman'a gelince şöyle dedi: Siz bana mal ile yardım mı ediyorsunuz? Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha iyidir. Hediyenizle (ben değil) siz sevinirsiniz. 37. (Ey elçi!) Onlara dön; iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamıyacakları ordularla gelir, onları muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız! 38. (Sonra Süleyman müşavirlerine) dedi ki: Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o melikenin tahtını bana getirebilir? 39. Cinlerden bir ifrit: Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm yeter ve bana güvenebilirsiniz, dedi. [IMG]https://sadakat.net/tefsir/neml/27-042.gif[/IMG] 40. Kitaptan (Allah tarafından verilmiş) bir ilmi olan kimse ise: Gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm, dedi. (Süleyman) onu (melikenin tahtını) yanıbaşına yerleşmiş olarak görünce: Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak üzere Rabbimin (gösterdiği) lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur, nankörlük edene gelince, o bilsin ki, Rabbimin hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, çok kerem sahibidir. 41. (Süleyman devamla) dedi ki: Onun tahtını bilemeyeceği bir hale getirin; bakalım tanıyacak mı, yoksa tanıyamayanlar arasında mı olacak. 42. Melike gelince: Senin tahtın da böyle mi? dendi. O şöyle cevap verdi: Tıpkı o! (Süleyman şöyle dedi): Bize daha önce (Allah'tan) bilgi verilmiş ve biz müslümanolmuştuk. [IMG]https://sadakat.net/tefsir/neml/27-046.gif[/IMG] 43. Onu, Allah'tan başka taptığı şeyler (o zamana kadar tevhid dinine girmekten) alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi. 44. Ona: Köşke gir! dendi. Melike onu görünce derin bir su sandı ve eteğini yukarı çekti. Süleyman: Bu, billûrdan yapılmış, şeffaf bir zemindir, dedi. Melike de di ki: Rabbim! Ben gerçekten kendime yazık etmişim. Süleymanla beraber âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum. 45. Andolsun ki, "Allah'a kulluk edin!" (demesi için) Semûd kavmine kardeşleri Sâlih'i gönderdik. Hemen birbiriyle çekişen iki zümre oluverdiler. 46. Sâlih dedi ki: Ey kavmim! İyilik dururken niçin kötülüğe koşuyorsunuz? Allah'tan mağfiret dileseniz olmaz mı? Belki size merhamet edilir. [IMG]https://sadakat.net/tefsir/neml/27-051.gif[/IMG] 47. Şöyle dediler: Senin ve beraberindekilerin yüzünden uğursuzluğa uğradık. Sâlih: Size çöken uğursuzluk (sebebi), Allah katında (yazılı) dır. Hayır, siz imtihana çekilen bir kavimsiniz, dedi. 48. O şehirde dokuz kişi (elebaşı) vardı ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, iyilik tarafına hiç yanaşmıyorlardı. 49. Allah'a and içerek birbirlerine şöyle dediler: Gece ona ve ailesine baskın yapalım (hepsini öldürelim); sonra da velisine: "Biz (Sâlih) ailesinin yok edilişi sırasında orada değildik, inanın ki doğru söylüyoruz" diyelim. 50. Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de kendileri farkında olmadan, onların planlarını altüst ettik. 51. Bak işte, tuzaklarının âkıbeti nice oldu: Onları da; (kendilerine uyan) kavimlerini de (nasıl) toptan helâk ettik! [/SIZE][/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Kuran-ı Kerim
Kuran-ı Kerim Tefsiri
27 - Neml Suresi Tefsiri
Üst
Alt